Ali Türer
Necati Eğitim Enstitüsü’nde siyasi saflaşma 1965’li yıllardan sonra başladı. Bu dönemin aynı zamanda Amerika ile Sovyetler Birliği arasında soğuk savaşın hızla tırmandığı ve sertleştiği; Türkiye’nin NATO içinde Amerika’nın yanında yer aldığı bir dönem olduğunu hatırlayalım.
Alpaslan Türkeş, Milliyetçi Hareket Partisi başında sağ radikal hareketin çekim merkezi haline gelirken, 1965 kongresinden sonra Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) de bu çekim merkezi etrafında yerini almıştır. Solda ise 1965 seçimlerinden TİP başarı ile çıkmış, mecliste güçlü bir gurup kurmuş, gençlik de Fikir Kültür Kulüpleri (FKP) etrafında toplanmıştır.
Alpaslan Türkeş ile Necip Fazıl Kısakürek Balıkesir’e gelir, Necatibey Eğitim Enstitüsü öğrencilerinin de çağrılı olduğu toplantılar yaparlar. Daha sonra MHP’nin Başkan Yardımcılığı görevini de üstlenecek olan Türk-İslam Sentezinin teorisyeni Seyit Ahmet Arvasi Savaştepe Köy Enstitüsü öğretmenliğinden 1967’de Necatibey Eğitim Enstitüsü Meslek Dersleri Öğretmenliğine atanmıştır.
Arvasi, Tarih öğretmeni Yılmaz Büyükağa ile derslerde öğrencilere siyasi içerikli konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Arvasi’nin kaleme aldığı “Türk İslam Ülküsü” kitabı mezun öğrenciler aracılığı ile bütün yurda dağıtılmaya çalışılır. Daha sonra bu kitap, MHP’nin ideolojik yapılanmasında önemli misyon yüklenecektir. (1968 Mezunlarından Mehmet Turgay, Rıza Güven tanıklığı).
İstanbul’da yurtlara sağ, Yüksek Öğrenim Kurumlarına ise Sol hâkimdir. İstanbul da Sol, bir tek Balıkesirler Yurdu’nda güçlüdür. O yıllarda Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) de Balıkesir’de öğretmenler arasında oldukça güçlü, örgütlüdür. Yönetiminde öğretmenler arasında sevilen sayılan İsmail Hakkı Bayram, Halil Öncül, Nafiz Şentürk, Halil Filiz gibi isimler vardır. Necati Eğitim Enstitüsü öğretmenleri de öğrencileri de TÖS’ün çalışmalarına aktif katılmaktadırlar. (Feyzi Coşkun tanıklığı)
1968-69 Yıllarında Necati Eğitim Enstitüsü yatakhanesinde ve öğretmenler arasında gruplaşmalar gözle görülür hale gelmiştir. Öğretmenler ve öğrencilerin % 85’i o günlerde kendini Atatürkçü-Devrimci olarak nitelendirmektedir, fakat FKF deki tartışmalara da mesafelidirler.
1968 Yılı, Eğitim Enstitüleri için hareketli bir yıldır. Öğrenciler kendi aralarında toplanıp boykot kararı almaktadırlar. Necati Eğitim Enstitüsünde de öğrenci örgütünden Mehmet Başara bir konuşma yapmış,yapılan oylama sonucunda boykot kararı alınmıştır. (Gani Yurtsever tanıklığı)
Türkiye’de Yedi Eğitim Enstitüsünün öğrenci örgütü temsilcileri 25 Ekim 1968’de Ankara’da üç gün sürecek bir toplantı yaparlar. Taleplerini 17 maddelik bir bildiri halline getirip, basın ile ve Eğitim Enstitüleri’nin yöneticileri ile paylaştılar.
Talepleri yerine getirilmez dersleri boykot edeceklerdir. Bu toplantı da Necati Eğitim Enstitüsü Öğrenci Örgütünü Mehmet Başaratemsil eder, ortak bildirinin altında da onun imzası olacaktır. Mehmet Başara Arifiye Köy Enstitüsü’nü bitirmiş, Necati Eğitim Enstitüsü’ne 1967’de girmiştir. Kısa zamanda öğrenciler arasında kendini sevdirmiş, girişken atak bir öğrencidir.
Öğrencilerin talepler şöyledir:
EĞİTİM ENSTİTÜLERİNDE
1. Eğitim öğretim, kurumlarımızın kendi bünyelerinde planlanmalıdır.
2. Öğretmenler Kurulu, Enstitü kurulu, Disiplin Kurullarında tam yetkili öğrenci temsilcileri de bulunmalıdır.
3. Öğretmenler kurulu isteği ve onayı dışında okullarımıza herhangi bir atanma yapılmamalıdır.
4. Okul yöneticileri öğretmenler kurulunca seçilmelidir.
5. Okullarımıza her türlü baskıdan uzak bilimsel araştırma ve yayın olanakları sağlanmalıdır.
6. Öğrenci Derneklerine hiçbir surette baskı yapılmamalıdır.
7. Buna göre Eğitim Enstitüleri tez elden ayrım yapılmadan Eğitim Akademileri haline getirilmelidirler.
8. Eğitim akademilerinin yatılılık durumları korunmalıdır.
9. Eğitim Akademileri yalnız öğretmen yetiştiren kurumlar olmalıdırlar.
10. Mezunlarına mastır ve doktora yapabilme imkânı yapabilme olanakları sağlanmalıdır.
11. Dersler kredi usulüne bağlanarak sınıf geçme yetine ders geçme usulü kullanılmalıdır.
12. Felsefe, Sosyoloji, Ekonomi dersleri her bölümün her sınıfına mutlaka konmalıdır.
13. Öğretmen yetiştiren kurumların mezunlarına ortaöğretimin her kademesinde, eşit şartlarla görev verilmelidir.
14. Günlük yemek ücretleri altı liraya, yıllık giyim ve kırtasiye ücretleri 1000 liraya çıkarılmalıdır.
15. Her sınıf öğrencisine verilen Gezi ve İnceleme Ödeneği arttırılarak gezi süresi 15 güne çıkarılmalıdır.
16. Öğretmenlik yapanların okulda geçen süreleri terfi ve kıdeme sayılmalıdır.
17. Bu okullara %80 oranında öğretmen okulu mezunu alınmalıdır.
İmzalar:
Galip Demirbaş, Gazi Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği Temsilcisi
Mücahit Gültekin, Bursa Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği Temsilcisi,
İbrahim Bayer, Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği Temsilcisi,
Mehmet Başara, Necati Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği Temsilcisi,
Mercan Palabıyık, Trabzon Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği Temsilcisi,
Tuncer Karabulut, Erzurum Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği Temsilcisi
Müslim Bayraktar, İstanbul Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği Temsilcisi.
Kaynak: Niyazi Altunya Gazi Eğitim Enstitüsü Tarihi, 2006 Ankara, s.1279.
Türkiye’de, 10 eğitim enstitüsünde okuyan beş bin öğrenci 5 Ekim 1968’de bu taleplerle boykota giderler (daha sonra 2 eğitim enstitüsü daha katıldı).
Taleplere göz atınca öğrencilerin yaklaşan fırtınayı gördüğü anlaşılıyor. Büyük bir sorumlulukla, yaklaşan fırtınadan okullarını yara almadan çekip çıkarmak istiyorlar. Okul yöneticilerini, karar vericileri uyarıyorlar. Ne istiyorlar?
Enstitülerde yönetim, eğitim, öğretim koşullarının iyileştirilmesini istiyorlar. Okul yönetimde söz hakkı istiyorlar. Yani sorumluluk almak istiyorlar. Yatılılığın devam etmesini, Eğitim Enstitülerinin “Akademi”ye dönüşmesini talep ediyorlar. Okulda yöneticileri öğretmenler seçsin, istiyorlar. Yaşanan bütün sorunların dayanışma, sevgi saygı içinde, el birliği ile çözüleceğine inanmışlar. Taleplere bakınca bunu görüyoruz.
Öğrencilerin bu sesine kimse kulak vermedi. Talepler “aşırı” görüldü, bastırılmaya çalışıldı. Keşke o gün gençlerden gelen çığlığa kulak verecek siyasi olgunluğa sahip olunabilseydi. Olmadı, eğitim sistemini yönetenler, siyasi kısır döngü içinde birbiri ile çatışmayı seçtiler. Öğretmen yetiştirmenin içine sürüklendiği tıkanığı, yazık ki göremediler.
Fakat Osman Hatipoğlu, Necati Eğitim Enstitüsünde bunu gördü, öğrencilerin sesine kulak verdi. Öğrenciler 5 Kasım 1968’de boykota gidince, Gazi Eğitim Enstitüsü yönetimi okulu kapattı. Osman Hatipoğlu kapatmadı, okul boykot boyunca, açıktı. Kendini Ülkücü, Akıncı olarak nitelendiren 60-70 öğrenci dışında, bütün öğrenciler Necati Eğitim Enstitüsü’nde bu boykota katıldılar oysa.
Osman Hatipoğlu öğrenciler okula döndüklerinde öğrencilerin boykotta geçirdikleri günleri devamsızlıktan da saymadı, hiçbir öğrenci mağdur olmadı. Oysa Yönetmelik, 20 gün derse girmeyeni, “devamsız” say, diyordu.
Dahası Hatipoğlu, müdürlüğünün son yıllarında, tam da öğrencilerin talep ettiği gibi okul yönetimi toplantılarına öğrenci örgütü temsilcisini de kattı.
Mehmet Başara’dan sonra Necati Eğitim Enstitüsünde Yılmaz Çapakçurlu ve Ahmet Özdemir son öğrenci örgütü başkanları oldular. Ahmet Özdemir, 1971’de mezun olduktan sonra Osman Hatipoğlu’da 1972’de okul müdürlüğünden ayrılacak, okulda bir daha da öğrenci örgütü seçimi yapılmayacaktı. (Ahmet Özdemir tanıklığı)
1969 Yılında Türkiye’de 874 bin öğretmenden 612 bininin katıldığı büyük öğretmen boykotu oldu. Necati Eğitim Enstitüsü öğretmenlerinin çoğunluğu bu boykota katıldılar. NEE öğrencileri de 4 gün derslere girmeyerek, öğretmenlerine destek verdiler. Muzaffer Tunca Öğrenci Örgütü’ne kendilerini rahatlatan bu destek nedeniyle teşekkür etti. (Gani Yurtsever tanıklığı)
TÖS Boykotundan sonra bölgede yaşanan en önemli eylemlerden biri de Akhisar Tütün Mitingiydi. (1969). Bölgenin Tütün üreticileri Tütün Sendikasında örgütlenmişler, Tüccara verilen kredilerin üreticiden doğrudan ürünü alabilmesi için TEKEL’e verilmesini talep ediyorlardı. Tütün taban fiyatı bir an önce ilan edilmeliydi.
Balıkesir’de Tütün, Bigadiç, Sındırgı, Savaştepe köylerinde dikilirdi. Necatili öğrenciler bu ilçelerin köylerini tek tek dolaştılar. Köylüleri mitinge katılmaya çağırdılar. Akhisar Tütün Mitingi büyük katılımla gerçekleşti. 1969’un Türkiye’sinde en önemli mitinglerden biriydi bu.(Feyzi Coşkun tanıklığı)
Öte yandan, Balıkesir Emniyet Müdürlüğünde görevli bazılarının da gözü, Necati’de okuyan öğrenci liderlerinin üzerindeydi.
1969 yılında Balıkesir Spor, ligde şampiyonluğu kıl payı kaçırınca taraftarlar büyük hayal kırıklığı içinde bazı taşkınlıklar yaptılar. Balıkesir Emniyet Müdürlüğünde bir polis mimlediği bazı öğrencileri “kışkırtıcı” diye içeri almak istedi. Bunlardan biri de Feyzi Coşkun’du. Ama Hatipoğlu ve sorgu yargıcının olayın farkına varan yaklaşımı bu polis amacına ulaşamadı. (Feyzi Coşkun tanıklığı)
1971 de saflar iyice belirginleşmişti artık. Ülkücüler okula bir döviz asmak istediler. Solcular dövizi indirmeye kalktı, olay çıktı. Polis müdahalesi, tutuklamalar derken iş büyüdü, okul bir ay tatil edildi. (Gani Yurtsever, Mustafa Uslu tanıklığı)
Osman Hatipoğlu’nun yönetiminde 1969-71 Yılları arasında okul ortamı böyleydi. Mahir Gürsel, Cevdet Demiray, Muzaffer Tunca, Süleyman Duygu gibi öğretmen kadrosunu oluşturan demokrat isimlerin okuldaki son yıllarıydı bu yıllar.
O günlerde Necati Eğitim Enstitüsünde birlik bütünlük duygusu hâkimdi. Siyasi kamplaşmada yerleri belli olsa da sağcı olsun, solcu olsun öğretmenlerin tavırları henüz ayrımcı değildi. İlişkiler sertlikten uzaktı. Bu büyük ölçüde Osman Hatipoğlu ve Mahir Gürsel’in çatışmaları yumuşatan, öğrenciyi okul yaşamına katan, demokratik okul yönetiminden kaynaklandı.
Aşağıdaki fotoğraf bunun kanıtıdır. Fotoğrafta Osman Hatipoğlu ve eşini Sağ ve Sol görüşlü öğretmenlerin otobüs terminalinde birlikte uğurladıklarını görüyoruz, Yıl 1972. Uğurlayan öğretmenler arasında Cevdet Atmaca, Cevdet Demiray, Hüseyin Sarı, Cahit Yarış, Hacı Sulak var.
"Açıklama: Osman Hatipoğlunun görevden ayrılması münasebeti ile Balıkesir otogarındaki uğurlama anı"

Not: Bu yazıyı kaleme alırken Necati Eğitim Enstitüsü’nde 1968-1971 yılları arasında öğrencilik yapmış, mezun olmuş, çoğu Necati Eğitim Enstitüsü öğrenci örgütünde yöneticilik yapmış öğretmenlerimizin anılarından yararlandım. Katkılarından dolayı aşağıda ismini andığım öğretmenlerime teşekkür ediyorum.
TANIKLIKLAR
Mehmet Turgay (1968 Fen Bölümü Mezunu)
Rıza Güven (1968 Sosyal Bilgiler Bölümü Mezunu)
Feyzi Coşkun, (1971 Sosyal Bilgiler Bölümü Mezunu)
Gani Yurtsever (1971 Türkçe Bölümü Mezunu
Ahmet Özdemir (1971 Sosyal Bilgiler Bölümü Mezunu)
Mustafa Uslu (NEÖ 1968, NEE Türkçe Bölümü 1971 Mezunu)
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024