Etyen MAHÇUPYAN
Erdoğan’ın ‘aktif’ cumhurbaşkanı olacağını ve partili hüviyetini koruyacağını söylemesiyle birlikte ortaya epeyce garip bir tartışma çıkmıştı. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında sürtüşmeler olacağı, Erdoğan’ın müdahaleci yaklaşımı nedeniyle devletin tepesinde kriz çıkacağı söylendi. Yetkiler fazla zorlandığı takdirde anayasanın ihlal edileceği ve olayın doğrudan bir ‘devlet krizine’ dönüşeceği vurgulandı. Sorun varsayımlarla çıkarsama arasında değil. Gerçekten de eğer yeni Cumhurbaşkanı böyle davranırsa sorun da çıkar, kriz de… Ama esas soru şu: Niye böyle davransın ki? Ya da niçin zaten böyle davranmayı gerektirmeyecek bir başbakan seçilmesin?
Bu ülkede en büyük devlet krizleri birbiriyle uyumsuz cumhurbaşkanı ve başbakan bileşimlerinde yaşandı. Ayrıca bu olaylarda parlamenter sistemin demokrasiyi işler kıldığı düşünülen ‘yumuşatıcı’ yönünün hiçbir olumlu etkisi olmadı. Vesayetçi sistemin temsilcisi, yürütmenin sorumluluğunu taşıyan kişinin önünü ideolojik olarak kesti. Böylece değişim dinamiğini engellemeye, statükonun devamını sağlamaya çalıştı. Kısaca ifade etmek gerekirse devletle seçilmiş siyasetin farklı istikametlere baktığı dönemlerdi.
Böyle bir farklılaşmanın olmadığı, cumhurbaşkanı ile başbakanın aynı ideolojik perspektif içinde geleceğe ve meselelere baktığı bir ortamda ise, kriz çıkma ihtimalinin maddi zemini büyük ölçüde ortadan kalkıyor. Ama eğer cumhurbaşkanı ile başbakanın hareket alanlarının iyi çizilmemesi neticesinde doğacak yetki geriliminden söz ediliyorsa, bunun söz konusu iki kişinin başarısızlığı olacağı ve her ikisinin de sonuca katlanmaları gerekeceği de açık.
Öte yanda muhtemel krizler açısından karşımızda çok daha kritik bir durum var. Uzun bir zamanın ardından ilk kez bir siyasi parti Meclis çoğunluğuna sahip olarak tek başına iktidarda iken aynı zamanda kendi liderini de cumhurbaşkanlığı makamına oturtacak. Böylece yasamadan yürütmenin en uç noktasına bir bütünleşme yaşanacak. Hatta eğer Erdoğan’ın söylemini hatırlayacak olursak, bu bütünleşme ‘milleti’ de içine alacak ve siyasetin neredeyse tümünü kapsayacak. Meclis’te toplam olarak azınlığa düşmüş, belki de 220’nin altına inmiş bir muhalefetin bu türden bir siyasi güç bloku karşısında herhangi bir etkinliğinin olması zor. Sokağı zorlayacak bir muhalefetin ise, karşısında daha da büyük bir sokak bulacağı aşikâr.
Peki, böyle bir durumda iktidar nasıl ve kim tarafından denetlenecek? İbre doğal olarak yargıyı işaret ediyor… Ama elimizde tarafsız olmayan, kendisini siyasi aktör olarak tasarımlayan, geçmişin vesayetçi cumhurbaşkanının rolüne talip olmaya heves duyabilecek bir yargı var. Öte yandan iktidarın yargıyı çoğullaştırma ve normalleştirme girişimleri de hem yargı bağımsızlığına müdahale anlamını taşıyabiliyor, hem de kimsenin bu konuda iktidara güvenme yükümlülüğü yok.
Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yargı ve hukuk alanı krizin zeminini oluştururken, AKP karşıtlarının özellikle bu alanda kriz yaratmak üzere strateji çizmeleri şaşırtıcı olmayacak. Bu açıdan bakıldığında cumhurbaşkanlığı makamı vesayet düzeninin son kalesi değil. Son kale büyük fotoğrafta Anayasa Mahkemesi ama siyasi normalleşme açısından asıl işlevsel olanı HSYK. Eğer ekim ayındaki seçimde gerçekten de bir çoğullaşma sağlanabilirse, hem yargının meşruiyeti yeniden tesis edilebilir, hem de önümüzdeki dönemde bir devlet krizi ihtimali asgariye çekilebilir. Aksi halde AKP iktidarının türbülansı bol bir evreye girmesi son derece mümkün.
Ancak bu olay sadece krizlerin azaltılması ve devletin tepesinde ‘uyumun’ sağlanması meselesi değil. Doğrudan bir demokratikleşme meselesi… Yasama ve yürütmenin bütünleşmesi, hele ‘demokrasi öncesi’ dönemden çıkamamış ve yargısı siyasallaşmış bir ülkede denetimsizliği davet eder. Bu da ister istemez meşruiyet tartışmalarının önünü açar.
Bu nedenle iktidarın önünde hayati öneme sahip olabilecek iki stratejik çizgi var. Birincisi parti içi denetimin nesnel, şeffaf ve ‘acımasız’ bir biçimde işletilmesi... İkincisi ise sivil toplumun her alanda denetim gücünü ve yeteneğini artıran düzenlemelerin hayata geçirilmesi. Bu arada muhalefeti sistemin yeniden inşasına davet etme yaklaşımının korunması gerektiği açıktır. AKP sadece ülkeyi değil, ayağını bastığı zemini de inşa etmek ve bunu yaparken meşru olmak görevi ile karşı karşıya.
Not: Arada bir evimin kapısına Sözcü gazetesi bırakarak ‘muhalif’ ruh halini daha derinden anlamama vesile olan gizli ‘hayranıma’ teşekkür ediyorum…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024