Murat BELGE
Öyle anlaşılıyor ki Mısır’da olanları ve olacakları burada oluyormuş ve olması bekleniyor, isteniyormuş gibi tartışacağız. Yakınımızda bir ülkede ne oluyor, buna belirli bir mesafeden, serinkanlılıkla bakıp sonuçlar çıkarabiliriz. Ama herhalde böyle olmayacak, çünkü konu şimdiden bir “iç” sorun haline geldi.
Çünkü olayın merkezinde bir “darbe” yatıyor. Mısır’daki darbeyi tartışırken aslında Türkiye’deki “darbe”yi tartışıyor olacağız.
Ve biz daha 27 Mayıs üstünde toplumun (böyle konuları tartışan kesimlerin, diyelim) çoğunluğunun düşünce birliğini sağlayabilmiş değiliz.
12 Mart ve 12 Eylül Türkiye’nin solunu birinci düşman ilân etti, ona göre davrandı. Onun için, “Ben sosyalistim” diyenler “12 Mart aslında iyiydi” veya “12 Eylül iyi oldu” diyemiyorlar. Ama 27 Mayıs’a gelince iş değişiyor. “27 Mayıs iyi bir darbedir” diyecek çok kişi yaşıyor bu ülkede.
“İyi darbe”, şüphesiz, biroksimoron.
Böyle olmayacak iki kelimeyi yanyana getirebiliyoruz, çünkü temelde “faydacı” bir anlayışımız var. Bir olay olduysa, öncelikle, “benim için faydalı oldu mu?” Olayın ne olduğu bundan sonra geliyor.
Dolayısıyla,benim istediğim şeyler açısından bakarak, “iyi” darbeler ve “kötü” darbeler var.
Tabii böyle bir “faydacı”lığın “fayda” kavramına ne kadar uygun olduğunu ayrıca tartışmak gerekir, ama şimdi oralara gitmeliyim.
Bu gözle bakıldığında, Mısır’da Mursi’den memnun olmayanlar şimdi nasıl sevinç gösterisi yapabiliyorsa, Türkiye’de de benzer bir olayın olmasını isteyenler var ve olacak olursa alkış tutacakları da besbelli. O zaman, kötü 12 Mart ve 12 Eylül’e karşılık iki tane de iyi darbemiz olacak.
Şüphesiz, her darbe aynı değil ve şüphesiz bir darbe olmuşsa onun olduğu bir konjonktür ve koşullar var. Bu da, madalyonun öbür yüzü.
Bu toplumda alışık olduğumuz kestirmeci, basit indirgeyici akıl yürütme tarzlarından ötürü, hükümetten yana olanlar, hükümete herhangi bir eleştiri yapacak olana “darbeci” diyecekler. Mısır’daki olayla konu bu biçimi almadan önce de bunu yapıyorlardı. Örneğin ben de “darbeci” oluvermiştim. Şimdi bu sanırım “alıp yürüyecek”.
Böyle bir düğümlenmede sanırım ilkin bir ilke sıralaması yapmak durumunda kalıyoruz ve kalacağız. “Sıralama” denince ben ilkin “darbeye karşı tavır” demek istiyorum. Uluslararası siyasî değerler çerçevesinde, ama ayrıca da Türkiye’nin özgül tarihî seyri çerçevesinde, “askerî darbe” şeklinde tanımlanacak her olaya karşıyım: Mısır’da da olsa, Türkiye’de de olsa, başka yerde de olsa, askerî darbenin kabul edilemez, onaylanamaz bir eylem olduğunu söylüyorum. “Sonuçları o kadar da kötü olmadı/ olmayabilir”, “Varolan koşullarda mecbur kaldılar” falan gibi geçiştirmelerle hiçbir darbe mazur gösterilemez.
Sıralamada bunu elimizdeki listenin tepesine koyduktan sonra, “darbeci” suçlamasını bir “siyasî şantaj” aracı haline getirmek isteyenlerin de, bu ucuz polemikten vazgeçmeleri gerekir. Eleştirilecek bir şey varsa, eleştirilecektir.
Dün de söylediğim gibi, Mısır gibi, o ölçüde zor durumda değiliz. Öte yandan, “sorunsuz” bir demokratik geleneğe sahip olmadığımız da açık. Burada siyasî marifet, demokrasiden yana olan kesimlerin arasına ideolojik mesafe koymak değil, tersine, olan mesafeleri demokrasi temelinde azaltmaktır.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025