Mustafa ARMAGAN
Generallere “hazırolda” durmasıyla tanınan profesör, Osmanlı hakkında esip gürlemiş. Zannedersiniz ki, uzmanlık alanı tarih. Şöyle diyeyim de anlayın: Kariyerini jeolojiden yapmış, şöhretini tarihten.
Şimdi üç beş kitap karıştırıp jeolog, fizikçi ve kimyacıların her şeyi yanlış anlattıklarını iddia etsem ‘Sen de kim oluyorsun’dan başlayan bir zincirleme reaksiyona maruz kalmam kaçınılmaz olurdu. Gelin görün ki, Türkiye’de tarih hakkında konuşmak, karşılıksız para basmak gibi. Yalnız dilediğiniz kadar para basabilirsiniz ama karşılığını göstermek şartıyla. Altın’a bağlanmayan banknot gibi, gerçeğe dayanmayan tarih de bir süre sonra pula döner. Haberiniz olsun.
Jeolog Celal Şengör, Cumhuriyet’in Bilim ve Teknoloji ekinde bakın neler döktürmüş: “Büyük (!) Sultanımız Süleyman’ın Fransa kralı I. François’yı hapisten bir mektupla kurtardığını okurduk mektepte. O François’nın kurduğu Collège de France bugün dünyanın en önemli araştırma kurumlarından biridir. Bizimkinin hangi kurumu ayakta kaldı? Hangi kurumunun insanlığa beş paralık bir faydası oldu?”
Sultan Süleyman’a ‘Büyük’ biz demiyoruz
Başka yerde olsa bu herzelerin sahibine ancak mizah dergilerinde iş verirler ama bizde Aydınlanmacılık böyle bir oyun işte. Kendine küfr et, Batı’yı öv. Bu, bir çevrenin ‘dini’ haline gelmiş neredeyse.
Sanırsınız ki, Fransızların içimize gönderdiği birisi konuşuyor. Hayır, elin Fransız’ına haksızlık etmeyelim, onlar bu kadar gaddar, bu kadar insafsız olmayı imkân yok beceremez. Hele bu dille konuşamazlar. Zira ilmin de bir üslubu ve namusu vardır.
I. François zamanında yapılan ve yaklaşık 6 ila 8 bin kişinin yakmak dahil çeşitli şekillerde öldürüldüğü Vaud mezhebi katliamından bir sahne.
Şimdi neresini düzeltelim bu lafların? Bir kere biz Sultan Süleyman’a ‘Büyük” demiyor, ‘Kanuni’ diyoruz. ‘Büyük Türk’ veya ‘Muhteşem’ (Magnifique) diyenler Collège de France’ı kurdukları için onlar adına göğsünün kabardığı Fransızlar.
I. François’nın Paris’te kurduğu Collège de France’ın dünyanın en önemli araştırma kurumlarından biri olduğu doğru. Ancak bugünkü Collège de France ile François’nın kurduğu okul arasında dağlar kadar fark var. İlk kurulduğunda (1530) bugünkü anlamda ‘bilimsel araştırmalar’ yapmazdı, sadece Yunanca ve İbranice öğretilirdi. 4 yıl sonra buna Latince de eklenecek ve adı ‘Üç Dil Koleji’ olacaktı. Bugünkü adını ancak 1870’te almış, teknik ve bilimsel araştırmalara tahsis edilmiş yapısını ise 20. yüzyılın ortalarında kazanmıştı.
Biz bilmeyiz ama “College”in hümanist uleması bir yandan Yunan ve İbrani klasiklerinin yeniden anlaşılması için uğraşadursunlar, bir yandan da Yahudi mistisizmi olan “Kabala”nın esrarını çözmeye çalışırlardı. Onun bugünkü yapısına ne kadar zıt işlerle uğraştığını görebilmek için önde gelen Rönesans uzmanlarından Peter Burke’ün şu sözlerine kulak vermeniz gerekir:
“Kabala, Tanrı’nın isimleri üzerine yoğun bir düşünme sürecine girerek O’na (Tanrı’ya) ulaşma çabasıydı. Kabala öğrencileri İbranicenin asıl dil, yani Tanrı’nın dili olduğuna inanıyorlardı. Onlara göre İbranicedeki kelimelerin kendilerine ait güçleri vardı. Kabalistler kelimelerin gizli adlarını kullanarak melekleri çağırıyorlardı. Dolayısıyla hümanist filologların Kabala öğretisine hevesli olmaları açıklanması zor bir durum değildir.” Demek ki Avrupa’da kurulan ve bugün ‘üniversite’ diye adlandırdığımız kurumların kuruluş amaçları zannettiğimizden çok farklıymış.
Aklını Batı’ya satmış aydınlarımızın anlamaya yanaşmayacağını bile bile George Makdisi’nin “The Rise of Colleges” adlı kitabına dikkat çekmek istiyorum. Makdisi, yaklaşık 500 sayfalık kitabında Batı’daki kolej veya üniversitelerin kökeninde İslam medreselerinin bulunduğunu belgeleriyle ortaya koyarken bazı ilginç ayrıntılara da yer verir. Mesela Charles Thurot’dan aktardığı pasajdan Ortaçağ’da Paris Üniversitesi’ndeki İlahiyat Fakültesi hocalarının aynı zamanda dinî bir konuda Papa, Piskopos veya Kadı gibi hüküm verdiklerini öğreniyoruz. Bu kadar da değil, diyor Thurot, İlahiyat Fakültesi sınıfları tarikat mensupları ve papazlardan geçilmiyordu.
Avrupa tarihini de doğru okutmuyorlar
Maalesef bizde Avrupa tarihi de doğru öğretilmez. Nasıl Osmanlı tarihi eksik ve yanlış öğretildiği için birileri tarihimizi çarpıtıyorsa, Avrupa tarihinde bunun yüzlerce katını yaptıklarına inanabilirsiniz.
Avrupa hep ileri, gelişmiş ve modern, Osmanlı ise daima geri, azgelişmiş ve gelenekseldir. Böyle değerlendirildiği için ilkindeki eksik ve kusurlar görmezden gelinir, ikincisindeyse sadece eksik ve kusurlar bulunur, bulunamadığı zaman da bilgilerle oynanarak ayarlamalar yapılır.
Nasıl mı? Şengör’ün iddialarından devam ederek görelim.
Ona göre Kanuni’nin ‘becerdiği tek kalıcı şey’ oğlu Mustafa’yı öldürtmekmiş. Ama Avrupa öyle mi ya? Medeniyet dersen onlarda. İnsanlık, sanat ve ‘barış’ keza!
Bu gayretkeşlik Gobbels’in propaganda harikalarına saklanacak delik aratır mirim. Ancak hep söylediğim gibi hakikatin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.
Bakalım Kanuni ile kıyaslanan I. François nasıl biriymiş.
Kim anlatıyor: Ünlü tarihçi Michelet. Nerede anlatıyor? “Rönesans” adlı Tek Parti devrinde (1948) çevrilen ve MEB tarafından basılan kitabında. O anlatsın, biz dinleyelim:
“Kadınlar, savaş, kadınların hoşuna gitmek için savaş. I. François tamamiyle kadınların etkisi altında kaldı. O ne oldu ise onu kadınlar yaptılar ve aynı zamanda bozdular” (s. 346-7).
Güzel. Demek haremde vakit geçiren yalnız Kanuni değilmiş. Annesi ve kızkardeşinin ‘iğrenç’ nüfuzu sayesinde adam olan bu pek medeni Kral’ın vahşice icraatı cümlesinden Vaud mezhebi katliamını neden zikretmiyorsunuz peki? İyice telef olduktan sonra ancak Alp dağlarındaki bir vadiye sığınarak canlarını kurtarabilmiş olan bu ‘sapık’ mezhebin mensuplarını diri diri yakmalar, kılıçtan geçirmeler, türlü işkenceler François döneminin en görkemli sahneleri arasında değil midir?
Üstelik yaptığı seferlerin birinde esir düşen, kazandıklarında da Fransa hazinesini tamtakır kuru bakır yapan bu ‘Avcı’ ve kadınların sözünden çıkmayan Kral’ı, mareşalliğinin yanında binlerce gazeliyle de rekor kırmış olan Kanuni ile kıyaslamak cambazlığı bir Fransız’ın dahi aklına gelmezdi doğrusu.
Ne diyelim: Türkiye’yi sevip de insanını ve tarihini sevmeyenlerin soyundan geliyorlar ne de olsa.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017