Ümit Fırat
Hani bir zamanlar şehirlerarası yolculuklarımız sona erdiğinde, otobüsün muavini ön tarafa geçip yolculara dönerek, “Sayın yolcularımız, seyahatiniz sona ermiştir, cümleten geçmiş olsun!” sözleriyle son bir anonsta bulunurdu. 40-50 sene öncesinden beri hafızama yer etmiş olan ve zaman zaman aklıma gelen bu anonsu seçimlerin bittiği dakikalarda yeniden hatırladım.
Suruç cinayetlerini bir istisna sayarsak, hemen her seçimde yaşanan benzer birtakım olaylara rağmen, büyük bir gürültü patırtı çıkmadan, bir genel seçim ve reisicumhur seçimleri de nihayete erdi.
Büyük bir gürültü patırtı olmadan diyorum, çünkü gerek OHAL’in sürdürüldüğü bir ortamda, gerekse de mevcut Tayyip Erdoğan iktidarının birkaç yıldan beri sürdürdüğü icraata bakıldığında, yurttaşların zihinlerinde haklı bi takım endişeler oluşmuştu. Seçimlerin iktidar lehine sonuçlanması için çeşitli tuzaklar veya hilelerle karşılaşılabileceği üzerine yoğun endişeler hâkimdi.
Tayyip Erdoğan, 24 Haziran’da bir erken genel seçim yapılmasına karar verdiğinde, pek çok insanın kafası karışmıştı. Evet, bir erken seçim kaçınılmazdı, ama bu kadar da acele olacağı beklenmiyordu. Birkaç gün önce bir erken seçim olayını kesinlikle reddetmesi, hatta erken seçim sözü edenlerin neredeyse vatan hainliğiyle suçlandığı bir ortamda, birdenbire böylesi bir karar almasını, ben de, “bu işin içinde mutlaka bir cinlik vardır” diye yorumlamıştım.
Güya Devlet Bahçeli’nin önerisi olarak ortaya atılan ve gerçekte Tayyip Erdoğan’ın önceden planlamış olduğu bir karar gibi düşünmüştüm; üstelik hala da öyle düşünüyorum. Şöyle ki;
CHP’nin genellikle olduğu gibi birşey beceremeyeceğini düşünmüş ve bir aday çıkaramayacağını hesaplamıştı. Ama kampanya boyunca kazanacağından emin olsa da, Muharrem İnce’nin adaylığı ve beklemediği bir kapasiteye sahip olması karşısında ikinci tura kalmaktan korktuğuna şahit olduk.
Kendi ittifak planları dışındaki diğer partilerin bir ittifak bloku oluşturmasını pek mümkün görmezken, beklemediği bir ittifak kuruldu. Keza İYİ Parti’nin genel seçimlere katılma hakkı olmayacağı bir takvim bilgisiyle tespit ettiği seçim tarihine rağmen, CHP’li 15 milletvekilinin partilerinden istifa ederek İYİ Parti’nin TBMM’de grup oluşturması ve seçimlere katılma hakkı alması, asla aklına getirmediği bir sonuçtu.
MHP’nin varlığını sürdürüp koruyabilmesi için, kendi himayesine sığınmak dışında bir çaresi olmayacağını düşündü, ama MHP, bizzat AK Parti’den de oy alarak kendi ayakları üstünde kalabilmeyi ve eski varlığını korumayı başardı.
İttifak uygulamasıyla, nasılsa ittifaklar dışında tutulacağını ve barajın altında kalacağını düşündüğü HDP’nin, alacağı bütün oyların geçersiz kılınarak, kazanacağı milletvekillerinin tamamının AK Parti hanesine kaydolacağı beklentisi de ters tepti. Bu duruma tepki gösteren ve şahsen benim de dâhil olduğum yüzbinlerce insanın HDP’ye oy vermesine yol açabileceğini hesaplayamadığı gibi, muhtemelen HDP’nin büyük bir oy artışı sağlamasına da bizzat kendisi zemin hazırladı.
16 senelik rakipsiz olarak sürdürdüğü iktidar ve hükmetme rahatlığı sona erdi ve ilk kez kaybetme endişesi ortaya çıktı. Önceki seçimlerde AK Parti, toplam olarak CHP’nin iki katı kadar oy alırken, bu kez bir önceki seçime nazaran yüzde 7 oy kaybetti. CHP’nin oyları da yüzde 3 oranında düşmesine rağmen, Muharrem İnce 30,8 oy alarak AK Parti arasındaki farkı azaltmayı başardı.
Böylece, kampanya sürecinde ezberlerinin bozulduğuna şahit olduğumuz Tayyip Erdoğan’ın, seçim kararı verirken tasarladığı planlar bu kez tümüyle tutmadı. Ama partisi olmasa da, kendisi kazandı. Yaptığı balkon konuşmasında da, partisinin aldığı seçim sonuçlarından kaynaklanan memnuniyetsizliğini örtülü bir şekilde ifade etti. Eğer başarabilirse, bu düşüşü önlemeye çalışacağını da anlamış olduk.
Kendisi reisicumhur seçilmesine rağmen, partisi büyük oy kaybederek hayalkırıklığı yaşadı. Buna rağmen, seçimlerin batı ülkelerindekilere nazaran büyük bir katılımla gerçekleşmesini, bir kez daha dünyaya demokrasi dersi verdiklerini açıklamaktan da geri kalmadı.
HDP’nin seçimlerde aldığı yüzde 11,6 oranındaki desteğe rağmen, gerçek oyunun Selahattin Demirtaş’ın aldığı yüzde 8,4 oranında olduğunu söyleyebilirim.
İstanbul’da oy kullandığım mahallindeki 4 sandık açılıncaya kadar bekledim ve oy sayımını izledim. Her birinde 300 civarında seçmen oy kullanmıştı. Her sandıkta Muharrem İnce’ye 200-230 arasında, Selahattin Demirtaş’a da 20-25 civarında oy çıktı. Sandıklarda CHP’ye, Muharrem İnce’den daha az, HDP’ye ise Selahattin Demirtaş’tan daha fazla oy çıkmıştı. Milletvekili seçimleri için HDP’ye tercih mührü basılan birçok zarfın içinde, cumhurbaşkanlığı için Muharrem İnce tercih edilmişti.
HDP’liler, “Bir oy Demirtaş’a, bir oy HDP’ye” kararına bağlıydılar. HDP ve İnce tercihi yapanlar ise HDP’li olmayanlardı. HDP’li olmayan önemli bir seçmen kitlesi, seçim barajına takılıp, bütün kazancını AK Parti’ye ve Tayyip Erdoğan’a kaptırmaması için böylesi bir tercih yaptılar.
Elbette Demirtaş’ın tutukluluk durumunun, kendisinin partisinden daha az oy almasına neden olduğu düşünülebilir. Belki Demirtaş’ın partisinin başında olması halinde, sonuç üzerinde kısmi bir olumlu etki sağlayabilirdi, ama bu etkisi HDP’nin daha çok oy alması yerine, kendi aldığı oy üzerinde olabilirdi.
Ne var ki, HDP’nin bütün Kürt illerinde oylarının düşüşe geçmesi, buna karşı AK Parti’nin beklenenin ve geneldeki düşüşünün tersine oylarını artırması hiç de görmezden gelinecek gibi bir sonuç değil. Hemen belirteyim ki, HDP’nin başarısı veya başarısızlığı benim derdim değil, ama baraja takılıp 5-6 milyon Kürt seçmenin oyunun boşa gitmesi ve AK Parti’ye yazılmamış olması benim için çok önemliydi.
AK Parti’nin henüz reformist olduğu, bir Kürt barışı ve Kürtler arasında umut verici gelişmeler yaşandığı dönemlerde, Türkiye genelinde oyları artarken, Kürt şehirlerinde oylarını artıramıyordu. Hatta tam tersine, Türkiye genelinde oylarının ciddi bir şekilde düşmüş olmasına rağmen, bu dönemde az bir artışla da olsa, Kürtlerin teveccühlerini kazanmış olmasını, çok önemli ve incelenmeye değer bir mevzu olarak düşünüyorum.
Kürdistan Referandumu ve Kerkük işgali karşısındaki Kürt düşmanlığına, Afrin operasyonuna ve OHAL’e rağmen AK Parti’nin Kürtler nezdindeki desteğini artırmasının üzerinde durmak gerek.
Bu hafta, seçim sonuçlarını bekleyip yazmak istemiştim. Elbette yeterince bir değerlendirme yapma şansım olmadı, Ama gelecek yazılarda üzerinde durabileceğimiz epeyce konumuz olacak.
İyi haftalar dilerim.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
26.12.2018
18.12.2018
15.12.2018
29.11.2018
20.11.2018
14.11.2018
6.01.2018
30.10.2018
23.10.2018