Murat BELGE
Salı gününün yazısında, geçen hafta sonunu Hatay’da geçirdiğimi yazmıştım. Oradaki toplantı dışında kalan boş vakitte sağa sola giderken, Vakıflı köyüne de uğradık. Bundan önce de bir kerelik gitmişliğim var bu köye. Bu sefer de kahvede oturduk, gelen gidenle biraz lafladık.
Şu günlerde yeni bazı “büyükşehir” belediyeleri kuran bazı yasa konusu var. Eş dost konuşmalarından öğrendiğime göre büyükşehir olacakların arasında Antakya da varmış. Herhalde Antakyalıları sevindirecek bir uygulamadır (ama pek emin değilim Defne tarafı ne olacak falan diye tartışmalar da oluyor).
Antakya’nın büyükşehir olması Vakıflı köyünde sevinçten çok endişe yaratmış sanıyorum ya da bizim o gün kahvede karşılaşıp konuştuğumuz kimselerde bu ruh hâli hâkimdi.
Sorun şu: yasa böyle geçtiğinde, Vakıflı kendi başına bir köy birimi olmaktan çıkacak ve Antakya’nın bir mahallesi olacak, dediler. Böyle olunca da, köyle ilgili kararlar Antakya’da verilecek. Bu, ortaya bambaşka bir Vakıflı çıkması sonucunu doğurabilir...
Nedir o “bambaşka Vakıflı”? Herhalde Türkiye’nin genelinde olandan çok da farklı bir şey değil. Çeşitli “yapılaşma” girişimlerine izin çıkması ihtimali.
Vakıflı köyü, malûm, bir Ermeni köyüdür ve burada “soyu tükenmiş bir tür” olan Ermeni köyünün kalmış son örneğidir. Kalabilmiş olmasının nedeni de Hatay’ın bir süre Fransız yönetiminde kalmasıdır. Daha önce Osmanlı topraklarını terk eden bir grup Ermeni o yıllarda Hatay’a dönmüş ve birkaç köye yerleşmişti. 1938’den sonra Hatay’ın Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmasını izleyen yıllarda bu gelenlerin birçoğu da yeni koşullarla başa çıkamayıp yeniden “terk-i diyar” eyledi. Geriye, kala kala, Vakıflı gibi birkaç mini mini “nümune” kaldı.
Görece yakın zamanlarda, Ermeni sorununun tarihi eşelenir ve “unutturma” sisi yer yer dağılırken, Vakıflı öne çıktı. Vakıflı’nın kendisi bir şey yapmadı ama koşullar onu öne çıkarttı. Resmî çevrelerimizin gözünde Vakıflı “yaşayan bir Ermeni köyü” olarak önem kazandı, çünkü bütün kıyım tartışmalarının arasında bu köyün orada öylece duruyor olması, Türkiye’nin derin hoşgörüsünün örneği olarak sunulabilirdi. Duyduğuma göre, resmî şahsiyetler Vakıflı’yı ziyaret eder, hatır sorarlarmış. Yani köy bu tür bir dolaşım içine girmiş daha doğrusu “alınmış”.
Bu, kendi başına ele alındığında, kötü bir şey değil. O bir avuç insan orada huzur içinde yaşasın. Çok da güzel bir yer, büyük kısmını bir zevksizlik örneği hâline getirmeyi başardığımız Samandağ’da, ovada değil bir yükseltide, defne ve narenciye ağaçları arasında, yemyeşil bir köy. Âdetleri var, gelenekleri var.
Bu özelliklere sahip bir yeri siz büyükşehire bağlı bir mahalleye çevirdiğinizde, hemen oraya göz koyacak (daha doğrusu, çoktan göz koymuş) birtakım “girişimciler” peyda olacaktır. “Gelişme” kavramının bizim ülkemizdeki serencamı üstüne daha önce de yazmıştım. “Gelişme”, bu bağlamda, grayderi alıp dere tepe düz gitmek anlamına geliyor.
Umarım Vakıflı gelişmez, ortalığı saran gelişmenin içinde “az gelişmiş” bir noktacık olarak sakin hayatını devam ettirir.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025