Cemil ERTEM
Bu hafta biterken darbecilerin Mısır’da yaptığı katliam, yaşadığımız günleri bir kez daha bütün çıplaklığı ile ortaya çıkardı. Siyasette ve daha geniş olarak sosyal bilimlerde, iddiaların, varsayımların çok hızlı olarak ispatlanması, ortaya çıkan olguların doğrulanması pek mümkün değildir. Hatta bazı gelişmeler ve sosyal olaylar ancak tarih bilimine bırakılır. Ancak bugünlerde olan bitenler için bunu söyleyemeyiz. Mısır’daki darbe ve katliamların arkasında olanlar, Türkiye’den Avrupa’ya oradan ABD’ye kadar, bugün bu darbe ve katliamlara karşı aldıkları tavırla ortaya çıkıyor ve başta sağ ve sol kavramları olmak üzere birçok yerleşik kavram tarihin çöp tenekesine gidiyor...
Yalnız bu hafta olan bitene baktığımızda bile, ekonomide ve siyasette üç yüzyıla yakın kullanığımız siyasi kategorizasyon tanımlarının tartışılır hale geldiğini görüyoruz. Askerlerin yaptığı darbeyi savunan, yapılan katliamı ‘çatışma’ diye anlatmaya çalışan ‘liberaller ve ‘solcular’ var bugün karşımızda.
Öte yandan ‘benzin 5 TL, bu nasıl oluyor’ üzerinden siyasi muhalefet yapmaya çalışanlar, hükümetin buradaki tekelci durumu soruşturmasına da muhalefet ediyor; üstelik bu muhalefetlerini (!) demokrasi adına yaptıklarını söyleyebiliyorlar... Bu alanda, ülkenin her yıl 3 milyar dolara yakın vergi kaybına uğramasına, bu kaybın temel nedenini bildikleri halde gözlerini kapayanlarla, Mısır’da silahsız insanların üzerine askerlerin ateş açmasına gözlerini kapayanlar aynı...
‘One minute’ ile başladı artık dursun!
Size biraz ‘arkaik’ gelecek ama bütün bu olan bitenin gerçek anlamda bir sınıf savaşı olduğunu söyleyeceğim... Örneğin Türkiye’de suyun başını tutan sermaye çevreleri, hem sağ tarafta hem de sol tarafta kendi konumlarını ve tarihsel iktidarlarını savunacak kurumları, eğitim sistemlerini, medya güçlerini ve daha birçok kurumu ve yapıyı, hem devlet hem de kamu (sivil) tarafında oluşturmuş... Tam burada bunlardan koro halinde şu günlerde şunu duyuyorum; ‘Erdoğan bu kadar ileri gitmeyecekti, ‘one minute’ten başladı, BM’yi eleştirdi, Obama’ya bile ayar vermeye kalkıştı, Gazze meselesinde, Suriye’de belirleyici olmaya kalktı ve son olarak da Mısır’da olan bitene razı olmayıp, diplomatik savaş açtı...’
Ekonomide geçilen kırmızı çizgiler...
Tabii Erdoğan’ın ‘ileri’ gitmesini tamamlayan üç önemli ekononomik başlık da var: 1) Tam AK Parti’nin kapanma sürecinde, neredeyse tek başına, IMF anlaşmasına direnmiş olması ve buna bağlı olarak, ekonomi yönetimini ve Merkez Bankası’nı, Türkiye’nin çıkarlarını gözetecek, yeni, bütünlüklü, faize ve vurgunculuğa dayanmayan, bir sanayileşme-yenilenme programına zorlaması... 2) Askeri vesayet döneminde, astıkları astık, kestikleri kestik olan sermaye çevrelerine ‘artık yeter’ demesi... 3) Türkiye’nin, enerji gibi temel bir alanda, yerli ve küresel eski hegemonyanın talepleri ve çıkarları dışında yeni bir strateji belirlemesi. Ve enerji gibi stratejik alanlarda, hem Türkiye’de hem de bölgede (Burada bölge; Avrupa’dan başlayan ve Çin’e kadar uzanan büyük hinderland) şimdiye kadar hâkim olan yerleşik sermayenin çıkarları ve izni dışında adım atılması...
Bu sonuncusunun iki temel başlığı var: Birincisi, Kürt Barışı ile birlikte Kuzey Irak enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden ticarileştirilmesi... Ki, bu Türkiye’nin Lozan’ın ‘sınırlarını’ çiğnemesi ve yeni bir paradigma oluşturması demektir. İkincisi ise Hazar enerji kaynaklarının değerlenmesinde Türkiye’nin giderek artan ve denetlenemeyen bir ağırlık oluşturması... Hatta Türkmenistan gibi ülkelerdeki kaynakların, Türkmenistan-Afganistan-Pakistan ve Hindistan (TAPİ) doğalgaz boru hattı projesi gibi projelerle ortaya çıkarılmasına Türkiye’nin katılma iradesi göstermesi... İşte bu ‘ileri’ gitme meselesinin siyasi ve ekonomik başlıkları bunlardır.
Başbakan’ın ‘ileri’ gitmesinden kim rahatsız?
Ben bu ‘Başbakan ileri gitti’ tekerlemesini yalnız AK Parti muhaliflerinden duymuyorum, bunun çok geniş bir cephe olduğunu söylemeliyiz. Demek ki, buradaki ideolojik yapı çok sağlam ve ‘derin’... Tabii ki bu ‘ileri gitme’ meselesine, yeni Anayasayı, çözüm sürecini, İstanbul’un Londra’nın ayağını geriye itip, finansal merkez olma adımlarını, Türkiye-Asya Enerji Borsası projesini de ekleyin...
Bu kış demokrasi gelecek!
Bakın, aynı şeyi Brezilya’da Dilma için Mısır’da Mursi için söylediler... Dilma’nın Brezilya’sı yalnız Batı’dan sökülüp giden sanayiye ev sahipliği yapmak istemiyor, tıpkı Güney Kore gibi bilgi ve teknoloji üssü olmak istiyordu. Lula’dan sonra koltuğu devralan Dilma, Lula’yı da geçen bir ‘başıbozukluk’ içine girmişti. Yani Erdoğan gibi ‘ileri’ gidiyordu...
Batı için tam kriz giderek derinleşirken, Batı’nın topyekûn ‘one minute’ dediği ‘şey,’ Mısır’da oldu. Mısır’da yapılan seçimlerde İhvan-ı Müslim’in yani Müslüman Kardeşler kesin olarak iktidara gelmişti. Sonra Mursi ‘ileri’ gitmeye başladı. Eski rejimin kalıntılarını tasfiyeye girişti, yeni Anayasa için harekete geçti... Aynı tarihlerde ise şunlar öne çıkıyordu:
Türkiye’nin Kürt barışı ile yeniden Irak coğrafyasında etkili olma olasılığı, hızla denetlenemeyen çok kutupluluğa gidiş, Çin’in artık ben Batı’yı finanse etmeyeceğim demesi, Güney Kore’nin, bir örnek Asya ülkesi olarak Japonya’dan sonra yeni bir teknoloji üssü olarak ortaya çıkması, Japonya’nın 2. Dünya Savaşı yenilgisinin baskısına yeter artık deyip yeni ve Batı’yı tanımayan bir büyüme çevrimine adım atması... Bütün bunlar gerçekten Batı için çok fazlaydı ve çok ‘ileri’ gidiliyordu... Ve 2013 yılının mart ayında keskin dönüş hazırlıkları başladı... İşte şimdi Mısır’da katliam yapıyorlar, Türkiye’de ve Brezilya’da bölünmeyi hatta iç savaş tehdidini gündeme taşıyıp, bu kış ayaklanma ve teknokrat hükümetler gelecek (bir nevi darbe) propagandası yapıyorlar... Ben bu kışın daha fazla demokrasi ile geleceğine inanıyorum... ‘İleri gidenler de ileri gitmeye devam etsin, bunun için...’
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018