Mustafa ARMAGAN
Mondros, Osmanlı’nın sonu, yeni Türkiye’nin başlangıcıdır. Tarihlerimizde ‘kötü’ gösterilmesine rağmen bugün TC diye bir devlet varsa Mondros sayesindedir.
Her şeyden önce Mondros askerî bir işgale uğramamıza engel olmuştu ve zannedildiğinin aksine İngilizler bize zorla imzalatmamış, yalvar yakar İngilizlere kabul ettirmişizdir. Zira hukukî işgal yerine askerî bir işgale uğramamız halinde çok daha ağır şartlar bizi bekliyordu…
Falih Rıfkı Atay “Çankaya”da (1969, s. 127-8) bu çelişkiyi şöyle ifade eder:
“İzzet Paşa kabinesi (…) Mondros mütarekesini imzalamaktan başka çare olmadığını gördü. Sonradan Ali Çetinkaya ve bazı arkadaşlarının bu mütarekeyi imzaladığı için Rauf Bey’e (Orbay) niçin hücum ettiklerini anlamak güçtür. Mondros Mütarekesi o günkü şartlar içinde seçmek zorunda olduğumuz felaketlerin en hafifi idi. Ya mütareke yapacaktık yahut General Franchet d’Esperey, orduları ile İstanbul’a girerek devlete el koyacaktı.”
İnönü de mütarekenin İstanbul’daki resmi mahfillerdeki ilk etkisinin çok olumlu olduğunu itiraf etmektedir: “Umumi kanaat, Mondros Mütarekesi’nin korkulan, elverişsiz ve tehlikeli bir mahiyetten uzak ve oldukça müsait telakki edilecek bir karakter taşıdığı merkezindeydi.”
Mustafa Kemal’in de ortaklarından olduğu “Minber” Gazetesi Mondros’a övgüler düzmekle meşguldü ilk zamanlar. Öte yandan Mondros’u imzaladığı sık sık başına kakılan Rauf Bey o sırada Bahriye Nazırı idiyse Fethi (Okyar) Bey de Dahiliye Nazırı idi. O da en az öbürü kadar sorumluydu. Fethi Bey’e tek kelime etme, Rauf Bey’e ateş püskür. Sanırsınız ki mütarekeyi kendi kafasından imzaladı!
Tarih nasıl tepetaklak edilir? Bu sanatın şaheserlerini sergilemek inkılap tarihlerine düşmüştür. ‘Tarih’ dediysem üzerinde öyle yazıldığı için, yoksa tarih disipliniyle büyük ölçüde alakaları bulunmadığı tek kişiyi haklı çıkarmaya şartlanmış olmalarından belli.
Bizde bazı yanlışların tekrarlanması istisna değil, kuraldır. Erzurum Kongresi kararları arasında “Ulusal yurt parçalanmaz bir bütündür” diye bir maddenin bulunmadığını bin kere ispatlayın, değil mi ki “Nutuk”ta yazılıdır, aksini kafalarına sokamazsınız.
Prof. Dr. Ergün Aybars’ın “Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I” (1987) adlı ders kitabı var elimde. 100. sayfasında Enver, Talat ve Cemal paşaların 8-9 Kasım 1918 gecesi ülkeden kaçtıkları yazılı. Tarih yanlış ama neden? İster inanın, ister inanmayın, Şevket Süreyya Aydemir öyle yazmıştır da ondan! Bu mudur bilim? Bu mudur tarihçilik?
Filistin’deki Nasiriyye’de son iyi günler.
Ellerine o günlerin bir gazetesini, mesela “Tanin”i almış olsalardı kaçış haberinin 4 Kasım günü çıktığını ve İttihatçı liderlerin 1-2 Kasım gecesi kaçtıkları haberini okuyacaklardı. Ertesi gün “Zaman” gazetesini açtıklarında ise Refik Halid’in “Ziyafet bitti, fakat ağzınızı silmeden, elinizi yıkamadan, bir acı kahvemizi içmeden; efendiler nereye?” diye başlayan ünlü yazısına takılacaklardı. Orada bulamadınız, Karabekir’in “Günlükler”ine bakar insan (I, 2009, s. 560), 3 Kasım gününe Paşa’nın “Enver ve Cemal ve Talat Paşa ve rüfekası İstanbul’dan bugün firar etmiş” notunu düştüğünü görür de utanır.
Katma
Sorumuza dönelim: 96 yıl önce bugün ne oldu?
General Allenby’nin birlikleri önünden kaçan kuvvetlerimiz Halep’in kuzeybatısına çekilmiş, son bir direniş hattı teşkil etmişlerdi. Allenby’ye göre buradaki Türk artçısının 2500 piyadeden başka 150 süvarisi ve 8 topu vardı.
İngilizlerin 15. Süvari Tugayı zırhlı otomobiller, süvari makineli tüfek bölüğü ve yaya cengine inen iki süvari birliğinin ateşiyle korunarak hücuma geçti (topları yoktu). Mızraklı kıtaları siperlerimize saldırdı, kısmi bir başarı kazandılar, ancak yeterli kuvvetle gelmediklerinden yeniden saldırmak üzere geriye alındılar.
Resmi tarihlere göre Mustafa Kemal, Ali Fuat’a (Cebesoy) Katma’ya çekilme emrini vermiştir. İngiliz hücumu orada durdurulacaktır. Gen. Celal Erikan şöyle yazar: “25-26 Ekim gecesi birlikler, Halep’in hemen kuzeyinde El Hüsniye-Helan çizgisine alındı. Ordu karargâhı Katma’ya gitti. Türk kuvvetlerinin uzağa çekildiğini sanan İngiliz ve Arap kuvvetleri 26 Ekim’de ilerleyince savunmayla karşılaştılar ve yenilerek geri çekildiler. Bu, 1. Dünya Savaşı’nda son başarımız oldu.”
96 yıl önce bugün kısmi bir başarı kazanan Ali Fuat (Cebesoy), Amasya’da arkadaşları Rauf (Orbay) ve Mustafa Kemal Paşa ile.
Güzel, İngilizleri durdurmuş görünüyoruz ama bu nasıl bir durdurmadır ki birliklerimiz bir iki gün içinde Antakya’ya çekilmiştir!
General Allenby raporunda 26 Ekim ‘zaferi’nin arkasından Türk birliklerinin yerinde kalmadığını, akşam karanlığında Dircemal bölgesine çekildiklerini yazıyor ki, tarihlerimiz bunu ısrarla gizliyor. Erikan da geri çekildik diyemediği için yüzüne gözüne bulaştırıyor. Diyor ki: “Birlikler 26 Ekim’de İskenderun-Belen-Dircemal-Telrifat çizgisini korudular. 28 Ekim’de Antakya da, bu çizgi içine alındı” (Komutan Atatürk, 2006, s. 211).
Anlıyoruz, yüceltmek istediğiniz komutanların daima haklı çıkmasını istiyorsunuz ama tarih bu kadar eğilip bükülmez ki. ‘Son başarı’ dediğinizi okuyunca biz de gerçekten bir başarı var zannediyoruz. Halbuki kazanıyoruz ama geri çekiliyoruz, düşman yeniliyor ama ilerliyor! Başarının savaşta bir işe yaramadığını öğrenmiş oluyoruz sayenizde!
Filistin’in Osmanlı idaresindeki son günlerinde çekilmiş bir fotoğraf.
Dürüst olun, gerçekleri oldukları gibi anlatın, eğrisiyle doğrusuyla. Biz de isterdik İngilizleri yenmeyi ama yenildik, hatta bozguna uğradık. İtiraf edin.
Yeni araştırmalar çıkıyor, rezil oluyorsunuz. Basil Liddell Hart’ın “Birinci Dünya Savaşı Tarihi” (2014) adlı kitabında Filistin-Suriye harekâtının “tarihin hem en çabuk sonuç elde edilen seferlerinden hem de en tayin edici muharebelerinden biri” olduğu ve “Filistin’deki Türk ordularının varlıkları birkaç gün içinde ortadan kaldırılmıştı” diye yazıyor. Hatta bu harekâtın esasen bir sefer ya da takiple tamamlanan bir muharebe olup olmadığı tartışma konusudur, yani muharebe olmadı, sürekli baskınlar ve kaçışlarla şekillenen stratejik bir zafer kazanıldı diyor.
Filistin hezimetinden bir kesit. Ricat halindeki birliklerimizin düşmana bıraktığı ‘ganimet’.
Ona inanmıyorsanız buyurun bir Amerikan askeri tarih kitabından Haritan’daki son direnişin net hikâyesi:
“Mustafa Kemal’in kumanda ettiği ve çok daha üstün durumda olan Osmanlı birliği, Halep’in yaklaşık 13 km kuzeyindeki Haritan’da sipere yatmıştı. İki zayıf İngiliz süvari alayı, güçlü bir Türk kıtasına cesurca saldırdı ve ilk başlarda başarılı oldu. Fakat Mustafa Kemal takviye birlikler gönderip karşı saldırı emri verince İngilizler geri çekilmek zorunda kaldılar. Çok kısa bir süre sonra yeni İngiliz birlikleri gelince Türkler de geri çekilmek mecburiyetinde kaldılar.” (The Campaigns on the Turkish Fronts, New York, 1967, s. 101)
Rauf Bey ile Mustafa Kemal Paşa.
Ortada bir yoklama muharebesi var. Ana üssünden iyice uzaklaşmış İngiliz süvari birliğinin (topçu değil) kuvvetlerimizi yoklaması, başta başarılı da olması, ardından püskürtülmesi ama takviye edilince bu defa bizim kuvvetlerin geri çekilmesi hadisesi bu. Bunlar ortadayken düşmanı şöyle durdurduk diye şişinmenin alemi var mı?
96 yıl önce bugün Haritan’da 600 yıllık bir devletin son kurşunları atılmış ve sonuçta haritamız tanınmaz hale gelmiştir. Asıl gerçek budur.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017