Mustafa ARMAGAN
1923 yılının 9 Nisan'ında TBMM'nin Chester adlı bir ABD şirketine, bugün hayal bile edemeyeceğimiz genişlikte bir imtiyaz (ayrıcalık) kanunu çıkardığını biliyor muydunuz? Sonu başından daha çarpıcı olan bu olayın resmi tarihe yıllardır ecel terleri döktürdüğünü biliyoruz.
Ah o resmi tarih ideolojisi! Neleri altüst etmemiş ki! İşte sol kesimden bir iktisatçı, Prof. Dr. Korkut Boratav'ın 1974 tarihli "Türkiye'de Devletçilik" adlı kitabından birkaç cümle:
"1930'lara kadar Türk hükümetleri, siyasî kadroları ve Türk burjuvazisi, emperyalizmle mevcut ekonomik bağları koparmayı değil, bizzat ortak olarak yabancı sermayeyle uzlaşmayı ve işbirliğini hedef almışlardı" (s. 47).
Demek ki, 1920'li yıllarda Türk hükümetleri ve siyasi kadroları ile yeni yeni palazlanan burjuvazimiz emperyalizmle ortaklığı ve uzlaşmayı hedeflemiş. Boratav, sözü 1923 tarihli Chester imtiyaz kanununa getiriyor:

Lozan'daki Türk heyeti antlaşma imzalandıktan 2 hafta sonra bu defa ABD heyetiyle ticari bir anlaşma imzalayacak fakat bu anlaşma ABD Senatosu tarafından kabul edilmeyecektir. 'ABD Lozan Antlaşması'nı kabul etmedi' söylentisinin esası, genel olarak Lozan'ı değil, kendisiyle yapılan bu anlaşmayı kabul etmemesine dayanır. Yukarıda 6 Ağustos 1923 günü yapılan Türk ve ABD heyetleriinin görüşmesinden bir kare.
"Yeraltı kaynaklarımızın önemli bir kısmını, yüz yıl için Amerikan sermayesine teslim eden bir imtiyaz sözleşmesinin [Meclis'te] iktisadî bir zafer olarak gösterilmesi düşündürücüdür."
Yine demek ki, Lozan görüşmeleri devam ederken ülkemizin yeraltı kaynaklarının önemli bir kısmını Amerikalı bir gruba teslim etmişiz. Bu kanunu Meclis'in şan ve şerefine ilave edilmiş bir başarı olarak görenlerin sözleri tutanaklara dahi yansımıştır.
İyi de bu kanun çıkmışsa ve ülkemizin yeraltı madenleri kendilerine altın bir tepsiyle sunulmuşsa "emperyalist" Amerika bunu neden elinin tersiyle itmiş ve 'Iıh, almayayım' demiştir? Resmi tarihe bakarsanız Türkiye'yi yönetenlerin bir taktiği, daha doğrusu emperyalizme oynadıkları bir oyundur bu. Bir Amerikan şirketine verilen yasal ayrıcalık sayesinde Lozan'da "emperyalistleri" dize getireceklerini ummuşlar, buna gerek kalmayınca gözden düşmüştür!
Bunlar masal anlatmaya iyi alışmışlar anlaşılan. Yahu kanun çıkartıyorsunuz Meclis'ten, çocuk oyuncağı değil ki bu. Sonra bunu gözden düşüren biz değiliz ki, ABD. Gelip konsalardı güzergâha, 30 yıldan önce çıkartamayacaktık. Hem ciddi bir devlet oyun olsun diye kanun çıkartır mı? Hep söylüyorum: İnkılap tarihçiliği bizde gerçeğin üzerini açmak için değil, örtmek için vardır. Chester imtiyazında da aynı kafanın devrede olmasına şaşmalı mıyız? Chester imtiyazı hakkında en geniş kapsamlı çalışma olan Bilmez Bülent Can'ın "Demiryolundan Petrole Chester Projesi" (2000) meselenin bam telini yakalamamız açısından ipuçlarıyla dolu emsal niteliğinde bir eser. Tarihe yeni yaklaşımları Chester örneğine başarıyla eklemleyen kitapta Boratav'ın söylediklerinin bir adım ilerisine gidilerek tespit edilen şey gerçekten sarsıcıdır: Buna göre Türkiye'nin bir ulus-devlet olarak kurulması, aslında emperyalizmin geldiği yeni noktaya bir eldiven gibi uymaktadır:
"Kemalistler belli bir emperyalist devletin ordularına karşı ciddi bir fiili "kurtuluş" savaşı vermediği gibi, emperyalistlerin oyununa gelmiş Yunanlılarla arasındaki savaşta birçok emperyalist devleti yanına almıştı. Batı'ya yapılan pazarlıklar ise sadece Birinci Dünya Savaşı sonrasında dayatılmak istenen koşulların düzeltilmesi pazarlığıdır." (s. 190).
Buna göre Türkiye'nin 'başarısı', Mondros sınırlarını esas kabul edip bunun içinden bir Milli Misak'la yeni bir devlet kurmak üzerinde odaklanmasından ve 1. Dünya Savaşı'ndaki yenilginin sorumluluğunu sorgu sual etmeden kabul etmesinden ileri gelir. Mondros Mütarekesi öncesi sınırlar asla müzakere konusu edilmediği içindir ki, Lozan'da anlaşmaya nispeten kolay varılmış, tek problem olan Musul meselesi ortadan kalktığında İngilizlerin yeni dünya düzenlerini kurmalarının önündeki engeller kalkmıştır.
Chester imtiyazıyla ilgili söyledikleri de yabana atılacak gibi değil. Can'a göre 1923'ün 9 Nisan'ında Meclis'te 185 oyla kabul edilen, Chester grubuna Anadolu'nun geleceğini emanet eden imtiyaz kanunu, Lozan'da İngilizlere oynanan bir oyun değil, ülkemizde gözü olmadığı söylenen bir başka emperyalist devlete tanınan bir ayrıcalıktı. Nitekim Mustafa Kemal'in 27 Eylül 1922'de bir yabancı gazeteciye "ülkemizde siyasi tutkulara sahip olmadıkça Amerikalıların Türkiye'deki petrol alanlarını işletmesine karşı olmadığını" belirtmesi, bir yıl önce de Musul petrollerinin "insanlığın ortak yararı uğrunda serbestçe işletilmesi" gerektiğini söylemesi manidardır. Bu sözlerinden Mustafa Kemal'in epeyce "küreselleşmeci" olduğu bile söylenebilir!
Peki Chester projesi neydi?
1- Ülkemize tarım makinaları ve aletleri getirerek ziraati geliştirecek,
2- Anadolu'da 4.400 km uzunluğunda bir demiryolu inşa edecek, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında 3 liman yapacak, karşılığında hatlar ile iki yanında 20'şer km'lik şerit içindeki çıkmış ve çıkacak bütün maden (petrol) kaynaklarını 99 yıllığına işletme hakkına sahip olacak,
3- Şirket her türlü gelir vergisinden muaf tutulacak,
4- Hatların geçeceği arazi ücretsiz olarak şirketin kullanımına verilecek, orman, taş ve kum ocakları ile akarsulardan yararlanabilecek, isterse elektrik enerjisi üretebilecek, telgraf hatları döşeyecek,
5- Ankara şehri inşa edilecek vs.
Yeraltı kaynaklarımızın neredeyse tamamını bir ABD şirketinin avucuna koyan bu kanunun "kurtuluş" savaşından çıkan bir ülkede verildiğine insanın inanası gelmiyor ama vakıa bu. Üstelik 1923 Temmuz'unda Mustafa Kemal'in bir yabancı gazeteciye verdiği mülakatta söylediklerini ne yapacağız?
"Biz Amerikalıları Türkiye'de görmek istiyoruz, çünkü özlemlerimizi en iyi onlar anlayabilirler. Zengin ve çeşitli milli kaynaklarımızın, Amerikan sermayesi için çekici olması gerekir. Kalkınmamızda Amerikan yardımını memnuniyetle karşılarız" (s. 278).
Şimdi 1923 demeçlerinden yola çıkarak Mustafa Kemal Paşa'nın "Amerikancı" olduğunu savunan bir akım çıkarsa şaşmayınız!
Öte yandan Hüseyin Yusuf adlı bir zat 1923'te bu proje gerçekleşirse ülkenin ABD tarafından "demir çembere alınacağı" tehlikesine dikkat çekmişti. Belki de ABD kabul etseydi "Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan" marşını başka türlü söylerdik, kim bilir!
Yazıya Prof. Boratav'la başlamıştık, yine onunla bitirelim: "Lozan Andlaşması'nda emperyalizme verilen tavizler (...) ortaya öyle bir tablo koymaktadır ki, bu tablodan siyasî iktidarın emperyalizme ve onun yerli ortaklarına kesinlikle teslim olduğu sonucunu çıkarmak pek de güç olmayacaktır" (s. 373).
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları

















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017