Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Onlarca yıl etrafınızda haki renkten başka bir şey görmediyseniz renk körü olur, başka renkleri ayırt edemezsiniz. Askerî vesayetin duvarı yıkılıp da içeri biraz ışık sızınca dünyamıza nur yağdığını sanabilirsiniz. İktidara yakın medyada bazı yazarlar AK Parti’nin son seçimlerden buyana gösterdiği otoriterleşme eğilimlerini göremiyor, eleştirenleri ise iyi şeyleri görmemekle suçluyorlar. Solculuk damarlarımız kabardığı için iktidarın yaptığı iyi işleri göremiyor muşuz?
Askerle boğuşurken, AB’ye katılma hedefinde kararlı dururken, reformlar yaparken, Kürt açılımı yapmaya kaktığında, kısmi Anayasa değişikliğinde, ekonomide vs. AK Parti iktidarının olumlu adımlarını destekleyenler demek ki iyi şeyler yapıldığında görebiliyorlardı, şimdi acaba ne oldu da görme kabiliyetlerini yitirdiler? Solculuktan ise o zaman da solcuyduk şimdi de. Değişen biz miyiz yoksa AK Parti iktidarı mı?
AKP artık devlet oldu
12 Haziran seçimlerinde sandıkların açılması henüz bitmemişken, gazeteden seçim değerlendirmesi istendiği için yazı yetişsin diye kesin sonuçları bekleyemeden yorum yazmıştım. Yazımın başlığı “AK Parti artık devlet oldu” idi. Bu başlıktaki yazıma “Bu da nereden çıktı” diyen arkadaşlarım olmuştu o tarihte.
Bu yorumum aslında yeni değildi. Henüz sandığa gitmezden önce internet ortamında bana yöneltilen, “AK Parti’nin bu seçimde tek başına iktidar olup olamayacağıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken, “Asıl önemli olanı bu değil,” demiştim; “önemli olan seçim meydanlarında otoriter-milliyetçi bir söylem tutturan AK Parti’nin bu siyasi propaganda çizgisine rağmen, kendi doğal oy sınırını yani yüzde 37’yi aşıp yüzde 45’lere varması halinde bu, durumun anlamıdır. Yüzde 45 civarında oy alırsa bunun anlamı seçimler sonrasında Türkiye’nin ve AK Parti’nin otoriter-milliyetçi bir rotaya kayacağıdır.”
Böyle baktığım için, seçim sonuçları az çok belli olduğunda “AK Parti artık devlet oldu” diye yazmıştım. O yazımda bir “ama” da vardı. “Ama,” demiştim, “bir başka mesele AK Parti’nin devlet olanaklarını hangi yönde kullanacağıdır, reformları devam ettirme mi yoksa reformlardan vazgeçme mi?” Başka deyişle bu yorumuma rağmen yine de bir açık kapı bırakmıştım.
Askerî vesayet devletinin çözülmesiyle “devletin milletinden, milletin devletine” geçme eğilimin doğduğunu da yazmıştım bir yazımda. Bunun anlamı demokrasimizde normalleşmeye geçişti. Yoksa devletle milletin kaynaşması bütünleşmesi demek değildi, bu bütünleştirme zihniyeti zaten hep varolmuş olan otoriter-milliyetçilik anlamına gelirdi, sivil demokrasi değil.
Bugün durum ne?
Dün ilân edilmiş olan Kürt açılımından, Alevi açılımından bugün söz etmemiz mümkün mü? AB’nin demokratik özgürlükler açısından Türkiye’yi eleştirmesi haksız mı? Son seçimler öncesinden bugüne cezaevlerimiz daha mı tenhalaştı? Hayır. Bu durumun adı ne?
“Sivil vesayet” mi?
O da değil. Askerî vesayetin öteki yüzü çoğunluk vesayetidir ama sivil vesayet değildir. Çoğunluk vesayeti yalnız parlamento çoğunluğundan ibaret olmayıp devlet olan çoğunluk anlamınadır.Dolayısıyla otoriter-milliyetçilik devlet milliyetçiliğidir.
Son şike yasası rezaletine bakalım; orada da bir başka derin devlet görmüyor muyuz? Devletle bütünleşmiş çeteler, serbest piyasa kurallarının işlemediği devletçi bir ticari-mali futbol sektörümüz var. Milyon dolarların aktığı dünya futbol piyasası saydamlık (ne kadar olabilirse) peşindeyken, bu küresel eğilim Türkiye’nin de kapısını çalmışken AKP-CHP-MHP devletçileri buna karşı canhıraş biçimde direniyorlar. Şike piyasasının kaynağını kurutmak yerine şikeyi devlet denetimiyle yalnızca sınırlamak istiyorlar.
Arkasında başka ne olursa olsun esas mesele bundan ibaret görünüyor.
Sivil anayasa meselemize ne oldu?
Kaç yıldır, sivil toplum örgütleri, sivil girişimler yeni ve sivil demokratik bir anayasa için Türkiye’nin dört bir yanında sayısız halk toplantıları, çalıştaylar, sempozyumlar düzenlediler, akademisyenler görüş üstüne görüş açıkladılar, anayasa yapma deneyleri üstüne uluslararası katılımlı toplantılar düzenlendi, raporlar yazıldı vs... Şu anda pek çok sivil toplum kuruluşunun kendi anayasa taslakları var.
Peki, sonuç ne?
Bu çabalar unutulup mesele Meclis’in de üstünde vesayet yetkisine sahip bir komisyona havale edildi. Komisyona katılan partilerden birisinin çekilmesi halinde Meclis’e hiçbir anayasa taslağı gelemeyecek, görüşülemeyecek. Cemil Çiçek “Bünyemize uygun yeni bir anayasa” demiş. Bu bünyenin hacmini kim tayin edecek, üç parti mi, AK Parti mi, Cemil Çiçek mi? Sivil toplum bu “bünye içinde” yok mu yoksa?
Bu koşullarda sivil anayasa bir hayaldir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Üzgünüm
7.05.2012 - Gerçek muhalefetin ayak sesleri
3.05.2012 - Hasan Tahsin gerçekte kimdi
30.04.2012 - Sıcağı sıcağına...
28.04.2012 - Tarihe doğru uzun yürüyüş
26.04.2012 - Umudun gücü...
23.04.2012 - Dürüstlük üstüne
21.04.2012 - Ölüm sınırına gelindi
19.04.2012 - ‘Silahsız kuvvetler darbesi’
16.04.2012 - Bir dokun bin ah işit...
14.04.2012
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
vahit kanig
BDP sorununun mücadelesini mecliste vermek istiyorsa iyi ama meclis aritmetiginde denge unsuru olamaya çalışıyorsa bu tür siyasi rant arayışları Kürt sorununu çözümsüzleştirir.Zaten Rant arayışı, fırsatçılık dogu sorunun kökeninde yatan talihsiz bir tarihsel nedendir.Bosnada tüm insanlıga karşı bir insanlık suçu işlenirken PKK Belgradda büro açtı.Süriyede Kürtlerin kimlikleri dahi yokken Süriyeden TC ye savaş açtı. o hataydı bu hataydı ,hatalarınız biter inşallah