Nadi ÖZTÜFEKÇİ
Facebook'ta paylaşım yapmak.!?
Oldukça basit ve zahmetsizdir.
Gözüne kestirdiğin bir video, sana güzel gelen bir iki söz. Paylaş düğmesine bas, nereye olduğunu seç tamam.
Ya da kafana esen bir iki kelam da edebilirsin.
En keskininden ve en modasından beylik kavram ve kalıplar üzerinden bir iki sayfa yazı yazmak bile pek de matah bir şey değil.
Kendimce ben de epeyi bir yazı yazıyorum.
Çok matah bir iş yaptığımı da iddia etmiyorum.
Yazılarım okunur okunmaz, kimisi doğru ve önemli şeyler söz ettiğimi düşünür, kimisi de yanlış ya da önemsiz konular olduğunu düşünür.
Sonuçta allame i cihan değilim.
Öyle aman aman bir okur kitlem de yok.
Ama ne olursa olsun bin düşünüp bir yazmaya çalışıyorum.
Yanlış ve yanıltıcı şeyler yazmamaya dikkat ediyorum.
Etki çapım ne kadar mütevazi olursa olsun kimseye yanlış bir telkin vermek istemiyor ve "bence", "bana göre" gibi söylediklerimin yalnızca bir kanaat olduğunu vurgulamaya özel bir dikkat sarf ediyorum.
Benim gibi hastalık, yaş durumundan aksiyonerliği irtifa kaybetmiş birinin empatisini daha da yükseltmesi gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü konuştuğumuz konular milyonlarca insanı etkileyen yaşamsal konular. Yazdıklarımızla ülkenin ve coğrafyamızın başına örülecek çorapların bir iki tane ilmiğini de biz atmış olabilir, ya da tarihsel bir haksızlığın sürdürülmesine omuz vermiş olabiliriz.
Özellikle Kobane ve çözüm süreci ile ilgili olan konularda bin araştırıp, bin düşünüp, bir kelam etmek lazım.
Küresel Sermayenin özel dikkatine mazhar olmuş bu coğrafyada hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir.
Ama bir şey var ki; üzerinde hiçbir şüpheye yer vermeyecek kadar gerçek…
Ölümler.!!
Binlerce genç ve yaşlı insanın ölümü gerçek…
Koboni’de direnen PYD’liler ısrarla; “bize asker değil, silah lazım” dediği halde, insanları orada savaşa katılmaya çağıran paylaşımlar görüyorum.
Facebook sayfaları sorumsuzluğun dayanılmaz hazzını yaşacağımız yerler değildir.
Özellikle tuzunu kurutmuş, romatizma, diyabet, vs. gibi bahaneleri ile donanmış, yaşları kemale ermiş o keskin solcular..!
Lütfen paylaşımlarınızda empati konusunda cimri olmayın.
Profesyonel orduların savaş arenasına, yiğitliğinden, sosyalizme inancından başka bir şeyi olmayan gençleri gitmeye teşvik eden paylaşımlar yapmayın.
Gençleri, sizlerin yanına bile yaklaşamayacağınız ateşlere atlamaya çağırdığınız paylaşımların, hemen üstünde rakı balık sofralarındaki fotoğraflarınızın paylaşıldığı sayfalarınıza; bir de emekliye ayırdığınız vicdanınızla birlikte bakın.
Biliyorum ki yine yaftalanacağım.
Yine bir takım trend fırsatçıları kendi sayfalarında öfkeli maymunları oynayacaklar.
Zira yaftalama sezonu açıldı gene…
Son günlerde piyasada şu bildiğimiz yaftalama çeteleri de çoğalmaya başladı.
Tek yönlü bilgilenme ve değerlendirme harici paylaşımlar aforoz edilmeye başladı bile.
Soru sormak, kafalarda beliren çelişkileri dile getirmek suç oldu.
Anımsarsak; bu günlere de yaftalama konusundaki hevesimizden geldiğimizi görebiliriz.
Şöyle bir geriye doğru bakarak olan bitenler üzerinde düşünecek olursak, popüler değer yargılarına göre yapılan tüm analizlerin yanlış olduğu anlaşıldı.
Balyoz ve Ergenekon davaları, 12 Eylül Anayasa referandumu sıralarında öne çıkarılan tüm söylemlerin ne kadar yanlış olduğunu şimdi gördük. O zamanlar bu olup bitenlere dikkatli bakmak gerektiğini söyleyenlerin de nasıl yaftalandığını görmüştük.
Ancak zaman, o yafta şampiyonlarını haksız çıkardı.
AKP’nin bugünkü diktatörlüğü biraz da kendini solda, hatta “en solda” gören keskin yaftacılar sayesinde inşa edildi. Güçlü, donanımlı ve karanlık bir kaynaktan piyasa edilen bilgi(!) ve analizlerle ve yine aynı kaynaktan geliştirilen sofistike yaftalama teknikleri ile AKP iktidarının önü açılarak bu günkü güce eriştirildi. Ne yazık ki “sol” ve “sureti sol” bu kampanyanın bilinçsiz ya da bilinçli gönüllü neferi oldu.
Şimdi benzer bir durum daha yaşanıyor.
Bu defa ülke çapında değil bölge çapında…
Yani tüm Ortadoğu ve Anadolu bu oyunun uygulama sahası…
Ve aynı trendist paylaşımlar, aynı yaftalama teknikleri, aynı “kronik teşneler” tarafından görev edinildi.
Genel Seçimler yaklaşıyor. Türkiye’deki genel seçimler Ortadoğu’da hesaplarla yakından ilgili. Seçim yasa tasarısı o anki konjonktüre göre, AKP açısından en karlı olacak şekilde düzenlenmek üzere rafta duruyor. Ülkenin en karanlık günlerine neon lambalarının aldatıcı ışık gösterileri eşliğinde giriyoruz. İşte tam bu tartışmalar esnasında trende aykırı bir şeyler söyleyenlerin vay haline.
Yapacak bir şey yok bildiğini ve inandığını söylemeye devam.
Ama keşke mesele o kadar basit olsaydı.
Şu komünist andropozluğun etkisini nasıl kıracağız?
Sanırım suskunluğa son vererek.
Vicdanımızla, mantığımızı, sorumluluk duygumuzu birbiriyle dayanışmaya davet edip, şu yaftacı mahalle bıçkınlarına pabuç bırakmayarak.
Ve “facebook” deyip geçmeyerek.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.05.2018
18.04.2018
7.02.2018
9.02.2017
15.02.2017
27.01.2017
22.01.2017
4.02.2016
11.03.2016
20.11.2015