Murat Sevinç
‘Hükümet sistemleri ve demokratikleşme’ dizisine, ‘Osmanlı-Türk laikleşmesi’ ara başlığıyla devam.
Son üç yazıda, Osmanlı-Türk laikleşmesi ile düşünce yaşamına hâkim olan ortak paydanın öncelikle ‘devlet bekası’ kaygısı olduğunu savunup 1930’lara dek ‘kurucu’ nitelikte bazı olay ve kişileri andım. Söz konusu kaygı sonraki yıllara da damga vurdu. Diğer yandan devletin din ile ilişkisi ‘ideolojik ve kurumsal düzeyde’ II. Dünya Savaşı ardından değişmeye başladı ve 2002’de siyasal İslâm’ın ‘neoliberal’ versiyonu tek başına iktidara geldi. Sonunda, Türkçe ezan okunan günlerden, Şeb-i Arus’ta Türkçe Kuran okunmasının rejimin ağzından büyük skandal olarak değerlendirildiği 2020’ye varıldı. Bu yetmiş yılda, bir yanda da sürekli değişen ‘toplum’ vardı kuşkusuz.
Yine bazı kaynaklar önermek istiyorum. Geçen hafta söz ettiğim İştar Gözaydın’ın DİB (Diyanet İşleri Başkanlığı) ile ilgili kitabının, 2020 baskısı (güncellenip genişletilmiş) yayınlanmış, bilginize. Tanıl Bora’nın ‘Cereyanlar- Türkiye’de Siyasi İdeolojiler’ başlıklı çalışması (İletişim, 2017). Kitabın, ‘Muhafazakârlık’ ve ‘İslamcılık’ başlıkları yazı dizisinin konusunu doğrudan ilgilendiriyor. Üçüncüsü çok yeni, birkaç hafta önce yayınlanan bir derleme: ‘Türkiye’nin Soğuk Savaş Düzeni- Ordu, Sermaye, ABD, İslamizasyon.’ Derleyenler Behlül Özkan ve Tolga Gürakar. Kitabın tümünü okuyamadım henüz; konu bağlamında önereceğim yazı, Mehmet Ali Tuğtan’ın ‘Soğuk Savaş ve Türkiye’de Siyasal İslam’ın Yükselişi, 1945-1970.’
Önce, 1928’de ‘devlet dini’ ile yeminlerdeki ‘vallahi’ ifadesi kaldırılan ve 1937’de ‘laiklik’ ilkesi eklenen Cumhuriyet’in ilk anayasası 1924 Teşkilat-ı Esasiye’de inanç özgürlüğü konusunun nasıl yer bulduğuna bakalım.
1924 Anayasası’nda temel haklar, ‘Türklerin kamu hakları’ başlığı altında ve bugünkünden farklı olarak ‘Beşinci Bölüm’de düzenleniyordu. Konuya ilişkin 75.maddenin ilk haline göre; “Hiçbir kimse mensup olduğu din, mezhep, tarikat ve felsefî içtihadından dolayı muaheze edilemez. Asayiş, âdabı muaşereti umumiye ve kavanine mugayir olmamak üzere her türlü âyinler serbesttir.”
1937’deki değişikliklerden biri de ‘tarikat’ ifadesinin maddeden çıkarılmasıydı. İleriki haftalarda ‘yurttaşlık’ yazısında anlatacak olmakla birlikte, 88. maddede de ‘dinin’ ayrımcılık nedeni olamayacağının hükme bağlandığını hatırlatmak isterim: “Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur (adı verilir).”
1920’lerin ‘devrimler’ sürecinde, en önemlisi Medeni Kanun’un kabulü olan laikleşme adımları bir yana, 1930’lar laikleşmesi bakımından atılan ve tartışması bugüne dek süren önemli icraatlardan biri, ‘Türkçe’ ibadet-ezan girişimidir.
Ulus devletin ‘Sünni’ niteliğinin sınırlarını çizmeye, hiç sona ermemiş bir arayış olan ‘gerçek’ İslâm’ın ‘layıkıyla’ anlaşılabilmesine, ancak ‘anlaşılır’ İslâm’ın kişilerin vicdanlarındaki ‘doğru’ yeri bulabileceğine yönelik iradeye uygun, köktenci bir adım. Toplumu ‘hurafelerin’ bozucu etkisine karşı korumanın yollarından biri. Bugünün terminolojisiyle söylersek, 1930’lardaki ‘dinde reform’ çabasının sonucu.
Tabii Türkçe ibadetin, ‘dini millileştirmeyi’ hedefleyen ‘Türkçü’ ideale uygun oluşu, anılması gereken diğer gerekçe. Türkçe ibadet, dil ve tarih alanındaki çalışmalardan ayrı düşünülmemeli ve ‘dinde reform’ çabasına girişirken ‘dindara’ danışılıp danışılmadığı sorusu da aklımızın bir köşesinde olmalı!
Burada ‘dindar’ ile kastımın DİB (o zamanki adı DİR) olmadığı tahmin edilebilir. “O koşullarda devrimci kararlar başka türlü nasıl alınabilirdi” sorusu, kuşkusuz meşru. Buna mukabil ‘koşullara’ ve ‘devrimciliğe’ yapılan vurgunun anlaşılabilirliği, muhtelif toplumsal kesimlerin ‘dışlandığını’ görmeyi engellememeli.
Ezan-ibadet dilinin ‘milliyetçilik’ ilkesi gözardı edilerek, yalnızca ‘anlaşılabilirlik’ ve ‘dinin doğru öğrenilmesi hedefi’ bağlamında ele alınabileceğini sanmıyorum. Ziya Gökalp’teki Türkçeleştirme reformunun bir parçası olan, ‘Arap geleneklerinden arındırılmış milli İslâm’ hedefinin uzantısından söz ediyorum. Aynı zamanda, çağlar boyu devam etmiş bir gelenek. Gelenek ve inanca yapılan her vurguyu ‘ilericilik-gericilik’ karşıtlığıyla ele almak zorunu ve doğru yaklaşım olmasa gerek.
Burada, sınıf çelişkileri ve kültür/gelenek ilişkisine dair, daha önce önerdiğim Taner Timur’un ‘Osmanlı Kimliği’ kitabından bir alıntı daha yapmak istiyorum: “Uygarlıkların yarattığı insan tipi ve kimlik sorunu, kültürel bir problem olarak ortaya çıkar ve çoğu kez bağımsız bir şekilde tartışılır. Bunun sağlıklı bir yöntem olduğunu söylemiyorum. Fakat, aynı şekilde, sadece üretim biçimlerini inceleyerek toplumları anlamak (ve sınıflandırmak) da yetersizdir. Bir toplumun krizi üretim yapısındaki çelişkilere dayansa da, psikolojik ve kültürel bir sorun gibi yaşanır. Kültürel üstyapılar da, üretim biçimleri gibi, uzun bir tarihi evrimin eseridirler.”
Aslında Cumhuriyet öncesinde hutbeler Türkçe okunmaya başlanıyor. Özellikle Kurutuluş Savaşı yıllarında Milli Mücadeleye destek sağlamak için bu yola başvurulmuş. Mustafa Kemal’in de mecliste konuya ilişkin konuşmaları var. Türkçe ibadet 1920’lerde tartışılıyor, DİR (Diyanet İşleri Reisi) Rıfat (Börekçi) Efendi’nin devrimcilerle görüş birliğinde olduğunu gösteren açıklamaları yanında, İslamcılar ile milliyetçiler arasında tampon işlevi gördüğünü düşündürten konuşmaları da var. Bu dönemde Kuran’ın Türkçe tercümeleri de yapılıyor ancak görüşü alınan din alimlerinin onayından geçmiyor. Tercüme için başvurulan Mehmet Akif Ersoy da, önce kabul etmekle birlikte sonrasında tahmin edilebilir kaygıları nedeniyle vazgeçiyor.
Mustafa Kemal 1932’de konuya doğrudan müdahil olmuştur. Aşamalı olarak başlar, 1933 Şubat ayından itibaren Türkçe ezan tüm ülkede okunur. Dolmabahçe Sarayı’nda Cumhurbaşkanı’nın yönetiminde başlayan hazırlıklar, hafızların davet edilip denemelerin yapılması, Hafız Yaşar’ın Yerebatan Camii’nde Yasin suresinin önce Arapça ardından Türkçe tercümesini okuması, Sultanahmet ve Ayasofya’da Türkçe okunan Kuran; daha önce de atıf yaptığım Umut Azak’ın ‘Türkiye’de Laiklik ve İslâm’ kitabında ayrıntılarıyla anlatılıyor. Azak’ın verdiği bilgiye göre, 1932 Ramazan ayında başlayıp kalıcı ve zorunlu hale gelen tek uygulama Türkçe ezandır. Şubat 1933’te Diyanet, Türkçe ezan okumakta tereddüt eden müezzinlerin cezalandırılacağını ilan ediyor.
Ceza meselesi biraz kafa karıştırıcı. Arapça ezan yasağını ihlal edenler, o zamanki TCK’nın 526. maddesine göre ‘idarenin talimatlarına karşı çıktıkları’ gerekçesiyle cezalandırılıyordu. Haziran 1941’de kabul edilen 4055 sayılı yasayla maddeye ‘Arapça ezan ve kamet okuyanlar’ ifadesi eklendi ve ‘üç aya kadar hafif hapis ya da para cezası’ öngörüldü. 1940’larda Arapça ezan yasağı, eskiye nazaran daha katı uygulanmıştır.
Bu arada, Diyanet demişken; 1924’teki ilk yasasında teşkilat ve görevlerinin ayrıntılarıyla düzenlenmediğini, yıllar içinde yetkilerinin iyice daraltıldığını ve teşkilatını-kadrolarını düzenleyen gerçek bir yasaya ancak 1935’te (2800 sayılı) kavuştuğunu hatırlatayım.
II.Dünya Savaşı’nın sona ermesi, TBMM içinde beliren muhalefetin yeni siyasi partiler olarak ortaya çıkması, neredeyse her birinin dini hassasiyetlere değinmesi ve DP’nin (Demokrat Parti) hızlı yükselişi, devletin dine yaklaşımında büyük ölçüde ‘zorunlu’ bir değişime neden oldu. 1946 yılının sonunda TBMM’de, okullarda din derslerinin yeniden okutulması önerisi yüksek sesle gündeme geliyordu.
Savaş sonrası kurulan partilerin konuya ilişkin hassasiyet göstermeleri ya da göstermek zorunda hissetmeleri önemli. Tarık Zafer Tunaya’nın, ‘Türkiye’de Siyasi Partiler 1859-1952’ (Arba, 1995) adlı temel eserine bakalım. Tunaya’nın çalışmasına göre Temmuz 1945 (Milli Kalkınma Partisi) ile Mayıs 1952 (Türkiye Köylü Partisi) arasında kurulmuş ’30’ siyasi parti var. Birkaç ‘sosyalist eğilimli’ parti dışındakiler, tek parti dönemi karşıtlığı üzerinden ‘dini ve ahlaki değerlere’ atıf yapıyor.
Sosyalist partiler de dini görmezden gelmiyor ve Fransız tipi diyebileceğimiz bir laiklik ilkesini benimsiyorlar. Örneğin, Esat Âdil Müstecaplıoğlu’nun Türkiye Sosyalist Partisi programına göre parti, ‘prensip olarak laik’ ifadesiyle tanımlanıyor: “Tabiat üstü bir varlığa inanmak veya inanmamak hususunda fertlerin mutlak bir vicdan hürriyetine sahip olmaları ve bu hürriyetin her türlü tezahürü karşısında devletin tam bir tarafsızlık muhafaza etmesi layisizmin felsefi bir neticesidir.”
Tabii bizim için asıl önemli olan DP’nin laiklik anlayışı. Parti programının 14. maddesi laiklik konusuna ayrılmış. DP’ye göre laiklik, devlet siyasetinin dinle hiçbir ilgisinin bulunmaması ve hiçbir dinin kanunların ‘tanzim ve tatbikinde’ etkili olmaması anlamına gelir. Laiklik din karşıtlığı değildir ve din özgürlüğü de insanlığın diğer özgürlükleri gibi ‘mukaddes’ haklar arasındadır. DP’ye göre dini tedrisat ve din adamlarının yetiştirilmesi için bir programa ihtiyaç var. Ayrıca, “dinin siyaset aracı olarak kullanılmasına, yurttaşlar arasında sevgi ve tesanüdü bozacak şekilde propaganda vasıtası yapılmasına, serbest tefekküre karşı taassup duygularını harekete getirmesine müsaade olunmamalıdır.”
1947’deki I. Büyük Kongre’de kabul edilen ‘Ana Davalar Komisyonu Raporu’nda partinin laiklik konusundaki görüşleri, Celal Bayar tarafından şu sözcüklerle dile getirilmişti: “…Programımız laiklik, dine hürmet esasını en iyi şekilde tespit etmiştir… Türk milleti Müslüman’dır, Müslüman kalacaktır. Allahına Müslüman olarak gidecektir. (coşkun alkışlar!)…”
Celal Bayar kongrede konuşurken kürsüsünün üzerine bir kâğıt bırakılır ve Bayar bunu kongreye okur. Kâğıtta, “Türk milletinde Katolik, Ortadokslar da var, bunun için ne düşünüyorsunuz” yazıyordu. Bayar’ın yanıtı: “…bizde daha Tanzimat’tan beri din hürriyetine sahip olmuşlardır… Benim maruzatım sadece Müslümanlara aittir. Bazı konuşmalarım suitefsire uğramıştır. Biz, dinin siyasete alet edilmesinin şiddetle aleyhindeyiz… Biz irticanın aleyhindeyiz. Memlekette irtica yoktur ama, irticaya doğru beliren istidatları görüp zamanında önlemezsek bu memleketin felaketini kendimiz hazırlarız…”
Adını anmak istediğim son parti, Temmuz 1948’de Fevzi Çakmak tarafından kurulan Millet Partisi. 1950’deki ilk kongresinde kendisini tanımlarken, ‘geçmiş ile şimdi’ arasındaki bağı kuracağı iddiası anılmaya değer: “Türk milletinin tesellisi ve ümidi olan bu parti Atatürk inkilâplarına cephe almamıştır, faaliyeti onun inkılâpları bakımından bir kazançtır, fakat memleketin en büyük felaketi her milli hareketin mazi ile inkıta (kopukluk) halinde olmasıdır; MP bir laikler partisidir, mürteci ve softalar partisi değildir. Şahsiyat ve kinle hareket etmemektedir…”
Bir yıl sonraki kongresinde de iktidarı dini siyasete alet etmekle itham etmiştir!
Bunları anlatmamın nedeni, çok partili yaşamla birlikte hiç kimsenin ‘dini’ görmezden gelemediği gerçeği.
CHP’nin Aralık 1947’deki Yedinci Kurultay’ı çok önemli. Kurultayda din dersleri, ilahiyat fakültelerinin açılması ve Diyanet’in özerk kurum olarak yeniden düzenlenmesi gereklililiği, parti programında laiklikle ilgili kısmın değiştirilmesi gibi öneriler dile getiriliyor.
1946-50 arasında katı laiklik anlayışının terk edilmeye başlanılması, bir kesim yazar ve siyasetçi tarafından ‘gereklilik’ olarak adlandırılırken, diğer kesim için ‘gericiliğe verilen tavizlerden’ ibaret. Örneğin CHP’nin zorda kalışıyla ‘dine sarılmasına’ dikkat çeken Mehmet Ali Aybar, 1947’deki bir yazısında iktidar partisini ‘ölüm döşeğinde kelime-i şahadet getiren ağzı kalabalık münkirlere (inançsız)’ benzetiyor.
Bugün de ‘ödün’ ve ‘gereklilik’ konusunda benzer düşünce hatlarının canlılığını koruduğunu gözlemlemek mümkün. İki görüşün de haklı yanları var aslına bakılırsa. Buradaki ayrım, toplumsal taleplerin ve değişimin yönetenlerce tümüyle kontrol edilip edilemeyeceği hakkındaki görüş farklılıklarından kaynaklanıyor.
Kuşkusuz değişim ‘doğal’ bir olgu değil. Yani, her nasıl olacaksa kendi haline bırakılmış bir toplum eninde sonunda ‘akan suyun yatağını buluşu’ misali bir yere evrilir, iddiası tarihsel gelişimi açıklamaktan uzak. 1930’lardan bugüne Türkçe ezan okunsaydı memlekette, bugün Arapça ezanı çok yadırgayacaktık muhtemelen.
Buna mukabil, o suyun akacağı yatağı hiçbir kaçağa mahal vermeyecek biçimde inşa etmek de olanaksız. O yıllarda Türkçe ezana gösterilen tepkiler ve yönetimin ceza yasasına başvurmak durumunda kalması, herhalde söz konusu çatlakların boyut ve niteliği hakkında fikir verici. Belki de siyasetin gereği olan her uzlaşma ya da gerekliliği ‘ödün’ sözcüğü ile karşılamaya çalışmakta bir sorun vardır.
Olup biten konusunda kimin ne düşündüğü bir yana, çok partili yaşama geçişin Cumhuriyet laikleşmesinde dönüm noktası olduğuna kuşku yok.
İlkokullarda seçmeli din derslerinin kabulü, önceki yazılarda adını andığım ilahiyatçı Şemsettin Günaltay’ın başbakanlığa getirilişi, imam hatip kurslarının ve Ankara Üniversitesi bünyesinde ilahiyat fakültesi açılması; özetle CHP’nin yeni laiklik siyaseti 1950 seçimlerine gidilen yolda şekillendi.
Türkçe ezan tartışmasının alevlendiği, rahatsızlığın görünür hale geldiği, özellikle Ticaniye tarikatının ülkenin çeşitli bölgelerinde Arapça ezan eylemleri yaptığı, önemli isimlerin CHP’nin din siyasetini açıkça eleştirdiği (örneğin DP’nin prestijli hukukçusu Ali Fuat Başgil gibi), CHP içinde de farklı seslerin duyulduğu bir dönem bu.
İşin ilginç yanı, Türkçe ezana taraftar olanlar da karşı çıkanlar da bu tavırlarını Atatürk’ün adına zarar vermeyecek biçimde yapmaya çalışıyor. 1930’ları eleştirmek isteyenlerin bunu İnönü ismi üzerinden yapmış olmaları, söz konusu ‘tercihin’ bugüne mahsus bir durum olmadığını da gösteriyor!
Diğer yandan, örneğin 1949’da Sebilürreşad’da yazan (Umut Azak içinde) Eşrep Edip, Atatürk’ün, “Milleti kendi haline bırakınız. Kuran’ını Arapça okusun” dediğini iddia ediyor. Ezanın Türkçe okunmasını sağlamış birinin bu sözleri sarf etmiş olduğu iddiası pek makul görünmüyor.
1950’de tek başına iktidar olan DP’nin ilk icraatlarından biri Arapça ezana dönmek oldu. İlgili yasa değişikliği CHP’nin de desteği sayesinde ‘oy birliğiyle’ geçti. Yukarıda, 1941’de TCK’da yapılan değişiklikten söz etmiştim. 1950’de o ifade metinden çıkarıldı. Merak edenler için.(https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d09/c001/b009/tbmm090010090201.pdf)
Adnan Menderes, Arapça ezan yasağının günün koşullarında ‘taassupla mücadele’ gereği olduğunu, artık devrimlerin yerleştiğini ve böyle önlemlere gerek kalmadığını, Türkçe ezanda ısrar etmenin ‘vicdan özgürlüğüne’, dolayısıyla laiklik ilkesinin gerçekleştirmek istediği amaca aykırı olacağını açıklıyordu.
Yinelemekte yarar var; DP’liler devrimlere ve Atatürk’e karşı görünmemek için son derece özenli davranıyorlardı. Meclis görüşmelerinde CHP (Reşit Eyüboğlu), kendileri için asıl hayati hedef olan ‘milli şuurun’, ezan konusunu kendiliğinden halledeceği kanaatine sahip olduklarını belirtmişti. Ağır seçim yenilgisinin CHP’nin bu ‘kolaylaştırıcı’ tavrında etkili olduğunu düşünmek herhalde yanlış olmaz.
Yeri gelmişken, dili 1945 yılında Türkçeleştirilerek ‘Anayasa’ adını alan ‘Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda, 1952 yılında yeniden eski dile dönülmesinde, doğrusu, halkın duygularını tatmin ve laiklik karşıtlığı dışında hiçbir mantıklı açıklaması olmadığını söylemek gerekiyor.
1950’ler, DP’nin halkın geleneksel/dini duygularına hitap eden (ancak ölçüyü kaçırmayaya da özen gösteren) bir dinsel söylem kullandığı, Tarık Zafer Tunaya’nın ifadesiyle II. Meşrutiyet İslâmcılığının çok partili yaşamda yeniden canlandığı, Türk milliyetçileri ve İslâmcıların ‘Türk Milliyetçiler Derneği’ nevi çatılar altında ‘sol karşıtlığı’ paydasında bir araya gelebildiği ve 1960’lardaki örgütlü-partili siyasal İslâmcılığın temellerinin atıldığı yıllar.
Çok partili yaşamda laikliğin evrimi, duvarda bulduğu çatlakları ustalıkla genişleten ve klasik demokrasinin temel ilkeleriyle bağdaşmaz bir ideoloji olan ‘siyasal İslâmcı’ örgütlenme hesaba katılmadan anlaşılamaz.
Devam edecek…
Not: Ömer Faruk Gergerlioğlu, Türkiye siyasetinde eşi az bulunur tutarlılık ve kararlılıkta bir insan hakları savunucusudur. Bu kadar.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.09.2025
9.09.2025
4.09.2025
17.08.2025
14.08.2025
8.08.2025
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025