Etyen MAHÇUPYAN
ABD’nin Ortadoğu’da başarısız kalması ve siyaseten paralize olmasının altında tek bir neden yatıyor: ABD kendi hedefini ortaya koydu ama bunun gereğini yapmaktan kaçındı. Sebeplerini herkes biliyor. Obama’nın Afganistan ve Irak sonrasında ABD askeri gücünü uzak bölgelerde kullanmama tercihi ve Başkanlığının süresinin bu yıl içinde dolması. Ama sebeplerin bilinmesi sonucu değiştirmiyor… Hatta tam aksi yönde bir etki yaratıyor. Çünkü ABD dış politikasının bu denli seçeneksiz hale geldiğini gören diğer aktörler çok daha cesur davranabiliyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar ABD’nin razı geleceğine inanıyor ve haklı çıkıyorlar.
ABD’nin IŞİD’in yok edilmesini neredeyse tek amaç olarak belirlemesi, bölgedeki ABD karşıtlarının eline önemli bir avantaj verdi. Esad-PYD/PKK-İran-Rusya ekseni hem IŞİD’e karşı olduklarını ilan ederek ABD’nin kendilerine müsamahakar davranmasını sağladılar, hem de IŞİD’in ortadan kalkmaması için her şeyi yaparak ABD’nin kendilerine mahkum olmasını garanti altına aldılar. Sonuçta IŞİD bölgenin en istikrarlı aktörlerinden biri haline geldi. Öyle ki artık çok saldırgan olması gerekmiyor. Nasıl olsa diğer aktörlere gizli veya açık anlaşmalarla kendi varlığını kabul ettirmiş durumda ve bir sonraki adımda masaya oturmayı bekliyor.
Dolayısıyla basit gerçek şu: ABD IŞİD’i tehdit ilan edip kendisini riske atmayacak bir strateji seçtiği andan itibaren, dolaylı yoldan da olsa IŞİD’in varlığını desteklemiş oldu. Bugün Ortadoğu’da IŞİD üzerinden bir analiz artık tümüyle anlamsız. Görünüşte herkesin karşı olduğu ama pratikte kimsenin karşı davranmadığı ya da uğraşmadığı bir örgütü merkeze alarak ‘tarafları’ saptayamazsınız.
Eğer mesele bu tablo ile sınırlı olsaydı, belki daha kabul edilebilir bir IŞİD hayali peşinden gidilebilir, bu örgütün de dönüşüm geçirerek Suriye ve Irak’ın bir bölümünde Sünni toplumu yönetme kapasitesi geliştirmesi teşvik edilebilirdi. Ama Suriye’de sorun giderek IŞİD olmaktan çıktı… IŞİD kendi sınırlarına razı bir noktaya giderken, Esad ve PYD/PKK sınır genişletme çabası içine girdiler ve bunun stratejik bir tercih olduğu da anlaşıldı. Bunun anlamı önümüzdeki dönemde Esad ve PYD/PKK’nın üreteceği insani trajedinin IŞİD’den daha fazla olma ihtimalinin hiç az olmamasıdır. Nitekim mülteci meselesinin esas sorumlusu IŞİD değil, diğer iki aktör…
Bu noktada ABD’nin Ortadoğu politikası açısından yeni bir baş ağrısı oluşuyor ve aynı anda yeni bir politik çizgi üretme zorunluluğu da ortaya çıkıyor. Çünkü mülteci meselesi orta vadede Avrupa’yı doğrudan tehdit etmekte ve ABD’nin bu kadim ortağının sesine kulak tıkaması mümkün değil. Dahası mülteci akımı ne kadar dikkatli olunsa da, radikalizmin Batıda yeniden üretilmesinin de zeminini yaratabilir ve bu da ABD için doğrudan bir tehdit oluşturur.
Sonuç olarak artık Batılılar için Ortadoğu analizinde kritik kelime IŞİD değil mülteciler olmak zorunda. Batı kimin yanında veya karşısında olmak gerektiğini saptamak için bölgedeki aktörlerin mülteci meselesinin hangi tarafında durduğuna bakmak durumunda. Mülteci sayısını artırmaya hevesli politikaları benimseyenlerin ABD’nin partneri olamayacağı ya da olmaması gerektiği herhalde açık. Bu ölçütün içinden bakıldığında belki IŞİD konusunda da doğru partnerlerin kimler olabileceği ya da olması gerektiği konusu akla gelebilir…
Merkeze IŞİD konduğunda ABD ve AB Ortadoğu’daki diğer aktörler arasında bir tür ‘hakem’ rolü oynayabiliyordu. Ama mülteciler söz konusu olduğunda ABD ve AB Ortadoğu’da artık bir ‘taraf’ ve gereğini yapmak zorunda.
Not: Bu Daily Sabah’daki son yazım… Gazetelerin çoğulculuğu yaratmakta ve korumakta isteksiz olduğu, siyasetin uzantısı konumuna düşme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı şu dönemde, bu yol ayrımı da maalesef pek şaşırtıcı olmadı…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024