Murat Sevinç
Kitap yazılarında bugün kırk yıl öncesinden bir çalışmayı hatırlatmak istiyorum; özellikle yerel yönetim ve yönetime yurttaş katılımı konularıyla ilgilenenlere yararı olabilir. Bir de, yerel seçimler yaklaşırken biraz da yerel yönetim konuşmuş oluruz. Yakın zamanda (2022) vefat eden Yıldızhan Yayla’nın 1982’de yayınladığı ve özgün bir katkı niteliğindeki kitabı; ‘Anayasalarımızda Yönetim İlkeleri, Tevsi-i Mezuniyet ve Tefrik-i Vezaif’ (İ.Ü. Siyasal İlimler Fakültesi Yayını) İki kavramı, bugünkü Türkçe’de ‘yetki genişliği’ ve ‘görev ayrımı’ ilkelerinin karşılığı kabul edebiliriz.
Merkezi yönetim ve yerel yönetim ilkelerinin, mevzuat ve uygulamanın, Osmanlı-Türk anayasacılığında ilginç bir seyri var. Bir asırdan uzun süredir şu ya da bu ölçüde ahaliden, hesap sormak ve vermekten söz ediliyor. Cumhuriyet devrinde de halk övgüsü ile halktan duyulan endişeyi bir arada gözlemlemek mümkün. Halkın yönetime katılımının gerekli olduğu genellikle kabul edilse de, bunun ölçüsü konusunda uzlaşılamamış. Hâliahzırdaki ‘beka kaygısı’ söylemi yeni değil, Osmanlı’nın çözülme döneminden bugüne dile getiriliyor ve Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ‘aydın’ zümrenin asıl kaygısı hemen her zaman, ne yapar eder devleti kurtarırız, kurtardıktan sonra ise ne yapar eder bölünmesini engelleriz. Bunda İmparatorluğun dağılması ve Cumhuriyet’in bir imparatorluk bakiyesi oluşu kadar, büyük toprak kayıpları, ardından kurulan ulus devletin temel ideolojisinin ve o ideolojinin dinmez bir ‘Sevr’ travmasıyla malul oluşunun etkisi olsa gerek.
Cumhuriyet öncesinde tebaa idi, Cumhuriyet ile yurttaş olundu, ancak ulus devlet ideali doğrultusunda zapturapt altında tutulması gereken bir yurttaşlık bu. ‘Emperyalizme hizmet ve meyletmeyen batıcılık, Diyanet denetimi altında dindarlık, ırkçılığa varmayan milliyetçilik’ üçlü sac ayağının yurttaşı, kendi kendisini temsilcileri eliyle yönetsin, ancak ipin ucu fazla kaçmasın! Anayasada yerel yönetime ve halk katılımına yer verilsin, ancak ‘birlik ve beraberlik’ gereksinimi ile ‘ülke gerçekleri’ ihmal edilmesin. 1876’dan 1980’e dek yerel idare ilkesinin seyrini anlatan Yayla, kitabını şu cümleyle bitirmiş: “… gönüllerde, düşüncelerde özleme ve tutkuya dönüşen ilkeler, anayasalarda yıldızlaşsalar bile, gerçeklere yenik düşmekten kurtulamıyorlar.” Günümüz için de son derece anlamlı bir ifade.
Malum, toprağımızın ilk anayasası, mutlak monarşiden ‘meşruti’ monarşiye geçişin belgesi Kanunu Esasi 23 Aralık 1876 (7 Zilhicce 1293) tarihli. Anayasa’nın ilk maddesi, Devleti Osmaniye tanımının parçası: “Devleti Osmaniye memalik ve kıtaatı hazırayı ve eyalatı mumtazeyi muhtevi ve yekvücud olmakla hiçbir zamanda hiçbir sebeple tefrik kabul etmez.” Görüldüğü üzere, ilk anayasanın ilk maddesi anlaşılabilir gerekçelerle ‘yekvücud’ olmaktan söz ediyor.
Anayasa’nın tam olarak nasıl bir yerel idare yöntemi benimsediği de bu tarihlerden itibaren hep tartışma konusu oluyor. Osmanlı ülkesinin yönetimi nasıl adlandırılmalıydı, II Abdülhamit’in Mithat Paşa’ya hitaben yazısında ‘hukuku merkeziyeti muhafaza’ kaydı yer alıyorken, Anayasa’ya göre Osmanlı’nın yönetimini ademimerkeziyet mi yoksa ‘tevsii mezuniyet’ (yetki genişliği) olarak kabul edilmeliydi, Mustafa Şeref’in dediği gibi “aynı zamanda ademimerkeziyet de mevcut” mu idi, yoksa Recai Galip Okandan’ın ifadesiyle “kendine mahsus karakteri haiz feodal bir bünye, mahalli idareleri andıran bir durum” mu söz konusuydu?
Yıldızhan Yayla, gerek 1876 gerekse sonraki anayasalardaki yerel idare ilkelerine ilişkin farklı ve karşıt değerlendirmeleri vererek, ayrıca, anayasaların hazırlık aşamalarında iç ve dış siyasi-idari-düşünsel koşulları özetleyerek, konunun ele alınışındaki çeşitliliği başarıyla anlatıyor. Bu çerçevede, örneğin 1876’nın ‘ortamını’, Mithat Paşa, Ziya Paşa, Namık Kemal gibi ‘münevverlerin’ gelişmeler üzerindeki etkisini görmeyi ihmal etmemiş oluyoruz. Yine, II. Meşrutiyet’te Jön Türklerin, İT Cemiyeti’nin, merkeziyetten ya da ademimerkeziyetten yana olanların düşünce ve polemiklerini de.
Burada, Yayla’nın çalışmasından vardığı bazı sonuçları aktarmakla yetineceğim.
Sultanın tartışmasız en güçlü konumda olduğu ve bu nedenle hak ve özgürlüklere ilişkin çoğu ilkenin değerini yitirdiği Birinci Meşrutiyet anayasasının başat amacı ‘kanuni’ ve ‘nizami’ bir idare kurmak. Bir yandan halkın idare ve memurları denetleyebileceği, diğer yandan memurların da korunabileceği bir denge yaratılmak isteniyor; “Zira, memurlar, vekiller de dahil olmak üzere, Padişah adına görev yapmaktadırlar.” Çünkü ‘milletin vekaleti’ gibi bir anlayış yok. Ayrıca, son karar merci Sultan. II. Meşrutiyetle birlikte bazı değişiklikler olacak tabii.
Anayasa, asıl konumuz olan taşra örgütüne, ‘Vilâyat’ başlıklı 108. maddede yer veriyor ve anayasacılığımızı ‘yetki genişliği-görev ayrımı’ ilkeleriyle tanıştırıyor: “Vilayatın usulü idaresi, tevsii mezuniyet ve tefriki vezaif kaidesi üzerine müesses olup derecatı, nizamı mahsus ile tayin kılınacaktır.” Demek ki, ülkenin en büyük mülki birimi, eyalatı mümtaze dışında, ‘vilâyet’ adını alacak; derecesi ise, kanun olması gerekmeyen ‘nizamı mahsus’ ile belirlenecek. Vilayetler ‘livalara’, livalar ‘kazalara’ ayrılıyor. Bu arada, 111. maddede ‘Cemaat Meclisleri’ (milletler, yani Müslüman olmayanların meclisleri) var. İlk maddede geçen ‘Eyalatı Mümtaze’ ise devletin bütünlüğü içinde kabul edilen, birbirinden ayrı nitelikleri olan bazı imtiyazlara sahip yerler; Sisam Emirliği, Mısır Hidivliği, Girit, Tunus Eyaleti, Bulgaristan Emirliği, gibi.
Yukarıda, Yayla’nın anayasaların yapıldığı zamanların düşünce ‘ortamından’ da söz ettiğini söyledim, bence kitabın en yararlı yanlarından biri bu. Salt metinler arasında sıkışıp kalmadan, onların yaratıldığı siyasi ve entelektüel koşulları da bilmek, bazı isimlerden, parti ve derneklerden haberdar olmak çok önemli. Bunlara yakından bakınca görülüyor ki, 1876 metnindeki yerel yönetim ilkelerini daha ademimerkeziyetçi ya da merkeziyetçi yönde yorumlayanlar ve kendi programlarında ademimerkeziyet ilkesine güçlü bir biçimde yer verenler mevcut. Sabit olan bir şey ise savunanları olsa da, irili ufaklı adımlar atılsa da, hatta İmparatorluğun sonlarına doğru ‘komün’ idareleri dahi gündeme gelmiş olsa da, yönetenlerde ademimerkeziyete karşı olumsuz bir önyargının oluşu. Hal böyleyken, anayasada her ne kadar yetki genişliği ve görevler ayrımı ilkelerine yer verilmiş olsa da, Yayla’nın sözcükleriyle “merkeziyetin olağan kural olduğu” gerçek.
Devrin yerel yönetim tartışmalarında akla gelen ilk isim olan Prens Sabahhaddin’in, “siyasi endişeler nedeniyle” önce daha ihtiyatla (ademimerkeziyeti, yetki genişliği ile bir sayan) savunduğu ilkeyi, yıllar içinde daha güçlü şekilde dile getirişi; ademimerkeziyet konusunda önemli tespitleri olan Ahmet Nazif ve Muslihiddin Adil gibi müelliflerin ‘yetki genişliği’ yorumları ile tevsii mezuniyeti ‘merkeziyetle’ bağlantılı görenlerin (Mustafa Şeref, Emrullah Bey gibi) değerlendirmeleri ilgi çekici. Sözün özü, Meşrutiyet yılları boyunca Kanunu Esasi’deki ilkelerin niteliği, ademimerkeziyetçi olup olmadığı, neye ne ölçüde izin verdiği tartışılagelmiş. Tabii, II. Abdülhamit tarafından otuz yıl boyunca askıya alınmış bir anayasadan söz ettiğimizi unutmayalım!
Sonrası malum. Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele’nin anayasası olan 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye’nin anayasacılığımızda ilk ve son kez yer verdiği geniş yetkileri (idari muhtariyet) olan yerel yönetimler ve ‘muhtar’ yerel yönetim anlayışını reddederek ‘merkeziyetçilikte’ karar kılan 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu.
Tarihsel süreçte en ilgi çekici ve heyecan verici metinlerden birinin 1921 Anayasası olduğunu söylemek isterim. 23 madde ve bir ek maddeden oluşan kısacık anayasa, 10. maddesinden itibaren yerel yönetimleri düzenlemiş, vilayet (en büyük birim) ve nahiyelere (en küçük birim) ‘muhtariyet’ tanıyarak çok sayıda yetki vermiştir. Ne kadar uygulanabilmiştir, bu başka mesele; ancak muhtariyet yönteminin, kabulünden üç yıl sonra neredeyse hiç tartışılmadan terk edilmesi hakikaten dikkat çekici. Bugün konumuz bunun gerekçeleri değil, başka yazılara kalsın.
Yayla, her iki anayasadaki yerel yönetim ilkelerini de ayrıntılı biçimde inceliyor. 1921 Anayasası faslında, 1921’de ‘ademimerkeziyetin asli ve genel’ olduğunu, buna mukabil mahalli muhtariyetin sınırı (umumi müfettişlikler) bulunduğunu, anayasanın ‘mutlak bir muhtariyete’ izin vermediğini anlatırken, paragrafa, “Milli birliğe en fazla ihtiyaç duyulan bir dönemde…” ifadesiyle başlıyor. 1921 için yanlış bir tespit değil bana kalırsa; ancak, aynı ‘endişe’ 1876’da, 1908’de, 1921 ve Cumhuriyet’in muhtelif dönemlerinde de söz konusu. Tarihimizin bir özelliği de herhalde, milli birliğe ‘en fazla’ gereksinim duymadığımız bir dönem yaşanmamış olması. Bir de, devletlûya ‘ahali’ beğendirememek! Belki de ‘merkeziyet sever’ yönetim ilkesine bu denli heveskâr olunmasının bir nedeni de budur. Bakalım, bu halk kendisini devletine ne zaman beğendirebilecek!
İki ay sonra 1924 Anayasası’nın 100. yıldönümü olduğu için bu konuları daha sık yazacağım. İlgili olanlara, özellikle öğrencilere, çok iyi bir başlangıç kitabı olarak Yıldızhan Yayla’nın çalışmasını öneririm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları






































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025