Sezin ÖNEY
Bugünlerde, Batı ve Orta Avrupa’da gerek ulusal çapta, gerekse uluslararası alanda politika yapan üst düzey isimlerin akılları, her şeyden çok Ukrayna ile meşgul.
Ortadoğu, en karışık zamanlarından birini yaşıyor. İsrail ve Filistin arasındaki gerilim, günler içinde İkinci İntifada’nın ilk döneminde ulaşılan boyutu geçti bile. İsrail, o dönem, olası bir kara operasyonu için yaklaşık 10 bin yedek askeri hazır olmaya çağırmıştı --bugünse, 40 bin kişiye gitti bu çağrı. İsrail’in füze saldırılarına karşı kurduğu Iron Dome’a (Demir Kubbe) rağmen, Tel Aviv ve Kudüs’te patlamalar gerçekleşti.
Irak’ın durumu malum. Irak artık, fiziksel ve “ruhen” alenen ayrışan bir ülke: Bir yanda IŞİD’in ele geçirip bayrağı, pasaportu, plakası, “anayasası” ile yerleştiği coğrafya, öte yanda Kürdistan bölgesi ve elbette Bağdat ve güneyi.
Bağdat’ta geçen hafta toplanan parlamentoda, milletvekilleri birbirine girdi. Bu nedenle de, sadece haziran ayında, Birleşmiş Milletler verilerine göre 2500 kişinin öldürüldüğü ülkede, durumu kontrol altına alacak, ülkenin geleceğine karar verecek bir yeni hükümet kurulamıyor. Ağustosun ortasına kadar da, Irak Parlamentosu’nun yeni bir toplantısı olamayacak.
Böyle bir siyasi boşluk ortamında, Bağdat’ı ele geçirmek isteyen IŞİD için en “sağlam ve uygulanabilir” strateji, aylarca sürecek bir “istikrarsızlaştırma operasyonu” elbette. Yani, kent içinde var olan ve içeri sızacak militanlarıyla, intihar saldırıları düzenlemek, şehri yaşanmaz kılan ölümcül bir atmosfer yaratmak... Bir yandan da, Bağdat’ın çevresini saran kalıcı bir abluka oluşturmak.
Bu yöndeki ilk ciddi belirtiler, geçen hafta sonu gözlemlendi bile. Pazar günü, Bağdat’ta bir kahvedeki patlama, pazartesi kentin güneyi ve kuzeyinde saldırılar...
Diğer yandan...
Türkiye’nin Suriye sınırının ötesinde, Rojava’nın Kobanê kentinde IŞİD ve YPG arasında çatışmalar var. Orada ne olup bittiğini de ancak, ilgilenen bilebiliyor. Türkiye’de de, Kobanê’nin haberlerinin takipçisi, yine sadece, Kürt Sorunu ile yakından ilgilenenler.
Zaten Suriye, bizim nesillerimizin yaşam sürecinde kapanması imkânsız bir yara gibi...
Savaşın yarattığı tahribat ve yakın zamanda çatışmaların sonlanmasının imkânsızlığı ötesinde, Türkiye’nin yakın coğrafyasında hiçbir halkın savaş mağdurları, topluca bu denli onur kırıcı ve zavallı hâle düşmemiştir herhalde. Türkiye de dâhil olmak üzere, savaştan kaçan Suriyelilerin büyük çoğunluğu, köle gibi çalıştırılacak, alınıp satılacak, horlanacak varlıklar olarak muamele görüyor. Ne olacak, gelecek nesillerinin hâli? Bilmiyor, bilmek istemiyoruz...
Avrupa’dan bakanlar ise, Suriye’yi uzaklardaki bir vicdan dikeni olarak görüyor... Ama Ukrayna’yı, “Avrupa’nın içişleri”...
İsrail ve Filistin’in gerginliğinin her an sıcak çatışmaya dönme potansiyeli de, Avrupa kamuoyunda, İkinci İntifada’nın ilk günlerindekine benzer bir “şok” etkisi yaratmıyor. IŞİD’in Irak’ta kök salan, hatta devletleşen yapısına yönelik kaygı ve korku şimdilik daha çok, Avrupa’dan giden militanların rolüne, geleceğine odaklı...
Ukrayna, Türkiye’de üzerinde ne kadar az konuşulan, düşünülen, bilinen bir “patlama noktası” ise, Avrupa’nın geleceğini belirleyen politikacılar için de, başlıca yoğunlaşma ve dikkat alanı.
Ukrayna’daki askerî çatışmalar, ülkenin geleceği, Rusya’nın bundan sonra takınacağı tavır... Bütün bunları kafalarında evirip çeviren başta Almanya, Fransa, Polonya’nın yanısıra, özellikle Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi kurumlarının üst düzey isimleri, biraz farkında, biraz değil, yeni bir angajmana doğru ilerliyor.
Yani, gelecek onyıllarda, Avrupa Birliği’nin genişleme dalgaları, Türkiye’yi pas geçerek, yeni bir yönelime gidebilir. Balkanlar’dan sonra, Avrupa’nın yeni bir “resmî parçasına” dönüşecek yer, Türkiye değil, Ukrayna olacağa benziyor.
Avrupa Birliği ile Türkiye’nin yolları ayrılırken, Ukrayna ve Avrupa’nın karşılıklı ilgisi, beraberinde kalıcı resmî bağı da getirecek gibi gözüküyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024