Etyen MAHÇUPYAN
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçilmek üzere getirilen anayasa değişikliği birçoğumuzu kararsız bırakmış gözüküyor. Bu anlaşılır bir durum, çünkü taslağın maddelerini tek tek ele aldığımızda pek de sorunlu gözükmüyor. Ancak maddeleri birlikte düşündüğümüzde kolayca kabul edilebilir olmaktan çıkıyor.
Yasamayı etkileyecek üç değişiklik var: Parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı gün yapılması, cumhurbaşkanının parti üyeliğinin devam etmesi ve cumhurbaşkanının parlamentoya oranla güçlü fesih yetkisi. Bilindiği üzere cumhurbaşkanı kendi iradesiyle seçime gidebiliyor ama Meclis bu kararı ancak beşte üç çoğunlukla alabiliyor.
***
Maddelerin her biri görünüşte mantığa uygun… Seçimlerin aynı gün yapılması aynı partinin hem yürütme hem yasamaya hakim olma ihtimalini yükseltse de, ille de böyle bir sonuç çıkacak diyemeyiz. Ayrıca bu sayede yasama ile yürütme arasındaki uyum da artıyor. Cumhurbaşkanının partisinde üye olarak kalması da aslında işin doğasına uygun… Cumhurbaşkanı güçlü ise partisini zaten dışarıdan da yönetecektir. Fesih yetkisi ise karşılıklı olarak işliyor. Cumhurbaşkanı Meclisi feshettiğinde kendisi de seçime gitmek zorunda kalıyor. Görünüşte hepsi gayet ‘normal’ maddeler…
Şimdi yaşamakta olduğumuz somut durumu da akılda tutarak, bu üç koşulun aynı anda geçerli olacağını düşünelim. Mecliste çoğunluk oluşturma ihtimali yüksek bir siyasi parti ve onun güçlü cumhurbaşkanı adayı ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz çok fazla. Bu aday parlamentodaki milletvekillerini seçen kişi… Yani milletvekillerinin cumhurbaşkanına doğrudan bağımlılığı söz konusu… (Seçim sistemi daraltılmış bölgeye dayansa dahi bu bağımlılık ortadan kalkmıyor. Bunu sağlama yönünde asgari iki koşul dar bölge seçim sistemine geçilmesi ve Siyasi Partiler Kanunu’nun değişmesi.) İki seçimin aynı anda yapılması ise bu organik bağımlılığı daha da güçlendiriyor. Bu durumda Meclisin cumhurbaşkanına itiraz etmesi pek düşünülemez. Ayrıca eğer ederse cumhurbaşkanı Meclisi feshedebilir ve yeniden seçime gider. Tabi milletvekillerini değiştirerek! Bu tehdit altında yaşayan parlamento grubunun cumhurbaşkanına zıt bir konum alması mümkün olabilir mi?
***
Ama iş burada bitmiyor… Cumhurbaşkanı KHK çıkartabiliyor. Denebilir ki bunlar kanunlara aykırı olamayacağı gibi, Meclis tarafından durdurulabiliyor da. Ne var ki Meclisin zaten cumhurbaşkanının yönlendirmesinde davrandığı bir durumda, kanuna aykırı bir KHK’ya itiraz edileceğini öngörmek gerçekçi değil. Çok muhtemelen kanun değişecek ve KHK’ya uydurulacaktır. Ayrıca Meclis KHK’yı reddeden bir tutum alırsa cumhurbaşkanı çıkacak kanunu veto edebiliyor. Meclis ısrarcı olursa da seçime gidebiliyor…
Ancak devamı da var. Cumhurbaşkanı OHAL ilan edebiliyor ve o zaman siyasetin alanını daraltıcı KHK’lar da çıkartabiliyor. Böyle bir dönemde buna ihtiyaç var denebilir. Ama Meclisin bunu onaylama ihtimalinin yüksekliğini düşünürsek sürekli OHAL altında yaşamayı da kabullenmek durumundayız demektir. Ayrıca Meclis OHAL kararını iptal etse bile cumhurbaşkanı yeniden ilan edebilir. İş Anayasa Mahkemesi’ne gittiği zaman ise, üyelerinin çoğu cumhurbaşkanı tarafından seçilme durumunda olan bu mahkemenin nasıl davranacağını bilemeyiz. Üstelik mahkemenin kararı geriye işlemeyeceği için OHAL sırasındaki KHK’ların sonuçları da baki kalacaktır…
***
Demek ki tek tek düşünüldüğünde her biri nispeten kabul edilebilir olan ama bir araya geldiklerinde ve somut durum dikkate alındığında onaylanması pek de mümkün olmayan bir tasarı ile karşı karşıyayız… Bazılarımızın kararsız kalması doğal… Ama elimizi vicdanımıza koyup düşününce belki de doğru tutum almak o kadar zor değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023