Etyen MAHÇUPYAN
2002 yılı sonrasındaki darbe girişimlerinden biri olduğu öne sürülen Balyoz planına ilişkin dava sonuçlansa da tartışmalar ve ayrışmalar devam ediyor.
Bu nedenle davanın temel taşlarını herkesin anlayacağı bir şekilde özetlemekte yarar var. Ama öncelikle iki noktanın altını çizmek lazım: Birincisi mahkemenin verdiği kararların, özellikle alt rütbeli askerlere gelindiğinde kişiden kişiye değiştiğini ve tutarlılıktan yoksun olduğunu görmek gerek. İkincisi Balyoz davası birçok darbe girişimini kuşatan ‘zengin' bir arka plana sahip... Özden Örnek ve Mustafa Balbay günlükleri, Ergenekon organizasyonu, Zirve katliamı, Danıştay saldırısı, Hrant Dink ve Santoro cinayetleri, 2009 yılında bile hâlâ devam eden darbe arayışları, MİT raporları, Genelkurmay açıklaması ve nihayet Genelkurmay'ın elindeki belgelerin içeriği bu arka planın belirgin yapı taşları. Mahkemenin verdiği kararın tablodan etkilendiğini söylemek mümkün ama söz konusu tablonun ‘gerçek' olduğunu ve Balyoz'un tekil ve bağımsız bir olay olmadığını da yine görmek gerekiyor. Gelelim Balyoz'la ilgili gerçeklere…
1) 2003 yılı başında 1. Ordu'da rutin bir seminer yapıldı ve bir harp oyunu oynandı. Ancak seminerin içeriği değiştirildi ve dış tehdit yaratarak iç düşmana yüklenmeyi hedef alan bir plan üzerinde çalışıldı. (İddia makamı Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın izni olmadığını, üstlere yalan söylendiğini ve sonrasında da üst makamlara eksik bilgi verildiğini savundu. Savunma makamı ise izinsiz seminer içeriğini kabul etti ama sonrasında tam bilgi verildiğini söyledi.)
2) Ergenekon organizasyonu ortaya çıkarıldıktan sonra 2003 yılındaki seminerin ses kayıtlarını içeren 19 CD medyaya sızdırıldı. Üç tanesinde (11, 16 ve 17) doğrudan kışkırtma ve sabotaj amaçlı görev listeleri, gerçek isimler ve zamanlamalar vardı ve bunlar diğer CD'lerde yer almıyordu. (İddia makamı bunların konuşulmayan ama seminerde kullanılan belgeler olduğunu ve listelerdeki isimlerin onayı olmadan o listelerin yapılamayacağını öne sürdü. Savunma tarafında ise bazı astlar üst makamların muhtemel planından haberdar olmadıklarını, diğerleri ise tüm belgelerin fabrikasyon ve sahte olduğunu vurguladı.)
Bu iki nokta mahkemenin kararında muhakkak ki etkili oldu ama asıl tartışma farklı yerdeydi…
3) Birçok CD'deki belgelerde sonradan eklendiği açık olan bilgiler vardı. 2003 sonrası kurulan şirket ve dernek isimleri gibi… Hatta bunların bazıları ancak 2009 yılında eklenmiş olabilirdi. (İddia makamı darbe plancılarının belgeleri güncellediğini varsaydı. Savunma makamı ise bunun kasıtlı bir komplonun delili olduğunu öne sürdü.)
4) Savunmanın sahih olarak kabul ettiği belgelerde de benzer tutarsızlıklar vardı. (İddia makamı bunu suç ima eden diğer belgelerdeki çelişkileri açıklayan, onlarla uyumlu bir unsur olarak değerlendirdi. Savunma ise bunların insani hatalar olduğunu ve diğer çelişkilerden ayrı tutulmasını istedi.)
Bu noktada belgeler üzerinde oynandığı kesindi ama bunun kim tarafından yapıldığı tartışma konusuydu. Ancak beklenmedik bir gelişme oldu…
5) Gölcük'te Deniz Kuvvetleri'ne ait bir karargâhta döşeme altından çıkan bir hard diskte aynı bilgilerin olduğu anlaşıldı. Sorumlu binbaşının bilgisayarındaki şifreler, söz konusu 5 No'lu hard diskteki bazı belgelerin şifreleri ile aynıydı. (İddia makamı bunu darbe planının gerçek olduğunun teyidi olarak gördü. Savunma ise bunun da komplonun parçası olduğunu öne sürdü.)
Bu gelişme iddia makamının tezini güçlendirdi. Çünkü döşeme altındaki belgelere herkesin ulaşması mümkün olmadığı gibi, o deponun bir sorumlusu vardı ve nitekim sorumlu kişi birçok belgeye ulaşacak şifreye de sahipti. Savunma ise güvenliğin yeterli olmadığını, herkesin gelip döşeme altındaki hard diski açıp içine belge koyabileceğini iddia etti.
Savunmanın varsayımını bir ihtimal olarak kabul etmek mümkün. Ancak bu komplocuların kim olduğu konusunda tek bir kanıt bile yok… Söz konusu tez savunma tarafının olasılık olarak öne sürdüğü bir hayale dayanıyor. Buna karşılık epeyce güçlü bir arka plan, bilerek içeriği değiştirilmiş bir seminer, yetkili kişilerin denetiminde olan bilgisayarlar var. Çelişkiler ise maalesef bir komployu değil, ya Rodrik'in söylediği üzere bir ‘insani hatayı', ya da Ergenekon davası açıldıktan sonra kendilerini korumak isteyen darbecilerin korunma çabasını akla getiriyor.
Kendinize sorun: Sizce hangisi daha inandırıcı? Askerlere komplo kuran bazı gizli odakların olduğu mu, yoksa askerlerin bir darbe girişimi hazırladıkları mı?
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023