İbrahim Tığlı
ABD, -kim ne derse desin- tarihin en kötü, en zalim imparatorluklarından biri. Askeri güce, eğlence sektörüne ve ekonomiye dayanan, insanı adeta ekonomik-politik bir hayvana dönüştüren bir imparatorluk. Var oluşunu, Trump gibi daha fazla kazanmak için başkasını daha fazla yok etmek üzerine kuran bir sistem bütünü ABD’nin kendisi.
ABD, bazılarının söylediği gibi sonradan “şeytanlaştırılmış” bir uygarlığın adı da değildir. Kötülük her zaman onun içinde var olup, bir seçimi değildi. 1920 döneminin Amerika’sı, ne ise 1990’lı yılların Amerika’sı da aynısıydı. Komünistlere karşı savaşın sorumluluğunu yüklenmek, sanki bazılarınca iyilik dalgalarının bir göstergesiydi. Oysaki o, her zaman küstah, bencil, saldırgan, öfkeli, kendi sınırları dışında sınır tanımayan, Avrupa’nın yeniden vücut bulmuş şeklinden başka bir şey değildi. Şeytanilik, ABD’nin, imparatorluğa dönüşmesini sağlayan etkenlerden biridir ve böyle de kalmaya devam edecek; ta ki, Roma’yı yıkan kavimlerin gelişine dek.
Amerikan sistemi diye bahsettiğimiz şey, alt katmanlarında demokrasi, sözüm ona insan hakları, adalet, eşitlik, eşitlik vatandaşlık olan ilkeler, yani beyaz adamın kendini aynaya bakmayarak tanımladığı tezahürler. ABD, bu sistemini onlarca yıl Vietnam’da taş üstünde taş bırakmayarak, Sudan’da kimyasal silah deposu diye bir ilaç fabrikasını bombalayarak, Afganistan’da bir düğün evinde masum onlarca kişiyi öldürerek göstermedi mi? Şimdi de ABD’nin Ortadoğu’daki şovalyeliğini yapan Suud yönetimi, insan haklarını öğrenmek yerine patronundan aldığı cesaretle Yemen’de okula giden çocukları bombalamıyor mu?
Türkiye’ye son iki hafta yaşattığı ekonomik saldırganlık, hep bu dışavurumun bir ürünü. ABD’nin tarihine baktığımızda hep saldırganlık ve kaos oluşturarak ayakta kaldığını fark edeceksiniz. ABD’yi imparatorluk yapan Filistin’de İsrail’in senelerce yaptığı zulümdür, Afganistan ve Irak gibi İslam beldelerin işgalidir. Bunları söylerken tipik bir Amerikan düşmanlığı refleksi ile söylemiyorum. Bir bakıma bu tipik Amerikan düşmanlığı da kendisi açısından sorunlu gözükmekte ve yıllarca sol anarşistlerin söylemlerinden farklılık içermemekte. Bu söylem sorunu ABD’nin etkisini azaltmak bir yana aksine daha da beslemekte.
Bugün, ABD imparatorluğunun hegemonyası gündelik hayatımıza kadar sirayet ediyor. Ondan kurtulmak istesek de, başarılı olamıyor, her defasında yenilgiye uğramak zorunda kalıyor ve onun ürettiklerini tüketiyoruz. Çünkü ABD saldırganlığını sadece ekonomi ve siyasete indirgemek, bu imparatorluğun üzerimizdeki baskısını daha da artırıyor.
ABD ile hesaplaşmak mecburiyetindeyiz, adeta bu hesaplaşmaya mahkumuz. Özgürlüğümüzü ancak bir savaşla değil hesaplaşma ile kazabileceğimizi göreceğiz. Bugün artık yıllarca göz ardı ettiğimiz bir “Amerikan Sorunu”ndan söz edebiliriz. Müslümanların Filistin’de yaşadığı, Arakan’da gördüğü zulüm bu sorunu görmemizi perdelese de, artık bu sorunu, bizim yeniden tanımlamamız ve hesaplaşmadan galip çıkmamız gerekiyor. Dikkat edin her alanda bir savaştan söz etmiyorum her alanda hesaplaşmadan bahsediyorum; bizi zafere ulaştıracak bir yoldan.
Burada Türkiye’nin tarihi rolü, izlediği stratejik ve reel politika ile bizim hesaplaşmamızı birbirine karıştırmamak gerek. Çünkü devletler siyasetlerini çıkarlar üzerine kurar, bazen bu çıkarlar bizim niyetlerimizle de örtüşmeyebilir. Önemli olan bu stratejiler ve niyetlerin çelişmemesini, birbirleriyle çakışmamasını sağlamaktır.
Öncelikle içi boş ABD karşıtlığı bizi bir yere götürmez, bu beyhude bir çabadır. ABD karşıtlığını bir Batı karşıtlığına dönüştürmemek gereklidir ön planda. Çünkü bizi yıkacak olan karşı tarafın toptancı bir yaklaşımı ve kullanacağı ortak dil olacaktır. Bu yaklaşımı ve ötekileşitirici dile izin vermemeliyiz. ABD’ye rağmen, Batı’da ve Doğu da hatta Güney de müttefikler bulmak, onlarla birlikte hareket etmek zorundayız. Suriye için Fransa, Almanya, Rusya ve Türkiye arasında yapılacak zirve bu toptancılığı yıkmanın ilk adımı olabilir. Biz ABD’yi karşımıza alırken diğer Avrupa devletleri ile karşıtlık üzerinden bir politika içerisine girmek, hem stratejik bakışımıza hem de reel politikamıza da ters gelecek ve geri tepecektir. Çünkü karşı taraf için tarihsel ve kültürel açıdan ortak düşman olarak görülmek daha kolaydır.
ABD ile sürdüreceğimiz hesaplaşma, Müslüman dili ve halkları üzerinden kurulursa, bizim yalnızlığa düşmemiz ve hesaplaşmayı daha başlamadan kaybetmemiş söz konusu olabilir. ABD’nin bu tuzağına düşmemek için kapsayıcı bir dil kullanarak hareket etme zorunluluğumuz var öncelikle.
Biz medeniyet perspektifinden yapacağımız hesaplaşmayı biraz erteleyelim. Çünkü yeryüzündeki Müslümanlar olarak bir hesaplaşma birikimiz olsa bile medeniyetimizi yeniden inşa etme birikimiz henüz yok. Bu yüzden şimdiki hesaplaşma daha çok stratejik ve reel politik üzerinden olmalıdır.
Bizim 19 yüzyıldaki en önemli hatamız, Batı içindeki farklılıkları göremememiz ve o farklılıkları kullanmamamızdan kaynaklandı. ABD hegemonyası, bizi olduğu gibi birçok Avrupa ülkesini de rahatsız etmekte. Çünkü onlar da Trump saldırganlığın tek bir kişinin patolojik davranılışlarından kaynaklanmadığını sıranın kendilerine de geleceğini biliyorlar.
Avrupa ve ABD ne zaman Suriye’de DEAŞ gibi ortak bir terörist düşmana karşı birleşti ve PKK, YPG veya diğer terörist bir guruba karşı birleşmediler, ortak bir çaba içerisine girmediler. Ne zaman DEAŞ ortaya çıktı, o “üretilmiş” düşmana göre birleşerek ortak düşmana karşı savaştılar. Oysaki PKK da yıllardır kendilerinin kabul ettiği gibi bir terörist örgüttü, ama Türkiye’nin teröre karşı mücadelesinde destek olmakta daima gönülsüz oldular.
Bugün artık öteki, Müslümanlar değil depresyona uğramış ABD imparatorluğudur. Bu imparatorlukla hesaplaşmak, geniş bir ittifak içerisinde yer almakla olacaktır. Bu ittifaka stratejik düşünebilen, geleceğini ABD’ye bağlamamış Avrupa devletleri olduğu kadar Rusya Çin, Hindistan da yer almalıdır. Ancak bu hastalıklı imparatorluğun saldırıları, ortak bir karşı duruşla önlenebilir ve kendi medeniyetimizi inşa etmede bir adım olabiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti kongresinde dediği gibi “İmanımız varsa imkanımız da vardır.” Haydi o zaman hesaplaşma vakti...
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları


























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.02.2019
18.12.2018
13.11.2018
30.10.2018
16.10.2018
25.09.2018
18.09.2018
4.02.2018