Yusuf Ziya DÖGER
Osmanlının son dönemlerinde yaşanan sorunlara çözüm üretmek üzere geliştirilen fikirlerden biri de ittihatçılıktır. Bu anlayışa dayalı bakış oluşum ve gelişiminin ilk dönemlerinde toplumsal mutabakata dayalı bir yapı arzuladığını deklere ederek varlık kazandı. Ancak egemenliği eline geçirdikten sonra sergilediği yönetimsel tutum tam aksini sergileyen veriler üretmeye başladı. Toplumsal mutabakatı sakat dayanaklarla da olsa nispeten sağlayabilen eski yönetimin aksine uygulamalarıylatoplumsal yapıya dinamitler yerleştirmeye başladı.
İttihatçılık mantığının uygulamaları esas alındığında yapının kendi içinde dava arkadaşlığının esas alınmadığı, ikbal ve ideolojik tutumun ön plana çıktığı açıkça görülmektedir. Bu mantık temelde işlevselliği esas alan pragmatist uygulamalarıyla öne çıkmıştır. Yapı içerisinde yer alan bireylerin yüklendiği görevi icra edilebildikleri sürece, birey ehemmiyetli arz edilir ve ona göre değerlendirilirdi. Ancak bireyin gerçekleşen uygulamaların mantıksal yapısına yönelik tutum veya tavır geliştirme ihtimali göstermesi işin rengini değiştiriyordu. Eğer gidişata yönelik eleştirisergileme ihtimali olursa anında ekarte edilme durumuyla karşı karşıya kalırdı.
TC Devletinin fikirsel temelleri ittihatçılığa dayanarak oluşturulmuş ve kurucu kadro bu yapıdan temin edilmiştir. Kuruluş aşamasında ittihatçı mantıklakendisini var ediş uygulamalarını serd etmiştir. Sorunlu olduğu dönemlerde herkese boncuk dağıtan ancak ayaklarını yere sabitlediğinde ise teker teker ayıklama eylemine yönelmeyi hiçbir dönemde ihmal etmemiştir. Bunun en belirgin örneğini Kürdlere karşı sergilemekten kaçınmamıştır. Hemen hemen en sert ve zalimce uygulamalarınıKürdleredönük yapmıştır.
Cumhuriyet felsefesinin dayanağını oluşturan İttihatçılık anlayışı devlet uygulamasına dönüşünce, sınırları içerisinde kalan her kesimi bir şekilde etkilemekten geri kalmamıştır. Çünkü oluşturulan felsefeye dayalı eğitim basamaklarında yer alan bireylerin zihinsel şekillenmesinde etkili olmuştur.Ki bu etki nedeniyle bireyler yeni yönelimlerinin rotasını bile o mantık çerçevesinde aradılar. Dolayısıyla ister muhalif ister müttefik olsun herkes bu mantığın uygulamalarını benimseyerek kendisini bir yere konumlandırmaya başladı.Bu uygulamaları pazarlamakla görevlendirilen ise HCF (CHP) ve bunun içinden tevarüs ettirilen DP’dir. Siyaset sahnesinin sağ ve sol yelpazesini şekillendirerek İttihatçı mantığa dayalı uygulamaların bugünlere ulaşmasında başrol oynadılar.
Kürdler yeni devletin ittihatçı uygulamalarıyla karşı karşıya kaldıkları trajedik durumu yöresel olarak fark etmeye başladıklarında ayrıştırma mantığı gereğince dizayna tabi tutulup katliama uğratıldılar. Sonuçta oluşan trajediler etkisiyle çeyrek yüzyıldan fazla bir süre tümüyle kabuklarına çekildiler. Daha sonraki dönemlerde ise siyaset arenasının ikiye bölündürülmesiyle yeniden sahne alması mümkün olabilecek Kürdlerin sesi böylece kesilecek duruma getirilecekti.
Sağ ve sol siyasi yelpazedeKürdlereişlevselcilikleri esas alınarak yer verildi. Bu yapılarda yer alan Kürdlerbelki de zorunluluk gereği buna uyum sağlayan tutuma yöneldiler. İttihatçı mantık gereği bireyin işlevsel olması önemsenmesi için gerekliydi. Buna uygun davranan her Kürd önemsenmeye başlandı. Bunu bir nimet sunumu gibi görenler yapının mantığı gereği kendilerine ayak bağı oluşturacak her duruma karşı kendi konumlarını sağlamlaştırmanın yolunu aradılar.
Aslında kullanacakları argümanlar hazırdı. Sol için hain ve ihanetçi, sağ için de dinsel veriye dayalı tekfir etme kavramları hazırda bekliyordu. Yani bu yapılar içinde yer alanlar için yapıların temel kavramlarına dayalı mantıksal örgü ile biçimlendirildiler. Kısaca Kürdler için kılavuz belirlenmişti. Aynı mantıksal çerçevede hareket edenlerin birbirine karşı konumlandırmanın nasıl sağlanacağı belirlenmişti.
Bundan sonrası kolaydı. Yollarını egemen mantığın kurguladığı çerçevenin dışına taşıyanların birbirine karşı nasıl konumlanmaları gerektiği zihinsel kodlara yerleştirilmişti. Kürdler yapılanmalara doğru yol aldıkça zihinsel kodlarına yerleştirilen argümanlar kullanılarak bölündükçe bölündüler. Sistem durumdan gayet memnun idi. Sol yelpaze de sesler daha gür çıkmasına rağmen, sağ yelpaze tamamıyla denetimde yol almaktaydı. Ancak sol silkinme durumuyla karşı karşıya kalınca ittihatçı mantık içeriden müdahalenin zorunluluğunu hissetti. Ki Kürd yapılarına yerleşenler önceleri idealist bir tutumun öne çıkmasını arzuladılar. Böylece içeriden daha kolay işler hal edildi.
Sonuç:
Kürd yapıları ve örgütleri maalesef ittihatçı mantığa teslim edilerek yola koyduruldular. Bugün ittihatçılık tüm Kürd yapı ve örgütlerinin ruhunu kaplamış durumdadır. İttihatçı mantık ötekinin omuzuna basarak yükselmeyi hedefler. Dolayısıyla bireyler işe yaradığı sürece ön cepheye sürülmektedirler. Ancak öne çıkanların ayaklarının yeri tutmaması için her an tetikte olunmaktadır. Çünkü ceplerinde ajanda taşıyanlar onların işe yarama durumunu dikkatlice izlemekle meşgul olurlar. Ne zaman ki istenilenin aksi yönünde bir gelişme gösterme eğilimleri ortaya çıkarsa anında onu ekarte etmenin yollarına başvururlar.
Bu nedenle Kürd yapılarında samimiyet, vefakârlık ve fedakârane eylemler değil, bilakis mutiliği esas alan eylemler makul hale gelmiştir. İster ideolojik tutumu ön plana alan yapılar olsun, isterse görüntüye milli değerleri koyan yapılar olsun hepsinde öncelik bu mantığa uygun birey olup olmamanıza bağlıdır.
KSH’nin lokomotifi olan yapıdan tutun en küçük yapılanmaya kadar durum farklı görünmemektedir. İdealist yaklaşıla yola çıkmak önemlidir. Çünkü bireyler bununla daha kolay cezp edilmektedirler. Fakat öyle bir mantık kullanılıyor ki bu bireyler seslerini yükselttikleri anda onları damgalayacak veriler çoktan hazırlanmış durumdadır. Ve ses çıkmaya başladığı anda ön cepheye sürülmüş bireyler ne olduğunu bile anlamadan yerle yeksan olmaktadırlar. Tılsım böyle işliyor. Ya hain, ajan ve provakatördür. Ya da münafık, fasık veya mürtettir.
Kürdistan Teali Cemiyetinden tutun bugünkü yapılara kadar bence başarısızlığın temel sebebi bu mantığın etkisine girilmiş olmasıdır.Aksi bir durumun varlığını ileri sürebilecek olan varsa bir adım öne çıksın ki bizlerde zihinsel olarak durulanabilelim.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları






























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017