Namık ÇINAR
Hilmi Özkök Paşa, olayların içindeki en üst düzey ve yalnız kalmış tek muhalif olarak, ancak bu kadarını yapabilirdi.
Hem ondan başkası çıkıp konuşmayacak, hem her şeyin çözümü kendisinden beklenecek. Üstelik bunu da, siyasal iradenin görülmekte olan davalardaki desteğinin giderek pörsüdüğü bir zamanda yapacak.
Aslında, “var da diyemem, yok da diyemem” incelikli anlatımına, “TSK generallerinin öteden beri yiyegeldikleri ama diş aralarına kaçınca sıkıntı veren haltlarını temizleyeceğiniz bir kürdan değilim ben” serzenişiyle açıklık getirmiştir.
Ne yalan söylemiştir, ne de arkadaşlarını ihbar etmiştir. Ama kendisini de katmaktan çekinmeyerek, durumun vahametini gözler önüne sermek suretiyle anlayana çok şeyler söylemiştir.
Bir kere konuya adli bir problem olarak bakmamaktadır. Çünkü mesele siyasaldır.
Ordudaki generaller, özellikle orgeneraller (çünkü tuğ ve tüm’ler çırak, kor’lar kalfadır) “şurada konuşulan konularla ilgili olarak”, yâni şimdi kalkıp yargılamalarını büyük oranda yanlış adamlarla yapmış olduğunuz hususlarda; “âdet gereği”, yâni öteden beri yürütülegelen bir görev anlayışıyla görüş alışverişinde bulunurlar ve ülkenin siyasal yapısını, iktidar ilişkilerini kendi aralarında müzakere ederler.
Böylesi misyonları olduğunu varsaymaları, zaten başlı başına bir handikaptır. Ancak bundan sonra“vay, demek siyasal sistemimize burnunuzu sokarsınız, ha!” diye aralarından bir kaçını çekip alarak yargılamaya kalkmak, anlamsız olduğu kadar komik de kaçmaktadır.
Kaldı ki bu misyonlar, darbe süreçlerinde enikonu tesis edilmiş yasal altyapılardan üretildikleri için, öyle durup dururken uydurulmuş şeyler de değildir.
Çünkü ordunun gerek YAŞ’ta oluşturduğu “askerî anafikir”, gerekse bu askerî anafikri MGK’ya taşıyarak onun mutfağında pişirdikleri esaslar dâhilinde “Milli Stratejik Plânlar” yapılacaktır.
Yeri gelmişken söyleyelim ki, YAŞ, MGK ve onların karargâh ya da genel sekreterlikleri, orgenerallerin siyasal yemeklerinin piştiği mutfaklardır. Bu kurullara katılan sivil siyasetçiler ise, o yemekleri yerinde tadarak mönünün ne olacağını vakitlice öğrenmek suretiyle halka servis yapacak olan salon personeli garsonlara benzerler.
İşte bu Milli Stratejik Plânlar, sadece başında orgeneral bulunan birlik seviyelerinde plânlanır, aralarında koordine edilir, geliştirip güncellenmek ve vukufiyet kazanılmak üzere seminer ya da plân tatbikatlarında ast birlik generallerince ve onların karargâhlarındaki kurmay unsurlarca oynanırlar.
Ölçekli haritalar üzerinde yapılan plân tatbikatları daha somut, nazari bilgiler çerçevesinde yürütülen seminerler ise daha soyut olurlar.
Paşa’nın dava konusu olan “Balyoz”la ilgili olarak “Siyasi kişilerin gerçek isimlerini kullanmak suretiyle seminerin amacı biraz aşılmıştır” dediği işte budur. Yoksa onu yasa dışı bulduğunu söylememektedir.
Antidemokratik düşündüğü için değil tersine, son derece demokratik bir adamdır zira , Türkiye’nin siyasal ve askerî yapısı bütün bu plân çalışmalarını zaten öngörmektedir. Yadırganacaksa bu durum yadırganmalıdır diye, dikkatleri açık açık bu yöne çekmektedir.
Bu plânlar bütün TSK’da vardır; üstelik hâlâ vardır. Eğer yoksa, ya da son gelişmeler yüzünden ola ki imha edildilerse, bu durumda “ordu görevini yapmıyor” demektir.
Bir vakitler ortamı oluşturmak vazifesini üstlenmiş olan sivillerin “ordu göreve!” pankartları taşımaları ya da gazetelerine böylesi manşetleri atmaları boşuna değildi. Onlar da bu plânın bir parçasıydılar.
Çünkü gereksinim doğduğunda siyasete doğrudan el koymak ordunun yasal görevidir. Bu plânlar MGK’da alınan kararlarla uyumlu, çeşitli olasılıklar çerçevesinde tasarlanmış senaryolara göre yürütülecek olan müdahale plânlarıdır.
Özkök Paşa, tabut kapağı yerinden oynatılırsa Drakula’nın derin uykusundan uyandırılmış olacağını bildiği için, bu plânların raftan alınıp bir seminere konu yapılmasına karşıydı.
O yüzden astlarını uyarmıştır. Sadece bu konuda değil, sivil alana girmeleri münasebetiyle sivil bir kavram kullanarak “beyin fırtınası” dediği siyasal müzakereler için de uyarmıştır.
Ama sanki “Sevk ve İdare Talimnamesi”nin kitabî kalıpları içerisinde yapılıyormuş havası verdiği aralarındaki müzakereler esnasında, siyasi sorunlara karşı içinde “muhtıra vermek” şıkkı da bulunan “muhtelif hâl tarzları” sıraladıklarını, ne ki “kendi hareket tarzımız” için muhtıra ya da müdahale önermediklerini söyleyerek, muhtemelen çoğu kimsenin kavrayamayacağı askerî bir literatür dili kullanarak, gene de onları korumuştur.
Yâni bunun anlamı şudur:
Meselâ sorunumuz Eminönü’nden Üsküdar’a geçmek olsun. Muhtelif hâl tarzları neler olabilir?
1. Vapurla geçilebilir.
2. Köprüden geçilebilir.
3. Çanakkale üzerinden Marmara Denizi dolaşılarak geçilebilir.
Marmara Denizi’ni dolanarak geçmek sayılsa bile nasıl anlamsız bir hâl tarzıysa, muhtıra vermek de sayılsa bile o denli anlamsız bir hâl tarzıdır, demeye getirmekte; bu şıkkı kendi hareket tarzımızolarak önermediklerini, zayıf da olsa sadece bir hâl tarzı seçeneği olarak dillendirdiklerini söylemektedir. Eh! askerî doktrin açısından burası akan suların duracağı yerdir.
Fakat bir başka noktada, orgenerallere “açık konuştuğunuz için teşekkür ederim ama muhtıra vermeyeceğim” dediğini de saklamıyor. Demek birazcık öneri de var.
Yerimiz bitti, söyleyeceklerimiz bitmedi. Bitmez de zaten.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016