Ayşe HÜR
Çok sevdiğim bir İzmir türküsüdür “Ah bir ataş ver, cigaramı yakayım/Sen salın gez, ben boyuna bakayım/Uzun olur gemilerin direği/Ah yanık olur efelerin yüreği/Uzun olur gemilerin direği/Ah çatal olur efelerin yüreği…”
Nerden aklıma mı geldi? Şurdan: 19 Temmuz 2009’dan itibaren yürürlüğe konulan ‘kapalı yerlerde sigara yasağı’ konusunda AKP iktidarının tavizsiz tutumumun arka planında neyin olduğu bilemiyorum ama gerekçe ne olursa olsun bunun sonuçları açısından olumlu bir uygulama olduğunu düşünmüşümdür. Fakat hayatım boyunca sigara içmediğim halde, uygulamanın bu kadar katı ve radikal olmasını doğru bulmamışımdır. Sigarasız yaşama daha yumuşak bir şekilde geçmek mümkün diye düşünmüşümdür. Bu sertlik de beni hep kuşkulandırmıştır. Ama esas Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sigara konusundaki kişisel çıkışlarını çok garipsemişimdir. 2014 yılında Esenler’de bir kafede sigara içen gençlere ‘terbiyesizler’ diye girişmesini anımsarsınız. Epey tartışmıştık ama sonunda “kötü niyetli olmayalım, gençlerimizin iyiliğini istiyordur hakikaten” deyip susmuştuk. Geçen gün Erdoğan Yeşilay’ın düzenlediği iftarda “bir Müslümanın ne alkolle, ne uyuşturucu ile ne de sigara ile işi yoktur olamaz. Bakıyorsun hoca koskoca profesör sigara alkol bunların hepsini götürüyor. Sonra kendini savunuyor. Sonra başkası yapınca bunları yapmamalısın diyor. Ben medya ile bu konuda çok savaş verdim.” (cümle yapısı, imla kendisine ait.) derken yüzünü öyle buruşturdu ki aklıma IV. Murad geliverdi ve bu haftayı sigara konusuna ayırmaya karar verdim. (Alkol konusunda daha önce bir kaç kez yazmıştım. Örneğin şu yazılar:
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ayse_hur/meyhaneye_gel_kim_ne_riya_var_ne_murai-1134981, http://arsiv.taraf.com.tr/yazilar/ayse-hur/icki-butun-curumlerin-anasi-midir/14415/.İlerde belki uyuşturucu konusuna da değenirim.)
Kolomb’un hediyesi
Tütün, patlıcangiller (Solanacease) familyasından altmış dört cinsi içinde barındıran, bilimsel adı ‘nicotiana’ olan türün bir üyesi. Tütünün ana vatanının Asya mı, Avustralya mı yoksa Amerika kıtası mı olduğu yolunda değişik teoriler varsa da, genel kabul, tütünü Avrupa’ya tanıtan kişinin 1492 yılında Amerika Kıtası’nı ‘keşfeden’ Kristof Kolomb olduğu. Kaynaklara göre, Kolomb’un adamları, tütünle ilk kez Venezuela kıyılarının açıklarındaki bugünkü adıyla Trinidad ve Tobago Adaları’nda tanışmışlardı. Yerlilerin bir bitkinin yapraklarını bir çubuğa yerleştirdiklerini, daha sonra yakarak dumanını içlerine çektiklerini gören Kolomb ve arkadaşları, yerlilerin ‘tobacco’ adını verdikleri tütünü Avrupa’ya getirdiklerinde bu kadar tutulacağını muhtemelen tahmin etmemişlerdi. Gerçekten de, daha sonraki yıllarda Amerika kıtasına adını veren Amerigo Vespuci, dünyanın çevresini dolaşan Ferdinand Macellan ve Güney Amerika’daki Aztek uygarlığının sonunu getiren ve kıtayı İspanya’nın sömürgesi yapan Hernando Cortez gibi Kolomb’un ardılları, Kolomb ve yerliler gibi tütün tiryakisi olmuşlardı. Onların da etkisiyle, tütün Avrupa’da öyle bir moda olmuştu ki, 1550’lere kadar başta İspanya ve Portekiz olmak üzere, Belçika, İsviçre, İtalya, Fransa ve İngiltere’de tütün tanınıyor, hatta küçük çapta üretiliyordu.
(Raleigh's First Pipe in England-Raleigh’in İngiltere’de İlk Piposu, Frederick William Fairholt, 1859)
Tütünün Osmanlı’ya gelişi
Tütünün Osmanlı coğrafyasına girişi ise 1570’lerde olmuştu. 1580 yılında III. Murat’ın Polonya Kralı’na gönderdiği hediyeler arasında ‘şifa verici’ olduğu düşünülen bu bitkinin kurutulmuş yapraklarının da olduğu, hatta Polonya’nın tütünü bu hediye ile tanıdığını belirten kaynaklar var. İlk tütün tarımının ise Muğla’ya bağlı Milas kazasında 1583 yılında başladığı sanılıyor. 1598 yılından itibaren Avrupalı tüccarlar, özellikle İngiliz, Fransız ve Hollandalılar, Amerikan tütününü başta İstanbul olmak üzere imparatorluğun büyük şehirlere getirmeye başlamışlar, bu da tütünde çeşitlenmeye ve modaya neden olmuştu.
Osmanlı toplumunda tütün, lüle veya nargile yardımıyla yakıp içilerek, toz halinde (enfiye) burundan çekilerek ve ağızda çiğnenerek tüketilirdi. Macar asıllı Osmanlı tarihçisi Peçevî, 1600’lü yılların ilk yarısına dair gözlemlerini içeren tarih kitabında “tütüne insanlar o kadar rağbet etmişti ki, ayak takımından bazı insanların tütünü çok içmelerinden dolayı kahvehanelerde insanların birbirini görmeleri güçleşmişti” der. Peçevî’ye göre sokaklarda ve pazarlarda insanlar lüleleri elde gezer, birbirinin gözüne “puf puf ederek” sokakları ve mahalleleri kokuturlar ve tütün üzerine birtakım manzumeler yazarak münasebetsiz bir şekilde okurlardı. Bu yüzden insanlar arasında pek çok kavgalar çıkıyordu. Tütünün kokusu insanların elbiselerine, evlerine siniyor, külleri etrafa kirletiyor, izmaritlerden yangınlar çıkıyordu. İşte bu sevimsiz sonuçları yüzünden, Avrupa’dakine paralel olarak Osmanlı ülkesinde de tütüne yasak konulacaktı.
Yasaklar başlıyor
I. Ahmed’in tütünü yasaklayan 1609 tarihli fermanında, bir iki yıldan beri İngiltere’de ‘tabaga’ adı verilen bir yaprağı lülelere konup içilen bir nebatın devlet görevlilerinin, esnaf ve zanaatkârların işlerinden geri kalmalarına neden olduğu, bu nedenle bu nebatın Osmanlı ülkesinde ekilmesinin, ticaretinin ve içilmesinin yasaklandığı belirtiliyordu. Tütün içenlerin burnuna lüle denilen içme çubukları sokularak sokaklarda teşhir edileceklerdi. Bu yasaklamanın arkasındaki esas neden o yıllarda, sarayın ihtiyacı olan balmumunun tütün ilaçlamasında kullanılması yüzünden, balmumu fiyatının aşırı şekilde artmasıydı. Ancak, balmumun fiyatını arttıran tütün ilaçlamasında kullanılması değil, Avrupalı tüccarların Anadolu’dan ucuza topladıkları balmumunu Avrupa’ya götürmeleriydi. Saray sorunu yanlış teşhis etmişti. Benzeri fermanlar, 1610, 1614, 1618-1619 yıllarında tekrarlandığına göre yasaklama pek işe yaramamıştı ancak, 1622 yılında Sultan II. Osman’ın bir Yeniçeri ayaklanması sonunda öldürülmesi ve ardından patlak veren Abaza Paşa İsyanı’nın bastırılmasından sonra devlet işi sıkı tuttu ve 1630 yılında, tütün yasağı daha sert olarak tekrar uygulanmaya başladı.
IV. Murad’ın şedit politikaları
Tütüne karşı en sert yasaklar, tarihe içkiciliği, sefahat âlemleri, gaddarlığı ve kan dökücülüğü ile geçmiş IV. Murad döneminde oldu. Tütün içerken yakaladığı kişileri bizzat öldürdüğü de kaydedilen IV. Murad (ki döneminde 17 bin ila 20 bin arasında kişinin öldürüldüğü iddia edilir), altı kızdan sonra ilk erkek çocuğu doğduğu için yapılan eğlenceler sırasında 1 Ağustos 1633’te Cibali’de bir kadırgada çıkan ve karada 20 bine yakın evi yok eden büyük yangından sorumlu tuttuğu tütünü tamamen yasakladı. Esas neden tütünün zararlarından çok, bu şenliklerle yangın arasında bağlantı kurarak padişaha kızan halkın, tütünün en çok tüketildiği mekânlar olan kahvehanelerde Padişah aleyhine konuşmalara başlamasıydı. İddialara göre padişah öyle öfkelenmişti ki, tebdili kıyafet edip sokaklarda tütün kullananları elleriyle öldürmekle kalmamış, kahvehaneleri de yıktırmıştı.
Tütün yasağı, IV. Murad’ın 1640 yılında ölümüyle sona erdi. Hatta kendisi de sıkı bir tütün tiryakisi olan Avcı Mehmet (IV) döneminde, 1633’te tütün içtiği için Halep Kadılığı’ndan azledilerek Kıbrıs’a sürgün edilmiş olan Bahaî Efendi’nin 1649’da Şeyhülislam olmasından itibaren tütün iyice serbest oldu. Tütünle ilgili dini tartışmalar da bu tarihten sonra başladı. Tütünün İslam’a göre haram mı, mekruh mu yoksa mubah mı olduğu konusunda günler ve geceler boyunca tartışıldı. Her bir iddiaya ayetler ve hadisler delil gösterildi, hatta yepyeni hadisler üretildi. Ancak, bu tartışmalar tütünü yasaklamaya yetmediği gibi bu tarihten itibaren Yenice, Kavala ve İskeçe bölgesinden başta olmak üzere, Osmanlı ülkesinin dört bir yanında tütün ekimi, ticareti ve tüketimi yaygınlaşırken, tüm dünyada ‘Şark tütünü’ diye yeni bir tür meşhur oldu.
(IV. Murad’ın Revan Seferi’nden bir sahne)
Devletin başı sıkışınca
1683 tarihli Tahrir Defteri’ne göre, o yıl Osmanlı İmparatorluğu’nun toplam 41 kazasında tütün tarımı yapılıyor, 10 binden fazla aile geçimini tütünden sağlıyordu. Ancak, aynı yıl yaşanan II. Viyana bozgunundan sonra, devlet hazinesini düzenlemeyi aklına koyan Sadrazam Fazıl Mustafa Paşa, 1688’de, imparatorluğun gayrimüslim tebaasını devletten soğuttuğu gerekçesiyle alkollü içeceklerden alınan ‘hamr-ü arak’ vergisi kaldırarak, yerine tütün vergisi koydu. 1691 yılında verginin şekli değiştirildi ve çiftçinin ürettiği tütünün yarısını aynî (mal) olarak veya nakdî (para) olarak devlete vermesi zorunlu kılındı. Bu ağır vergiye çiftçilerin tepkisi tütün üretimini durdurmak, tütün tarlalarını eksik göstermek veya hiç göstermemek oldu. Bu dönemde tütün kaçakçılığı hızla arttı. Özellikle kıyı bölgelerinde kayıklarla ülkeye tütün sokulması pek sıradan bir olay oldu. Sonunda 1697 yılında devlet bu gaddar usulden vazgeçerek, yerine dönüm başına 2,75 kuruşluk maktu bir vergi koydu. Bu uygulama Tanzimat’ın ilanına kadar tam 143 sene kesintisiz uygulandı. Devletin tavrını yumuşatması üzerine tütün tarımı tüm ülkeye yayıldı. Öyle ki 19. yüzyılın ikinci yarısında tüm imparatorluktaki kazaların yüzde 40’ına tekabül eden 400 kadar kazada, 150 bin çiftçi hanesi, 1 milyon dönümü aşkın alanda tütün tarımı yapıyordu.
Tütünün bir ihtiyaç maddesi değil de keyif verici bir madde olduğu, dolayısıyla tüketicinin fiyatı ne olursa olsun tütünden vazgeçmeyeceği fikri ilk olarak II. Mahmut döneminde (1808-1826) oluşmaya başladı. Bu tarihten sonra, özellikle askeri alanlarda yapılan reformlar yüzünden artan ordunun masraflarını ve savaş giderlerini karşılamak için paraya ihtiyaç duyulduğu her durumda ilk akla gelen tütün vergisi oldu.
(İstanbul’da bir kahvehanede tütün mamüllerini tüketenler, Sebah-Joaillier,1898. Orijinali siyah-beyaz.)
Rüsum-ı Sitte İdaresi
1853-1856 Kırım Savaşı’ndan itibaren artan devlet borçlarının ödenmesi için Kasım 1879 tarihinde çıkarılan bir kararname ile damga (pul), tütün, müskirat (içki) balık avı, tuz ve bazı yerlerin ipek vergilerinin 10 yıl süreyle Galata bankerlerine bırakılmasına karar verildi. Bunun için de Rüsum-ı Sitte (Altı Vergi) idaresi kuruldu ve başına Bank-ı Osmani-i Şahane adına Fransız Hamilton Long getirildi. İstanbul bankerlerine verilen bu imtiyaz, dış borçların sahiplerini de harekete geçirdi. Rüsum-i Sitte’den pay almak isteyen Fransa ve Britanya’nın baskıları sonucu II. Abdülhamit, tüm Osmanlı borçlarının tek merkezde hesap edilip oradan ödenmesini taahhüt eden 23 Ekim 1880 tarihli kararnameyi yayımlamak zorunda kaldı. Yabancılarla yapılan uzun pazarlıklar sonucu, 20 Aralık 1881’de çıkarılan tarihinde çıkarılan bir başka kararname ile borçların alacaklıların oluşturacağı bir meclis tarafından yönetilmesi kabul edildi. Rumi takvime göre 28 Muharrem 1299 günü yayımlandığı için tarihe Muharrem Kararnamesi olarak geçen bu kararnamenin 15. maddesi uyarınca, tahvil sahiplerini temsil etmek ve haklarını korumak için Düyun-u Umumiye İdaresi kuruldu. Bu tarihten itibaren tütün ve içki üretiminden ithaline kadar bütün işlemler Düyun-u Umumiye İdaresi’nin denetiminde gerçekleşti.1884’te tütün ekiminin yarı hissesi Fransız Reji Şirketi’ne devredildi. Reji, Cumhuriyet’e kadar Osmanlı tütün üreticisini sömürdü durdu. 1995’e kadar faaliyet gösteren Cibali Tütün Fabrikası da 1884’te kurulmuştu. (Bina 2002’den beri Kadir Has Üniversitesi.)
Cumhuriyet döneminde tütün, alkollü içkiler, tuz, barut ve patlayıcı maddelerin işletmesi 1932 yılında kurulan inhisarlar Umum Müdürlüğü’ne verildi. 1941’de adı Tekel Genel Müdürlüğü olan kurum, 2008’de, özelleştirme kapsamında British American Tobacco (BAT) şirketinin iştiraki olan Tabac Turc Nargile ve Pipo Tütün Sanayi ve Ticaret AŞ’ye devredildi. 2010 yılında aylarca direnen 12 bin Tekel işçisinin sorunları da o zaman başladı.
Sigara kaçakçılığında son durum
Cumhuriyet dönemi boyunca tütün ekimiyle ilgili yaşanan sorunları anlatmaya yerimiz yetmez. AKP’nin tütün politikaları ile bağlantılı olarak 2000 yılında 583.000 olan tütün üreticisi aile sayısı, 2008 yılına gelindigˆinde yaklas¸ık % 69 oranında azalarak 194.000 seviyelerine geriledi. 2014’te sadece 66 bin aile tütün ekiyordu. Bu yılki sayı muhtemelen daha da düşük olacak. Bu ailelerin tütün yerine ne ektiklerini, yeni ziraat tarzlarıyla aralarının nasıl olduğunu, geçinip geçinemediklerini ben bilmiyorum, umarım devletimiz biliyordur.
Tütün üretici sayısındaki düs¸üs¸e paralel olarak üretim miktarında da önemli düs¸üs¸ler gerçekles¸ti elbette. Ama sigara yasakları ne kadar sert uygulanırsa uygulansın tütün tüketimi bu kadar hızlı düşmedi. Talep ithalatla karşılanıyor. İthalatın da bir kısmı yasal bir kısmı kaçak.
Aslında bir tütün ülkesi olduğumuz halde Düyun-u Umumiye döneminde başlayan ve Cumhuriyet tarihi boyunca süren sigara kaçakçılığının en büyük sorunlarımızdan biri olduğunu bizim kuşak bilir de gençler bilmeyebilir. Osmanlı ve erken Cumhuriyet döneminde tütün kaçakçılarına ‘ayıngacı’ denirdi. Örneğin “Çökertmeden çıktım da Halilim aman başım selâmet/Bitez de yalısına varmadan Halilim aman koptu kıyamet/…” diye devam eden Bodrum türküsü ‘ayıngacı Halil’in kolcularla yani jandarmayla müsademesine dairdir. Günümüzde sigara kaçakçılarının özel bir adı var mı bilmiyorum ama kaçakçılığın neden önlenemediğini Okan Acaroğlu’nun 2013 yılında Polis Akademesi’nde kabul edilmiş doktora tezinden birazcık da olsa öğrendim. Hepsi de 2013 yılında (yani çok yeni) yakalanan kaçakçılarla yapılmış derinlemesine görüşmelerden bir kaç cümle ile size de fikir vermeye çalışayım:
“Dogˆu’da hiç kontrol yok. Kontrol az. Ama beni zaten ihbar ettiler öyle yakalandım. Kontrolden falan degˆil. Zaten dükkânımın kars¸ısında MOBESE vardı. Polis her s¸eyi görüyordu.”
“Kontrol uzun yolda sıkı degˆil öncüler gidiyor haber veriyorlar. Genelde ihbar falan yoksa yolda pek yakalanmaz. Genelde buraya indirdikten sonra depoda falan yakalanır. I·nsanlar birbirlerini çekemiyorlar. I·hbar ediyorlar. I·hbar olmasa 1 tane mal yakalayamazlar.”
“Sigara kontrolleri normal. Çok sıkı degˆil. Zaten köpekler sigaranın kokusunu alamıyorlar. Bir de polis bas¸ka s¸eyler arıyor. Sigaraları görüp devam et diyenleri bile gördüm.”
“Kontrol hiç yok. Kontrol dıs¸arıya var ama o hanlara is¸ merkezlerine kontrol yapılmıyor. Ben dilekçe vermeme göstermeme ragˆmen olmuyor. Sokaktakini aramak için karara gerek yokmus¸ ama dükkânlar için karar çıkartmaları gerekiyormus¸.”
“Kontrol hem var hem yok. Bir tır sigara Van’dan I·stanbul’a 20 ilden 100 ilçeden geçiyor belki de. Ama yakalanmıyor. Bu is¸te bir is¸ var. Bir de Van- Bas¸kale arası 100 km. Ankara Kırıkkale arası gibi aynı. Van-Bas¸kale arasında 7 ayrı kontrol noktası varken Ankara Kırıkkale arasında bir tane bile kontrol yok.”
“Yasaksa her yerde yasak olmalı. Gümrüklerden geçerken serbest. I·ç piyasaya girince yasak. Hiç kaçak sigara içiyor diye ceza alan duymadım. Yasaksa ona yasak degˆil mi? Talep var talebi sen devlet olarak engelleyemiyorsun. Arz eden mekanizmaları organizasyonları engellemiyorsun. Ee olan bizim gibi dara düs¸üp arada ekmek parasını çıkartmaya çalıs¸an garibana oluyor. Gücün yetiyorsa arzı ve talebi engelle. Mücadele ediliyormus¸ Hepsi hikâye, garibanın tepesine biniliyor.”
"Van'da mücadele genelde bu s¸ekilde aracı olanlara yöneliktir. Yani bir yerden toplu alıp o malı dagˆıtmaya çalıs¸an orta ölçekli çalıs¸anlara oluyor olan. Bu malı sınırdan getirten büyüklere genelde bir s¸ey olmaz. Tablacılara da burada dokunulmuyor. Orta ölçekli bu is¸i yapanlar da mutlaka tas¸ıyıcı olarak bas¸kalarını tutarlar benim gibi. Bu mal sahiplerine en fazla malı gider bas¸ka bir s¸ey olmaz. Bu sigara kaçakçılıgˆından en çok magˆdur olanlar s¸oförlerdir.”
“Benim sigara aldıgˆım toptancıyı almıyorlar. Onlar devletin asıl sahibi biz hiçiz. Onlar beyefendi olurlar o sigara parasıyla. Biz ise cezaevinde sürünürüz. Sigara kaçakçılıgˆını organize bir s¸ekilde yapanlara bir s¸ey olmuyor. Bu is¸i ferdi olarak yapan garibanlara olan oluyor.”
“Benim sigaraları aldıgˆım yerlere polis karıs¸mıyordu. Polisle anlas¸maları vardı. I·ki polis geldi at bakalım bir 200 dediler. Ben de 50 TL vardı. Verdim begˆenmediler. I·ki kis¸inin neresine yetecek dediler. I·s¸lem yaptılar.”
“Elazıgˆ’da polis kontrolleri çok sıkıydı. Tezgâha 3-4 kere gelirlerdi. Toptancılara operasyon yapıldıgˆını ben hiç görmedim. Polis yakaladıgˆı sigarayı tekrardan sattırıyor olabilir. Biz garibanız biz halka zarar mı veriyoruz? Faydalı bir s¸ey yapıyoruz. Sigara fiyatları artınca ne oldu bizim is¸lerimiz katlandı. Sigarayı içmeyi bırakmazlar.”
“4-5 senedir Güneydogˆuda sigara kaçakçılıgˆına bir yol verme var. Kontrol yok. Güneydogˆuda Tekel’den sigara alan bulamazsın yok. Bu is¸te gizli bir el var. Fiyatları arttırıyorsun, kaçakçılıkta patlama oluyor, kontrol etmiyorsun, mücadele etmiyorsun. I·s¸te bu apaçık tes¸viktir, yol vermedir.”
(28 Aralık 2011 günü, devletin uçakları tarafından atılan bombalarla katledilen 34 Roboskilinin en büyük suçu da kaçakçılıktı.)
Lafı uzatmayayım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koca koca profesörlerin sigarasıyla, içkisiyle uğraşmak yerine bu doktora çalışmasında belirtilen sorunları halletmeye çalışması (ve elbette Roboski Katliamı’nın sorumlularını ortaya çıkarması) daha mantıklı olacaktır diye düşünüyorum, ne dersiniz?…
Özet Kaynakça: Ehlikeyfin Kitabı, (Yay. Haz. Fatih Tığlı), Kitabevi Yayınları, 2004; Reşat Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinde Yasaklar, Tarih Dünyası Dergisi, Özel Sayı, 1950; Tütün Kitabı, Yayına Hazırlayan: Emine Gürsoy Naskali, Kitabevi Yayınları, 2003; Fehmi Yılmaz, “Osmanlı I·mparatorlugˆu’nda Tütün: Sosyal, Siyasi ve Ekonomik Tahlili (1600-1883), Marmara Üniversitesi Türkiyat Aras¸tırmaları Enstitüsü’nde 2005 yılında kabul edilmiş doktora tezi; Okan Acaroğlu, “Türkiye de sigara kaçakçılığı, karakteristikler, kullanılan yöntemler ve kaçakçı profili”, Polis Akademisi Başkanlığı, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü’nde 2013 yılında kabul edilmiş doktora tezi.
Açıklama ve düzeltme: Geçen haftaki TBMM yazımla ilgili olarak okurumuz Murat Dursunoğlu’ndan bir mail aldım. Murat Bey, büyük bir nezaketle Kürt olmaktan hiç bir şekilde gocunmayacağını belirttikten sonra “bazıları Kürtlüklerini hiç açıklamadılar (örneğin Septioğlu ailesinin üyeleri), bazıları Türk milliyetçisi oldular (örneğin Erzurum Mebusu Cevat Dursunoğlu, Bitlis Senatörü Kamran İnan)” cümlemdeki iddiamın kaynağını sordu. Elbette kökenle ilgili iddiaları ispatlamak güç olduğu için kendisine inandırıcı bir kaynak sunamadım. Dahası, aksi ispat edilinceye kadar Murat Bey’in “ailemizin Kürt olduğuna dair hiçbir bilgi yok” demesine itibar ettim. Kendisi “hiç gerek yok” dedi ama bu yazışmayı sizlerle paylaşmayı borç bildim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016