Murat BELGE
Son zamanlarda, Başbakan Erdoğan’ı düşündüğümde, zihnimde bir hışım, hızlı adımlarla yürüyen bir adam resmi canlanıyor. Adam hızla yürüyor, arkasında ise bir yığın başka adam, ellerinde süpürgeler, faraşlar, önden gidenin kırıp döktüklerini süpürerek gidiyorlar.
Ama onlar da yetişemez oldu, önde gidenin ne hızına, ne de hışmına.
Böyle bir “asabiyet” derecesi, düzgün düşünmeye yer ve imkân bırakmaz. Başbakan’ın söylemi de, zaten bunu doğruluyor. Gitgide, bir “komplo dünyası” ile dövüşmeye başladı. “Komplo”ya inanmak, “dinî itikat” gibi bir şeydir. Tanımı gereği kanıtlanamayacak öznelerden, eylemlerden ve planlardan söz edersin. Sana inanmaya hazır bir “hâzırûn” varsa, onları inandırırsın. Böylece, hep birlikte, olmayan bir dünyada olmayan düşmanlarla dövüşe girilir. Son derece tehlikeli bir gidiştir.
Nitekim, olan oldu. Bundan bir ay önce Türkiye neredeydi? Neleri konuşuyor ve nereye varmayı hedefliyordu? Şimdi nerede? “Faiz lobisi”, “Reuter ajansı”, “Yahudi parmağı” gibi olmadık senaryolarla, olduğumuz o yere iki hafta içinde geldik. Görülmemiş bir şey bu.
Ve şimdi Başbakan, bu düşmanlarını, arkasına aldığı kalabalıklarla kokutmaya çalışıyor. İç savaşa kadar yolu olan bir güzergâh açıyor böylece.
“Kürt sorununa barışçı çözüm” derken, “Acaba iç savaş çıkar mı?” diye konuşmaya başladık.
Oradan buraya savrulmanın elle tutulur, gözle görülür tek nedeni de “Taksim Topçu Kışlası yapacağım” inadı. Geri kalanına, yok “faiz lobisi”ne, yok “İsrail komplosu”na inanmak isteyen inansın.
Ama, tabii, böyle bir tepki doğduysa, bunu da yalnızca Topçu Kışlası’na bağlayamayız. Bu şiddette bir patlamayla ortaya çıkan bu tepkinin ardında da uzun bir zamandır oluşan bir birikim var.
O birikime baktığımızda, burada da “alkolik”li, “ayyaş”lı bir dil, insanların özel hayatına karışma konusunda denetlenemeyen bir istek, kendi gibi olmayan hakkında konuşurken zaptedilemeyen bir hakaret etme eğilimi gibi şeyler görüyoruz. Bunlar Topçu Kışlası’nı falan aşıyor: toptan topa tutulmuş bir toplum çıkıyor karşımıza.
Yurt içinde, yurt dışında, Avrupa’yı, Amerika’yı, basın ajansını, televizyon kanalını düşman ilân eden bir zihniyet... Bu zihniyet, aylardan beri, “hazırlanan oyunlar”dan haberdar olduğunu iddia etmekten de geri kalmıyor. “Aramıza sızmış gizli ajanlar” diye Erasmus öğrencilerini, bilmem nereli gazetecileri vb. yakalayıp sergileyen bu zihniyet, aylardır haberdar olduğu bu “oyun”lara karşı ne tedbiri aldı? Aylardır haberdar olduğu için mi “Topçu Kışlası’nı yapacağım, AVM de yapacağım, AKM’yi de yıkacağım” diye konuşma üslubunu tercih etti? “Oyun” hazırlayanlar gerilim çıkarmayı planlıyordu da, bu plana karşı çözüm “kontr-gerilim” çıkarmak mıydı?
Herhalde öyleydi. İşte Gezi Parkı örneği. Parkı dolduranların önemli kesimi bu eyleme bu noktada ara verme kararına varmış, çadırını flamasını toplarken, Blitzkrieg ruhu içinde polisi saldırtmanın başka türlü bir yorumu olabilir mi?
Şu kadar gün devam edegelmiş bir olayda kaç saat “kazanılmış” oldu? Neler “kaybedildi”?
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025