Etyen MAHÇUPYAN
Başkanlık meselesine ilişkin olarak üçüncü makaleyi henüz yazmıştım ki Tarhan Erdem ‘Başkanlık tartışmasına evden, sokaktan, köyden başlayalım’ başlıklı bir değerlendirme yazdı. Belki tüm makaleler yayınlandıktan sonra kaleme alsa farklı şeyler söylerdi… Ancak Tarhan bey’in tartışmaya daveti bu haliyle de kıymetli.
Söz konusu değerlendirmede ele alınması gereken dört nokta var. Birincisi ‘neyi niçin tartışıyoruz’ meselesi. Tarhan Bey benim yazılarımdan çeşitli alıntılar yapmış. Şöyle demişim: “Demek ki önümüzdeki dönemde Türkiye parlamenter sistemden uzaklaşarak başkanlık sistemine yanaşacak”… “Halk kendi cumhurbaşkanını bir kez seçtikten, bu hakkı kullandıktan sonra, o hakkın yeniden Meclis’e verilmesi gerçekçi olmadığı gibi demokratik açıdan sorunlu da”… “Bu düzenleme (yani yeni anayasa) icrai yetkileri bugüne göre daha fazla olan ve sorumluluk taşıyan bir cumhurbaşkanını da içerecek”… Bu cümlelerden hareketle de sormuş: “Bu görüşler doğruysa neyi niçin tartışıyoruz?” Anlaşılan bütün yaşananlara, AKP gibi bir tarihsel olgunun varlığına, halkın ilk kez cumhurbaşkanını seçmesine ve bu yöndeki açık iradesini her saha çalışmasında teyit etmesine rağmen Türkiye’de anayasa ve yönetim konusunun teorik zeminde kotarılabileceği düşünülüyor. Öyle olmayacak. Çünkü gerçek bir yaşanmışlık, ona dayanan bir güç dengesi ve gerçek hedeflerle hayaller var. Bunları yok sayarak ne anayasa yapılabilir ne de gerçekçi bir yönetim biçimi oluşturulabilir. Öte yandan cumhurbaşkanının icrai yetkileri artarken sorumluluk da almasının bizi parlamenter sistemden ‘ne kadar’ uzaklaştırıp, başkanlık sistemine ‘ne kadar’ yaklaştıracağını bilmiyoruz. İki uç arasında sonsuz alternatif var ve sonuç tartışma içinde ortaya çıkacak. Eğer ‘neyi tartışıyoruz’ deyip seyirci kalırsanız, gücü elinde tutan sistemi kurar ve bu muhtemelen olası en iyi sistemden epeyce uzak kalır.
İkinci nokta Tarhan Bey’in şu cümlelerinde: “Konumuz Erdoğan’ı dikkate alarak tartışılamaz… Bir ülkenin sistemi… Mevcut liderlerin seçimle geldikleri yerlerin yetkileri, bugünkü siyasal güçleri hesaba katılarak da aranmaz.” Doğru. Ama siyaset liderleri fazlasıyla aşar ve bir ülkenin yönetim sistemi siyasetin tarihsel anlam ve dinamiği göz ardı edilerek de aranamaz. Aksi halde bütün ülkelerin anayasaları aynı olurdu. Soru şu: Arkasında yüzde elli oy olan ve muhtemel bir yeni yönetim sistemini o halka kabul ettirme yeteneği olan bir ‘yöneteni’ yok sayarak onun hareket alanını tanımlayan bir hukuk metni yazılabilir mi? Bunu yazmak kimin yetkisindedir? Hangi meşruiyete dayanarak böyle bir talepte bulunulabilir? Açıktır ki yeni anayasa ‘gerçek’ bir dünyada ve gerçek bir gelecek perspektifi altında tartışılacak. Erdoğan’ı temel almayacak, ama AKP’nin gelecek hedeflerinden de bağımsız olmayacak, çünkü şu an geleceğe dair tek anlamlı tasavvur bu.
Üçüncü olarak Tarhan Bey’in doğrudan bana yönelttiği bazı soruları ele almak durumundayız: “Merkezi idarenin 1924 veya 1983 anayasalarındakine benzer ibarelerle tanımlandığı demokratik bir ülke var mıdır? Veya böyle tanımlanan bir memleket demokrasiye geçebilmiş midir?” Bunların cevabı basit olarak ‘böyle bir demokratik ülke yoktur ve böyle tanımlanan hiçbir memlekette de demokrasiye geçilebilmiş değildir’ diye verilebilir. Demek ki yeni anayasa böyle yapılmamalı… Anlaşılan Tarhan Bey yeni anayasanın nasıl olacağına ilişkin çok güçlü ve olumsuz bir varsayıma sahip. Ama bu sadece bir niyet okuma… Yapılmamış bir tartışmayı baştan mahkûm etmenin daha iyi bir anayasa yapımına yol açabildiği de herhalde bugüne dek görülmedi. Bir soru da şöyle: “Hangi memlekette cumhurbaşkanına yürütme ve yasama yetkileri verilerek merkezi bürokratik vesayetten kurtulmaya çalışılmıştır?” Diyelim ki böyle bir ülke yok… Bu Türkiye deneyimi hakkında pek fazla bir şey söylemiyor. Ayrıca hangi yürütme ve yasama yetkilerinin verildiği ve bunların denetiminin nasıl olduğu önemli değil mi? Anayasa zaten bunu ortaya koymayacak mı?
Son olarak Tarhan Bey yeni anayasanın nasıl yapılacağını bize anlatmış… “Önce demokrasinin ve hukukun ilkesi tartışılıp yazılacaktır… Bundan sonra yerleşim yerlerinin yönetim sistemi aranacaktır… Taa yukarda oturan bir kişinin isteklerini konuşmaya başlayarak yönetim sistemi aranır mı?” Tabii ki aranmaz ama o istekleri baştan mahkûm ederek de ilerlenemez. Unutmamak gerek ki demokrasinin ve hukukun ilkesi denen ‘şey’ bile hiçbir zaman nötr değildir ve onu da oluşturmak için ta yukarda oturan birilerini ikna etmeniz gerekir. Özellikle toplumsal desteği böylesine güçlüyse…
.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023