Mustafa ARMAGAN
Mondros, Osmanlı’nın sonu, yeni Türkiye’nin başlangıcıdır. Tarihlerimizde ‘kötü’ gösterilmesine rağmen bugün TC diye bir devlet varsa Mondros sayesindedir.
Her şeyden önce Mondros askerî bir işgale uğramamıza engel olmuştu ve zannedildiğinin aksine İngilizler bize zorla imzalatmamış, yalvar yakar İngilizlere kabul ettirmişizdir. Zira hukukî işgal yerine askerî bir işgale uğramamız halinde çok daha ağır şartlar bizi bekliyordu…
Falih Rıfkı Atay “Çankaya”da (1969, s. 127-8) bu çelişkiyi şöyle ifade eder:
“İzzet Paşa kabinesi (…) Mondros mütarekesini imzalamaktan başka çare olmadığını gördü. Sonradan Ali Çetinkaya ve bazı arkadaşlarının bu mütarekeyi imzaladığı için Rauf Bey’e (Orbay) niçin hücum ettiklerini anlamak güçtür. Mondros Mütarekesi o günkü şartlar içinde seçmek zorunda olduğumuz felaketlerin en hafifi idi. Ya mütareke yapacaktık yahut General Franchet d’Esperey, orduları ile İstanbul’a girerek devlete el koyacaktı.”
İnönü de mütarekenin İstanbul’daki resmi mahfillerdeki ilk etkisinin çok olumlu olduğunu itiraf etmektedir: “Umumi kanaat, Mondros Mütarekesi’nin korkulan, elverişsiz ve tehlikeli bir mahiyetten uzak ve oldukça müsait telakki edilecek bir karakter taşıdığı merkezindeydi.”
Mustafa Kemal’in de ortaklarından olduğu “Minber” Gazetesi Mondros’a övgüler düzmekle meşguldü ilk zamanlar. Öte yandan Mondros’u imzaladığı sık sık başına kakılan Rauf Bey o sırada Bahriye Nazırı idiyse Fethi (Okyar) Bey de Dahiliye Nazırı idi. O da en az öbürü kadar sorumluydu. Fethi Bey’e tek kelime etme, Rauf Bey’e ateş püskür. Sanırsınız ki mütarekeyi kendi kafasından imzaladı!
Tarih nasıl tepetaklak edilir? Bu sanatın şaheserlerini sergilemek inkılap tarihlerine düşmüştür. ‘Tarih’ dediysem üzerinde öyle yazıldığı için, yoksa tarih disipliniyle büyük ölçüde alakaları bulunmadığı tek kişiyi haklı çıkarmaya şartlanmış olmalarından belli.
Bizde bazı yanlışların tekrarlanması istisna değil, kuraldır. Erzurum Kongresi kararları arasında “Ulusal yurt parçalanmaz bir bütündür” diye bir maddenin bulunmadığını bin kere ispatlayın, değil mi ki “Nutuk”ta yazılıdır, aksini kafalarına sokamazsınız.
Prof. Dr. Ergün Aybars’ın “Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I” (1987) adlı ders kitabı var elimde. 100. sayfasında Enver, Talat ve Cemal paşaların 8-9 Kasım 1918 gecesi ülkeden kaçtıkları yazılı. Tarih yanlış ama neden? İster inanın, ister inanmayın, Şevket Süreyya Aydemir öyle yazmıştır da ondan! Bu mudur bilim? Bu mudur tarihçilik?
Filistin’deki Nasiriyye’de son iyi günler.
Ellerine o günlerin bir gazetesini, mesela “Tanin”i almış olsalardı kaçış haberinin 4 Kasım günü çıktığını ve İttihatçı liderlerin 1-2 Kasım gecesi kaçtıkları haberini okuyacaklardı. Ertesi gün “Zaman” gazetesini açtıklarında ise Refik Halid’in “Ziyafet bitti, fakat ağzınızı silmeden, elinizi yıkamadan, bir acı kahvemizi içmeden; efendiler nereye?” diye başlayan ünlü yazısına takılacaklardı. Orada bulamadınız, Karabekir’in “Günlükler”ine bakar insan (I, 2009, s. 560), 3 Kasım gününe Paşa’nın “Enver ve Cemal ve Talat Paşa ve rüfekası İstanbul’dan bugün firar etmiş” notunu düştüğünü görür de utanır.
Katma
Sorumuza dönelim: 96 yıl önce bugün ne oldu?
General Allenby’nin birlikleri önünden kaçan kuvvetlerimiz Halep’in kuzeybatısına çekilmiş, son bir direniş hattı teşkil etmişlerdi. Allenby’ye göre buradaki Türk artçısının 2500 piyadeden başka 150 süvarisi ve 8 topu vardı.
İngilizlerin 15. Süvari Tugayı zırhlı otomobiller, süvari makineli tüfek bölüğü ve yaya cengine inen iki süvari birliğinin ateşiyle korunarak hücuma geçti (topları yoktu). Mızraklı kıtaları siperlerimize saldırdı, kısmi bir başarı kazandılar, ancak yeterli kuvvetle gelmediklerinden yeniden saldırmak üzere geriye alındılar.
Resmi tarihlere göre Mustafa Kemal, Ali Fuat’a (Cebesoy) Katma’ya çekilme emrini vermiştir. İngiliz hücumu orada durdurulacaktır. Gen. Celal Erikan şöyle yazar: “25-26 Ekim gecesi birlikler, Halep’in hemen kuzeyinde El Hüsniye-Helan çizgisine alındı. Ordu karargâhı Katma’ya gitti. Türk kuvvetlerinin uzağa çekildiğini sanan İngiliz ve Arap kuvvetleri 26 Ekim’de ilerleyince savunmayla karşılaştılar ve yenilerek geri çekildiler. Bu, 1. Dünya Savaşı’nda son başarımız oldu.”
96 yıl önce bugün kısmi bir başarı kazanan Ali Fuat (Cebesoy), Amasya’da arkadaşları Rauf (Orbay) ve Mustafa Kemal Paşa ile.
Güzel, İngilizleri durdurmuş görünüyoruz ama bu nasıl bir durdurmadır ki birliklerimiz bir iki gün içinde Antakya’ya çekilmiştir!
General Allenby raporunda 26 Ekim ‘zaferi’nin arkasından Türk birliklerinin yerinde kalmadığını, akşam karanlığında Dircemal bölgesine çekildiklerini yazıyor ki, tarihlerimiz bunu ısrarla gizliyor. Erikan da geri çekildik diyemediği için yüzüne gözüne bulaştırıyor. Diyor ki: “Birlikler 26 Ekim’de İskenderun-Belen-Dircemal-Telrifat çizgisini korudular. 28 Ekim’de Antakya da, bu çizgi içine alındı” (Komutan Atatürk, 2006, s. 211).
Anlıyoruz, yüceltmek istediğiniz komutanların daima haklı çıkmasını istiyorsunuz ama tarih bu kadar eğilip bükülmez ki. ‘Son başarı’ dediğinizi okuyunca biz de gerçekten bir başarı var zannediyoruz. Halbuki kazanıyoruz ama geri çekiliyoruz, düşman yeniliyor ama ilerliyor! Başarının savaşta bir işe yaramadığını öğrenmiş oluyoruz sayenizde!
Filistin’in Osmanlı idaresindeki son günlerinde çekilmiş bir fotoğraf.
Dürüst olun, gerçekleri oldukları gibi anlatın, eğrisiyle doğrusuyla. Biz de isterdik İngilizleri yenmeyi ama yenildik, hatta bozguna uğradık. İtiraf edin.
Yeni araştırmalar çıkıyor, rezil oluyorsunuz. Basil Liddell Hart’ın “Birinci Dünya Savaşı Tarihi” (2014) adlı kitabında Filistin-Suriye harekâtının “tarihin hem en çabuk sonuç elde edilen seferlerinden hem de en tayin edici muharebelerinden biri” olduğu ve “Filistin’deki Türk ordularının varlıkları birkaç gün içinde ortadan kaldırılmıştı” diye yazıyor. Hatta bu harekâtın esasen bir sefer ya da takiple tamamlanan bir muharebe olup olmadığı tartışma konusudur, yani muharebe olmadı, sürekli baskınlar ve kaçışlarla şekillenen stratejik bir zafer kazanıldı diyor.
Filistin hezimetinden bir kesit. Ricat halindeki birliklerimizin düşmana bıraktığı ‘ganimet’.
Ona inanmıyorsanız buyurun bir Amerikan askeri tarih kitabından Haritan’daki son direnişin net hikâyesi:
“Mustafa Kemal’in kumanda ettiği ve çok daha üstün durumda olan Osmanlı birliği, Halep’in yaklaşık 13 km kuzeyindeki Haritan’da sipere yatmıştı. İki zayıf İngiliz süvari alayı, güçlü bir Türk kıtasına cesurca saldırdı ve ilk başlarda başarılı oldu. Fakat Mustafa Kemal takviye birlikler gönderip karşı saldırı emri verince İngilizler geri çekilmek zorunda kaldılar. Çok kısa bir süre sonra yeni İngiliz birlikleri gelince Türkler de geri çekilmek mecburiyetinde kaldılar.” (The Campaigns on the Turkish Fronts, New York, 1967, s. 101)
Rauf Bey ile Mustafa Kemal Paşa.
Ortada bir yoklama muharebesi var. Ana üssünden iyice uzaklaşmış İngiliz süvari birliğinin (topçu değil) kuvvetlerimizi yoklaması, başta başarılı da olması, ardından püskürtülmesi ama takviye edilince bu defa bizim kuvvetlerin geri çekilmesi hadisesi bu. Bunlar ortadayken düşmanı şöyle durdurduk diye şişinmenin alemi var mı?
96 yıl önce bugün Haritan’da 600 yıllık bir devletin son kurşunları atılmış ve sonuçta haritamız tanınmaz hale gelmiştir. Asıl gerçek budur.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017