Ferhat KENTEL
Celal Şengör çok faydalı bir adam... Özellikle bu beyefendinin bizzat kendi gazına gelip, edep ve izan tanımadan uçmaya başlaması birilerinin çok işine yarıyor.
Çünkü Şengör savunduğu dünyanın, pozitivizmin, modernizmin, bilimciliğin; siyasal olarak ise tepeden inme yöntemlerle toplum kurmaya çalışan jakoben sosyal mühendisliğin karikatürü gibi bir adam.
Ve tabii, kendinden olmayanları şablonlara sokup, vurma meraklısı olan yeni zamanın muhafazakar görünümlü seçkincileri ya da devletin yeni müstahdemleri için “eski rejimi”, “eski Türkiye’yi” mükemmel bir şekilde temsil eden bir vaka;kullanışlı malzeme üretme kapasitesine sahip bir “araç” haline geliyor. Bunlar, onun sayesinde çok daha geniş bir kesime bel altından vurma imkanı kazanıyorlar.
Ancak, Şengör’ün açtığı “pislik” mevzularında yalnız olmadığını iyi görmek lazım. Yani “pislik” yedirmenin işkence olmadığını düşünmek sadece Şengör’e has bir durum değil...
Mesela, en radikal biçimde İslami görünüp, sayfalarını ve sütunlarını istisnasız bir biçimde, hakarete, ırkçı hezeyanlara ayıran; küfür dolu yazılar yazmayı marifet sanan, kendinden olmayanı pislik gibi gören yazarlara sahip bir gazete Şengör’den hiç farklı değil.
Devletleşen yeni merkez gazeteler, gene devletleşmiş ve iyice lümpenleşmiş kadın-erkek “aydın” takımı da daha aşağı kalmıyor Şengör’den...
Onların halini anlamak için Adana’da geçtiğimiz günlerde geçen bir sahnedeki insanların hali çok ilham verici... Habertürk’ün, 23 Kasım 2015 tarihli haberi şöyle:
“Adana'da bir derede bulunan erkek cesedini görmek isteyen vatandaşlar akşam olmasına rağmen dereye akın ederek cesedi film izler gibi izlediler. (...) Kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk bütün mahalleli dereye gelip cesedi görmek için birbiriyle yarıştı. Kısa sürede yüzlerce kişi araçlarıyla dereye geldi. (...) etraf otopark gibi oldu.”
Adana’daki insanların zaviyesinden bakınca, bizden olmayan ölümü sıradanlaştıran, seyirlik bir faaliyete dönüştüren, merhamet duygusunu kaybeden bir hal bu...
Ama devlet ruhunun iyice nüfuz ettiği ve “rejimin yeni bekçileri” dolarak adlandırabileceğimiz insan türü için durum daha da vahim...
Celal Şengör gibi...
Bu yeni tür, ölüm karşısında duyarsızlığa ek olarak, kendi ve karşı taraf arasında “skor” yarıştırmak gibi birözelliğe de sahip...
Bu tür açısından, Cizre, Sur, Nusaybin, Yüksekova, Silvan şeklinde arka arkaya ablukaya alınan şehirleri sadece “temizlenen” şehirler olarak görmek yetiyor.... Bunların ruh hali, öncelikle devlet geleneğinden kaynaklanan ama aynı zamanda, bu yeni türle birlikte yeni bir hayat öpücüğü bulan, “duygusal”ıda sadece kendine yontan bir ruh hali...
90’larda yaşamıştık böyle bir insanlık halini... Doğu’da “faili meçhuller” şeklinde tezahür eden “güvenlik” faaliyetleri, Batı’da “terörist” olduğu söylenen bir takım insanların yaşadıkları evlere yapılan “aleni” operasyonlarda kendini gösteriyordu. Ayhan Çarkın gibi polislerden türlü çeşitli itiraflarını dinlediğimiz bu operasyonlardan sonra polisler girdikleri apartmanlardan “terörist cesetleriyle” ve zafer edasıyla çıkarken, etrafta biriken devlet hassasiyeti yüksek bir takım ölü sevici yaratıklar da sloganlar eşliğinde “kahraman Türk polisinin” başarısını alkışlıyorlardı.
O zamanın “ölü sevicilerinin” şimdiki versiyonları da alkışlıyorlar!
T24’te Nurcan Baysal’ın yazısında okudum; o da Müjgan Halis’in “bölge”deki izlenimlerinden aktarmış:
“… gözleri çıkarılan, kulağı olmayan, burnu kesilen cenazeler yıkadım. Hem de yakın zamanda. Cinsel organı olmayan cenazeler gördüm. Eğer gerçekten bir İslam âlemi varsa, gelip ne yaşadığımızı görsünler. Bir insanın burnunun olmaması normal bir şey midir? Bir insanın cinsel organının olmaması normal bir şey midir? Bunu yapanlar Müslüman olabilir mi?”
“Terörist” avlamak için bütün şehrin insanlarını “terörize” eden “güvenlik” güçlerinin faaliyetlerini kelimeleriyle, cümleleriyle alkışlıyorlar... Celal Şengör gibi “samimi” de değiller; yüksek perdeden alkışlayamıyorlar; sadece Adana’da deredeki cesede bakanlar gibi bakıyorlar...
Ve cümleleri inanılmaz kibir dolu... Çoğunluk gibi olmanın verdiği güvenden beslenen bir kibir...
Ama bütün mangal ve uçuşan küllere rağmen, artık sadece beton kulelere meşruiyet yakıtı sağlayan kimliklerine kaynaklık eden dünyayı bile anlamak istemiyorlar...
Keşke,Enam suresinin 116. ayetini arada bir okusalar:
“Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.”
FERHAT KENTEL / HABERDAR
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020