Ali Türer
Kabul edelim, biz 60’lı, 70’li yıllar kuşağı, Taksim “Gezi Parkı” çevresinde ortaya çıkan daha sonra bütün Türkiye’ye yayılan son iki hafta içinde tanık olduğumuz direnişe hazırlıksız yakalandık. Hala devam eden bu direniş birçok sanatçımız, politikacımız, başrolde de olsa büyük ölçüde 90’lı yıllar kuşağının eseri. Ve bu direniş siyasi, sosyal alanda mevcut pek çok ezberimizi de bozdu.
12 Eylül askeri devirmesinin ürünüydüler. “Biz yaşamadık onlar yaşasın” diye üzerine titrediğimiz “tatlı su” çocuklarıydı onlar. 12 Eylül sonrası politikaları ile apolitikleştirilmişlerdi. Kendi içlerine dönüktüler, pek fazla dünya umurlarında da değildi. 90’lı yıllar kuşağı ile ilgili bütün bu ezberimiz “Gezi parkı” eylemleriyle birlikte tümüyle ters yüz oldu. Geçmişin mücadele geleneği bir biçimde bu gençlere taşınmış ta haberimiz olmamış.
Aslında yaşadığımız son olaylar Beyoğlu’nda Emek Sinemasının yıkılmasına tepki olarak uç verdi. Hükümet, Belediye, Vali, Polis Emek Sinemasını yıkarken gençlerin, sanatçıların gösterdiği tepkiyi okuyabilseydi; gelecekteki yangının ipuçlarını belki bu eylemlerde görebilirlerdi. İnsanların içkiye ulaşmasını engelleyici düzenlemeler, üniversiteye polis sokmak, insanların nefes aldığı “gezi parkını” yıkmak, Taksim’i işçilere, emekçilere gençlere yasaklamak gibi kışkırtmalardan kaçınılabilirlerdi. Bunlardan geri durmak bir yana gençlerin barışçıl tepkilerine gazla, tazyikli suyla, copla müdahale edildi. Gençlerin, aydınların, sanatçıların gözlerini korkutabiliriz, sandılar, yanıldılar. Hepimiz yanıldık.
AKP’li kimi yöneticilerin, Cumhurbaşkanının yumuşatıcı, gönül alıcı çabalarından Başbakan’da eser yok. Tehditle, korkutmayla, hamasetle yangına körükle gitmeye devam ediyor. İlerideki fırtınalar için rüzgâr ekmeye devam ediyor.
Biz 60’lı,70’li yıllar kuşağı her şeyi kategorikleştirmeye, sınıflandırmaya alıştık; süreci karşıtlıklar üzerinden okumaya ve çözmeye çalıştık. Aldıkları eğitimle belirlenmiş modernciler ve pozitivistler olarak bu gençlere nasıl bir belirsizlikler ülkesi bıraktığımızı yeterince anlamadık. Bıraktığımız mirasa bir göz atın. Kimlik çatışmaları, ekonomik bunalımlar, işsizlik, doğa tahribatları, kısır siyasi çatışmalar göreceksiniz. Sonra da bu gençleri apolitik olmakla, kendi içlerine dönük, “benci” olmakla suçladık, faturayı da 12 Eylül rejimine çıkardık, rahatladık. Ama çok yanıldık.
“Gezi parkı” etrafında önce Taksim’de başlayan bütün yurda yayılan eylemler 90’lı yıllar kuşağının hiç de sanıldığı gibi “apolitik” olmadığını gösterdi. Bu gençler, yaşama biçimlerine, yaşama alanlarına, farklıklarına saygı gösterilmediğinde, “yok sayıldıklarında”, özgürlüklerine müdahale edildiğinde ne kadar direngen olabileceklerini, korkusuz olabileceklerini, kararlı olabileceklerini, gözü kara olabileceklerini gösterdiler.
Bu gençlerin ortaya koydukları tepkinin muhatabının yalnızca AKP politikaları ve onu temsil eden Erdoğan olduğunu da düşünmüyorum. Aynı zamanda bu gençler kendilerine dayatılan işsizliğe, “geleceksizliğe” de isyan ediyorlar. Kimlik çatışmaları etrafında yapılan siyaset cambazlığına, mevcut siyasi yapıya, kendilerine bırakılan kötü mirasa isyan ediyorlar. Doğaya yönelik tahribata, her türlü ötekileştirici politikaya isyan ediyorlar.
Yani kabul edelim postmodern dönemin bu “soft” gençleri, modern dönemin biz “sert” çocuklarına iyi bir ders verdiler. Vermeye de devam ediyorlar.
Geçmişin siyah-beyaz düşünce ekseninde kendini bulan ve üreten sağ ya da sol siyasi yapılar, “kimlik” siyasetçileri; AKP politikaları karşısında yükselen bu yeni siyaset tarzını anlamakta zorluk çekiyorlar. Bu da çok doğaldır.
“Ulusalcılar” ve milliyetçiler kendilerini var eden “Milleti Hâkime” ruhunun barış süreciyle birlikte tehdit altına girmesinden duydukları dehşetten kaynaklanan tepkilerini, “Gezi parkı” eylemlerine aşılamaya çalıştılar. Tutmadı. Hala “Emperyalizm” karşıtlığı gibi soyut bir tümel üzerinden politika üretmeye çalışan İşçi Partisi, ÖDP, TKP gibi sol söyleme sahip oluşumlar da “Emperyalizmin Orta doğudaki taşeronu” olarak ilan ettikleri AKP iktidarına karşı geliştirmeye çalıştıkları cılız rüzgârın peşine “gezi parkı” fırtınasını takmaya çalışıyorlar. Bu da tutmaz. Bunların içinde, halk birbirine girsin de, yeter ki AKP’nin ülkeyi yönetemediği ortaya çıksın gibi provokatif tutum içinde olanlar bile var.
Bereket sağduyu hâkim oldu. “Gezi parkı” eylemcileri bütün bunları boşa çıkartmayı bildiler. Her türlü şiddetten ve kışkırtmadan inatla uzak kalmayı bildiler. Bütün tahriklere rağmen, kendilerine yöneltilen şiddete rağmen şiddete alet olmadılar, şiddeti anlamsız kıldılar. Her protestoda aşırı şiddet kullanmayı alışkanlık haline getiren, karşı şiddetten beslenen polis ne yapacağını şaşırdı. Kamuoyu nezdinde eylemcilerin bu kadar destek görmelerinin temel nedeni de bu.
Direnişin siyasi bir harekete dayanmaması, siyasi bir kimlik kazanmaması genişlemesini ve yaygınlaşmasını olumlu etkiledi. Mevcut siyasi yelpazede bir yere sahip olsaydı muhtemelen bu ölçüde başarılı olamayacaktı. Bu doğru, ancak böyle bir hareketin siyasete nasıl kalıcı bir etkisi olabilir ki? Siyasete bir etkisi olmayacaksa o zaman bu direnişin uzun vadede ne anlamı olacak?
İktidarın yaşam biçimlerine, yaşama alanına müdahalesine, baskı, şiddet ve gözdağı ile muhalefeti sindirme, ötekileştirme politikalarına karşı bu direnişin siyasi bir sonucu olabilmesi, bu hareketin doğrudan siyasi bir oluşuma dönüşmesi ile olmaz, olamaz. Bu açıkça ortada, çünkü bu direniş çok farklı eğilimleri içinde barındırıyor. Ama mevcut siyasi yapı içinde, bu yeni siyaset yapma modeline uygun yeni bir yapılanma, bir çekim merkezi pekâlâ oluşabilir, oluşmalı da.
Her türlü ötekileştirmeye karşı çıkan, farklı yaşama biçimlerine, farklı kimliklere saygı gösteren; yaşama alanı ile ilgili kararları o yaşama alanı içindekilere bırakan; toplumda huzurun, barışın tesisini esas alan “demokratik toplum” üzerinde uzlaşmış, demokrat, sosyal devletçi, doğacı, özgürlükçü ve adaletçi siyasi bir platform neden mümkün olmasın?
Mevcut siyasi yapı içinde siyaseti dini, etnik, mezhepsel, bölgesel kimlikler üzerinden yapmaya çalışanların karşısında siyaseti “mağduriyetleri temsil” üzerinden, emeğe saygı ve adalet üzerinden yapmaya çalışan böyle bir siyasi çekim merkezi toplumdan hak ettiği desteği mutlaka alacaktır. Erdoğan önderliğinde AKP’nin bu dayatmacı, ayrıştırıcı, fütursuz tavrı ile barış sürecinin sağlıklı sonuçlanması beklemek hayal olur. Başta CHP ve BDP olmak üzere pek çok siyasi partiden, “antikapitalist” Müslümanlardan, eski solculardan, hatta belki AKP’den bile bu platform içinde yer almak isteyecek önemli kesimler çıkacaktır.
Bu ülkenin aydını, sanatçısı, bilim insanı, genci bunu başaramaz mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024