Murat Sevinç
Altıncı yazı…
İlk beş yazıda, üç ‘temel’ hükümet biçiminin (parlamenter, yarı başkanlık, başkanlık) nasıl ortaya çıktıklarını ve kendine özgü ilkelerini anlattıktan sonra, Türkiye’yi yakından ilgilendiren Almanya’nın parlamenter sistemini çok kısaca özetledim. Bu yazı, yine bir başka parlamenter sistem üzerine: İspanya.
Çok mu özgün yanları var İspanya’nın? Hayır, ‘hükümet biçimi’ olarak yok. Fakat İspanya, Türkiye’nin en temel açmazlarından biri olan ‘Kürt sorunu’ bağlamında önemli bir dneyim. Ayrıca anayasasını yapma aşaması dikkatle incelenmesi gereken bir örnek. Kararlı bir ‘kuruculuk’ faaliyetinin olumlu sonuçları hakkında epeyce fikir veriyor.
Kuşkusuz her karşılaştırma ve genelleme sorunlar barındırır. İlk yazıdan itibaren anlatmaya çalıştıklarımdan biri de bu. Sistemleri ya da açmazları birbirine benzer görünen ülkelerin o benzerlikleri, pek benzemeyen koşulların ürünü olabilir. Buna mukabil tüm siyasal sistem ve hükümet şekli tartışmalarında ‘karşılaştırma’ bir gereklilik. Mesele, karşılaştırılanların özgül yanlarını görmezden gelmemek ve “Orada olduysa aynı şey burada da olur” demekten olabildiğince kaçınmak. Ancak yinelemek gerekirse, İspanya’nın, özellikle anayasa yapım sürecinde ‘yaşanan zorlukları aşma iradesi’ hakikaten takdire değer.
Yazı dizisi açısından beni/bizi daha çok ilgilendiren, İç Savaş ve ardından kurulan sistem ile Franco’nun ölümün ardından yaşananlar. Tabii bir de yürürlükteki anayasa. (okuyacağınız yazının bir kısmı, konuya ilişkin yıllar önce kaleme aldığım metnin değiştirilmiş tekrarı sayılır.)
İspanya, burjuva devrimini çok geç gerçekleştirebilmiş bir ülke. Cumhuriyet 1931’de ilan edildi. Bu öyle bir tarih ki, dünyayı altüst eden ekonomik bunalımın hemen sonrası. Dolayısıyla cılız burjuvazi işçi sınıfı karşısında son derece telaşlı ve Batı burjuvazisinden farklı olarak feodal yapılarla mücadeleye girişemiyor. Kilise vs. çok güçlü İspanya’da. Ha keza milliyetçilik.
İkinci Cumhuriyet nasıl kurulabildi? 1923’ten itibaren ülkeyi yöneten General Rivera’nın iktidarı 1930’da sona erince, Kral 13. Alfonso’nun (şimdiki Kral’ın büyük dedesi) yeni hükümet için yaptığı görevlendirmelerde, bırakın sürdürülebilir bir alternatif yönetimin ortaya çıkışını, gerçekte monarşi yanlılarının büyük güç kaybettiği ortaya çıkıyor. Bunun üzerine Kral baskıya dayanamayarak yıllar sonra ilk kez yerel seçimlerin yapılacağını ilan eder. İşte bu seçimde Cumhuriyetçiler ile Sosyalistlerin ‘sol’ koalisyonu zafer kazanıyor. Bunun üzerine Alfonso’nun son atadığı Aznar istifa ederken ve Kral da ülkeyi terk ediyor. II. Cumhuriyet yönetimi bu sürecin ürünü. Sonrası, reform için çabalayan Cumhuriyetçiler ile karşıtları olan büyük toprak sahipleri ve koyu dindarlar arasındaki mücadele.
1931 ilkbaharında, Aralık 1939’a dek yürürlükte kalacak yeni anayasa kabul edildi. Liberal demokratik haklar, kadınlara oy hakkı, parasız ve laik eğitim gibi, en önemlisi ‘bölgesel özerklikler’ gibi hükümler içeren bir anayasa. Laikleşmeye hız verilmesi, örneğin köklü bir mazisi olan ve o esnada en yaygın eğitim kurumlarını temsil eden ‘reform karşıtı Katoliklerin’ okullarının kapatılması vs., kapsamlı kamulaştırmalarla toprak reformu gibi uygulamaların hangi kesimleri rahatsız edeceğini tahmin etmek zor değil. Reformlara duyulan tepki 1933 seçimlerinde ortaya çıkıyor ve sağ partilerin oyu artıyor. Yeni hükümetin başlıca siyaseti ise, bir öncekinin reformlarıyla mücadele!
1935’te krizler iyice belirginleşince bir seçim kararı daha alındı ve Şubat 1936’daki seçimi komünistler ile sosyalistlerin ‘Halkçı Cephesi’ kazandı. Devrimcilerin sokağa çıkması, siyasi mahkumların serbest bırakılması, kiliselere yönelik saldırılar, milliyetçilerin solun tümüyle hukuk dışına çıktığı yönündeki propagandası, kaos, şiddetin ve milliyetçi saldırıların artışı, beklenebileceği gibi ‘darbe söylentileri’ ve darbe planlarının başlaması, hükümetin askerlerin yerini değiştirme (Franco’nun Kanarya Adalarına tayini gibi!) çabaları vs.
1936 Temmuz’unda burjuvazinin ve toprak sahiplerinin sesi olan ordu ayaklanıyor. Sonrası, malum İç Savaş. Aslında o esnada burjuvazinin bir kesimi hükümetin yanında, fakat devrimcilerin fazla yüz bulmasını istemediğinden halka silah dağıtılmasını istemiyorlar. Ayaklanma hız kazanınca hükümet çekildi ve yeni hükümet halka silah dağıtmaya başladı. İki tarafında da silahlandığı savaş 1939’a dek sürer ve sonunda, çok daha güçlü konumdaki milliyetçilerin-faşistlerin zaferiyle sonuçlandı.
Yukarıda, ‘yerel özerklikler’ ifadesi geçti. Bunu özellikle söylüyorum, çünkü İspanya ve anayasal gelişmeleri için milliyetçilik, hem dindar ve milliyetçi Madrid yanlıları, hem de milliyetçi ve aslında daha az dindar da olmayan bağımsızlıkçılar bakımından önemli. Franco döneminde de, sonrasındaki yeni anayasa döneminde de. Diyeceğim, milliyetçilik yalnızca sağcılar değil, örneğin Bask ‘milleti’ açısından da son derece belirleyici. Hatta Bask milliyetçiliğinin kurucusu Sabino Arana, işi ‘ırkı’ temel almaya götürüp örneğin ‘Baskça konuşulan topraklar’ anlamına gelen ‘Euskal Herria’dan, ırkı kasteden ‘Euskadi’yi türetip metinlerinde bunu kullanıyor. PNV (Milliyetçi Bask Partisi)’nin işlevi de Euskadi’nin bağımsızlığı.
İşte 1936’da ayaklanan generallerin başlıca kaygılarından biri buydu. Ayrılıkçı hareketler. Çünkü ‘Halkçı Cephe’ hükümeti (Başbakan Manuel Azana), özerklik statüleri için bir çerçeve çizerek, güçlü merkezi bir devlet ile özerklik statüsüne sahip ve merkezin çıkardığı yasalar çerçevesinde hareket edebilecek üç bölge öngörmüştü: Katalonya, Euskadi (Bask) ve Galicia. Söz konusu bölgelerin ahalisi içinde bu konumu kabullenmeyenler (örneğin PNV) olduğu gibi, ‘Hiç yoktan iyidir’ diye düşünenler de vardı.
Bu nedenle 1936 Şubat’ında yapılan seçimleri Halkçı Cephe’nin kazanması generalleri telaşlandırmıştı. Generaller, ayaklanmalarının ardından kamuoyuna yaptıkları açıklamada (Akın Özçer’in Çoğul İspanya adlı kitabından alıntı yapıyorum), özetle, Katolikliğin zedelenmemesi gerektiğini, Cumhuriyetçilerin ülkede otorite boşluğu yaratıp anarşi ve kaosa neden olduğunu (12 Eylül Türkiye’sinden tanıdık gelmiştir!) açıkladıktan sonra şöyle tamamlıyor: “Cumhuriyet, bölgelere özerklik statüleri tanımak suretiyle ülke bütünlüğünü tehlikeye düşürmektedir.”
Franco’nun iç savaştaki ilk hedefi de Euskadi oldu. Bask şehri Guernica! Haziran 1937’de Bilbao (Bask’ın başkenti ve Sabino’nun doğum yeri) ele geçirildi. Sonrası, yüzbinlerce insanın Fransa ve diğer ülkelere göçü, muhaliflerin tasfiyesi, cezaevleri, cinayetler vs… İkinci savaşa girmedi İspanya ama faşistlere verdiği destek nedeniyle savaş sonrasında Batı bir süre Franco’yu yalıtmaya çalıştıysa da, diktatörün imdadına Soğuk Savaş koşulları yetişti. Komünizm karşıtlığı ABD’nin çok işine gelmişti. 1953 yazında da Vatikan ile bir anlaşma imzalandı.
Franco’nun, baskın nitelikleri ‘anti-komünizm’ ve ‘korporatizm’ olan ‘Falanjist’ (Falanj Partisi 1933’te kurulmuştu) rejiminin aşamaları var. Cumhuriyetçilerin yarattığı ve desteklediği hak ve özgürlükler düzenini bastırmakla geçen ilk yılları takip eden dönemde, aynı sertlikte devam etmiyorlar. Tabiri caizse ‘mutedil faşizm’ denilebilecek bir rejim. 1942 tarihli bir Organik Yasa’yla birlikte artık parlamentonun da (Cortes), hükümet (aslında Franco) karşısında pek hükmü kalmamıştı. 1950’lerle birlikte adım adım bazı değişiklikler oldu. ABD’nin de etkisiyle önemli ekonomik gelişme sağlandı ve bunda ekonomiyi ‘liberal’ olarak anılan teknokratlara bırakmasının etkisi var tabii. ‘Franco’nun Prensleri’ diyebiliriz bu becerikli insanlara! 1955’te Franco rejimi BM’ye kabul ediliyor. Tabii parti, hep Falanj Partisi. Rejimin kendine özgü yanları ve zaman içinde dönüşmesi nedeniyle olsa gerek, yatağında ölmeyi başarıyor ‘Caudillo’ Franco! (Caudillo, Duçe ve Führer’in İspanyol versiyonu.)
Franco 1975 yılının Kasım ayında ölüyor ve öncesinde yine kendisinin belirlediği sistem gereği bir ‘monark’ başa geçiyor. Dedesi (Alfonso) ülkeden kaçan ve sürgünde ölen Juan Carlos aynı yılın sonunda kral oluyor. Söz konusu yasa 1972’de çıkmıştı ve Franco kendinden sonraki yönetici olarak Juan Carlos’u tayin etmişti. Carlos 1940’larda İspanya’ya getirilmiş ve eğitimini orada alıp devlet hizmetinde görevlendirilmişti. 2014’e dek tahtta kaldı ve yerini oğluna bıraktı. Şu sıralar yolsuzluk iddiaları nedeniyle başı fena dertte ama bu konumuz değil.
1975 sonrası, bana çok etkileyici görünen anayasa yapım süreci:
Pek çok yerde olduğu gibi, İspanya’da da yıkıcı bir deneyim sonrası ‘yeniden başlama’ hedefi var. O esnada ortada, ‘olağan dönem parlamentosu’, ‘başbakanı’ ve ‘kral’, yani sıradan bir yürütme ve yasama dengesi varmış gibi görünse de aslında tüm bu olağanlık bir olağan dışılık haline karşılık geliyor. Bu nedenle İspanya’da sıradan meclis çoğunluğunun yeni bir anayasa yapabilmesi, söz konusu sıradanlığın yalnızca görüntüden ibaret oluşuyla açıklanabilir ki bu yanılsamayı bozan, Kral Carlos’un, bir konuşmayla parlamentoyu ‘kurucu meclis’ ilan edişi oldu.
Demokratik dönüşüm için çok sayıda ‘reform’ gerekiyordu. Carlos, Adolfo Suarez’i Başbakan olarak atadı. Seçim yapıldı, yeni döneme başlamak için yaşamsal olan ‘af’ ilan edildi, siyasi reform için Franco’cu orduyu ikna çabası başladı. Generaller beklendiği kadar fazla tepki göstermeyince reform yasası meclisten geçti. Siyasi Reform Yasası Aralık’ta halkoylamasına sunuldu ve yaklaşık yüzde 95 oy ile kabul edildi.
Ardından çok zorlu bir iş, ‘siyasi kararlılık’ sayesinde başarıldı. Öncelikle tüm siyasi partiler yasallaştırılmaya çalışıldı. Amaç, siyasi yelpazenin farklı renklerini parlamento dışında bırakmamaktı. Haziran 1977 seçimlerine, uzlaşmayan ETA’nın (ETA’yı anlatmaya gerek duymuyorum) partisi EİA dışında tüm partiler katıldı ve önemli bir eşik aşılarak farklı siyasal eğilimler mecliste temsil şansına kavuştu. Suárez birinci parti (UCD –Demokratik Merkez Birliği-) ve Suárez tarafından siyasal reformlar konusunda ikna edilen Sosyalist Felipe Gonzalez’in partisi (PSOE –İspanya Sosyalist İşçi Partisi-) ikinci parti olmuştu ki bu sonuç, sürecin devam edebilmesi açısından çok önemliydi.
Asıl ilginç olan, yeni meclisin ‘kuruculuk’ vasfını (anayasa yapabilmek için gerekli olan ‘asli kuruculuk’ niteliği), Kral’ın konuşmasıyla kazanmış oluşudur. Kral, Temsilciler Meclisi’ni açış konuşmasında şaşırtıcı (!) bir çıkış yaparak anayasa talep etti. Oysa Siyasi Reform Yasası’nda parlamentoya böyle bir kuruculuk niteliği verilmemiştir. Meclis bunun üzerine, Anayasal İşler ve Kamusal Özgürlükler Komisyonu oluşturdu ve tüm partilerden oy oranları kadar üye alındı. Üç ay içerisinde taslak hazırlayacak bir alt komisyon kuruldu. Yöntem: Taslak önce Komisyon’da, sonra iki Meclis’te, ardından Meclis/Senato ortak Komisyonu’nda görüşülerek benimsenecek ve nihai metin halkoyuna sunulacak. Süreçte partiler ön safta yer alırken, sivil örgütler daha ziyade baskı unsuru işlevi üstleniyordu. Tabii ilgili kurullar dikensiz gül bahçesi de değildi. PNV (Milliyetçi Bask Partisi) ve silahlı eylemleri zaman zaman artırarak sürdüren ETA, uzlaşmayı güçleştirmişse de demokrasiye geçiş yönündeki siyasi kararlılık duraksamadı. Merkeze yakın partiler arasında ise uzlaşma sağlanabiliyordu.
Bilindiği gibi en büyük pazarlık ‘bölgeler’ konusunda yaşanmış ancak sağın ve Frankocu ordunun tepkileri göğüslenip, PNV’yi görünüşte memnun etmese de az çok ikna eden bir yapı benimsenebildi. Halkoylaması Aralık 1978’de yapıldı ve Anayasa ülke genelinde yaklaşık yüzde 84 ile kabul edildi. (Fakat katılım düşük, yüzde 50’lerde kaldı.) Tüm çalışmalar, silahlı eylemlere ve suikastlere rağmen kararlılıkla sürdürülmüştür.
Burada Franco’nun bakanlığını yapmış, milliyetçi gelenekten bir başbakan ile sosyalist muhalefet liderinin, anayasa yapım sürecinde nasıl dirayetli davrandıklarını görebiliyoruz. Etkileyici derken kastım bu. Yani ortada bir sorun, o sorunun nedenleri, o nedenlerin farkında olan ve sorunları gidermek için yapılması gerekenlerden ürkmeyen, üstelik bunu son derece güç koşullarda başaran bir ‘siyasi’ irade var.
1976-1981 tarihleri arasında, yani tam geçiş döneminde başbakanlık yapan Adolfo Suarez, döneme dair şunları söylemiş (hayli serbest bir çeviri ve özetle):
“İspanya’nın, benim de parçası olduğum ‘demokrasiye geçiş’ sürecinde, aslında mutlak bir tarihsel determinizmin olmadığına ilişkin çok önemli bir ders aldım. Mesele şu: Gelecek, hakkında kesin kararlar verilebilir olmaktan epeyce uzak ve bizlerin de parçası olduğu toplumsal yapıların çözümlenmesi her ne kadar bir öngörülebilirlik sağlıyorsa da, işin püf noktası, tarihi şekillendiren insanların özgür iradesi.”
Bu yargıya katılır ya da katılmayabiliriz, ancak Suarez’in o çok zor dönemden çıkardığı dersi küçümsememeli. İsteyince oluyor, demiş aslında!
İspanya’nın yürürlükteki 1978 Anayasası, temel hak ve özgürlüklerin genişçe tanındığı, idari olarak ‘bölgeli devlet’ kuran (17 bölge) ve hükümet biçimi olarak ‘parlamenter monarşiyi’ tercih etmiş, meclisin iki kanatlı olduğu (Kongre ve Senato) bir anayasadır. Türkçesi; önceki dönemde can yakan her neyse, onların bir daha tekrar etmesini istemediler.
Anayasa’nın ‘bölgeli devlet’ tercihini bu yazı dizisinin ilerleyen bölümlerinde anlatacağım. Şimdilik, bölgeli devletin ‘üniter’ devlet içinde yer aldığını ve Türkiye’nin 1921 tarihli anayasasını çok andırdığını söylemek istiyorum. Türkiye’de zaman zaman gündeme gelen ‘güçlendirilmiş yerel yönetim’ kavramının büyük kardeşi sayılır!
Yinelemek gerekirse İspanya, Franco sonrasında, devlet başkanının (kral) sembolik ve asıl yetkinin hükümette olduğu, başbakan yerine ‘hükümet başkanı’ sıfatının kullanıldığı, o hükümet başkanının ve ‘başkan yardımcılarının’ (istenirse başkaca bakanlar da atanabiliyor) tümünün Cortes’e karşı sorumlu olduğu bir parlamenter sistem (md.97 ve devamı) benimsedi. Türkçesi: yetki ve sorumluluk hükümette. Başkanlık ve türevi olan hükümet biçimlerini akıllarından dahi geçirmediler. Çünkü Franco rejimini yaşamışlardı…
Artık Türkiye anayasalarında ‘hükümet biçimi’ tercihlerine ve yaşanan sorunlara geldi sıra. Devam edeceğim…
Bir iki kitap önerisi: Emekli Büyükelçi Akın Özçer’in Çoğul İspanya (İmge: 2006) ve meslektaşım Elçin Aktoprak’ın Devletler ve Ulusları (Tan: 2010). George Orwell’in Katalonya’ya Selam (BGST: 2012) ve eğer bulabilirseniz Ferit Burak Aydar’ın İspanya İç Savaşı’nın İzinde (Agora:2017-Baskısı tükenmiş ne yazık ki).
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025
20.03.2025
18.02.2025
13.02.2025
10.02.2025