Kemal CAN
Bahçeli’nin “el uzatmasını” başlangıç sayarsak, süreçte bir buçuk ay geride kaldı. Bu haftanın gelişmeleri, hareketliliğin devam ettiğini ve hızının da pek düşmeyeceğini gösteriyor. Bahçeli’nin -muhalefet medyasının çok ilgi gösterdiği- sembolik mesajları, bu kez “vakit tamam” videoları ile geldi: “Yalnız kalsak da yoldan dönmeyiz”, “terörden kurtulmak istiyorsan”, “Beka ve refah istiyorsan”, “Bin yıllık kardeşliğin devamı” için, “vakit tamam”. Bahçeli grup toplantısında, çerçevenin etrafını örmeye devam etti ve olayı “Turan ülküsüne” kadar taşıdı. “Erdoğan’la görüş ayrılığınız mı var?” diye soran gazeteciyi de azarladı. Esenyurt ile başlayan CHP belediyeleri cenderesinin artarak devam edeceği sinyali verildi. Bunlara ek olarak -daha önce de gündeme gelen- DEM belediyelerine kayyım sağanağı başlayacağı haberleri çıktı. Bu hengamede, yine içeride ne konuşulduğunu bilmediğimiz bir buluşma gerçekleşti. (3 Ekim’den bu yana -en azından ilanen ve baş başa- görüşmemiş olan Erdoğan ve Bahçeli, külliyede bir araya geldi) Görüşme öncesinde Erdoğan, görüşmeyle eş zamanlı olarak danışmanı Uçum, “yüksek uyum” mesajları verdi. Bu arada Öcalan’la İmralı’da yeni bir görüşme izni çıkacağı haberleri sızdırıldı. CHP, yine “iktidarda çatlak” üzerine konuşmaya başladı. DEM’de de güncel ihtiyaçlar ile bölge konjonktürü öncelikleri konusunda iktidarın ayrıştığı yorumları yapıldığını öğrendik. Gerekçeler ve gidişat penceresinden “vakit tamam” denilen başlıklara bakalım.
Bahçeli, DEM sıralarına elini uzattığında, Erdoğan’ın “bölgesel ve küresel tehlikeler karşısında iç cephenin sağlam tutulması” sözünden ilham aldığını söylemişti. İma edilen, dış -bölgesel- dinamiklerdi. Daha sonraki günlerde, iktidar medyasının sopalı yorumcularının -pozitif anlam yükleyerek- “devlet aklı” anlatmaları da bu yüzdendi. Ancak iş, “Öcalan gelsin DEM Grubunda konuşsun” çıtasına yükselince işler karıştı. Çeşitli spekülasyonlara neden olan bir sürü tartışma çıktı ve konu daha çok iç dinamikler etrafında tartışılmaya başlandı. “At pazarlığı” kabalığındaki yorumlarla, “kritik eşik” hüsnü kuruntusu aynı anda devreye girdi. Bahçeli ve Erdoğan’ın, gerekçe, öncelikler ve izlenecek yol konusundaki pozisyonlarını hala tam olarak bilemiyoruz. Sert hamlelerle ilerleyen bir mücadele mi izliyoruz yoksa müthiş bir aktörlük performansı mı söz konusu, belirsiz? Konuşan tek taraf olarak Bahçeli’nin -her grup konuşmasında- ördüğü anlatıyı takip edince, bir siluet beliriyor. Bölgesel gelişmeler ve küresel trend, önemli riskler ve belki de beklenmedik fırsatlar yaratmaya aday. Bahçeli’nin hamlesinin fonuna yerleştirdiği tarihsel perspektif ve varılacak hedefle ilgili tasavvuru da, böyle bir ima -en azından meşruiyet kaynağını- içeriyor. Ancak çıkışın yarattığı -hiç de hesap edilmemiş gibi durmayan- eş zamanlı sonuçlar, iç dinamiklerde kısa dönemli basit taktik hamleler gibi durmuyor. Yani, hem içeride hem dışarıda, pek çok başlıkta “vakit tamam” diye düşünüyor veya düşünülmesini öneriyor olabilir.
Önceki “çözüm süreci” sırasında da, bölgesel dinamiklerin asıl belirleyici olduğu, sık başvurulan argümanlar arasındaydı. Özellikle Kürt siyaseti çevresinde, 2010 Arap Baharı ve 2011 Suriye’deki gelişmelerin, bu açılımı zorunlu kıldığı çok konuşulmuştu. Açıkçası o sürecin, “çözümle” alakasız ve kendi iddiası açısından başarısız olsa da, önemli aktörlerin ciddi yeni pozisyonlar kazanmasına neden olduğunu kabul etmek gerekir. Süreç aktifken de masa devrildiğinde de, hem iç dinamiklerde hem bölge dengelerinde kalıcı değişikler oldu. (Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta yerleşik hale gelmesine varan artçı süreçler başladı) Kürt meselesi sadece “uluslararasılaşmadı”, Türkiye siyasetinin de en çok istismar edilen merkezi değişken haline geldi. Şimdi, bölge dengeleri ve iç dinamikler açısından, bu merkezi rolün tazelenmesi, galiba yeniden tarifinin gerektiğini düşünenler -iki tarafta da- az değil. Bahçeli’nin “şok önerisinin” -geçen haftaki yazıda daha ayrıntılı biçimde açıkladığım- kısa özeti: “PKK silah, DEM de siyaseti bıraksın”. Bahçeli, “Kürt kardeşleriyle” ilişkiyi, “eskiden olduğu gibi” tesis ederken, yeni bir stabilizasyonla dışarıda tehdit olmaktan ve içeride de “sorun” olarak konuşulmaktan çıkarmak istiyor. Kürt sorunu demeden Kürt realitesinin kabulünü ve “ortak çıkar” parantezine alınması böyle mümkün görüyor. Bahçeli, riskler ya da fırsatlarla paketlenmiş tarifi için, kimseyi iknaya çalışmadan, kuvvetle ittirerek “vakit tamam” diyor.
Herkes, bu iktidarın tek önceliğinin, iktidarda kalmak olduğunda hemfikir. Bahçeli, bunu yıllardır “Beka gereği” olarak zaten anlatıyor. İktidarda kalma stratejisinde, muhalefetin tanzimi, hep çok belirleyici unsur hatta büyük ölçüde bunun üzerine kuruldu. Kısaca, “kendi tarafını toparlayamıyorsan, karşı tarafı dağıt” yöntemi. İktidarın muhalefet içine elini sokup karıştırma kabiliyetini ve sonuçlarını defalarca gördük. Ancak, 2024’de bağımsız hareket etme istidadı gösteren -özellikle daha önce kendisine oy vermiş- seçmenin tavrı, iktidar için çok rahatsız ediciydi. Tıkanmış mühendisliğin ve fazla kullanılmış enstrümanların yeni durum için tazelenmesi, siyasi alanın -mümkünse kalıcı olarak- baştan düzenlenmesi gerekiyor. İlk etapta, inisiyatif zafiyetinin ve moral sarsıntının atlatılması, hiç olmazsa akut krizin kontrolü gerekiyordu. Normalleşme ve “MHP’nin çıkardığı engel” tartışmaları, bu ihtiyacı hakkıyla karşıladı. Sonraki aşama, 2015’te yine bir Bahçeli hamlesiyle oluşan (Aslında 2001’deki dönemin başlatıcısı da Bahçeli’ydi) ve iktidarın on yılını kurtaran siyasi tasarımın yeni versiyonunu hazır etmekti. Korkulu rüya görmeyecekleri etraflı bir alan ve yol temizliği, taktik hamlelerin kolay işleyeceği ve “bozmayı” kalıcılaştıracak yeni bir vasat. Ayrıca karşı tarafı tedirgin etmeden hatta özgüven rehaveti içinde kıvama getirmek ve alan tanzimi için “vakit tamam” olabilirdi.
Yapılan bütün araştırmalar – İttifak tabanındaki toplam küçülmeye rağmen- AKP ve MHP seçmen profillerinin -hiç olmadığı kadar- benzeşmeye başladığını gösteriyor. Gündelik olaylara verilen reaksiyonlar, mevcut durum algısı ve gelecek tahayyülü konusunda, şaşırtıcı yakınlaşmalar hatta keskinleşmeler var. Başlangıçta, çatıda kurulan ve kurumsal aktörlerin ayrı ayrı kontrol ettiği aritmetik toplamdan alınacak netice yeterliydi. Hatta bunun yaratacağı mutlak çoğunluğa güvenerek, -yine Bahçeli hamlesiyle ve kendisine mecburiyeti artıracak- “başkanlık sistemi” çivisi çakıldı. Ancak bugün, aritmetik toplamın çoğunluk garantisi içermediği ve geçici provokasyonlarla muhalefet “bozmanın” sonsuz bir imkan olmadığı görülüyor. Diğer yandan, küçülürken sert bir çekirdeğe doğru toparlanan taban, -eskiden de denenmiş- ideolojik sentez ilhamı veriyor. Bu ilhamda, yine geçen haftaki yazıda değindiğim gibi, -özellikle Bahçeli’nin dile getirdiği- CHP’nin yeni konumlandırılışı kritik. Kürt siyasi hareketi için tarif edilecek oyun sahası da önemli. Fakat hala ciddiye alınabilir bir Kürt oyuna sahip ve birazını geri kazanabileceğine inanan Erdoğan’ın aritmetiği ile, Bahçeli’nin (ideolojik simbiyoz) hesabı farklı önceliklere dayanıyor. Ayrıca, Cumhur İttifakı’nın destek temininden tek başına sorumlu hale gelen Erdoğan’ın sırtındaki yumurta küfesi daha büyük. Ne ahenkle işleyen bir iş bölümü ne de farklı yönlere çeken inatlar var ama hem eski için hem yeni için “vakit tamam”.
Cumhur İttifakı -iktidarda kalma konusundaki uyuma rağmen – kuruluşundan itibaren, daima denge ve ağırlık mücadelesi yaşadı. Üstelik normal siyasi süreçlere açık ve bir hukuksal çerçeveye bağlı olmadığı için bu mücadele, atipik ve sert yöntemler ya da dolaylı araçlarla yürütülüyor. Erdoğan, iktidarda kalmanın diyeti olarak, güç ve sınır paylaşımına ve ideolojik benzeşmeye yıllar önce razı olmuştu. Bu rıza, mesela ekonomide daha özerk (koalisyonun başka unsurlarının rekabetine sahne olan) hareket imkanı sağlarken, “Beka Davası” ile özetlenen güvenlik politikaları ve genel siyasi alanda daha sınırlı manevra alanına sahip. Genişletme veya dirsek gösterme girişimlerinde ise gerilim, beklenmedik hızla yükseliyor. Normalleşme sürecindeki “git CHP ile ortak ol” resti, AYM konusunda doz farkı, şimdi etki ajanlığı yasasındaki zıt yaklaşımlar, en yakın örnekler. Elbette, son on yılın rotasını çizen, Beka Davası’nın üzerine oturduğu ve seçim stratejilerinin göbeğindeki Kürt meselesi, bundan azade olamaz. Çeşitli tartışmalara ve spekülasyonlara neden olan fark iddialarının da, basit bir rol paylaşımının saklanması için uydurulmuş “oyun” olma ihtimali epey düşük. (Eğer öyleyse, “iyi polis rolünü” iyi giymiş ve sahte öfke gösterileri yapan bir özel yeteneği izliyoruz demek) Oysa 2024 seçimi sonrasında, AKP’nin MHP’yle sorunlu kanadının muştuladığı “arayışların” ve her meselede aslanlara atılacak günah keçisi olarak gösterilmeye kalıcı cevap için “vakit tamam” denmesi ihtimali çok daha yüksek.
Toparlarsak; küresel dinamikler ve bölge dengelerinde ortaya çıkan risk ve fırsatlar; Kürt meselesinin, hem iç hem dış zeminde stabilizasyonu; muhalefetiyle, aktörleriyle siyasi alanın yeniden tanzimi; tıpkı 2015’te olduğu gibi uzunca bir dönemi sürükleyebilecek toplumsal, siyasal ve belki de hukuki vasatın temini; iktidar ittifakının ağırlık merkezinin ve mecburiyet ilişkisinin yeniden tanımlanması. Bu beş başlığın, sürecin hem gerekçesinde hem de gidişatında nasıl bir ağırlığa sahip olduğunu ve bundan sonrasını nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz. Yaklaşım, öncelik, yöntem ve patronaj farklarını, her başlıktaki pozisyonunu da. Bazılarının diğerlerini teşvik etmesi veya zorunlu kılması söz konudur. Belki de birbirini dengelemeleri öngörülmüş olabilir. Karar kronolojisinde, bazısı başlatıcı, bazısı mesnet olarak kullanılmıştır. Birlikte düşünülmüş ya da ayrı ayrı ele alınmış olması da mümkün. Benim fikrim, dış dinamiklerin ilk hareket ve mesnet için elverişli olduğundan öne çıkarıldığı ama Türkiye’nin son çeyrek yüzyılını net sınırlarla çizen dönemlerde olduğu gibi bir dönem eşiği hevesinin önemli motivasyon olduğu yolunda. Kalın harflerle altını çizerek söylemeliyim ki, bu süreç, mükemmelen planlanmış ve bütün adımları tıkır tıkır işleyen bir mekanik değil elbette. Elimizdeki verilerle, basit bir taktik hamle için fazla yüksek, hızlı ve karışık olan bu sürecin derdini, Bahçeli’nin çizdiği çerçeveden görünenlerle tartışıyoruz. Elbette gösterilmek istendiği kadarını görerek.
Bir başka önemli soru, bu niyet demetini kim tasarladı? Birçok kişinin şıp diye anladığı -öyleyse ne işe yarayacak sorusu boşta ama neyse- basit taktik bir oyun değilse, bu akılları ve hamleleri kim buluyor veya hazırlıyor? İktidar çevrelerinde bile açıktan itişmelere yol açan, muhalefette uzlaşmaz yorum farklarına neden olan gürültülü bir tartışma bu. Sürecin sözel çıkışlarını Bahçeli yapıyor, Erdoğan ya peşinden gelerek ya da suskun kalarak katılıyor veya mesafe koyuyor. Açıklamaların aralarına yerleştirilmiş imalar, sembolik göndermeler kafa karıştırıyor. Tecridin gevşetilmesi, kayyım atağı veya sınır ötesi operasyon gibi somut hamlelerin ise Erdoğan’ın tensip ve talimatına bağlı olduğu varsayılıyor. Bu hamlelere yüklenmiş mesajların adresleri ve hedefi konusunda da tartışmalar devam ediyor. Bence, öncelik, yöntem ve gerekçeler bakımından rezervleri olmakla birlikte, iktidarın siyasi kanatlarının (tepelerinin) ve bir kısım devlet bürokrasisinin haberdar ve kısmi mutabakat içinde olması kuvvetle muhtemel. Hatta bazı adımlar, haberdar olmamızdan önceye dayanıyor. Muhtemelen Erdoğan, kendisini iyi hissettiği, yavaş bir al-ver planına daha yatkındı ve bu durum onun önceliklerine daha uygundu. Bahçeli’yi razı etmiş havasını da tercih ederdi. Bahçeli, yüksek çıkışla, tayin edici inisiyatif aldı. Mehmet Uçum’un “devlet inisiyatifi” olarak tarif ettiği bu inisiyatifin, yol açmak, yol kesmek veya yol değiştirmek seçeneklerinden hangisiyle ilişkili olduğunu da henüz bilmiyoruz. Bahçeli’nin iktidara mecburiyetlerine de vurgu yapılıyor ama Erdoğan’ın iktidar bağımlılığı kimseyle kıyaslanamaz. Bahçeli’nin çıkışının -tıpkı 2015’teki gibi- siyasi intihar olacağı iddialarını zayıflatmak için, atılan ipi odasına asması, iki grup toplantısı ve dört video yetti. Ortada, gizemli bir durum, bilgelik ve keramet de yok. Ancak 2001 ve 2015’teki tasarımların sahibi de belirsiz ama Bahçeli’nin açılıştaki tayin edici rolünü ve devamının nasıl geldiğini akılda tutmak lazım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025
19.11.2024
11.11.2024
7.11.2024
2.11.2024
3.09.2024
14.06.2024
20.04.2024