Etyen MAHÇUPYAN
Bir hafta kadar ara verdikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Kuzey Suriye’ konusunda yeniden eski söylemine döndü ve belirsizliği sürdürme siyasetinin devam edeceği anlaşıldı. Soru Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde nasıl bir oluşuma razı olup olmadığı ve eğer razı değilse ne yapacağıdır. Şurası açık: Bir PKK devletinin oluşmaması için elden gelen her şey yapılacak ve gerekirse silahlı çatışma bile göze alınabilecek. Ayrıca bu konuda ‘müttefiklerin’ ne deyip ne demeyeceğine de bakılmayacak. Bu Türkiye’nin ilkesel çizgisi ve burada bir geri adımın beklenmemesi gerçekçi olur.
Diğer taraftan ABD’nin, hele Avrupa’nın büyük devletlerinin de yaklaşımı bundan farklı değil. PKK hemen hepsinin terör listesinde ve bütün Batılı devletler Suriye’nin bütünlüğünün korunmasını istiyor. Çünkü bugünkü sınırlarını koruyan bir Suriye ile muhatap olmak ve ilişki kurmak daha kolay. Batılılar parçalanmış bir Suriye’nin esas olarak yerelde çok daha güçlü olan İran ve Rusya’nın işine geleceğini ve zaman içinde tüm bölgeye yayılan yeni bir nüfuz hegemonyasına sebep olacağını öngörüyor. Dolayısıyla ABD’nin Rakka operasyonunu PYD uzantısı olan SDG ile yapmasının, hedeflenen ‘jeopolitik çözüm’ açısından fazla bir hükmü yok. Diğer deyişle öngörülemeyen büyük çalkantılar olmadıkça Türkiye’nin endişesinin hayata geçme ihtimali bulunmuyor.
***
Ne var ki bu durum geriye üç ihtimal daha bırakıyor ve Türkiye’nin o ihtimallerin gerçekleşmeye yakınlaşması halinde tam olarak ne yapacağı bilinmiyor. Suriye’deki Sünni muhalefet dahil bütün aktörler Türkiye’nin anlaşılabilir ve öngörülebilir bir stratejisinin olmamasından şikayetçi. Onların gözündeki bu belirsizlik, özellikle muhalefetin Kürt oluşumuna yaklaşımının muğlaklaşmasına neden oluyor ve sonuçta muhalefeti PYD karşısında edilgen hale getiriyor.
Ekleyelim ki gereken şey ‘kırmızı çizgiler’, tehditler, sert çıkmalar değil… Aksine neyi ne kadar istediği ve neye ne kadar razı olacağı belli olan bir Türkiye pozisyonunun üretilmesi… İşte bu noktada Suriye’nin kuzeyine ilişkin üç ihtimal önem kazanıyor. Yani (1) bir PYD devletinin, (2) özerk bir PKK yönetiminin, (3) özerk bir PYD yönetiminin yaratılması.
Birçokları için bunların birbirinden hiçbir farkı yok. PYD zaten PKK’nın parçası, özerk yönetim de devletten farksız bir oluşum… Ancak Suriye gerçeği Türkiye dışındaki bütün aktörleri kalıcı ve istikrarlı olabilecek olası ara çözümlerin aranmasına itiyor. ABD ve Rusya ise özellikle bu ara çözümlerden birinin gerçekleşeceği varsayımı üzerinden strateji oluşturuyorlar. Bu minvalde iki yönelim söz konusu: Birincisi PYD ile PKK arasında mesafe yaratmak ve bunu olabildiğince açmak, ikincisi özerk yönetimi merkezi yapı ile dengelenmiş bir federatif yapı içinde hayata geçirmek.
***
PYD’nin PKK’dan uzaklaşması ilk bakışta kolay olmasa da, Kürtlerin tarihsel konjonktürün onlara bahşettiği fırsatı kullanmak isteyeceği ve PKK’nın çoğulcu bir yapıyı kabullenebileceği öngörülüyor. Özerk coğrafi yönetimlere sahip bölgesel bir federatif yapının ise hem bugünkü bölünmüşlüğü dikkate alacağı, hem de yapay bir bütünleşmeden ziyade rejime de hayat hakkı veren bir yeni denge oluşturabileceği hesaplanıyor.
Suriye bu alternatifin tartışıldığı bir konuma tahminlerden daha hızlı gelebilir. Türkiye’nin önüne bir PKK devleti değil, PKK’dan göreceli olarak uzaklaşmış ve çoğulculaşmış bir PYD özerk bölgesi konabilir. Soru o durumda nasıl bir tutum alınacağıdır… Söz konusu tutumun bugünden saptanmasında ve söylenmesinde de büyük yarar var. Aksi halde Türkiye’nin Suriye muhalefeti üzerindeki gücünün yıpranması ve bazı Sünni grupların ‘çözüm’ eksenli bir siyasete kaymaları şaşırtıcı olmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024