Etyen MAHÇUPYAN
Yaşanan siyasi kutuplaşma ortamında Cumhurbaşkanı’na nötr ve nesnel bir biçimde yaklaşmak giderek zorlaşıyor. Hele Erdoğan’ın karşıtları için bunu becermek neredeyse imkansız . Baştan söylemek lazım ki, Erdoğan her konumda kendi alanını olabildiğince genişletmeye çalışan bir siyasetçi. Öte yandan halk karşısında meşruiyet zeminini kaybetmemek için de elinden geleni yapan, epeyce pragmatik biri. Bu nedenle çelişkili gözüken tutumları bir arada sergilemekten kaçınmayabiliyor ve otoriterlikle demokratikliği bir arada yürütebiliyor.
Karşıtları açısından sorun, Erdoğan’a karşı adil olunamadığı takdirde onun parti içindeki ve halk karşısındaki prestijinin daha da tahkim olması. Sonuçta AKP zaten en büyük cemaat olan İslami muhafazakarlara dayanmakla kalmıyor, genişleyen orta sınıf üzerinden çok kimlikli ve çoğul bir seçmen kitlesini de temsil ediyor. Bu da uzak farkla en büyük parti olmasına ve AKP’yi dışarıda bırakan bir hükümetin oluşamamasına yetiyor.
Karşınızda böyle bir rakip varken temel amacınız tabanınızı militanlaştırmaktan ziyade AKP’den oy almak olmalı. Bu ise çatışma dilinden uzaklaşmanızı gerektiriyor. Eğer böyle bir durumda AKP gerilimi devam ettirmeye kalkarsa oy kaybedeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Dolayısıyla şikayet edilen ‘Erdoğan dilini’ mümkün kılan şey aslında bizzat muhalefetin tutum ve söylemi.
Örneğin Erdoğan Anayasa’nın cumhurbaşkanına verdiği yetkileri kullandığında rahatsız olunabiliyor. Oysa bu yetkiler 1982 darbesinden bu yana bütün cumhurbaşkanları tarafından kullanılageldi. Koalisyon görüşmeleri esnasında Erdoğan’ın seçimi tercih ettiğini söylemesi ‘vesayet’ olarak yorumlanabiliyor. Halbuki neredeyse bütün AKP’lilerin seçimi tercih etmesi bir yana, CHP ‘akıllı’ davransaydı şu anda koalisyon gerçekleşmişti. Erdoğan’ın hükümet kurma girişimi için Kılıçdaroğlu’na yetki vermemesi de neredeyse ‘diktatörlük’ olarak lanse ediliyor. Ne var ki MHP’nin tutumu devam ettiği sürece zaten bir hükümet alternatifi yoktu. Eğer Kılıçdaroğlu MHP’nin desteğini alabilmiş olsaydı, Erdoğan’ın CHP’ye yetki vermemesi mümkün olmazdı. Ayrıca AKP/CHP görüşmelerini ‘oyalama’ ve zaman kaybı olarak görenlerin Kılıçdaroğlu ile ilave bir hafta daha oyalanmayı nasıl doğru buldukları anlaşılır gibi değil… Bazıları ise görevi ikinci partiye vermenin bir ‘teamül’ olduğunu söyledi. Ama geçmişte pek uyulmamış ve göz göre göre anlamsız şekilde kullanılmamış olan bir teamül… Bunların ötesinde Cumhurbaşkanı’nın seçim kararı almasını eleştirmek ise iyice saçmaydı. Çünkü bu karar alınmasa ‘oyalanma’ daha da uzayacaktı. Öte yandan Erdoğan’ın bu sürece dahil olması istenmiyorsa yapılacak şey Meclis’te karar almaktı. Ancak Davutoğlu’nun çağrısına rağmen diğer partiler buna yanaşmadı.
Aslında karşımızda basit bir durum var: AKP’nin sandıkta yenilmesinin tek koşulu kendi yapacağı hatalar. Nitekim Haziran seçimleri bunu açıkça gösterdi. Bunun dışında diğer partilerin AKP’yi yenme ihtimali yok. Toplum sosyolojisi ise AKP’siz bir koalisyonu olanaksız kılarken, muhalefet partilerinin toplumun geneline hitap edebileceği bir açılım gerçekleştirmelerini engelliyor. Kısacası muhalefetin siyaset imkanı kalmıyor. Siyaset sadece AKP ile toplum arasında yaşanıyor. Muhalefet ise kendisine yapay bir siyaset alanı üretmek zorunda… Bu da Tayyip Erdoğan’ın şahsında bulunuyor ve doğrusu Erdoğan da bundan hiç memnuniyetsiz değil. Sonuç bir sürü abes tartışmanın ciddiye alınıp gündemi işgal etmesi ve seçim ortamında toplumun yine karşısında AKP’yi görmesi, ona göre tavır alacak olmasıdır.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024