Murat BELGE
Türkiye gerçekten tuhaf bir ülke. Sanki bir gizli, esrarengiz el var burada, yapılacak iyi şeyleri engelliyor, çarpıtıyor, yolunu değiştiriyor ve sonunda o “iyi şey” iyi bir şey olmaktan çıkarıyor.
Buyurun bakın şu “ombudsman” olayının seyrine!
Kelime, bildiğim kadar, İsveççeden geliyor. Eski bir İskandinav uygulamasının adı. Eski ama sürekliliği olan ve modern dünyanın yapılanmalarına bir biçimde eklemlenen bir uygulama. Kabaca, devlet ile yurttaşlar arasında çıkan anlaşmazlıklarda bir tür hakem rolü oynayan kişiye “ombudsman” deniyor.
Yani, bizim geleneklerimizde hiçbir benzeri olmayan bir pratiği anlatıyor. Bizim geleneklerimizde devletle yurttaş arasında çıkacak anlaşmazlığı ombudsman falan değil, sopa çözer.
Ama Türkiye’de, özellikle 12 Eylül sonrasında (ve ona tepki olarak) sivilleşme, sivil toplum, NGO gibi kavramlar tartışılır hâle geldiğinde, tartışmanın bir ucundan “ombudsman” pratiğinin de sözü edildi. Böyle durumlarda hep olduğu gibi, sözü edildi de edildi, ama sözünden kendisine gelinemedi.
Nihayet AKP iktidarında Türkiye bunu sistemine bir olgu ve bir kurum olarak katacak yasayı çıkarabildi. Yasa çıktı ve bu ülkede ilk “ombudsman” olacak kişi tayin edildi.
Ve ânında tartışma, hoşnutsuzluk başladı. Nasıl başlamasın ki? Tayin edilen kişi bu ülkede Hrank Dink kararıyla tanınıyor. Ne desin, ne düşünsün bu ülkenin insanları böyle bir tayin karşısında?
Dediğim o gizli el gene faaliyete geçti ve o “makam”a öyle birinin gelmesini sağladı ki, yıllardır “Olsun! Olsun!” dediğimiz bu ombudsmanlık kurumu için “keşke olmasaydı!” dedik daha ilk günden.
İki gündür bu Yargıtay yargıcının söyledikleri de basına yansıyor, ben de okuyorum. Demokratmış, vesayet rejimine o da karşıymış. Hant için o kararın çıkmasında belirleyici rol oynamamış. Zaten “Fırat”ın “Hrant” olduğunu da bilmiyormuş...
Bütün söyledikleri doğru olabilir. Öyle olduğunda da, “ombudsman” denen adamın yerini dolduracak kişinin bu kişi olduğuna inanmak zor. Bir kere Fırat’ı, Hrant’ı bilmek ne? Elinde dosya var, her şey orada yazılı. Böyle bir söz söylemek, bir tür “lapsus” hâlinde, kararın kişiye göre verildiğinin itirafı değil mi?
Kendisinin ne kadar “açık görüşlü” bir kişi olduğunu kanıtlamak üzere kurduğu cümleler de bende tam karşıtı bir izlenim yarattı. “Ermeni kökenli bir vatandaş olabilir” sözü, örneğin. Ardından da, Sarıyer’de Ermeni komşuları olduğunu söylemesi. Yani, komşularının Ermeni olduğunu öğrenince, ya “burası bize uygun değil, başka yere taşınalım” diyecek ya da bir yolunu bulup komşuları sürdürecek olması için normali de, “ombudsman”ımız bunların ikisini de yapmıyor. Yapmaması da ne kadar “hoşgörü” sahibi bir kişi olduğunu gösteriyor.
Batı’da genellikle “anti-Semitizm” bağlamında bu üslûbun kullanılması alay konusu olmuştur. “En iyi arkadaşlarım arasında Yahudiler var” (“Some of my best frieds are Jews”) lafı, anti-Semitizm’ini, ırkçılığını beceriksizce kamufle etmeye çalışan insan tipinin kendini ele veren cümlesi olarak anılır ve dalgası geçilir. Ama bizim “ombudsman”ımız bunların çok uzağında belli ki; göğsünü gere gere, “Sarıyer’de Ermeni komşum var” diye konuşuyor.
“Vesayete karşıyım” bir ipucu mu? AKP’nin birtakım usulleri değiştirerek kadrolaşmasının bir örneğiyle mi karşı karşıyayız? Yani, laik-Kemalist yargıç yerine “mütedeyyin” yargıçlar gelecek ve İslâmcı muhafazakârlığa mı kol kanat gerecek?
Böyle konuşan birinin “ombudsman” olması ya da Pınar Selek davasının gidişatı, özellikle de Yargıtay’daki gidişatı, bu ülkede yargının ne durumda olduğuna dair karanlık düşünceler doğmasına yol açıyor.
Ama, bu düşünceler arasında, “ombudsman”ı seçen zevatın, Hrant Dink kararında imzası olan birinden başkasını bulamaması da insanı şaşırtmıyor değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025