Etyen MAHÇUPYAN
Demokratikleşen bir toplumda muhalefetin ne derece önemli olduğu açık... AKP bile bu ihtiyacı sık sık dile getiriyor.
Çünkü demokrasi çıtasını yükselten bir muhalefetin varlığında, çeperden gelerek iktidar olan bir hareketin ‘merkezleşme’ imkanı artar. Öte yandan iktidarın başarısız kalması da böyle bir muhalefete iktidar yolunu açar. Oysa muhalefetin iktidara kıyasla hak ve özgürlükler açısından daha geride kaldığı bir durumda, iktidar sürekli dengeleme arayışları içinde olduğu için demokratikleşme de inişli çıkışlı olur. Buna karşılık iktidarın yeri sağlamlaşırken, muhalefet ise hiçbir zaman iktidar olmayacağını içine sindirip kendi konumuyla yetinir.
Türkiye’deki manzara da bu… O nedenle CHP’den olumlu beklentileri olan birçok kişi, bir süre sonra umutsuzluğa kapılıp “CHP’den bir şey olmaz” noktasına gelmiş durumda. Öte yandan AKP’nin rakipsizliği rahatsız edici olabiliyor ve insanlar yeni bir muhalefet hareketinin oluşmasını hayal ediyorlar. Ne var ki bunun için CHP’nin yoldan çekilmesi, ya çok ufalması ya da bölünmesi lazım. Fakat hayatın gerçekleri bizim hayallerimize göre şekillenmiyor… Kabul etmek gerek ki aslında hayat muhtemelen önümüzdeki bir on yıl için daha bize hep aynı mesajı veriyor: “CHP’ye bir şey olmaz.”
Birgül Ayman Güler’in ‘ırkçılık’ olarak adlandırılan sözlerinin yarattığı geçici rahatsızlığın böylesine kolayca buharlaşması umarım artık bu partiye ilişkin romantik tasavvurların bir yana bırakılmasına vesile olur. Öncelikle vurgulamak gerek ki Güler’in sözlerini ‘ırkçılık’ olarak adlandırmak bir kolaycılık… Çünkü gerçekten bu aslında ırkçı veya hatta ayrımcı bir bakış değil. Tam tersine Güler’in eşitlikçi bir anlayışı olduğunu görmek gerek. Söylediği, örneğin Boşnaklarla Kürtlerin eşit olduğu ve hepsinin ‘Türk’ kimliği altında uluslaşması gerektiği… Buradaki ‘ulus’ bir etnisiteye değil, siyasi tahayyüle dayanıyor. Aslında Cumhuriyet’in kuruluş ideolojisi ve Mustafa Kemal’in normatif görüşü de bu yönde. Yani olması istenen, yapılmak istenen şey bu…
Ama ortada bir başka gerçeklik var: Türk kimliği Cumhuriyet’le birlikte toparlayıcı ve bütünleştirici bir kimlik olarak ortaya çıkmış değil. Çok daha önceden Türkçülük akımının uzantısı olarak, dolayısıyla bariz bir etnisite vurgusuyla üretilmiş. Bugün kullanılan Türk kavramı, yüzyıllar öncesinden Batılıların Anadolu Müslümanlarına verdikleri genel isim değil. İttihatçı dönemle birlikte ‘Türk’ kimliğinin içeriği değişti ve belirgin şekilde farklılaşmış bir etnisiteyi ima etti. Nitekim 1930’lu yıllarda bu önermeyi besleyen dil ve tarih kuramları yanında, mezarlar bile kazılarak, yurt çapında yapılan kafatası ölçümleri üzerinden ‘Türk’ün farklı ve üstün bir ırk olduğu kanıtlanmaya çalışıldı. Bütün bunlar yapılırken Mustafa Kemal hayattaydı ve o zamanın ‘bilimi’ Kemalizm’in korumasına sahipti.
Bu geçmiş CHP’nin geçmişi… Ama aynı zamanda CHP’liliğin ve bugünün CHP’lilerinin bir bölümünün de geçmişi. CHP eliti, daraltılmış bir kamusal alan ve hiyerarşi üreten bir resmi ideoloji sayesinde azınlık olmasına rağmen imtiyazlı olabilmiş bir kitle. Bugün AKP iktidarı karşısında bir yenilgi ve travma yaşanıyor. Güler ve onun gibi birçoklarının solcu olması, askere yaslanması, kendilerini sürekli ‘milli mücadele’ içinde sanması şaşırtıcı değil. CHP siyaset yapmadan, yani topluma ihtiyaç duymadan ‘siyasetçi’ olabilmiş bir parti. Bu özel siyaset alanının ideolojik ayaklarından biri, büyük düşmanlar ve kahraman direnişlerle tanımlanan bir bağımsızlıkçılık. İkinci ayak ise gericiliği alt etmeye azmetmiş aydınlık bireylerin laikliği… Gerçeklikle sınadığınızda bir kendini aldatma hali. Ama kurumsallaşmış, kendini yeniden üretebilen, refah ve güç kazandıran bir kendini kandırma…
Bu nedenle ne CHP’den bir şey olur, ne de CHP’ye bir şey olur. Bu parti ancak Türkiye demokratik dönüşümünü gerçekleştirdikten sonra, apaçık bir biçimde anlamsız hale gelmesinin ardından, ama o zaman bile bir neslin tarihe karışmasıyla birlikte eriyip gidecektir.
Güler’in yarattığı tartışma sonrasında Kılıç-daroğlu’nun ‘milliyetçilik anlayışımız çağdaştır’ mealinde özetlenebilecek olan yumuşatma hamlesinin ‘yenilikçilerce’ yeterli olması durumu açıklıkla ortaya koyuyor. Kimse yüzleşme derdinde ve gücünde değil. ‘Anlaşmak’ istiyorlar… Bir partili “sosyal demokrat partilerin içinde farklı fikirler olur” demiş… Belki ulusalcılıkla ‘çağdaşlığın’ ucube bileşimlerine artık sosyal demokratlık deniyordur. Belki de aslında sadece içi geçmiş bir ‘hayata tutunma’ halinden söz ediyoruz. [email protected]
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023