Etyen MAHÇUPYAN
Yurtlar meselesine müdahale gereği duyulmasının temelinde basit bir gelişme yatıyordu.
Üniversitelerin hızla açılmasıyla birlikte yurtlar yetersiz kalmış, bazı ‘girişimciler’ kayıt dışı olan veya olmayan şirketler üzerinden birçok binayı apart hale getirerek ‘yurt’ arzı yaratmıştı. Bunun ticari sakıncası yanında bazı örnekler bu ‘yurtların’ siyasi örgütlenme ve madde bağımlılığı yaratma yönünde hazır bir ‘pazar’ oluşturduğunu göstermekteydi. Nitekim idari makamlar hem öğrenci ailelerinden, hem de söz konusu yerleşimlerin çevresinden şikayetler almaktaydılar. Buraya kadar mesele bir adli vaka ve müdahale edilmesini gerekli kılıyor… Ancak Kızılcahamam’da basına kapalı bir toplantıda Başbakan bu ‘yurtlarda’ aynı zamanda kızlı-erkekli yaşandığını ve bunun ahlakî açıdan da sorunlu olduğunu söylüyor. Başbakan’ı tanıdığımız kadarıyla bunda da bir sorun yok, çünkü kendisini inkâr edecek değil ve bir kapalı toplantıda hissiyatını gizlemesi için neden bulunmuyor. Ne var ki bu sözler dışarı, medyaya sızıyor. Başbakan böylece iki farklı alanda birden aynı anda tutum almak zorunda kalıyor. Bir tarafta sözlerinin kamuoyu karşısında ödenecek, diğer tarafta ise sözünü yumuşatmanın siyaset alanında ödenecek bir bedeli var. Yaşananları, arka plandaki gerilimleri tam olarak bilmiyoruz ama Başbakan, içeriği ne olursa olsun sözüne sahip çıkmanın kendi kişiliğine daha uygun olduğuna karar vermekle kalmayıp, durumu yumuşatarak sunmayı da tercih etmiyor ve bu noktaya geliyoruz…
‘Yurtların’ en azından bir bölümünün müdahaleyi davet ettiği açık olsa da, adli durumla ahlakın iç içe geçmesi muhafazakâr dünyanın halen aşamadığı zaaflarından biri. Muhafazakârlar son yıllarda kendilerine epeyce mesafe alabildiler ve ahlaklı olmakla dindar olmak arasındaki doğrudan bağı ‘incelttiler’. Ancak ahlakla gelenek arasındaki bağ daha sosyolojik bir unsur ve çözülmesi zamana muhtaç… Sorun, ahlakı geleneğin içinden üreten sosyal yapının cemaatçi bir anlayışı ve hayat tarzını ima etmesi ve bunun toplum olmayı engellemesidir. Çünkü ahlakı kendi cemaatinizin kodları üzerinden ürettiğiniz ölçüde, dışınızdaki cemaati ‘ahlaksız’ olarak görme durumunda kalırsınız ve toplum denen kitle de ahlaklı olanlarla ahlaksızların yan yana yaşamasını, üstelik bu grupların birbirine mahkum olmasını ifade etmeye başlar. Sonuç cemaatleşmenin daha da tahkim olmasıdır, çünkü hem diğer grubu yadırgar ve uzak durursunuz, hem de kendi ahlakınızı onların ahlaksızlığından korumak durumunda kalırsınız.
Nitekim Kemalist rejim devlete bağımlı yeni bir cemaat kurarken laikliği bir hayat tarzı ve ahlak anlayışı olarak sunmuştu. Cumhuriyet 19. yüzyılın sonlarında başlayan doğal sekülerleşme eğilimini durdurdu, laik ile dindar arasındaki sınırı kalın hatlarla çizdi, her ikisinin de kendi içinde sosyal açıdan radikalleşerek birbirinden ayrışmasını sağladı. Böylece ‘ileri’ olan azınlık cemaatinin ‘geri’ olan çoğunluk cemaatini yönetmesi ideolojik olarak mümkün hale geldi ve doğal sayılabildi. Bugün olumlu anlamda çok farklı bir noktadayız ve bunu İslamî kesimde yaşanan değişime, büyük çapta da AKP’ye borçluyuz. Muhafazakâr dünyanın siyasî normları neredeyse tümüyle değişti ve demokratik bir düzenin ihtiyaçlarıyla uyumlu hale geldi. Nitekim özel hayatın dokunulmazlığı meselesi bizzat bu hükümetin hararetle savunduğu bir düzenleme. Zaten tam da bu nedenle Başbakan kimsenin özel hayatına müdahale etmiyor… Tepki çeken bütün konuşmalarına rağmen hiçbirimizin özel hayatı değişmiyor. Ancak Başbakan özel hayatın ‘normlarına’ müdahale etme gereğini ifade etmekten de geri durmuyor. Çünkü o bir muhafazakâr ve söz konusu normların ‘elden kaçacağından’, ahlakî bir yozlaşmaya doğru gidilebileceğinden korkuyor. Dahası yürütmenin de başında olduğu için, böyle bir durumun sorumluluğunu kendi omuzlarında hissediyor. Muhafazakâr dünyanın kendi iç tarihi yazılırken, bu dönemin bir yozlaşma olarak anılmasını istemiyor.
Ne var ki bizzat AKP’nin taşıdığı siyasi ve sosyal açılımın ahlakî boyutta da bir yenilenme yaratmaması imkânsız. Bu dinamik halen yeni nesillerde yaşanıyor ve zaten eski nesil muhafazakârların gençlerle ilgili ahlakî kaygıları da bizzat o cemaatin dönüşümünün işaretlerini taşıyor. Yaşanmakta olanı siyaseten abartarak hükümetin özel hayata müdahalesi olarak okumak epeyce yüzeysel kalıyor. Yaşanan sahici bir değişim sancısıdır ve her adımı muhafazakârların yönetimini daha meşru kılacak bir anlam açılımı ile sonuçlanıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023