Murat BELGE
“Sosyalist Parti” deyince, insanın aklına ilkin Batı dünyasından tanıdığımız partiler geliyor, çünkü bunların dünya tarihinde oynadığı rol daha ağır basıyor. Gelgelelim, yakın dönemde “ne gibi bir rol oynuyorlar?” diye baktığımızda, söyleyecek fazla bir söz bulamıyorum. Rol mol oynadıkları yok sanki.
Örneğin, işte, bir kriz var orta yerde, süreceği de belli. Bununla ilgili yorum yapan, kehanette bulunan kişi çok. Ama, sözgelişi, halen varolduğunu bildiğimiz Sosyalist Enternasyonal bu konuyla ilgili bir şey söyledi mi? Söylediyse ne söyledi? Aranızda bunu duyan, bilen var mı?
Bazı sosyalistler irili ufaklı bir kriz göründü mü, “Kapitalizmin sonu göründü!” diye konuşurlar. Bu da bana çok yanlış görünür, ama bunu bir başka yazıda, daha ayrıntılı bir biçimde anlatmaya çalışayım. Sonuçta, “Kapitalizmin sonu göründü” demek de, doğru veya yanlış, bir yorum ve bir değerlendirme. Ama Sosyalist Enternasyonal’den bu kadar bir söz de kulağıma çalınmış değil. Fısıldayarak söylediler de onun için kulağıma çalınmadıysa bu da mazeret sayılmaz: böyle bir durumda Sosyalist Enternasyonal’in sözleri gümbür gümbür yankılanmalı.
Niye böyle oluyor? Bence, sosyalist partiler kapitalist sistemle öylesine içli dışlı oldular ki, böyle bir kriz çıktığında, herhangi bir liberal ya da muhafazakâr parti gibi onlar da öncelikle sistemi nasıl kurtaracaklarını düşünmeye başlıyorlar. Çünkü onların da, kapitalizmden öte bir ufukları kalmadı; zaman içinde yok ettiler öyle bir ufku. Britanya’nın yıllar süren Thatcher yönetiminden (bence bir felâketti) sonra seçim kazanmayı başaran Labour ve Blair, Thatcher’ı taklit etmekten başka bir yöntem bulamadı.
“Niye böyle oluyor” diye sorduğumda, aklıma birçok farklı açıklama geliyor. Bunların arasında önemlice bir tanesi, komünizmin uğradığı başarısızlık. Çin Komünist Partisi’nin harıl harıl kapitalizmi kurmaya çalışmasını bu hesabın içine öncelikle koymuyorum. Öncelik, Sovyetler Birliği’nde. Öyle bir rejim yarattılar ki, Batı dünyasında kitlelere, “Haydi, onlar gibi olalım” demenin anlamı veya imkânı kalmadı. Kalmayınca, sosyalist ya da sosyal-demokrat parti kendi işlevini “kapitalizmi daha iyi yönetmek” olarak görmeye başladı. Zaman içinde, kapitalizmin dışına çıkmayı da düşünmez hale geldi.
Ama sonuç olarak, bazılarımız bunu düşünmeye devam etmiş ve hâlâ ediyor olsa da, ortaya anlamlı ve gerçekleştirilebilir bir proje koymuş değiliz. Sosyalist partiler dediğim şekilde işlevlerinin tanımını daraltırken, komünist partiler de Moskova’da hayatın ne kadar güzel olduğunu anlatmaya devam ettiler ve onların da farklı, anlamlı ve gerçekleştirilebilir bir projesi oluşmadı. Neyin olmayacağını çoğumuz iyi kötü anlıyoruz, çünkü ortada bir “olamama” örneği var; ama neyin olabileceği konusunda zihnimiz bugün de karışık; görüşlerimiz bulanık. Sonunda “daha adil bölüşüm”den başka bir şey bulup söyleyemiyoruz.
Bu da bizi kaçınılmaz bir şekilde “kriz avcılığı”na getiriyor; biz beceremediğimize göre bari şu meret kapitalizm kendi tökezleyip devrilsin, diyoruz. Diyoruz da, o zaman da duruma “biz sosyalistler”in egemen olacağı, olurlarsa da, o enkazdan çıkacak yolu bulacakları konusunda hiçbir garanti yok. 1929 buhranının yangın yerine çevirdiği ülkelerden sosyalizm mi çıktı?
Yapılabilecek işlerden biri, isterseniz kendimizi geçmişten fazla kopuk hissetmemek için, “somut durumun somut analizi” diyelim, bugün ne olduğunu, “oluyor” dediğimiz şeyleri kimin yaptığını, bunların nasıl insanlar olduğunu (“Beş N bir K”ya doğru yol almaya başladık) araştırmaya, anlamaya çalışmak olabilir.
Eleştirdiğim sosyalist partilerin böyle bir çalışmaya girdiğini de sanmıyorum. Merak etmez hale gelmek de çok acıklı bir durum.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025