Ali Türer
1977 seçimleri sonrasında kurulan CHP azınlık Hükümeti’nin Milli Eğitim Bakanı Necdet Uğur’dur ‘(5.1.1978-12.11.1979 arası bakanlık yaptı) geldi. Türkiye’de değişen siyasi hava ile birlikte Necati Eğitim Enstitüsü yönetimi ve öğretim kadrosu bu hükümet değişikliği ardından değişti. Cahit Yarış mahkeme kararı ile Necati Eğitim Enstitüsü’nün başına ikinci kez geldi.
Cahit Yarış Müdürlüğe ikinci gelişinde geçmişe göre daha deneyimliydi. Okulda eğitim öğretimin sürebilmesi için öğretmen kadrosunu yenilemek, MC hükümeti döneminde okula alınmayan, okulla ilişkisi kopan öğrencileri okul yaşamına yeniden dâhil edecek bir yol bulmak gerektiğini biliyordu.
Milliyetçi Cephe Hükümetleri döneminde (1976-1977) sözlü Mülakat yöntemi ile düşük puanlı pek çok Ülkücü öğrenci okula alınmıştı. Yakasında Atatürk rozeti takan, üniversiteye giriş sınavından yüksek puan almış pek çok solcu öğrenci siyasi eğilim ölçen kasıtlı sorularla okula alınmamıştı. Öğretmen Okulları Genel Müdür’ü Ayvaz Gökdemir döneminde Eğitim Enstitülerine girişte kullanılan Mülakat Sınavının yüklendiği rol esasen buydu.
Cahit Yarış, Necdet Uğur’a Necati Eğitim Enstitüsü’nün durumuyla ilgili bir rapor sundu. Raporunda MC hükümetleri döneminde sınav komisyonlarınca okula alınmayan, mağdur edilen yüksek puanlı öğrencilere okula kayıt olabilme imkânı tanıyacak; boykot nedeniyle okulda öğrenimini sürdürme imkânı bulamamış öğrencilere geçmişe dönük af getirecek bir yol bulunması öneriyordu. Necdet Uğur Cahit Yarış’ın bu teklifini Milli Eğitim Bakanlığı genelgesi haline getirdi ve yayınladı. (Cahit Yarış görüşmesi)
Benim için de bu bir fırsat oldu. 1976-1977 Öğretim yılında girdiğim Devlet Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’nin Makine Mühendisliği bölümünü bıraktım, 1978 başında Necati Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’ne kaydımı yaptırdım. Birbirini takip eden toplam 18 ay eğitimin sonunda 1979 yılında Necati Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünden mezun oldum.
Şanslıydım. Siyaseten taraflı davranılan bu süreçten geriye, Eğitim Enstitüsü’ne girememiş, olaylar nedeni ile eğitimini yarım bırakmak zorunda kalmış binlerce mağdur genç kaldı.
HASAN KUL: NEE MESLEK DERSLERİ ÖĞRETMENİ (1978-1981): Hasan Kul 1951 Konya Karapınar doğumludur. Akşehir Öğretmen Okulu’nun son sınıfında seçilerek geldiği İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’ndan 1972’de mezun olur. Lisansını İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden alır. Öğretmenliğe Mardin Kızıltepe Lisesinde başlar. 1978’de Necati Eğitim Enstitüsü’ne Meslek Dersleri öğretmeni olarak atanır. Necati Eğitim Enstitüsü’nde Sosyal Bilgiler Bölümü Müdür Yardımcısı ve İstatistik (Aktüerya) işlerinden sorumlu Müdür Yardımcısı idari görevlerinde bulunur. Matematik ve Sosyal Bilimler Bölümlerinde de Meslek derslerine girecektir.
Necati Eğitim Enstitüsü başına Cahit Acar 1979’un Aralık ayında müdür olarak gelince, Hasan Kul Havran Lisesine sürülecek, okulumuzdan ayrılmak zorunda kalacaktı.
Hasan Hoca’nın aşağıda yer vereceğimiz anılarını, kendisine ait “İşte Bütün Hikâye Bu” (2017) adlı yayınlanmamış anı kitabından aldık. Metinde Hasan Hoca 1978-1979 Öğretim yılında Necati Eğitim Enstitüsü’nde ve Balıkesir’de Sol hareket içinde yer alan öğretmenlerin ve öğrencilerin durumunu, aralarındaki ilişkileri bütün açıklığı ile bize şöyle anlatıyor.
“ 1978’de Necati Eğitim Enstitüsü’ne atandığımda dört bölüm vardı: Türkçe Sosyal Bilgiler, Matematik ve Fen Bölümleri. Bu bölümler gündüz ve gece eğitimi olarak ikili bir eğitim veriyorlardı. 2. MC Hükümeti döneminde Öğretmen Okulları Genel Müdürü Ayvaz Gökdemir (Komando Ayvaz) talimatı ile okula düşük puan alan öğrenciler alınmıştı, yüksek puanlı yüzlerce öğrenci açıkta kalmıştı.
Ecevit, Milli Eğitim Bakanlığı’na Necdet Uğur’u, Öğretmen Okulları Genel Müdürlüğü’ne de Celal Şentürk’ü getirmiş ve öncelikle hak ettikleri halde okula giremeyen öğrencileri Eğitim Enstitülerine yeniden kaydetmiş, böylece bu okulları gerçek kimliğine kavuşturmaya çalışmıştı.
MC Hükümeti döneminde Necati Eğitim Enstitüsü’ne, Yozgat başta olmak üzere, Silifke Muş Osmaniye, Kırıkkale gibi Ülkücülerin yoğun olduğu il ve ilçelerden öğrenciler geldi. Bu öğrenciler 80 öncesi dönemin vurucu gücünü oluşturdular. Balıkesir’de kimi cadde, Mahalle ve Bölgelerde birçok Devrimci, İlerici öğrencinin, öğretmenin saldırıya uğramasına ve ölümüne yol açtılar.
Okulumuz öğrencilerinden Kazım Turan, Naver Engin (17 Mayıs 1978), Dursun Duman (30 Temmuz 1978) ve Bektaş Yavuz (04.08.1980) öldürülmüştür (bu isimlere bir de 12.9.1980’de katledilen Nizamettin Kaplan’ı eklemek gerekir AT.). Mustafa Büber başta olmak üzeresayısız öğrencimiz de yaralanmıştır. Öğretmen arkadaşlardan Cemalettin Çaylı’nın evi kurşunlanmış, İbrahim Temizer’in arabasına bomba konmuştur (son anda patlamadan fark edildi).Okulun öğretime açılmasını önlemek için Laboratuar’ın olduğu bölüme de bomba atıldı.
Okul öğrenime (1978’in başında) açılmadan öğretmen kadrosu tamamlanmaya çalışıldı. Başta Bandırma Şehit Mehmet Gönenç Lisesi olmak üzere pek çok liseden NEE’ye öğretmen ataması gerçekleşti. Öğretmen açığının fazla olmasının nedenlerinden biri de kısa bir süre önce 9-10 öğretmenin Buca Eğitim Enstitüsü’ne atanmasıydı.
Cahit Yarış Hoca’nın önerisi üzerine ben iki öğretmen arkadaşımın atanmasına referans oldum. Biri Yüksek Öğretmen Okulundan sınıf arkadaşım Reşat Erguvan’dı, diğeri de Kurtuluş siyaseti içinde tanıdığım Ömer Öneren’di.
Kayıtlar yapılıp okul öğretime başlayınca öğretmen ve öğrenci profili şöyleydi.
Eski dönemden kalmış Sağcı öğretmenler ve militan Faşist öğrenciler vardı. Devrimci öğrencilerin ezici çoğunluğu Halkın Kurtuluşu sempatizanıydı. Onlar kadar olmasa da Devrimci Yol taraftarları, İGD’liler ve çoğunluğu Antalya ilçelerinden gelmiş Kurtuluş’çu öğrenciler vardı. Dev-Sol’u temsil eden tek öğrenci, 1 Mayıs Taksim olaylarından da yargılanan (28 kişiden biri olan) Hikmet Akçay’dı.
Halkın Kurtuluşu taraftarları liselerde ve kentin Cengiz Topel Mahallesinde yaşayan Sarız, Pınarbaşı, Kırkısrak kökenli Kürtler arasında oldukça örgütlüydüler (Hüseyin İnan’da Sarızlıydı). Kürtler pazarcılık, özellikle de parça kumaş işi yaparlardı, çok da örgütlü bir yapıya sahiplerdi.
Kentin Ege Mahallesi, Hal ve Milli Kuvvetler Caddesi Faşistlerin denetimindeydi. Buralar Devrimcilerin pek gidemedikleri yerlerdi. HK’lılar daha sonra Polis Lokali olan Parkın girişindeki Kurtdereli Gazinosunda (Koreli diye anılan dost canlısı bir sahibi vardı-AT). Dev-Yol’cular parkın içindeki bir gazino da (İlk Adım Gazinosu, İGD’liler ise kentin merkezinde Töb-Der başta olmak üzere Disk’e bağlı sendikaların bulunduğu mekânlarda) toplanırlardı. Kurtuluş’çu gençler ise Halk-Der adıyla kurulmuş bir dernekte bir araya geliyorlardı.
NEE’de Tipli Tarık (Öğünç), TSİP’li Yunus, Kurtuluş’çu Ömer Öneren ve Hasan Kul dışındaki tüm yönetici ve öğretmenler TKP’li olarak anılan öğretmenlerdi (Birlik Dayanışma Gurubu). Ne Dev-Yol’cu ne de HK’lı tek bir öğretmen yoktu. CHP yandaşı öğretmenler de vardı, fakat onlar da Birlik Dayanışma gurubu ile birlikte hareket ederlerdi.
O dönemin siyasal yapılanmalarının daha kolay anlaşılabilmesi için “Dergah” tanımlaması yapmak istiyorum. Örneğin bir genç ya da öğrenci, Kurtdereli Gazinosu’na gidiyorsa HK’lı, İGD’lilerin devam ettiği mekânlara gidiyorsa TKP’li sayılıyordu. Bu guruplar her türlü provokasyona açık yapılardı. Nitekim öğrencimiz Dursun (Duman), içlerine giren ve kaldıkları evi öteki Faşistlere ihbar eden bir Faşist yüzünden kaldığı evde öldürülmüştü.
Haksızlık etmemek için NEE’de 1974’den itibaren mücadele eden ve ağır bedeller ödeyen başka bir gurubun daha ismini anmak istiyorum. “Acilciler” adıyla anılan bu gurup, okuldaki Faşist yapılanmanın kırılması sırasında büyük bedeller ödemiş ve benim çalıştığım dönemin başında mezun olup gitmiştir.
Öğretmenler, kentte bu öğrencilerin mücadelesinin yarattığı koşullarda, onların korumasında görevlerini yaptıkları halde farklı siyasal yapılara mensup öğrencileri faşistlerden pek de farklı görmüyorlardı. Ayrıca, Devrimci guruplar arasında da çatışma ve sürtüşmeler eksik olmuyordu. Bu durumda sayıca az olmamıza karşın farklı gurupları uzlaştırmak ortak bir mücadele zemininde bir araya getirme çabası Ömer (Öneren) ile bana düşüyordu.
Hiç unutmadığım bir toplantıyı Balıkesir Lisesi Yurdunun en üst katında yapmıştık. Toplantıya HK adına katılan sonra da cezaevi arkadaşım olan Sebahattin Beyaz ve Dev-Yol adına katılan arkadaş bizi ifrit etmiş, sonun da ne haliniz varsa görün demiştik.
Okulun başladığı ilk günlerde Faşistler kız erkek demeden öğrencilere saldırmış, sopayla bıçakla dövülüp yaralananlar olmuştu. Öğrencim Mustafa Büber, Bektaş Yavuz kafalarından sopayla yaralanmışlardı.
Bizim koridorda yaşanan bu olaya müdahale etmek için koridora fırladığımda arkadaşlar, biz karışmayalım diye zorla beni bir odaya sokmuşlardı. Sonra gelen polise saldırganları tek tek göstererek tutuklanmalarını sağlamıştım, akşam da Kurtdereli Gazinosu’nda yapılan toplantıya katılmış, ajite edici bir de konuşma yapmıştım. “Siz koyun musunuz eliniz kolunuz yok mu? Kimseye saldırın demiyorum, ama en azından kendinizi koruyun” demiş, cesaret vermeye çalışmıştım.
Bir hafta sonra hocam, Müdürüm Cahit Yarış’a bir evrak imzalatmak için odasına gittim. Cahit Hoca, saldırı günü olanları anlattıktan sonra Kurtdereli Gazinosu’na gittiğimi, orada konuşma yaptığımı ve bir CHP’linin Bakan Necdet Uğur’a beni şikâyet ettiğini anlattı. Bakan’a, “Sayın Bakan’ım Hasan benim öğrencim, olaydan haberim var, onu oraya görevli olarak ben gönderdim. Size anlatan olayı abartarak anlatmış” dediğini söylemişti.
Sosyal Bilgiler ve Fen Bölümlerinin Mesleki Eğitim derslerine giriyordum. Üç yıllık çalışma süremde, Eğitim Sosyolojisi, Ölçme Değerlendirme, Uygarlık Tarihi gibi sayısı 20’yi bulan derslerden birçoğuna girdim.
Öğrencilerin bilinç düzeyleri ve entelektüel seviyeleri oldukça düşüktü. Mensup oldukları siyasal yapıların “Eğitim Çalışması” adı verdikleri çalışmalarda kullandıkları metinler, o siyasetlerin dergi ve gazetelerinde çıkan, çoğu öteki siyasetlerin eleştirisi temelinde kaleme alınmış yazılardı. Yani sempatizanlar, Sosyalizmin tanımını doru dürüst bilmeden, Sosyal Faşizm, Sosyal Emperyalizm, Üçüncü Dünya Teorisi gibi üst düzey konuları tartışmak istiyorlardı.
… İtiraf etmeliyim ki okulun sürekli saldırı tehdidi altında olması nedeni ile düşündüğüm anlamda bir eğitim etkinliği veremedim. Geriye dönüp kendime not verdiğimde bu bakımdan geçerli not vermiyorum.”
Hasan Kul, o dönemde Balıkesir’de Sol’un ve Sol içinde yer alan guruplar arası ilişkilerin gerçekçi bir fotoğrafını vermiş bize. Metinde kullanılan dilin, tam da yaşandığı ortamın sertliğini yansıtacak özellikte olduğunu da belirtelim.
Hoca Sol guruplar arasındaki çatışmalardan söz etmiş, doğrudur. Dev-Genç geleneğinden gelen Acil, Dev-Sol, Dev-Yol, Kurtuluş gurupları Mahir Çayan’ı; Halkın Kurtuluşu, Halkın Sesi, Halkın Birliği gurupları İbrahim Kalpakkaya’yı aralarında paylaşamazlardı. İGD ile Halkın Kurtuluşu arasında bir tür “Kan Davası” vardı. Biri diğerine “Mao’cu Bozkurt”, diğeri berikine “Sosyal Faşist” derdi. Guruplar kendilerini ve diğerlerini tanımlarken Revizyonist, Oportünist, Goşist gibi ifadeleri bolca kullanırlardı (bu sözcüklerin anlamlarını gerçekten biliyorlar mıydı, tartışılır). Birbirlerine yakın gözüken TKP, TİP, TSİP, TEP partileri arasında da “önemli” çekişme mevzuları bulunurdu.
Yani CHP dışındaki Sol, bir yandan Türkiye’de Devrim yapmaya çalışırken, kendi içinde de sürekli bir didişme halindeydi.
Bir olgunun daha altını çizmeliyim. TKP’li, HK’lı, Dev Yolcu gibi tanımlamaları kendileri ve birleri için kullanırlardı guruplar. O günkü fotoğrafın anlaşılması için bugün biz de kullanıyoruz. Gerçekte ise kimin ne kadar TKP’li, kimin Acilci, kimin Dev Yol’cu olduğunu tanımlayacak bir ölçüt elimizde yok. Metinde anılan isimlerin bu saflaşmada kendilerini nereye koydukları ayrı bir konu zaten!
Hasan Hoca “Öğretmenler, soldaki diğer yapılara mensup öğrencileri faşistlerden pek de farklı görmüyorlardı” diyor, bunu da kendimce açıklığa kavuşturmak isterim. Olayların içinde o dönemde yer alan arkadaşlardan da hafızalarını yoklamalarını isteyeceğim.
Necatibey Matematik öğretmeni Burhan Çembertaş’a saldırı Atatürk Şehir Parkında yapıldı. Bunu yapanlar da kendilerini Sol içinde tanımlayanlardandı. Bu saldırıdan sonra Cahit Yarış’ın başında olduğu Necati Eğitim Enstitüsü Yönetimi “Bu tür saldırılara karşı toplumsal tepki gösterilmesini, güvenlik görevlilerinin bu konuda uyarılmasını” isteyen bir bildiriyi oy birliği ile kaleme aldı. Kamuoyu ile de paylaştı. (Necati Eğitim Enstitüsü Okul Yönetimi Karar defteri, No:33-34, 1978).
Bu saldırının başını çeken vatandaş Necati Eğitim Enstitüsü Öğrencisiydi ve okulda bazı Ülkücüler kadar Okul Yönetimini uğraştıran bir isimdi. Bu vatandaş benimde kaldığım dönemde, 1983 Temmuz ayı başında olmalı, Balıkesir Cezaevinde “Müşahede” altında tutuyorlardı. Niçin biliyor musunuz, kendisini bizatihi gurup arkadaşlarından korumak için! Bunun nedeni de bilen, bilir.
Bütün bunları niye anlattım: Hasan Hoca’nın “Bu guruplar her türlü provokasyona açık yapılardı” diyor ya, bu lafın daha iyi anlaşılmasını sağlamak için. Yoksa tek tek kişilerle bir derdim olmaz. Ayrıca bu guruptan olup da bugün görüştüğüm pek çok dostum olduğunu da belirtmeliyim.
1978-1979 NECATİ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ YÖNETİMİ VE ÖĞRETMEN KADROSU
|
OKUL YÖNETİMİ
|
İSİM SOYAT |
BRANŞ |
İSİM SOYAT |
BRANŞ |
|
Cahit Yarış |
Müdür / Tarih Öğr. |
Ali Tayanç |
FKB Bl. Şefi |
|
|
Faik Günaltay |
Müdür Baş Yard. |
Ethem Er |
Tahakkuk Md. Yr |
|
|
İbrahim Dönmezer |
Md. Yardımcısı |
Fikri Çalışkan |
Tahakkuk Md. Yr |
|
|
Nevzat Aksoy |
Sosyal Bl. Şefi |
Ersan Kaçar |
Türkçe Bl. Başk |
|
|
Mustafa Bıyıklı |
Matematik Bl. Şefi |
Ayhan Özoğul |
Program Md. Yrd. |
|
|
ÖĞRETMENLER |
Mehmet Gülmez |
Tarih |
Hayri Kaya |
Türkçe |
|
Hıfzı Aksay |
Felsefe |
Erdoğan Küçümen |
Biyoloji |
|
|
Hasan Ayyıldız |
Coğrafya |
Naciye Koruyucu |
Biyoloji |
|
|
Ali Ulusan |
Matematik |
Osman Yıldırım |
Biyoloji |
|
|
Hüseyin Acar |
Matematik |
İsmail Somuncu |
Almanca |
|
|
Halil Pehlivan |
Matematik |
Yener Avşar |
Almanca |
|
|
Lütfiye Vural |
Matematik |
Yılmaz Çol |
Matematik |
|
|
Burhan Çembertaş |
Matematik |
Emine Çol |
Kimya |
|
|
Mustafa Uslu |
Matematik |
Yunus Uğtur |
Türkçe |
|
|
Nurettin Koruyucu |
Matematik |
Eray Karaman |
Kimya |
|
|
İsmet Çapın |
İngilizce |
Yunus Kılıç |
Fizik |
|
|
Artam Tekin |
Sanat Tarihi |
Nihat Vural |
Fizik |
|
|
Toktay Üstündağ |
Yazı-Sanat Tarihi |
Hasan Çilingir |
Kimya |
|
|
Ülfet Çalışkan |
Tarih |
Hüseyin Lapoğlu |
Fizik |
|
|
Ayşe Dönmezer |
Meslek Dersleri |
Ömer Gemici |
Fizik |
|
|
Hasan Kul |
Meslek Dersleri |
Ömer Öneren |
Türkçe |
|
|
Nursel Yıldırım |
Meslek Dersleri |
Cevdet Özkurt |
Matematik |
|
|
Saadet Kaçar |
Meslek Dersleri |
Hüsnü Kartal |
Almanca |
|
|
Necla Kaya |
Meslek Dersleri |
Yusuf Ziya Korkmaz |
Matematik |
|
|
Mehmet Ali Erten |
Meslek Dersleri |
Necmettin Tuncer |
Kimya |
|
|
Rükü Özkök |
Tarih |
Cemil Gürgöze |
Coğrafya |
|
|
Suat Işıldak |
Fizik |
Cevdet Atmaca |
Yazı, S. Tarihi |
|
|
Mehmet Kurnaz |
Biyoloji |
Günay Aksoy |
Fransızca |
|
|
Necmettin Tuncay |
Kimya |
Mustafa Kemal Oktay |
Fransızca |
|
|
Necdet Can |
Sanat Tarihi |
Peyman Kırımlıgil |
Türkçe |
|
|
Emin Aslan |
Türkçe |
Filiz Gülmez |
Türkçe |
|
|
Kadim Öztürk |
İngilizce |
İ. Uğur Çınaroğlu |
Türkçe |
|
|
Sabiha Gemici |
Türkçe |
Cemalettin Çaylı |
Türkçe |
|
|
Reşat Erguvan |
Türkçe |
Tarık Övünç |
Türkçe |
|
|
Mehmet Yalçın |
Türkçe |
Emin Aslan |
Türkçe |
Okul Müdürü Cahit Yarış, önünde zorlu bir süreç olduğunu biliyordu. Bu süreçte asıl işinin Necati Eğitim Enstitüsü Geleneğini akamete uğratmamak, okulu eğitim öğretime açık tutmak olduğunu da çok iyi biliyordu. Bunun da yolu, içine girilecek çatışmalı süreçte ayakta kalmayı bilecek, birbiri ile dayanışma içinde olacak, dirençli, kararlı bir öğretmen kadrosu oluşturmaktan geçiyordu.
Bu düşüncesini hayata geçirdi. Cahit Yarış’ın en önemli başarısıdır bu bana göre. Yukarıda listesini verdiğim öğretmenler, bu koşullarda çok önemli mücadele verdiler. Hasan Hoca’nın belirtildiği gibi arabalarına bomba konuldu (İbrahim Temizer), evleri kurşunlandı (Cemalettin Çaylı), bombalandı (Hasan Çilingir, Cevdet Atmaca). Saldırıya uğradılar (Hasan Çilingir).
İçinde yaşanan koşullarda eğitim öğretim ortamını kontrol altında tutmak, okulda güvenliği sağlamak, koşullar ne olursa olsun eğitim-öğretimi sürdürmek, oldukça maharet gerektiren bir işti. Buna karşın bu yönetici ve öğretmenler baskı tehdit, yıldırma girişimlerine karşın ayakta kalmayı bildiler.Üstelik bu koşullarda ellerinden geldiği kadar öğrencilerine sahip çıkmaya, onları doğru bir biçimde eğitmeye, onlara örnek olmaya çalıştılar.
Listedeki isimlerden Reşat Erguvan, İsmail Somuncu, Erdoğan Küçümen ile Gölcük Gonca Tutukevinde birlikte yattık. Bu öğretmenlerim ile ilişkilerim aynı sıcaklıkta hala sürüyor. Benim yaşamımda özel bir yere sahipler. Bu çalışmaya da ellerinden gelen desteği verdiler. Buradan saygı ve selamlarımı sunmak isterim kendilerine.
Listede yer alan öğretmenler, Cahit Yarış yönetiminde farklı düşüncelerde olsalar da birlikte hareket etmeyi başarabilmişlerdir. Bu listeye Sağ gurupta yer alan beş-altı öğretmen de eklenirse, o dönem Necati Eğitim Enstitüsü öğretmen kadrosuna ulaşılmış olunur.
Bu isimlerin büyük çoğunluğu (Suat Işıldak, Cevdet Atmaca, Ayhan Özoğul gibi birkaçı hariç) 1978 başında Cahit Yarış’ın ikinci gelişi ile birlikte ilk atanan öğretmenlerdi. O dönemde böylesine güçlü bir eğitimci kadronun Necati Eğitim Enstitüsü’nde bir araya gelmesinde 1978-1979 yıllarında Balıkesir’de Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olan, kısa bir süre Necati Eğitim Enstitüsü’nde derslere de giren dostum, ağabeyim, mücadele arkadaşım rahmetli Numan Dönmez’in de önemli payı olduğunu biliyorum.
16 Ekim 1979’da Ecevit istifa edip MSP ve MHP’nin dışarıdan desteğini alan Demirel azınlık hükümeti kurulunca Eski Savaştepe İlköğretmen Okulu Müdürü Cahit Acar, Necati Eğitim Enstitüsü’nün başına Müdür oldu. Gelir gelmez üç-beş öğretmen hariç (Cevdet Atmaca, Hasan Ayyıldız, Ayhan Özoğul) hariç bütün öğretmenler görevlerinden alındı, çevre ortaokullarına dağıtıldılar. İçlerinden Suat Işıldak, Osman Yıldırım, Ömer Gemici gibi pek azı mahkeme kararı ile geri dönebildi. Çoğu Yüksek Öğretmen Okulu mezunu olan bu eğitimciler Necati Eğitim Enstitüsü için büyük kayıptır.
CHP azınlık hükümeti sırasında olaylar daha da vahim hale gelecekti. 12 Eylül Darbesine kadar okulda öğrenim gören 5 öğrencimiz öldürüldü. Bunlardan biri de Hasan Kul’un sözünü ettiği Bektaş Yavuz’du. Kısaca hatırlayalım
BEKTAŞ YAVUZ (01.1.1956-04.08.1980)
Bektaş, Kayseri’nin Sarız ilçesinin Kısrak köyünde 1956’da doğdu. 1976 yılında girdiği üniversite sınavı sonucunda Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü’nün Fizik-Kimya-Biyoloji Bölümüne girdi. 31 Temmuz 1980 tarihinde Balıkesir’in Kasaplar Mahallesinde Sokak ortasında vuruldu. Vurulduğunda henüz 24 yaşındaydı. Yarası ağırdı. Ailesi tarafından tedavi edilmek için Ankara’ya götürüldü. Fakat 04.08.1980 tarihinde yaşamını yitirdi. Binlerce arkadaşının omzunda son yolculuğuna uğurlandı.
Kaynak: Necati Eğitim Fakültesi Arşivi.
Tanıklıklar: Hasan Kul Anıları, Cahit Yarış ile Söyleşi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları




























































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024