Etyen MAHÇUPYAN
Ne zaman ve nerede millilik söylemi duysanız bilin ki o ülke yönetilme sorunları yaşıyor ve yönetim ideolojik bir çıkış arıyor. Buna karşılık millilik söyleminin azaldığı dönemler yönetimlerin özgüvenli olduğu, siyasetin dizginlerine hakim olduğu zamanlardır. Türkiye için de durum bu… Aslında dış dünyanın yarattığı tehditler hemen her zaman az veya çok mevcut olduğu için milli hassasiyetlerin yok olması beklenemez. Ama bunların abartılması genelde özel gayretle olur ve siyasi bir hedef kollanarak sahneye konan kampanyaları andırır.
***
Batı’nın Türkiye’yi bölmek, parçalamak istediği türünden söylemler, bugün doğrudan toplumsal mobilizasyon ihtiyacının uzantısı olarak ortaya çıkıyor. Akıl dışı iddiaların sosyal alanda bir tür hezeyana dönüşmesi ise, çoğu zaman sağduyunun elden kaçtığı, yetersizliklerin örtülme ihtiyacı hissedildiği anlara denk geliyor.
Homojen bir Batı’dan söz edilemese de kolaylık açısından önce şu tespiti yapalım: Batı dünyasının temel derdi dış politikasında onun yanında olmamızdır. Ayrıca Batı Türkiye’nin bir demokrasi olmasını da ister, çünkü bunu uzun vadeli ve sağlam bir uyum sağlamanın önkoşulu olarak görür. Ne de olsa hiçbir siyasetçinin ömrü tarihsel perspektifte yeterince uzun olamaz… Dolayısıyla Batı için bir ülkenin hem dış politikada Batı yandaşı hem de demokrasi olması ideal durumdur. Ama eğer bunlardan biri olamıyorsa demokrasiden fedakarlık edilir… Ancak bazen demokrasiden vazgeçilerek de Batı yanlısı bir hükümeti garanti edemezsiniz. O durumda Batı olana razı gelir, durumu zorlar ama pazarlıklara da açık davranır ve belirsizlikleri asgariye indirmeye çalışır. Ama siz uzun vadeli bir düşmanlık çizgisine kayar, ya da istikrarlı bir siyasi ve toplumsal yapı kuramazsanız, ancak o zaman belki o ülkenin bölünmesini hayırlı bulabilir.
***
Osmanlı bu dinamik sayesinde bir yüzyıl fazladan yaşadı. Çünkü Batı’yı tanıyordu ve onu dikkate alan bir esneklik siyaseti yürüttü. Bugün dış politikamız eskiye oranla hem daha kişilikli hem de Batı’yı karşısına değil, yanına alma ilkesi üzerine oturmakta. Öte yandan Batılı anlamda bir kurumsallaşmaya sahip olmasa da, kendince bir demokrasimiz de mevcut. Bu ilişkinin değişmesi Batı için bir avantaj olmadığı gibi, yerine gelecek sistemin kaos yaratmayacağının ve Batı üzerindeki yükü artırmayacağının garantisi de yok. Ayrıca Türkiye Batı için bir tehdit değil, çünkü öyle bir gücü yok… Öte yandan Batı’nın ortak bir duygu içinde Türkiye’den nefret ettiğini öne sürmek de abes. Ancak asıl önemlisi Türkiye bölünmesi akılcı olmayan bir ülke…
***
Sosyal yapısı fazla hareketli ve sürekli karmaşa üretmeye eğilimli, iç göçün önlenmesi veya yönetilmesi çok zor, kentlere akış yeni sosyal sorunlar yaratmaya gebe, eğitim seviyesi niteliksel olarak çok düşük, çeşitli kimliklerin hak ve özgürlük talepleri halen karşılanabilmiş değil, toplum kendi anayasasını bile hiç yazamamış, cemaatçi gruplaşmaların hizip siyaseti halen aşılamamış, bürokrasisi yozlaşarak mafyatik özellikler kazanmış, yargısı ideolojik vesayet ve siyasi güç peşinde, kamusal alana devlet tarafından el konmuş, vatandaşlık bilinci gelişmemiş, ekonomisi kırılgan, büyüme için dışa bağımlı, devlet üzerinden rant sağlama ve döviz lobiciliği güçlü, medyası sorumsuz ve niteliksiz, üniversiteleri kişiliksiz ve toplumsal gerçeklikten kopuk, her konuda öğrenilmiş cehaletin epeyce yaygın olduğu bir ülke…
Batı Türkiye’yi bölmek için niçin uğraşsın? Aksine belki de ‘toparlamak’ çok daha işlerine gelecektir…
Not: Her KHK ile bir sürü insan sorumsuzca işinden ediliyor… Bu çılgınlığa baktığımda hala ‘AK Partili’ biri olarak tek bir duygum var… Utanç.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024