Namık ÇINAR
Geçen günkü yazımda, gözlemlediğim gerçekleri keskin cümlelerle söyledim diye, tetikte bekleyen muarızlarım derhâl harekete geçerek, itibarsızlaştırma faaliyetine giriştiler ve beni darbeci ilân ettiler.
Bunun bir tek nedeni vardı:
Din!
Çünkü ben dinin, bireyin ve toplumun yaşamına bir “devlet siyasası” olarak sokulmaya çalışıldığının yoğunlaştığına dikkat çekiyor ve bu durumu sert bir dille eleştiriyordum da ondan.
Din olgusunun, birey ve toplum açısından sosyolojik bir gerçeklik olduğunun da bilinciyle; Kemalist devletin, bu ülkedeki insanların din ve vicdan özgürlüklerini, tıpkı diğer özgürlüklerde olduğu gibi, daha düne kadar nasıl baskı altında tuttuğunu iyi bilirim.
O yüzden de bir demokrat olarak, itilip kakılan bu mağdur insanların yanında yer alır, inanç özgürlüklerini savunurum.
Ne ki o mazlumlar, yekinip iktidara taşıdıkları temsilcileri marifetiyle, şimdi artık “sıra bizde” diyerek mağrurlaşmaya yüz tutmuşlarsa, bu sefer de onlara karşı çıkarım.
Din ve vicdan özgürlüklerinden yana olmam, “toplumsal yaşamın siyasal ilişkileri”nde “aklın yerine vahyin kuralları”nın konmasına seyirci kalacağım anlamına gelmez.
Ben özgürlükleri savunurum, “bilim dışı olan”ı değil.
Örneğin, başörtüsünü, bir hakkın bir hürriyetin tezahürü şeklinde algılarım; olması gereken bir kıyafet olarak değil.
Karımın ya da kızımın takması beni hiç mutlu etmez. Onu giyince mutlu olabilen insanların serbestlikleridir, beni ilgilendiren.
Din, bireylerin ve cemaatlerin, inanç ibadet ve ritüellerini gönüllerince yaşayabilecekleri bir özgürlük alanıdır, benim için.
Ama bunu “devletin siyasası”na taşıdıkları an, yokumdur yanlarında.
Dinin olduğu yerde nötr kalmalarını beklerim, devlet çarkını döndürenlerin.
Bu sebepledir ki, dilinden dini düşürmeyen, Kur’an ayetleriyle siyaset yapan bir başbakanı olsun istemem bu memleketin.
O başbakan ki, siyasal sorunları çağdaş yöntem olan demokratikleşme ile çözecek yerde, seksen yıllık Kemalist rejimin iktidar gücü kucağına düştü diye, bundan sonra biraz da kendisine sağmayı seçen biri olarak, tüm darbe süreçlerinin gerçek mirasçısı sayılmaz mı bu tutumuyla?
Nitekim, bu vesayet modelinin özellikle 1960’lardan beridir yapılagelmiş bulunan kurum, kural ve teamüllerini olduğu gibi muhafaza etmenin, bir “reddi miras” tavrı olmadığı yeterince açık değil midir ki, hiç kulak asmaz yandaşları da?
Bu mudur dürüstlük?
Bunlar tartışılmadı mı televizyonlarda on senedir, kanal kanal?
Pekiyi, ne var şimdi ortalıkta, nedir değişen?
O yüzden, Başbakan’ın ve taraftarlarının dil altı hapı gibi baklalardan ibaret darbecilik karşıtı söylemleri ve öylesine yapılan üstünkörü işler, birer popülist propaganda malzemesi olmaktan öteye şeyler değildir, benim indimde.
İktidarda kalmanın hem aracı hem de amacı hâline gelmiş bulunan dinsel siyasetin sözümona entelektüelleri, azınlıkta kalmaya başlayan modernlerin hayat tarzlarına ne oranda karışılmayacağının formüllerini ve güya nasıl iyi davranılacağının güvencelerini de tartışmaya başladılar ya yavaş yavaş, pes doğrusu.
Sonuç olarak diyeceğim odur ki, kendimi Necip Fazıl ve Mehmet Akif’ten ibaret bir tabldot kültürüne mahkûm etmediğimden, onları da içeren ama çok başkalarından da beslenerek, doyuruyorum ruhumu, doldurmak için “içimdeki boşluğu”.
Ve “dinin belirleyici olmasını” dayatanlardır bana göre, en büyük kötülüğü yapacak olanlar, bu ülkeye.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016