Murat Sevinç
Doğduğum yıl ülke zor zamanlar yaşıyormuş, sonra 12 Mart muhtırası gelmiş. Ardından Kıbrıs Harekâtı ve 74 ekonomik krizi. İlkokuldaydım, ülke zor zamanlardan geçiyordu, tanımadığım insanlar suikasta uğruyor, kahvelerde Aleviler evlerde ve meydanlarda sosyalistler katlediliyordu, 12 Eylül darbesi oldu, ilkokuldan mezun olurken 1982 Anayasası yürürlüğe girdi. O esnada genç insanlar idam ediliyormuş, on binlerce solcu cezaevinde, sürgünde, Diyarbakır’da Kürtlere akla sığmaz işkenceler yapılıyormuş.
İlkokul mezuniyette bana İstiklal Marşı okutmuşlardı. Sesim yüksek çıkıyor ve o yıllarda ezberim iyi diye herhalde, şiirleri ve Andımız’ı bana okuturlardı. Mezuniyet töreninde, on kıtanın ikisi bildiğimiz gibi okunacak, ardından birkaç yüz öğrenci tam ortadan ikiye bölünecek ve aralarında saklanmış ben çıkarak kalan sekiz kıtayı tek başıma okuyacağım. Mizanseni öğretmenler yaptı! Ama sıradan bir çıkış yapmayacağım tabii, malum, ülke zor günlerden geçiyor, darbe koşulları, ‘bayrağa sarılı’ olacağım, şaka değil, omuzlarımdan ayak bileğime kadar bayrağa sarılı. Kalın kumaşlı bir bayrağın içinde sekiz kıtayı okuyan ve sicim gibi terlemiş gürbüz bir çocuk fotoğrafı, o yıllardan elimde kalan nadir görsellerden. Ülke zor zamanlardan geçiyordu, çocuğu bayrağa sarmasan olmazdı. Çevrem gururluydu.
İlk gençlik, orta-lise Evren ve Özal yılları. Ülke yine zor zamanlardan geçiyor, bu kez Özal, hanımı ve Papatyalar konuşuluyor sabah akşam. Tonton’un ‘Bir koyup üç alma hevesi,’ yıllar sonrasının ‘Şam’da namaz’ coşkusunun öncülüydü. Hiçbir şey alamamak da. Mezuniyet, yurt dışı, akademi, 90’lı yıllar… Terör, insanlar ölüyor, ülkenin ormanı yakılıyor, Kürt göçe zorlanıyor, bir köyde yurttaşa dışkı yediriliyor, 12 yaşında bir çocuğun bedeninden 13 kurşun çıkarılıyor, Sivas’ta yobazlar insan yakıyor, ülke zor zamanlardan geçiyor. Cumartesi Anneleri, hâlâ orada, bir yanıt bekliyor.
Tam yurt dışındayken 94 krizi, döviz allak bullak, birlik beraberlik şart, cepte para yok ama bir ve beraberiz neyse ki. Kürtler bildiğiniz gibi, dokunulmazlıkları kalkıyor. Ağar muteber biri. 97’de uzun bir MGK toplantısı ve 28 Şubat kararları. Generaller pek muteber, asıl niyet ise Susurluk’ta ortalığa saçılan pisliğin üstünü örtmek, eh devletin bekası söz konusu olan, dikkat dağıtıp türban vs. tartıştırmak gerekiyor bir süre, hele ki ülke zor bir dönemden geçerken.
2000’ler, İslamcılar iktidarda, “Demokratız” filan diyorlar, çevre ahalisi gelecek merkezi demokratikleştirecek, hepimiz kardeşiz bu kavga ne diye, zıplamayan vesayetçi, siyasal İslamcı’nın marifetinde demokratik boncuk var. Memleket zor zamanlardan geçiyor, kapatma davaları, türban kavgası, AYM kararları, e-muhtıralar. Ülke zor ve gerilimli süreçten bir türlü çıkamıyor.
2010 anayasa değişiklikleri, yargı Allah’a emanet, hem, “Yüce Rabbim verdikçe veriyor” seçimlerde oyların yarısını alan bir parti, değişen ittifaklar, eski müttefiklere gönderilen hüzünlü bakışlar. Barış Süreci, bir-iki yıl kadar huzur gelir gibi olsa da yine bildik zor zamanlara, çatışmalara hızla dönüş. Ülkece zor günlerden geçiyoruz, bombalar patlıyor, darbe girişimi, “Allah affetsin” adalet düzeni, on binlerce insan sorgusuz sualsiz işinden gücünden ediliyor, iki yıl OHAL ve sonrasında OHAL’in olağanlaşması, üstelik bir de OHAL esnasında rejim değişikliği. Rejim neden değişiyor? Zor günlerden geçen ülke uçuşa geçsin diye. Geçiyor hakikaten, yeni rejim ülkeyi daha önce hiç kimsenin başaramadığı ölçüde uçuruyor.
Eskileri düşünüyorum, ailemi, Harf Devrimi’nde doğan babam ve ona yakın annem, demokrasiyi hiç tanımadan, görmeden göçüp gittiler. Ülke zor zamanlar yaşıyordu. Demokrasiyi görmediler ama adını bolca duydular, yalan yok. Denir ki o yıllarda Anadolu şehirlerinde Cumhuriyet baloları vs. yapılırmış, memleketin aydınlık yüzü, bizimkileri kimse çağırmamış demek ki. Yoksuldular ama ne önemi var, ülke zor zamanlardan geçiyordu o yıllarda. Gerçi herkes yoksul değildi, birileri azınlıkların malına çökerek, beriki ayrıcalıklar ve vagon ticaretiyle vs. servet edinip çevresini kalkındırıyordu, buna mukabil ‘Kaderde, kıvanç ve tasada birdik’ önemli olan da buydu. Ülke zor zamanlardan geçerken, neyse ki ‘imtiyazsız, sınıfsız ve kaynaşmış’ bir kitleydik.
Bizim hocalar, biri 12 Mart’ta cezaevinde, biri yurt dışında, biri öldürüldü, işkence görenler, darbeciler tarafından işten atılanlar vs. 12 Eylül’de. Ülke durup dinlenmeden zor zamanlardan geçerken ve birlik ve beraberliğe her zamankinden çok ihtiyaç varken, idam sehpasına çıkardılar 17 yaşında bir çocuğu. 1980’lerde askeri vesayet vardı, bu nedenle sıkıyönetim komutanları işten atıyordu memurları; günümüzde vesayet olmadığı için atma işi de sivilleşti şükürler olsun, yaşasın demokrasi.
Türkiye tarihi boyunca hep zor zamanlardan geçen bir ülke oldu. Her zaman birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç duyuldu. İmtiyazlar düzeninin en sevdiği metafor ise gemiydi. Aynı gemideyiz, biri lüks kamarada diğeri sabah akşam döşeme ovuyor, lüks kamaradakiler diğerlerine ‘bir ve beraber olmalıyız’ diyerek ahaliyi avutuyor. “Aç olabilirsin, çocuğunu okutamayabilirsin, gidecek hastane bulamayabilirsin ama düşün bak, aynı gemideyiz, batarsa hep birlikte batarız, şükret haline, Allah’a sığın, mükâfatını öte dünyada alacaksın, yüce bir milletin ferdisin, karnın guruldarken ne denli yüce olduğunu düşün, sakın unutma.” Eh din ve milliyetçilik olmadan sömürü olur mu hiç…
İşte bu yüzden, her dönemde istikrarlı biçimde zor zamanlardan geçen bir ülkede, arada bir iyi şeyler olduğunda değer bilip onun üzerine gitmek, sesi ve emeği çoğaltmak gerekiyor. Bizde olağan durum acımasızlık, vasatlık, yeknesaklıktır. Vicdanlı, adil ve sıradışı ne varsa, çok nadir görülür, haliyle özeldir, özen gösterilmesi beklenir.
Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ çıkışını bu yüzden çok önemsedim. Adalet Yürüyüşü’nü de yine bu nedenle heyecan verici bulmuştum. Gezi günlerinde düzenlenen ‘park forumları,’ bence geleceğin yönetim biçimi olduğundan, ilgi çekiciydi. Ha keza, Boğaziçi hocalarının rektörlük binasına sırtlarını dönmesi. Elbette sonu fos çıkabilir, elbette adil bir hesaplaşma olmadığında birlikte yaşamak mümkün değil, elbette suçlular yargılanmalı, elbette sonraki dönemde sorumlular yargılanmaz ve her yapılan yapanın yanına kâr kalırsa bu cumhuriyeti kapatıp gitmeli, elbette bu işler hiç kolay ve çabucak hallolacak türden değil, elbette bazı acılar giderilemeyecek, elbette bazı suçlular hiçbir zaman hak ettiğini bulamayacak… .
Bunlara kuşku yok, ancak milyonlarca oy alan bir partinin genel başkanı çıkıp böyle samimi dille anlamlı bir çağrı yaptığında, o çağrıyı desteklemek, el vermek iyi bir şeydir. El verme, yalnızca destekle değil, bolca eleştiri ve sorgulamayla da olur ki asıl işe yarayacak budur, bana kalırsa. Her girişim, eninde sonunda toplumsal talep, tartışma ve sesin yankısıyla yönünü bulur, ya da aksine, saman alevi gibi kaybolup gider.
Kılıçdaroğlu’nun çağrısından hiçbir şey çıkmayabilir ya da çok şey çıkabilir. Mesele, toplumsal dönüşümün bir-iki kişinin kotarabileceği kısa vadeli bir süreç olmadığını kabullenip hayal kırıklıklarını göze alarak çaba harcayabilmekte. Önemli olan yolculuğun kendisi, nereye varılacağını bilmek falcıların işi. Yüz yıllık sorunlar üç günde çözülür mü, akıl fikir alır tarafı var mı, ama yüz yıllık dertler bir yerlerinden konuşulmaya başlanabilir. Bakın, ‘Kulüp’ adında bir dizi oynuyor TV’de, bu da çok iyi bir şey.
Kendimi bildim bileli, benden önceki ve sonraki kuşaklar kendilerini bildi bileli, ‘zor zamanlardan geçiyor’ Türkiye ve ‘birlik beraberliğe’ çok ihtiyaç var. Özellikle çuvallayan iktidarlar döneminde, zor zaman nameleri ve birlik beraberlik çağrıları artar. Bu kadar bezdirici ve sanki hiçbir şey değişmiyormuş, hatta bazı şeyler kötülüyormuş hissi yaşatan bir toprakta, her iyi niyetli ve dönüştürücü eylemin değerini bilmeli.
Dedim ya, makbul olan vasattır burada. Alışılagelmişin dışına çıkan hemen her düşünce ve eylem bir biçimde cezalandırılır, buna mukabil dönüşüm de ancak böyle gerçekleşir. O alışılagelenin konforlu bir halesi olur, o hale içinde huzur içinde yaşanır, dostluklar kurulur, işbirlikleri yapılır, gelecek güvencesi ve öngörülebilirlik vadeder, alıştığımız. Şimdi hangi başlık açılırsa açılsın, birileri çıkıp onun öyle olmadığını anlatacak kuşkusuz. Karşı çıkacak, özde ve sözde ayrımları yapılacak, yine. Önemi yok bunların, yalan dolan yazılar dahi, eninde sonunda o konuda yazmak zorunda hissedildiği için yazılır. Suskun kalmaktansa, birilerinin aynı yalanları bu kez farklı zaman ve koşullarda söyleyecek olması, evladır. Böylece her yalanın bir miadının olduğu da görülür. Malum, yalanlar arasında da bir hiyerarşi var.
Siyasal İslamcıları ise boşverin, öylesine karıştı ki kafaları, öylesine tükendiler ki, ‘dava’ dediklerinin ne olduğunu öyle güzel gösterdiler ki dünya âleme, söyleyecek anlamlı tek bir sözcükleri de onları dinleyecek olan da kalmadı. Mütemadiyen bağırıp çağırmaları ve yeni mağduriyet hikâyeleri icat etmeleri bundan. Baksanıza, en son kareli ceketlilerden biri ‘pahalı kaşkol’ mağduriyeti yaşamış, Allah esirgesin! Herhangi bir cümlelerine, ne söylerlerse söylesinler, yanıt verilmemesinden yanayım. Hak ettikleri yerdeler.
Ezcümle, bizim buralarda iyi ve farklı bir şey nadiren gerçekleşir. Bunca berbat işin ortasında, üzerinde düşünmeye, konuşmaya, geliştirmeye değer bir önerinin sunulmuş olmasını azımsamadan, hayal kırıklıklarını göze alarak, sesi çoğaltmakta yarar var, iyi olanın propagandasını yapmakta, ülke için de morale ihtiyaç duyan bizler için de.
Yazı önerisi: Konuyu bilen birinin, Özgür Mumcu’nın ‘geçiş dönemi adaleti’ üzerine gerekli ve güzel yazısını buraya bırakıyorum.
İklim krizi notu: Açık Radyo’da, Gökşen Şahin ile ‘iklim krizi ve su krizi’ konulu söyleşi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025