Etyen MAHÇUPYAN
Ticari şirketlerin daha sağlıklı karar almalarını hedefleyen danışmanlık çabaları 1960 sonrasında giderek yaygınlaşırken, bunların bazıları öğrenme süreçlerini tetiklemeyi hedef aldı.
Çünkü sosyopsikoloji temelli araştırmalar çok basit bir gerçeği ortaya koymuştu: Başarısız olan, yanlış kararlar alan şirketlerde sorun ‘doğru’ kararın bilinmemesi değildi. Her örnekte en az birkaç kişi, ama çoğunlukla çok sayıda kişi doğru kararı işaret etmiş ama sonuçta yanlış karar uygulanmıştı. Diğer bir deyişle şirketlere ‘doğru’ müdahale, onları doğrular konusunda eğitmekle sağlanamazdı. Doğru bir müdahale, kurumun kendi içlerinde zaten var olan doğruyu yakalamayı sağlayacak kültüre geçmesine bağlıydı. Söz konusu ‘sağlıklı’ kültüre farklı ekoller farklı bir etiket yapıştırabilir, ancak bu kültürün niteliklerine baktığımızda demokrat zihniyetten bahsedildiği görülecektir.
Kısacası sosyopsikoloji bize şunu söylüyor: Doğruları söylemek, istenen veya gerekli olan değişimi sağlamıyor. Çünkü aslında çoğu zaman doğrunun ne olduğunu neredeyse herkes biliyor. Ama yapmıyor... Kurumlarda alınan her karar, atılan her adım somut bir bağlam içinde, herhangi bir alandaki tekil doğruyu daha karmaşık bir bağlama oturtarak alınıyor. O bağlamın bir bütün olarak irdelenmesi ise egemen zihniyetin ve kurum kültürünün ima ettiği öncelikler üzerinden gerçekleşiyor. Bu ise bir dizi amaç, hedef, kaygı ve endişe demek... Diğer bir deyişle eğer bir kurumsal kararı etkilemek istiyorsanız, söz konusu kararı kendi bağlamı içinde ve o kuruma içselleşmiş olan amaç ve endişeler üzerinden okumanız gerek. Eğer amaçlarda anlaşmıyorsanız zaten sizin doğrunuz muhatabınızın doğrusu değil demek... Eğer amaçlarda anlaşıyorsanız maharet muhatabınızın endişelerine ulaşmayı gerektiriyor.
Ticari şirketler için geçerli olanlar siyasi partiler için de aynen geçerli... Partilerde de belirli bir amaç için bir araya gelmiş, kendi içinde iş bölümü yapmış, hiyerarşi kurmuş bir insan grubu var. Orada da inisiyatif alma, iletişim, eleştiri, sahiplenme gibi ‘iş yapmanın’ temel unsurları mevcut. Orada da sonuca yönelik performansın ve insan ilişkilerinin bir kültürü, o kültürün dayandığı bir zihniyet söz konusu.
Dolayısıyla bugün AKP iktidarını analiz ederken o zihniyeti temel başlangıç noktası almak ve bunu anlamaya yönelik bir arayış olarak geliştirmek gerekiyor. Çünkü iktidar partisinin kültürü bu zihniyetin içinde somutlaşıyor ve nihayette alınan kararlar da o kültürün ima ettiği iletişim sisteminin içinde yoğruluyor. Bugün AKP’ye yönelen sol/liberal aydın eleştirisi ise esas olarak iki yönde: İlki bu partinin dayandığı kültürü ve zihniyeti hedefe alıyor ve kategorik bir dışlamayı ima ediyor. AKP’nin zihniyetinin bir anda, veya ‘biz’ söylüyoruz diye değişmesi herhalde olası değil... Zihniyete yönelik analizler anlamayı teşvik ettiği ölçüde karşınızdakine uyarıcı olur, çünkü eğer sizin samimiyetinize inanmaktaysa muhatabınız kendisine yeni bir gözle bakmayı deneyebilir. En azından o kesimden bazı insanlar bu yöne gidebilirler ve bu da kurum içinde, yani bu örnekte AKP’de bir yeni arayışı başlatabilir. Ancak zihniyete yüklenmeler o kültürü mahkûm etmek için yapılırsa karşı tarafın olumlu anlamda etkilenmesi mümkün olamaz ve aksine karşılıklı bir dışlama meşru hale gelir. Dolayısıyla sol/liberal çevrelerin bugünlerde sürdürdükleri eleştiri kampanyası büyük ölçüde binilen dalın kesilmesini ifade ediyor. Sonuçta laik kesim kadar dindarlar da konsolide oluyorlar ve onlar çoğunlukta...
Sol/liberal eleştirinin ikinci türü ise doğrudan alınan kararları hedef alıyor ve onların evrensel ölçütler nezdinde ne denli yanlış olduğunun altını çiziyor. Böyle bir eleştirinin netice vermesinin ise iki yolu var: Ya muhatabınız da aslında o evrensel ölçütlere büyük önem verecek, ya da sizin uyarmanız üzerine o evrensel ölçütlere bakma ihtiyacı veya hevesi duyacak. Ne var ki sol/liberal eleştiri hem AKP’nin ‘zaten’ evrensel ölçütlerle ilgisiz olduğunu vurgulayıp bunu o kesimin kültürüne bağlıyor, hem de bunu sert ve itici bir dille yapıyor. Bu durumda AKP içinde evrensel ölçütleri benimseyenler varsa bile, bu kişilerin siyaseten güçlenememeleri kimseyi şaşırtmamalı. Eğer sol/ liberal aydınlar yeterli zekâdan mahrum değillerse – ki kimse bu varsayımı savunamaz – sanki AKP içinde gerçekten de evrensel ölçütlerin galebe çalmasını istemiyorlar gibi gözüküyor. Dahası sol/liberal eleştiri bir amaç birlikteliği olmadığını ve sorunun AKP’de olduğunu söylüyor. İyi de o zaman AKP sizi niye dinlesin? Maksat AKP’nin dinlemesi değilse acaba ne? Laik konsolidasyon ve ayrışma mı?
Bazılarına yadırgatıcı gelebilir ama demokratlar AKP ile genel bir amaç birlikteliği varsayıyorlar. Bu partinin daha demokratik bir Türkiye istediği konusunda samimi olduğunu düşünüyorlar. Bu tam olarak kendi kafalarındaki Türkiye olmasa da... Dolayısıyla anlama ve konuşma gayretini anlamlı buluyorlar, çünkü olumlu ve yapıcı bir etkileşimin hem dindar kesimin hem de bizzat kendilerinin bakış açısını her gün genişlettiğini görüyorlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023