Etyen MAHÇUPYAN
Vesayetçi bir rejimde yaşamıyorsanız değişime açık bir siyaset alanındasınız demektir. Bu durumda toplumsal değişimi takip etmek ve mümkünse öngörmek, siyasi partiler için hayati bir role sahip olacaktır. İstanbul Politikalar Merkezi ile Konda’nın işbirliğinde Denge ve Denetleme Ağı için gerçekleştirilen ve bir süre önce kamuoyu ile paylaşılan “Türkiye’de Vatandaşlık Algısı: Eşit Vatandaşlık ve Aktif Vatandaşlık” başlıklı saha çalışması meraklısına ilginç bilgiler sunuyor.
***
Ancak verilerin analizine girişmeden önce hemen her saha çalışmasında karşımıza çıkan bir soruna işaret etmekte yarar var. Görüşülen kişilerin normatif tercihleri ile gerçekliğe ilişkin tespitlerini ayırt etmeyi mümkün kılmayan sorular sorulabiliyor veya buna dikkat etmeyen değerlendirmeler yapılabiliyor. Bu çalışmada da örneğin “Türkiye’de insanları ortak bir vatandaşlık bağı ile birbirine aşağıdakilerden hangisi bağlıyor?” diye bir soru var. Cevap şıkları şöyle: din birliği, ortak gelenek ve kültür, herkesi bağlayan esaslar, dil birliği. Rapor verilmiş olan cevapları Türkiye’de nasıl bir vatandaşlık ‘istendiğini’ çıkarsamak üzere yorumluyor. Oysa belki de çoğunluk gerçek durumu betimlemek üzere cevap vermiş durumda. Nitekim sonuçta ‘din birliği’ ve ‘ortak kültür ve gelenek’ şıklarına verilen yanıtın toplamı yüzde 69. Bu bulgu, araştırmacıların yorumunun aksine, Türkiye’de hak temelli bir vatandaşlık anlayışının gelişmemiş olduğunu değil, Türkiye’de hala din ve kültürün egemen olduğu gözlemini ifade ediyor olabilir…
Benzer bir şekilde “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak için Türk ırkından olmak gerekir” önermesine Kürtlerin yüzde 15 oranında katıldıkları anlaşılıyor. Bu cevap bazı Kürtlerin de Türk ırkından olmayı doğru bulduğunu mu ifade ediyor, yoksa bazı Kürtler Türkiye’de vatandaşlığa ilişkin gerçek durumun böyle mi olduğunu düşünüyorlar?
***
Aynı soruya ilişkin olarak daha garip bir durum da var. Kürtlerin yüzde 53’ü ve Türklerin de yüzde 31’i yukarıdaki cümleye ‘kesinlikle katılmıyorum’ demişken, Türkiye ortalamasının yüzde 23 olduğunu okuyoruz. Böyle bir sonuç ancak Türkler ve Kürtler dışında bir başka grubun daha olmasını ve o grubun çok düşük oranda aynı cevabı vermesini gerektiriyor. Ne var ki Türkler ve Kürtlerin söz konusu cevabının birlikte yüzde 35 civarında olduğunu düşünürsek, ihtiyaç duyulan üçüncü kesimin (örneğin) sadece yüzde 10’unun bu cevabı vermesi ve aynı zamanda bu kesimin Türkler ve Kürtler’in toplam nüfusuna yakın olması lazım. Acaba Müslümanlar diye ayrı bir kategori mi var diye düşünebiliriz, ama rapor böyle bir tasniften bahsetmiyor. Benzer şekilde aynı soruya ‘kesinlikle katılıyorum’ diyenlerde de Türkiye ortalaması yüzde 25 iken, Türklerinki yüzde 17, Kürtlerinki ise 9…
***
Ayrıca bazı tablolarda AK Parti’nin unutulmuş olması gibi özensizlikler de var… Ancak biz eksiklik, muğlaklık ya da yanlışlıkları bir yana bırakarak araştırmadan nasıl yararlanabiliriz diye bakalım. Önümüzdeki birkaç yazıda önce topluma, ardından AK Parti ve CHP’nin ‘öğrenebileceklerine’ yoğunlaşacağız.
Aslında bazı alanlarda pek de sürpriz yok… Milliyetçilik ve kültürel muhafazakarlık açısından AK Parti ile MHP seçmeni arasında, sosyolojik bağlamda da ise CHP ile HDP seçmeni arasındaki yakınlık çok bariz. Devlete karşı sorumluluklar/haklar dengesinde de yine AK Parti ile MHP seçmeni aynı noktada buluşuyor. Ancak HDP seçmeni hakları daha fazla vurgulamasıyla CHP’den ayrışıyor. Bu arada en ayrımcı yaklaşımın Gayrımüslimlere karşı olduğunu ve konuda AK Parti ile CHP seçmeni arasında hiçbir fark gözükmediğini ekleyelim…
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023