Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
YSK bir kararla barışa ve demokrasiye dinamit attı. Herkes üzerinde hemfikir, bu karar hukuki bir karar değil siyasi bir karar. Öyle olduğunu sonuçlarından da görüyoruz. Ortalık karıştı, Türkiye ayağa kalktı. Kendi içinde tutarsız olan, çelişkilerle dolu, hukuken güçlü dayanaklara sahip olmayan böyle bir kararı alanların doğacak sonuçları öngörmemiş olmaları düşünülemez.
BDP Milletvekili Sırrı Sakık’ın dünkü açıklaması kararla ilgili kuşkuları arttırıyor. YSK Başkanı ve YSK içinde ilgili birimle yüz yüze görüşülmüş. Dosyalara bakıp sorun yok demişler. Yani adaylar onaylanmış. Ardından 48 saat sonra veto gelmesini kasıtlı bulan Sakık, “Türkiye tekrar çatışma ortamına sürüklenmek isteniyor, birileri düğmeye bastı” diyor. Hukukçu Kezban Hatemi de aynı kanıda “Karar bana, derin bir amaç güdüldüğünü açık biçimde gösteriyor” demiş.
YSK’nın veto kararı ölü doğmuş bir karardır ve bu ölü kaldırılmalıdır. Aksi halde demokrasimizi ciddi bir tehdit beklemektedir. Seçimler de, bu seçimler sonucu oluşacak Meclis de, bu Meclis’ten çıkacak hükümet de ve bu hükümetin kararları da şaibeli olacak, meşruiyeti her zaman tartışılacaktır.
Türkiye bu ağır yükü kaldıramaz
Bu ölü nasıl kaldırılırsa kaldırılsın YSK’ın veto kararıyla nasıl bir dinamit deposu üstünde oturduğumuz bir kez daha görüldü. Şaka değil.
Gördük ki, Türkiye radikal bir yapısal demokratik değişimi gerçekleştiremediği durumda önce barış sonra onunla birlikte demokrasimiz her an kopabilecek pamuk ipliğine bağlı olacak. Yüzde on barajıyla, bu seçim ve Siyasi Partiler Yasası’yla demokrasimiz geldiği noktadan daha öteye büyüyemez. Ama esas mesele demokrasimizin parametresini değiştirecek yeni sivil demokratik anayasadır.
Yasaların vatandaştan (insandan) önce geldiği bir devlet kanun devletidir ama hukuk devleti değildir. Vatandaşın (insanın) önde geldiği yeniden yapılanma gerçekleşmedikçe bu çarpık yapının bir duvarını düzeltirsiniz öbürü yıkılır. HSYK’yı düzeltirsiniz, YSK çıkar karşınıza. Yani sistem tabiyet ilişkisi üretmeye devam eder. YSK’nın en hafif nitelemeyle bu sorumsuz veto kararı, hiç değilse bu gerçeğin bir kez daha görülmesini sağlamış olursa zarardan kâr etmiş oluruz.
Önümüzde kolay olamayan dönemeçler var
Seçimler eğer bir kazaya uğramaz da yapılırsa yeni seçilecek TBMM’nin önünde demokrasinin sorunları en başta gelecek. Demokrasimizin iki ana sorunu var: Yeni sivil anayasa ve Kürt sorununun barışçı çözümü. Bu iki sorun biri ihmal edilerek öteki çözülebilir cinsten değildir. Bir yandan KCK davaları , operasyonlar sürecek, dağda olanları düze indirecek ortamı yaratmış olmayacaksınız, ama aynı zamanda yeni anayasa yapmaya soyunacaksınız!.. Yeni anayasa diyeceksiniz, ama anayasanın insanı değil devleti öne alan hükümlerine dokunmayacaksınız!…
Bu yolun anlamı ikili iktidar sistemini devam ettirmektir.
Dün bu çelişki yani ikili iktidar yapısı görülmüyordu ama bugün bütün ihtişamıyla orta yerde. Devlet öncelikli iktidar ve insan öncelikli iktidar artık yan yana kuzu sarması gidemez. YSK’nın sorumsuz veto kararı bir kez daha bu ikili iktidar yapısını gözler önüne serdi.
Ya tabiyet ilişkisi ya özgürlük ilişkisi
Türkiye bu seçimi yapmak zorunda artık. Aslında halk seçimini yaptı, hem de iki kez. Birincisi Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararını tanımayarak yaptı, 2007 seçimlerinde yüzde 47 ile; ikinci olarak kısmi Anayasa değişikliğinde yüzde 58 ve üstüyle. Her ikisinde de halkın verdiği kuvvetli mesaj yorum gerektirmeyecek denli açıktı.
Bu ülkenin geleceğini belirleyecek kurucu irade bendedir dedi.
Bu iki zirvenin ardından olması gereken şey vesayet yani tabiyet ilişkisi üstünde yapılanmış devleti ve siyaseti özgürlük ilişkisi temelinde yeniden yapılandıracak toptan yeni anayasa yapma işine girişmekti. Yeni anayasa yapabilmek için ortamı demokratik reformları sürdürerek iyileştirmekti. Düşünce, ifade, basın özgürlüğü önündeki engelleri temizlemek, seçim barajını kaldırmak, Kürt halkı üstünde KCK davası türünden baskılara ve operasyonlara son vermekti.
Tersi oldu, AKP en olmayacak yerde frene bastı ve araba kaymaya başladı.
Seçimler sonrasında tüm bu ana sorunlar ve çözümleri kendisini dayatacaktır. Çözümlerin derin demokrasi yönünde tecelli etmesini istemeyenler derin provokasyon tezgâhlarında yeni kumaşlar dokuyacaklar.
Hiç kuşkum yok.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012