Mümtazer TÜRKÖNE
Enver Hoca zamanında Arnavutluk televizyonunda spiker haberlere “Merhaba Enver Hoca” diye başlar, kapanışı da “İyi akşamlar Enver Hoca” diye yaparmış. Fıkra gibi ama gerçek: Çünkü sadece Enver Hoca’nın evinde televizyon varmış. Havuz medyası adını verdiğimiz, gazetelerin ve televizyonların yayınları da Enver Hoca’nın Arnavutluk’undan pek farklı değil. Haberler tek kişi için yapılıyor, köşe yazıları sadece tek bir okuyucu için kaleme alınıyor, televizyonda konuşanlar sadece bir kişiye mesaj gönderiyor. Tek kişinin, habercilik kalitesini, gazetecilik yeteneğini değerlendirecek zamanı olmaz; sadece manşetin maksada muvafık olup-olmadığına bakar. Rekabetin yegane amacı tek kişinin gözüne girmek olunca, geniş kitlelere hitap etmenin, insanları ikna etmenin anlamı kalmıyor. Polisiyle, askeriyle, savcı ve yargıcıyla devlet adına yetki kullananlar da tek kişiye hizmet etmeye başlayınca, toplumsal düzen de, kamu düzeni de dağılıyor, bütün diktatörlüklerde görüleceği üzere akıl iptal oluyor, sistem çöküyor.
Laikliği, bu çökmüş sistemin enkazı içinden çıkartıp, hüküm sürdüğü yere yerleştiremezsiniz. Enver Hoca’nın Arnavutluk’u, tarihte görülen tek ateist devlet düzenine sahipti, bütün mabedler kapatılmış, din ve vicdan özgürlüğü bütünüyle askıya alınmıştı. Sovyetlerin bile cesaret edemediği bu ileri düzeydeki ateist düzen, gerçekte sadece tek kişilik bir dikta yönetiminin dayanaklarından biriydi. Enver Hoca, kendi şahsını yerleştirebileceği kutsal bir alan açabilmek için bütün dinleri kapıdışarı etmişti.
Sonuç aynı ama bizde din, iktidara kudsiyet oluşturmak, tek kişinin yönetimine meşruiyet sağlamak amacıyla kaldıraç olarak devreye giriyor. Manzara, bütün surları-duvarları yıkılmış, sadece kapısı kalmış bir şehre girmeye benziyor. Her yer işgal altında; laiklerimiz ise hiç bir anlamı kalmayan bu kapının önünde nöbet tutup, İsmail Kahraman gibi, eski alışkanlıkla yıkılmış duvarlardan atlayıp geçmek yerine bu kapıyı zorlayanları hesaba çekiyor.
“Devlet dinler karşısında tarafsız olacak” imiş. Nereden, hangi ülkeden bahsediyorsunuz? Yaşadığımız sorunlara, suistimallere, skandallara “laiklik penceresi”nden baksanıza.
Laiklik prensibi hükümferma olsaydı, “devlet eliyle dindar nesil yetiştirme” projesinin içine doğal bir asalak gibi yerleşen Karaman skandalı benzeri çocuk istismarı olayları bu kadar yaygınlaşır mıydı? Dikkat edin, laik bir devlet düzeni olmadığı, resmen devlet iktidarı tarafından desteklenen bir dinî grup veya örgüt zarar görmesin diye, benzer olayların üzeri titizlikle örtülecek ve sırf örtüldüğü için her kapalı rejimde olduğu gibi bu suistimaller yaygınlık kazanacak.
Laik bir devlet düzeni olsaydı, sırf yağından-sütünden dinî gruplar adına faydalanmak için bu kadar semiz, ama hantal bir gölge kamu ekonomisi ortaya çıkar mıydı? Vakıflara, dinî hizmetlere bağış adıyla kamu ihaleleleri, her türlü yolsuzluğa kapı açan denetim dışı alana kayar mıydı? Dindar nesil yetiştirme adına, ne suistimallere göz yumuluyor. Sırf iktidara dinî meşruiyet kazandırmak için devlet gücü bu kadar yanlı davranmasaydı, toplum bu kadar kamplaşır ve kutuplaşır mıydı?
Laikliğe dinî kuralların egemenliğini değil, diktatörlüğü engeleyen bir prensip olarak bakmamız lâzım. Diktatör, işine gelen dinî kuralları seçtiğine göre, dinin sahici tarafları devrede değil. Peki netice? Hiç bir dinin, bütünüyle egemen olsa bile engelleyemeyeceği bir ahlâksızlık. Diktatörlükler ahlâksızlık yayan rejimlerdir. Gizlilik, baskı ve tabasbus ahlâksızlığı bulaşıcı hastalık gibi yaygınlaştırır. Tek kişinin hakimiyeti ile işleyen diktatörlük rejimleri hırsızlığı, yolsuzluğu teşvik eder.
CHP’li Lale Karabıyık’ın TÜİK ve Milli Eğitim istatistiklerine dayanarak hazırladığı rapora göre, 2002’den bugüne: Fuhuş % 790, uyuşturucu bağımlılığı % 678, çocuk istismarı % 434 oranında artmış. Türkiye’de hukukun askıya alındığı, yolsuzlukların soruşturulamadığı, temel hak ve özgürlüklerin baskı altına alındığı son iki-buçuk senenin, çok daha fena olduğundan emin olabilirsiniz.
Sonuç: Laiklik yoksa bilgilere ulaşamayacağınız “İyi akşamlar sayın Başkan!” diye başlayan haberlere mahkum olursunuz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025