Besim F. Dellaloğlu
Bu yazıyı okumaya başlayan okurlardan küçük bir ricam var: Bu yazıdan önce Gazete Duvar’da son iki hafta içinde yazdığım “Bir başkadır sınıfın simyası” ve “Bir başkadır Meryem’in başörtüsü” yazılarını da okusunlar. Böylece bu yazıdaki içerikle ilişki kurmak daha kolay olacaktır.
Evet, aslında üç haftadır “Bir Başkadır” dizisi bağlamında genelde ve Türkiye’de sınıf meselesini tartışmaya çalışıyorum. Bunun temel nedeni de açıkçası bu dizi hakkında takip etmeye çalıştığım birçok yorumda bu meseleye pek değinilmemiş olması. Yorumların önemli bir kısmı genelde Türkiye’nin çok derin kazılmış birkaç asırlık politik mevzileri üzerinden yeniden pozisyon alma şeklinde tezahür ediyor. Bu kutupsallık dizide örneğin Meryem ile Peri arasındaki ilişki ya da mesafe üzerinden alegorize edilebiliyor. Bu kutupsallığı dindarlık/laiklik çatışması şeklinde görülebilecek bir tür teoloji-politik çerçevede ya da şehirli-eğitimli/taşralı-eğitimsiz çatışması şeklinde tezahür edebilecek bir tür kültür-politik kapsamda ele alabiliriz.
Türkiye’nin politik kutupsallaşmasını ağırlıklı olarak bu iki eksen belirliyor uzun yıllardır. Bu aslında bir ölçüde Tanzimat’tan beri varolan bir kutupsallaşma ekseni. Ancak son dönemde bu eksen mevcut iktidar tarafından sürekli kaşındığı için neredeyse kangrene dönüşme eğilimi de gösteriyor. Diziye yönelik tepkiler de genellikle bu eksenin gücünü bir kez daha tahkim ediyor ne yazık. Dizinin Türkiye’ye bakışıyla diziye verilen tepkilerin Türkiye mefhumlarını karşılaştırdığımda ben dizinin yaklaşımının bu geleneksel kutuplaşmaya daha az bağımlı buluyorum. Bence dizi Türkiye’nin oldukça derin kazılmış politik cephelerini yeniden üretip, o gerilim ekseninde bir pozisyon almıyor. Tam tersine bizatihi bu ekseni sorguluyor, onu sarsmaya çalışıyor, onu aşmaya niyet ediyor sanki.
Yani dizi Türkiye’nin teoloji-politik ve kültür-politik gerilim aslında yeniden üretmiyor. Sahiplenmiyor. Sürdürmüyor. Hatta geçişkenlikler, ilişkisellikler, alternatifler göstererek bunu aşmayı arzuluyor. Daha önce bu konuda özellikle dizideki tiplerin sabit olmalarını, etkileşime ve dönüşüme açık olmalarını vurgulamıştım. Ancak diziye verilen tepkilerin büyük bölümü için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bu yorumlar dizinin eleştirel bir biçimde göstermeye çalıştığı kazılı cephelerin içine iyice gömülerek tepki veriyorlar. Bu anlamda örneğin kültürelci olan diziden çok ona yönelen tepkiler.
Bu konuda yazdığım önceki yazılarda da belirttiğim gibi dizide sınıfsal olanı, üstelik de ekonomi-politik yönüyle işaret etmeye çalışan bir yön aslında yeterince mevcut. Ancak yorumcular bunu yeterince göremiyorlar çünkü idrakleri öncelikle teoloji-politik/kültür-politik cepheleşmeyle perdelenmiş durumda. Bu diziyi seyreden Avrupalı bir sosyalist, komünist, anarşist, sosyal demokrat Meryem’e baktığında öncelikle neyi görür? Onun geri kafalı, çağdışı biri olduğunu mu, yoksa sigortasız çalışan bir işçi olduğunu mu? Meryem’e baktıklarından ikincisini değil de birincisini görenler bir anlamda teoloji-politik/kültür-politik bir katarakttan mustarip olanlar aslında.
Bu politik kataraktın derinliği biraz da Meryem’in Türkiye’nin mevcut şartlarında hangi partiye oy verebileceği düşünülmesinden kaynaklanıyor. Oysa Avrupa ve dünya tarihinde de proletaryanın geniş kesimlerinin sağa, hatta otoriter partilere oy vermiş/veriyor olması tarihsel bir gerçek. Walter Benjamin boşuna dememiş: “Her faşizmin arkasında başarılamamış bir devrim vardır.” İşte demokratların, solcuların daha önceki yazılarımda belirtmiş olduğum politik simya yetenekleri ya da yeteneksizlikleri bu noktada belirleyici hale gelebiliyor. Sol, bir ülkedeki her türlü politik kutuplaşma eksenini bir şekilde ekonomi-politik eksene dönüştürmek durumundadır. Solun alametifarikası budur. Başka türlü başarılı olamaz. Bu politik simya ise çok güçlü bir politik öznellik, politik emek ister. Çünkü sol politika sınıfı, özellikle de ekonomi-politik anlamda sınıfı bir hazır yapıt olarak bulmayabilir. Eğer sol bu simyayı beceremiyorsa eğer güçsüz, yetersiz ya da beceriksizdir.
Solun politik simya yeteneği Türkiye özelinde dindar/laik ve şehirli-eğitimli/taşralı-eğitimsiz gibi gerilim eksenlerinin politikanın üzerine yaptığı baskıyı boşa çıkartarak ekonomi-politik sınıfsallığı ne kadar daha görünür hale getirebildiğiyle ilgilidir. Bu tıpkı Ortaçağ simyacısının daha az değerli metalleri altına dönüştürme hayaline, arzusuna, zanaatına benzer.
Bir Başkadır’da sınıfsal olan aleni olarak ortadadır. Bu dizinin ekonomi-politik sınıfsallığını görmemek için insanın gözüne perde inmiş olması gerekir. “Kültüralizm tuzağına düşenler” Berkun Oya ve dizisi Bir Başkadır değil, Meryem’e baktığında bir proleter göremeyen perdeli idrakler aslında. Yazıyı bitirirken tarihe küçük bir de not düşmek isterim: Türkiye’de sol Meryem’e ulaşacak kıvama gelmeden, Meryemlerin en azından bazıları sola meyletmeden bu memlekette asgari bir demokrasinin bile gerçekleşmesi çok zordur. Bunun mümkün olabilmesi için de öncelikle Meryem’in yaşadığı hayatın iradi tercihi olmadığının, Meryem’in o hayatın içine doğmuş olduğunun görülebilmesi gerekiyor. Meryem’in olası politik tercihleri de işte bu zorunluluğun bir parçası. Meryem’e seçenek yaratabilmek ise politik simyanın esas konusu.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.11.2022
17.11.2022
7.11.2022
19.09.2022
26.08.2022
29.07.2022
12.06.2022
12.06.2022
6.05.2022
25.04.2022