Mithat SANCAR
rkçılık, ayrımcılık ve nefret söylemi, bu ülkenin en yaygın gerçeklikleridir. Birbirine bağlı, çoğu zaman iç içe geçen bu davranışlar, gündelik hayatta çeşitli kılıklarda sıkça karşımıza çıkarlar.
Bir topluluğa yönelik ırkçı temelli genel bir ayrımcılık ya da somut bir saldırganlık için kullanılabilecek bir bahane, bahane üretmeye elverişli bir ortam ve bu bahaneyle harekete geçecek insanlar her zaman vardır. Aynı şekilde, siyaset, yönetim ve medya dünyası, bu saldırganlığı meşru veya önemsiz gösterecek bir mazeret bulmakta hiç zorlanmaz, bunu devreye sokmakta da hiç gecikmez. Yargı da, egemen Türkçü ırkçılığı ve devlet politikalarıyla örtüşen nefret söylemini takip etmeye ve hele de cezalandırmaya kolay kolay yanaşmaz.
Irkçı saldırganlık, bazen insanların isimlerinden ve Türkçeyi telaffuz biçimlerinden duyulan bir “rahatsızlık” kılıfında dışa vurur. Kürdçe isim taşıyan veya Türkçeyi “Kürtçe aksanı”yla konuşan insanların abartısız hepsinin hayatlarında en azından bir kere karşılaştıkları bir durumdur bu. Özellikle çocuklar ve gençler, en çok da okullarda, isimlerinden veya “Kürtçe aksan”larından dolayı yöneticilerin, öğrencilerin ve diğer öğrencilerin ayrımcı tavırlarıyla bir şekilde tanışırlar. Bir zamanlar PKK’nin eylemleri “bahane” olarak kullanılırdı ırkçı pratikleri mazur göstermek için. Yaklaşık iki yıldır “çatışma ve eylem” de yok, dolayısıyla bu yaygın bahane de ortadan kalktı, ama bu ırkçı ayrımcılığın devam ettiğine ilişkin haberler bitmiyor.
Tarihin en kanlı kıyımına yol açan antisemitizm gibi bir ırkçılığı alenen tedavüle sokmak için, mesela İsrail devletinin Filistinlilere karşı saldırgan politikaları rahatlıkla bahane haline getirilebiliyor. Sanki antisemitizm İsrail devleti kurulmadan önce yokmuş ya da İsrail’in Gazze’deki gibi kanlı saldırıları olmasa antisemitizm olmayacakmış gibi yalancı bir denkleme dayanıyor bu bahane de.
Son zamanlarda ırkçı nefretin hedefine Suriyeliler yerleştirildi. Linçlere ve pogromlara varan saldırılar yapılıyor Suriye’deki iç savaştan kaçıp bu ülkeye sığınan insanlara. Dünyanın herhangi bir yerinde göçmenlere ve sığınmacılara karşı saldırılara bahane edilen her şeyi burada da görmek mümkün. “Yeni ırkçılığın” bu en tipik biçimini destekleyenlerin bir kısmının, cumhuriyetin kuruluş sürecinde üretilen “ilkel ve kalleş Arap” imgesinden beslendiklerini de unutmayalım.
Bunlar, ırkçılık, ayrımcılık ve nefret söylemi konusunda gözümüzün önünde cereyan eden “kaba örnekler”. Bir de, hayatın her alanına sinmiş olaylar ve davranışlar var. Medya taramalarına ve çeşitli saha çalışmalarına dayanan araştırmaları şöyle bir karıştırmak bile, ırkçılığa ve nefrete dayalı ayrımcılığın ne kadar yaygın ve olağan olduğunu görmeye yeter.
Manzara bu kadar net olmasına rağmen, birbirinden farklı çevreler, Türkiye’de ırkçılığın bulunmadığını ve olamayacağını iddia ederler. Bunlara göre tek ırkçılık biçimi vardır, o da ten rengine dayalı ayrımcılıktır, bu da bizde yoktur ve hiç olmamıştır. Oysa ırkçılıkla ilgili çalışmalar çok gelişti. Irkçılığı, ten rengine dayalı ayrımcılıktan ibaret gören yaklaşımlar, çok gerilerde kaldı. “Yeni ırkçılık” türleri ve pratikleri tanımlandı; bunlara karşı mücadele yöntemleri geliştirildi. “Gündelik ırkçılık” diye bir kategori ortaya atıldı; bunun tezahürleri, saha araştırmaları ve teorik çalışmalar yardımıyla deşifre edildi. Meselâ, bu bilgileri ve ayrımları görmezden gelmenin, ırkçılığın gündelik hayatta yaygınlaşmasında, giderek normalleşmesinde önemli bir rol oynadığı saptandı.
Aslında bunların hepsi, hakikatle yüzleşmekten kaçınmanın ve kaçmanın bahaneleri. Irkçı saldırganlıklar için bahane üretme kültürü ve refleksi, ırkçılığı inkâr etme veya gizleme konusunda da aynen işliyor.
Irkçılık, bu ülkenin temel gerçekliklerinden biriyse, hakikatle yüzleşme korkusu ve/veya beceriksizliği bir diğer temel gerçekliktir.
Lakin “hakikat” bu konuda hiç de karmaşık değil: Yüzleş(e)mediğiniz sorunları bir süre idare edebilirsiniz; ama halledemezsiniz. İdare etmek de ancak bir yere kadar! Zira hayat, köleniz değil; her isteğinize, istediğiniz karşılığı vermez. Yüzleşmediğiniz sorunlar, gün gelir kendileri sizinle yüzleşir. Hayatı kandırdığınızı, uyuttuğunuzu sanırsanız, fena halde yanılırsınız. Hayat bildiğince akar; yok saydığınız sorunları vaktin birinde önünüze yığar ve bir bakarsınız, kaçacak yeriniz kalmamıştır. Hem o sorunlar da, akan zaman içinde büyüdükçe büyümüştür. Küçüğünü çözemediğiniz sorunun, büyüğünü çözmeniz çok daha zordur. Üstelik yüzleşmekten kaçındığınız için, sorun çözme bilginiz ve beceriniz de iyice düşmüştür. Sorunların bastırmakla yok olmadığını, alttan alta kaynamaya devam ettiğini ve yıkıcı bir enerjinin birikmesine yol açtığını, bunun da bir gün mutlaka patlayacağını “hayat bilgisi” söylüyor; patlamanın her zaman bir bedeli olduğunu da…(BasHaber Gazetesi)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2015
22.03.2015
12.02.2015
5.02.2015
27.01.2015
20.01.2015
13.01.2015
6.01.2015
29.12.2014
23.12.2014