Murat Sevinç
Akıl fikir almaz bir iddianameyle, akıl fikir almasın diye hazırlanıp kabul edilmiş bir iddianameyle Türkiye’nin pırıl pırıl insanları yargılandı. Yargılananlardan biri, Osman Kavala, gün itibariyle 840 gündür cezaevinde.
Bir insanın ömründen çalınmış, neredeyse üç yıl. Bugün beraat ettiler ve Kavala’nın tahliyesine karar verildi. Eğer bu yazı yayınlanıncaya dek fikir değiştirmezlerse tabii! “Allah korusun” diyelim.
Elbette çok mutluluk verici bir beraat kararı bu. Ve elbette, baştan beri olup bitenler ‘yargılama faaliyetiyle’ ne kadar ilgiliyse, yine o kadar ilgili bir karar! Haliyle bu çok mutlu gün, hiç mutluluk vermeyen bir sürecin parçası.
Kaç yazı kaleme aldım Gezi’yle ilgili bilmiyorum. İlk günden itibaren yazdığımı yinelemek isterim: Gezi Parkı’nda hiç umulmadık biçimde başlayan toplumsal-siyasal hikâye, dünyanın ve Türkiye’nin geleceğidir.
Gezi, gelecekten haber verdi cümlemize. Eski olan, gelenekselleşmiş, 19-20. yüzyıldan miras hangi kurumlar varsa, tüm ilişki biçimleriyle reddeden bir hareketti. Herkesi şaşırtan, hiç kimsenin, siyasal partilerin, sendikaların vs. tam anlamıyla sahip çıkamadığı; herkesin birbiri, toplum ve gençlik hakkındaki görüşünü sorgulamasına neden olan yeni, yepyeni bir olguydu.
Kendinden önceki görkemli birikimi yansıtırken, kendinden sonraya şahane dilek ve niyetler iletti.
Milyonlarca insan nasıl bir hayat yaşamak istediğini gösterdi o bir iki ay boyunca. Parklarda toplandı. Sohbet etti. O park forumları ‘geleceğin’ yönetim biçimidir. Olmalıdır. Aslolan eşit yurttaşlık. Eşitlik. Eşitlik. Eşitlik. Eşitlik. Herkesin insan muamelesi görmesi.
Bu değerler, bu idealler savunulmalı, anlatılmalı, öğretilmeli. Kaç yıl alırsa alsın, önemi yok. Anlamı olan bu çabayı göstermek; gına getirten köhne klişeleri tekrarlamak değil.
Gezi Parkı’nda bu toprağın insanları birlikte yaşama isteğini, hevesini gösterdi. Heves.
Yargı mensupları insanları suçlayabilir, yargılayabilir, mahkûm edebilirler, kabul. Hevesi yok etmeleri mümkün mü peki? Hiç var oldu mu bunu yapabilecek güçte bir yargı düzeni, yeryüzünün herhangi bir yerinde ve bir zamanda?
1970’ler milli görüşçülerinin, o “Müdahale etme”, “Dokunma”, “İşine bak”, “Sıkıldık” talep ve tepkilerini, ‘yeni olanı’ anlaması mümkün değildi. Anlamadılar nitekim. Kabul etmeli, yalnızca onlar değil, çoğu ‘profesyonel’ siyasetçi de yadırgadı aslında. Gezi’nin anlam ve değerini kavrayamadıkları için Türkiye’nin geleceğinde yer bulamayacak, muhtelif görüşlerin siyaset esnafı.
Yıllar sonra başlayan gözaltı ve tutuklamaların, Kavala’nın bunca ay içeride tutulmasının, 2013’teki olaylarla ilgili olduğunu düşünen aklı başında biri yoktur herhalde memlekette. Her şey, o her şeyi görmek isteyen, herkesin gözünün önünde yaşanıyor Türkiye’de. Gezi davası da istisna değildi.
Gezi, toprağımızın heyecan verici tarihinde olağanüstü pırıltılı bir yurttaşlık anı, eşitlik ve birlikte yaşam talebiydi. Hal böyleyken ne başladı, ne sona erdi. Bir ‘andı’ ve hepimize gelecekte nasıl bir dünyada, nasıl bir memlekette yaşayacağımıza dair ipuçları sundu.
Gelecek engellenebilir mi? Kim ne yaparsa yapsın, hangi yöntemlerle eziyet ederse etsin, böyle bir şey mümkün mü?
Zor zamanlar yaşıyoruz. Herkesin payına bir şeyler düşüyor. Büyük hayaller kuranlardan değilim, ama daha iyi bir yerde, biraz daha insan gibi yaşayabileceğimizi savunuyorum. Hiç kimsenin, hiç olmazsa bir an önce kaçıp gitmek istemeyeceği bir yurt olabilir burası. Gezi, bunun mümkün olduğunun habercisiydi. O gün bu gündür kara çalmak istiyorlar. Ancak kir tutmuyor, tutmaz, tutmayacak.
Eziyetli bir sürecin ardından ve yargılananlardan biri 840 gününü hiç yoktan cezaevinde geçirmişken, sevdiğimiz çok insan hâlâ zırva gerekçelerle tutukluyken, bir ‘dışarıdaki’ sıfatıyla ‘Mutluyum’ ifadesini yadırgıyorum doğrusu. Tahmin ediyorum, bu satırları okuyan çoğunuz benzer duygular yaşıyorsunuz.
Yine de “Mutluyum” demeli. İnatla! Bu akşam sevdikleriyle yemek yiyebilecek olanın sevincini paylaşmalı.
Darısı haksızlığa uğrayan diğerlerinin, zırva iddialarla hayatlarından çalınan, sürgünde yaşamak zorunda kalan, herkesin başına…
Video önerisi: Sevgili Ünsal Ünlü’nün bu sabahki ‘Gezi’ konulu yayınını buraya bırakıyorum.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025