Hadi ULUENGİN
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta dış politikadaki patavatsızlıklarına bir yenisini daha ekledi.
Açıkça İran’ı suçladı ve Suudilerin Yemen’e müdahalesini onayladığını duyurdu.
Üstelik Şii devleti hem orada, hem de Irak ve Suriye’de yayılmacılıkla itham etti.
Tabii hemen arkasından da Tahran’da kıyamet koptu. Ak Saray liderine hiddet yağdı.
Hattâ öngörülen ziyaretin iptali bile gündeme geldi ama galiba iş oraya varmayacak.
***
ASLINA bakarsanız Erdoğan’ın söylediği şeyler öz itibariyle doğrudur.
Evet, Farsî ülke bölgedeki kaostan ve mezhep ayrılıklarından yararlanarak etkileşim alanını genişletmek istiyor. Zaten az biraz jeo-stratejiye vâkıf olan herkes de bunu görüyor.
Lâkin bir şeyin doğru olması o doğrunun illâ uluorta ifade edileceği anlamına gelmez!
Hele hele bir devlet başkanı açısından hiç gelmez!
***
ÖYLE, çünkü uluslararası ilişkilerdeki hassasiyet daha elastiki, daha dolambaçlı, daha izafi bir dilin kullanılmasını gerektiriyor. Doğruyu farklı biçimde formüle etmek dayatıyor.
Yani meramını kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla çağrışımıyla anlatmak zorunluluğu doğuyor. Zaten de bundan ötürü diploması diye bir şey var. Boşuna icat edilmedi.
Nitekim “diplomatik davrandı”, “diplomat adamdır”, “diplomatça geçiştirdi” gibi deyimleri kasten ve en yukarıdaki “patavasızlık” kelimesinin tam zıddı olarak kullanıyoruz.
Dolayısıyla da, tabii ki Cumhurbaşkanı’nın bir konuşmadan lâfı bin ölçmesi; hele hele derin emperyal gelenekten süzülen ve Türkiye’nin büyük bir komşusu ve ciddi bir ekonomik parteneri olan İran’a dair kelâm etmeden önce uzun uzun düşünmesi kesin kural oluşturuyor.
O hâlde Recep Tayyip Erdoğan’ın patavatsız davranmak gibi bir lüksü de olamaz!
***
ÖTE yandan, kabul, Ak Saray önderinin Tahran yayılmacılığına ilişkin olarak yaptığı saptama öz itibariyle doğru ama eksik! Hem de çok, çok fazla eksik! Üstelik tarafgir…
Zira Suudi Arabistan’ın Yemen’e müdahalesi de asla ve asla masumiyet taşımıyor!
Besle kargayı oysun gözünü, Vahabi yobazlar bugün lâfta yakınsalar bile aslında El Kaide’nin de, IŞİD’in de, şunun da, bunun da daima matrisini ve kuluçkasını tezgâhladılar.
Şimdi Yarımada’nın güneyinde de aynısını yapıyorlar. Sanaa da çantada keklik değil…
Artı, bizim ulusalcı cahillerin “emperyalizmin jandarmalığı” teorilerini çöpe atın!
Aksine, Riyad’ın son operasyona ABD’den “bağımsız”, hattâ Washington’la “dalaşmak” pahasına giriştiği gerçeği de göz çıkartıyor.
Zaten bunun patırtısı daha önce, petrol fiyatlarının düşüşüyle başlamıştı.
***
ORADA başlamıştı, çünkü Birleşik Devletler’de yeni teknolojilerle üretilen “schiste” akar ve gaz yakıtının rantabl olabilmesi için varilin en az 65 dolardan satılması gerekiyor.
Bu rakamda istikrar sağlamanın çaresi de Suudilerin vanayı kısmasından geçiyor.
Ve aslında gerek Tahran, gerek Washington Riyad’a yukarıdaki talebi iletiyorlar.
Üstelik son nükleer anlaşmanın da ortaya koyduğu gibi iki başkent arayı düzeltiyor.
Oysa sözkonusu Riyad hem Beyaz Saray’ın Farsî devletle flörtüne çomak sokmak, hem ekonomik açıdan yakıt ihracatına bağımlı İran’ı cezalandırmak için buna yanaşmıyor.
Yani ABD’nin operasyonu ancak yarım ağız desteklemesinden de anlaşılacağı gibi “kanı bitlenen” Suudi hanedan bugün Yemen’de esas olarak “tek tabanca” davranıyor.
Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı’nın lüzumsuz patavatsızlığıyla İran’ı bodoslamadan karşımıza almak ve aynı geri tepmeli tabancanın bir o kadar lüzumsuz domdom mermisi olmak bizim üzerimize vazife değil! Hiç mi hiç değil!
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015