Namık ÇINAR
Bana sorarsanız, bu yazıyı okumayın! Okursanız da bozulmayın! Hiç de güzel şeyler söyleyemeyeceğim çünkü.
Nasıl söyleyeyim? Neyin ucundan tutsam, elimde kalıyor. İnsanı ferahlatacak bir şey arasam; yok, yok, yok!..
Üstelik sade bugüne has bir sorun da değil bu.
Cânım ülke, koca bir yüzyılı nal toplayarak geçirmiş.
Ne güzelim coğrafyamızın deresini tepesini, kurdunu kuşunu, çiçeğini böceğini koruyabildik; ne iklimine, toprağına, tarlasına tezeğine sahip çıkabildik.
Ne tarımı, bağı bahçeyi, hayvancılığı rasyonelleştirerek adam gibi beslenebildik; ne denizlerimizi, nehirlerimizi temiz tutabildik.
Ne otlaklarımızı, yeşil alanlarımızı, ormanlarımızı, yaban hayatımızı muhafaza edebildik; ne ekosistemi dengede tutarak, yağmurları, rüzgârları, güneş enerjisini yarayışlı araçlar hâline getirebildik.
Zümrüt toprak, ancak kafanı Edirne’den dışarı çıkarırsan başlıyor.
Ne kılını eğireceğimiz Ankara keçimiz var artık, ne bize sürtüne sürtüne sokulacak Van kedimiz.
Ne olağanüstü tadıyla Tekirdağ karpuzumuz, ne kütür kütür çavuşüzümümüz.
Ne kiraz ağaçlarımız kaldı, ne ayçiçeklerimiz.
Ne de sütünden, üstü takunyayla tepinecek kıvamda kaymak tutan yoğurtlar yapabileceğimiz munis huylu mandalar kaldı.
Samanı bile Bulgaristan’dan alır olduk.
Zeytinliklerimizi tarumar etmek için çılgın bir yarış hâlindeyiz ve evelallah onu da kazanacağız.
Akarsularımız kedi siydiği gibi incelmiş ama en küçük bir yağmurda her yeri yıkarak önüne katan bir canavara dönüşüyor.
Beş yüz senedir bir türlü yerleşemediğimiz kentlerimiz gene, tamamen içler acısı.
Ne tarihî doku kalmış, ne soluk alacak yeşil alanlar, ne de kültürel mekânlar.
İşsiz, eğitimsiz, bakımsız, görgüsüz, üst üste yığılmış insan çöplüğü her biri.
Caddelerinde tıpkı otomobiller gibi vızır vızır… ne vızır vızırı, paldır küldür, hafriyat kamyonları dolaşıyor.
Her tarafı mahvettik mahvetmesine de; bari sanayileşmiş olaydık ama ne gezer!
Diz boyu bir yoksulluk, insanı çileden çıkaran bir cahillik ve ar damarı çatlamış, tefessüh etmiş bir ahlâk düzeni.
Ne bilimde varız, ne sanatta varız, ne teknikte ve buluşta varız.
Dünya ölçeğinde ne bir melodimiz çalınıyor, ne bir tablomuz seyrediliyor, ne övünç duyacağımız bir eser konuşuluyor.
Nobel alan numunelik bir yazarımız çıktı; milletçe karalar bağladık.
Türk dendi mi, yeryüzünün kaldırım değiştirdiği bir üne sahibiz.
İşin garibi, bununla da övünüyoruz.
Ya insanı bedensel olarak hırpalayarak alt etmeye dayanan güreş türü sporlara meraklıyız, ya da artık ancak saldırıya uğranırsa meşru görülebilen askerî zaferlere karşı akıl almaz sempatimiz var.
Televizyon dizilerimizin dışarıda bu kadar çok tutulmasında entrika becerilerimizdeki sürükleyiciliğin payını hiç düşünen oldu mu? Aslında bütün yaptığımız, entrika kültürü satmak!
Velhâsıl, dört başı mamur bir demokrasiyi içine sindirebilmiş çağdaş ve mutlu bir toplum da kuramamış olduk.
Bu durumun doğal sonucu olarak, siyasal iktidara, toplumsal kumaşa denk düşen dinci bir otoriter rejim hâkim olmayacaktı da ne olacaktı?
Kendilerini ilerici zanneden, Batı karşıtı, sözüm ona sol/ Kemalist unsurlar, “çağdaşlık, bağımsızlık, emperyalizm” gibi hoş ama içi boş ezberlerden ibaret söylemler eşliğinde, Kuzey Kore’nin Küçük Asyatemsilcileri olarak, bu dinci düzenin inşasında temel betonunu dökme ameleliği yaptıklarının bilincine bile varmış değillerdir henüz.
Yargı, ne kadar eğreti imiş ki, bir çırpıda ayak uyduruverdi.
Üniversite, bütün olup bitenler karşısında sağır, dilsiz ve kör.
İş dünyası cukkasına bakıyor. Muhalefet ise mülga!
Ve dinsel siyasete meftun kara kalabalıklar ise, öldükten sonraki cennetin rezervasyon kuyruğunda itişip kakışıyorlar.
Yeryüzünü terör sarmış; sen istediğin kadar terörün dini olmaz de, dur! Her taşın altından Müslümanlar çıkıyor.
Ben bu rezil etiketi hak etmiyorum, kabul etmiyorum ve isyan ediyorum!
Neyiz biz ya; bir tür çekirge sürüsü mü?
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016