Murat BELGE
Ufukta "seçim" göründü görüneli AKP-MHP cephesinin başvuracağı propagandanın ana çizgileri de belli oldu. Kampanyalar "düşmanlık" üstünden yürütülecekti. Normal olarak "zafer kazanma"nın daha sonraki aşamalarında bunun uluorta gündeme konması beklenirdi. Ama muhtemelen seçimde ilan edilecek ve tartışılacak konu bulmakta "sermaye" bulmak zorluğundan ötürü bu aşamada söze "Sizi yok edeceğiz" diye bu noktadan başlamak biraz kaçınılmaz oldu. AKP militanı, "Reis" aya karayolu inşa edeceğiz dese inanırız, demiş ya. Gerçekten öyle. İktidarın muhalefeti "ezmek" için ne söylediği ne söyleyeceği bu militan taraftarlarının indinde fazla önemli değil. "Tamam, demek bu çizgiden ilerleyeceğiz" diyor ve gerekeni yapıyorlar. İyice düşmanlaştırmak (ve uygulayacakları baskıları meşrulaştırmak) için Muhalefetin "terörist" olması gerektiğine karar verdiler. Böylece, "Kandil’den talimat alan" ve seçim kazanma durumunda birinci uygulaması Abdullah Öcalan’ı hapisten çıkarmak olan (ve tabii "seçim" adı altında "darbe" yapmaya hazırlanan) bir muhalefet çıktı ortaya.
MHP Lideri Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan
Bunlarda uzun boylu şaşkınlık uyandıracak bir şey yok. Bu "cephe" böyle bir cephe. "Mücadele"den bunu anlıyor. Ve üstte kalmak için yapmayacağı bir şey yok. Bunun yeterince örneğini gördük, biliyoruz. Benim bu yazıda değinmek istediğim konu muhalefetin bir kesiminin İktidarın bu taktiğine karşı benimsediği savunma tarzıyla ilgili. Muhalefetin özellikle İyi Parti cenahında gördüğümüz "tarz"dan söz ediyorum. Bu kesim derhal "PKK ile aşna fişne olan biz değiliz, sizsiniz!" temeline oturan bir tavır takınıyor ve sayıyor: Osman Öcalan’a söz hakkı verilmiş, Öcalan’ın mektubu, İmralı’ya gönderilen ne idüğü belirsiz "akademik" v.b. Bunlarla kalınmıyor. "Oslo’da görüşen siz değil misiniz" söylemine geçiliyor, Ayrıca burada yapılan görüşmelere geliniyor. Kim PKK’lılarla birlikte masaya oturmuş falan…
Karmaşık bir durum, şüphesiz ve bazı önemli noktalar birbirine karışıyor.
Şöyle: Bu argümanları öne sürenler iktidarı suçlamak üzere bu sayfaları yeniden açıyorlar. Ama Kürt sorununu bugün geldiği olumsuz yerden çıkarıp sahiden gerektiği gibi barışa kapı açacak adımı atmak isteyenler de suçlama konusu yapılan o eylemleri yapmak durumundalar. Nasıl "barışacağız"? Herhalde konuşarak barışacağız. Nasıl konuşacağız?
Toplanarak konuşacağız: Oslo’da ya da Ankara’da, nerede konuşabiliyorsak orada konuşacağız. Uluslararası siyasette bunun adı konmuş, çok örneği var. Olumlu sonuçlar alınmış örnekler bunlar. Gizlilik, böyle temasları yürütmek için, çok zaman gerekli oluyor.
Şimdi, can alıcı nokta şurada: çıban başı haline gelmiş bir sorunu barış zemini üstünde çözmek üzere içtenlikli bir iradenin oluştuğu durumlardan söz ediyorum. Burada söz konusu ettiğimiz yüz yüze görüşmeler bağlamında AKP-MHP cephesinde böyle bir irade mi var?
Başlayan sürecin tıkanma aşamasına gelmesinden sonra alınmış tavırlara, yapılmış eylemlere
Bakıldığında olduğunu söylemek zor. "Barışçı" nitelemesini ortaya atarken Tayyip Erdoğan’ın bunu inanarak söylediğine ihtimal verebiliriz. Ama Tayyip Erdoğan eline aldığı sorunlar üstüne "vukuf"la kavrayan ve oradan olabilecek sonuca yönelen bir siyaset adamı değil. Bunu zaten ani ve keskin dönüşler yaptığı onca somut örnekten de görüyoruz. "Barışçı çözüm" diye ortalığa atılırken bunun ne olduğuna dair kendi zihninde bir taslak herhalde vardı ama bunun "öteki taraf" gözünde ne kadar "çözüm" ve ne kadar "barışçı" olduğuna pek fazla kafa yormadığını görebiliyoruz. İş bozulunca yaptıkları "barışçı" nitelemesinin sınırlarını gösteriyor.
Tabii "her şeyi" o yapmadı. Sanırım PKK cephesi, beklenmedik bir anda Türkiye tarafından gelen bu "hamle" karşısında bir "zafer" havasına kapıldılar. Sahiden "barışmaya gelmek"ten çok alabildiklerinin azamisini almak üzere davrandılar: siperler, özerklik talepleri vb.. Karşılarında oturan iktidarın bir muhalefeti var, onun da olan işlerin iyi işler olduğuna ikna edilmesi gerekiyor falan filan. Sabırlı olmak gerekiyor, ölçülü olmak gerekiyor—ayrıca, bu işi "birlikte" yapacaklarına güvenmek ve güven vermek gerekiyor. PKK bu işte HDP’ye de bir inisiyatif alanı bırakmadı; kendi yürüttüğü politikaya uymasını talep etti sadece. "Kürt’sen bana uyacaksın."
Ama PKK bizim yetkililerin her durumda aşağıladığı bir "çete" ve onun karşısında iktidar, yani devletin aklını ve deneyimini temsil ettiğini söyleyen bir yapı var. Hani, Laz fıkrasında borçlu adam mahkemede "ben onu tanımam" deyince Laz alacaklı "Ben oni hiç tanımayrum" demiş—devlet dediğin daha olgun davranmak zorundadır. Yaptığının önünü arkasını daha iyi bilerek davranmalıdır. Ama Erdoğan’ın "barışçı""dan anladığı yalnızca kendisine itiraz etmeden boyun eğmek olduğu için iş yürümedi. Bir de büyük bir ihtimalle, Erdoğan bu girişiminin kendisine oy kaybettirdiğine inandı ya da inandırıldı (oysa böyle bir şeyin sözkonusu olduğunu hiç sanmıyorum—herhalde Bahçeli böyle düşünüyordu). Dövüşmek kolay, barışmak zordur. Karar dövüşmeden yana çıkınca bugünkü duruma kolayca geldik. Ve şimdi, Kandil’den talimat alan CHP ve bütün muhalefet Abdullah Öcalan’ı hapisten çıkarma planı yapıyor.
Kürt sorununun "sorun" olmakta çıkması "mucizesini" gerçekleştirecek bir "tılsım" varsa, demokrasidir. Çok az tanıştığımız için gözümüzde, zihnimizde sahiden "tılsım" kadar "büyülü" bir şey, bir "serap" neredeyse. Türkiye’de, bunca askeri darbeden sonra Tayyip Erdoğan’ın kurduğu "sivil" rejim sayesinde, demokrasi ile diktatörlük arasında "ölüm/kalım" yolçatına geldik. Bu noktada demokrasiyi seçmeye karar veriyorsak o seçmenin gereklerini de yerine getirmemiz gerekiyor. Burada roller dağıtılmış, yıllardır, üzerine basacağımız zemin şekillenmiş. Ahmet Korkmaz’la konuşmamız gerekiyorsa Ahmet Korkmaz’la konuşacağız. "Bunu götürün; ben Mehmet Ürkek’le konuşmak istiyorum" diyemeyiz. Bir "Mehmet Ürkek" bulup getirseler de işler yürümez çünkü kendileri adına konuşanın o kişi olmasını kabul etmezler.
Bir toplumun önüne bir tarihte çözümü güç bir sorun çıkar, çıkabilir. Soruna taraf olanlar kendi çıkarlarına uygun olduğunu düşündükleri sözleri söyler ve işleri yaparlar. Böylece bir yandan, muhtemelen istemeden, sorunu büyütmüş de olabilirler. Söyledikleri ve yaptıkları onları bağlar. Belirli bir somut gelişme karşısında yapmış ve söylemişlerdir; buna uymak gerektiğini düşünürler. Ama durum böyle çözümsüz devam ettikçe, bir süre sonra, bunlar "tabu" haline gelir ve kendilerine serbest hareket edecek alan bırakmaz. Gerçekliklerden uzaklaşıp bir simgeler dünyasında yaşamaya başlarız. Buraya varınca, herkesi de o simgeler dünyasında yaşamaya zorlamamıza fazla vakit kalmadı demektir. Bu da tabularımız bizi tutsak aldı, demektir.
Kürt sorunu Türkiye açısından böyle bir aşamada. İktidarın çarpık toplum anlayışı ve bu sakat anlayış üstüne kurduğu (bunu yapanın yalnızca AKP iktidarı olmadığını da eklemek gerekiyor) sakat politikalarla buraya geldik. Sorunu aşmak için güç birliği yapmamız gereken taraflarla kan davası çıkarmaya çalışan bir politika yürütülüyor. Bunun sonuçları şu durumda muhalefet cephesinde de etkili oluyor. Ama başka her şey gibi, bu sorunların aşılabilmesi için de önce bu iktidarın tasını tarağını toplayıp kenara çekilmesi ve toplumun normal bir toplum haline gelebilmek için atması gereken adımları atacağı yolu açması şart.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025