Süleyman Seyfi Öğün
Siyâsal alanın en dinamik tarafını muhalefetlerin beslediğini öngörebiliriz. Hele hele ortada uzun sürmüş bir iktidâr varsa bu dinamizm daha da net ortaya çıkar. Muhalefetler bu tarz durumlarda, toplumsal yılgınlık ve bıkkınlık yaşayan kesimlere , yenilenme, değişim gibi kavramların rüzgârıyla umut verir ve “yıpranmış” iktidârı sarsacak tezler , programlar arz eder.
16 senelik AK Parti iktidârı karşısında en başta CHP’den de beklenenin bu olması gerekir. Gelin görün ki bu bir türlü olmuyor. Sebepleri üzerinde düşünmek lâzım. Evet, CHP, liderinin de îtiraf ettiği üzere bir “metâl yorgunluğu” yaşayan AK Parti karşısında beklenen performansı gösteremiyor. Kabûl etmek gerekiyor ki Sayın Muharrem İnce, hitâbeti kuvvetli bir “çetin ceviz” siyâsetçi olarak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin ileri sürebileceği en optimâl adaydı. AK Parti’ye karşı olan “memnuniyetsiz” kitleleri büyük ölçüde konsolide etmeyi de başarmış gözüküyor. Kendi nam ve hesâbıma, çok zayıf bir ihtimâl olarak görsem de; eğer seçimler 2.tura kalırsa, diğer muhalif aday olan ve kendisinden beklenenen performansı göstermeyen Sayın Merâl Akşener’e verilen oyları da rahatlıkla kazanabileceğini düşünüyorum. Tabiî ki bu oranlar Sayın İnce’ye ipi göğüsletmeye yeteceğini zannetmiyorum. Her neyse, işin aritmetik faslına girmek niyetinde değilim. İlgilendiğim, daha çok Sayın İnce’nin söyleminde dilen bâzı hususlar.
Sayın İnce, söylemiyle AK Parti’den rahatsızlık duyan kesimlerin hislerine tercümân oluyor. Siyâsette en kaba karşılığıyla “vurmak”tır bu. “Vurdukça” taraftarlarınızı konsolide edersiniz. Ama aynı metodla yeni taraftar kazanmanızı da zora sokarsınız. Çünkü esas olan “mütereddit” olanları kazanarak desteklerinizi arttırmaktır. Sayın İnce’nin en fazla burada başarısız kaldığını görüyorum.
Sayın İnce’nin yapabildikleri, CHP’nin dindâr kesimleri rahatlatmak için uzlaşmasız katı bir lâik olmadığını, kendisinin de fenâ bir dindâr olmadığını vurgulamaktan öteye gitmiyor. Bu sûretle mütereddit dindârlara hoş görünmek istiyor olabilir. Ama bu metodun fazla bir karşılığı olduğunu sanmıyorum. Nasıl bir zamanlar çarşaf açılımı CHP’ye bir şey kazandırmadıysa, uçağa binerken tevekkül gösterdiğini ve Âyet el Kürsî okuduğunu söylemesi de Sayın İnce’ye fazla bir şey kazandırmayacaktır.
Ben daha çok, Sayın İnce’nin mitinglerinde savunduğu, lâkin için için aleyhine işlediğini düşündüğüm bir kavramın üzerinde duruyorum. Programının belkemiğini “tarıma dayalı sanayileşme (kalkınma)” modeli oluşturuyor. Sık sık, tarımın ve hayvancılığın ıslah edilerek modernleştirileceğini ; şehirlere olan hicretin engelleneceğini, böylelikle şehirlere yığılmış olan büyük kütlelerin yeniden köylerine çekilebileceğini söylüyor. İşte bu, Sayın İnce’nin en zayıf ve kısır tarafını ortaya koyuyor. Haksızlık da yapmayalım; esasta bu CHP’nin bir türlü üzerinden atamadığı; dönüp dolaşıp yeniden takıldığı bir tuzak.
Cumhûriyetin kurucu partisi olan CHP’nin karşısında %80’ini köylerde fakr-u zarûret içinde yaşayan bir kitle vardı. CHP tercihini yaptı ve bu kitleyi kazanmak yerine, onları kalkınmanın önündeki en büyük engel olarak gördü. Kısa sürede, olduğu kadarıyla, kentli(burjuva) değerlere dayalı bir ortalama kent partisi hâline geldi. Çoğu defâ açıkça söylenmese de-hoş; yer yer ve zaman zaman ağızlarından kaçırırlardı- zihinlerinin gerisinde köylüyü köyünde tutmak; bu arada yeni,bir zihniyetin mahsûlü olan ulusal bir burjuva yaratmak vardı. Bu sûretle, bütün yatırımlarını kentlere yaptı. Köycülüğü ve köylücülüğü ise tamâmen bir yanılsamaydı. Haydi Marx’ın söylediği gibi söyleyelim; “ideolojik bir çarpıtma”dan başka bir şey değildi. Köy enstitüleri köylüyü “köyünde” kentli değerlerle buluşturmak gibi tuhâf ve içi boş projeydi. CHP, sol bir dönüşüm yaşadığında bile tablo değişmedi. Merhûm Ecevit solculuk adına köy-kent gibi tuhaf, giderek groteskleşen bir projeye sarılmaktan kendisini alamadı.
CHP’nin bir türlü kabûl edemediği, merkez-çevre ilişkilerinin, merkezin kontrolünden çıkmasıdır. Bugün, evet bütün çarpıklıklarıyla da olsa bu, geriye çevrilemez bir Türkiye gerçeği, verisidir. Bu memleketin insanları ağır hayât şartlarıyla çevrelenen toprağa küsmüştür. Beğenelim, beğenmeyelim, asla geriye gitmeyi, yeniden toprakla buluşmayı istemez. İnsanlar kültürel düzeyde bağlarını kuvvetli bir şekilde sürdürmekte; hattâ “Nerelisin?” sorusuna verdikleri cevâplarda gururlu bir şekilde geldiği yerin adını vermektedirler. Büyük kentler sayısız köy, kasaba derneğine ev sâhipliği yapıyor. Yeni kentli yurdumuz insanı yazları köyünü ziyâret etmekten, orada bir ev yaptırıp veyâ baba evini onartarak “yazlamayı” halâ sevmektedir. Köyünün yolunu, çeşmesini, camiini yaptırmaktan mutluluk duyar. Ama toprağı işlemek, hayvancılık yapmak derseniz size güler geçer. Tarıma dayalı sanayileşme programı aslında CHP’nin siyâsal “alt bilinci” demek olan bir takıntıyı yeniden üretiyor.
CHP, çevre tarafından “işgâle” uğradığını düşündüğü kentlerde yalnızlaşıyor, kireçleniyor. Derdi bu dinamiği sırtlamak değil. Bundan şikâyet etmek ve mümkünse süreci geriye çevirmek istiyor. Tarıma dayalı sanayileşme modelinin üzerinde Köy Enstitülerinin, Köy Kentlerin hayâleti dolaşıyor. Becereceğinden değil, ama bunu istiyor. Ne güzeldi değil mi, o eski kentlerin insansızlığı, tenhalığı?…Türküsü bile ne “lirik”ti: Uzakta bir köy vardı; gitmesek de, görmesek de bizim olan bir köy…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019