Murat BELGE
Ukrayna’ya ilk gidişim, Kırım’a da ilk ve son gidişim, ya 1900’lerin son yılları ya da 2000’lerin başı olmalı. Tam yılını unutmuşum. Benim seyahat anıları, Başka Kentler’in ilk baskısı 2002, orada Ukrayna var.
Kırım’a kısaca gitmiştim. O tarihte edindiğim izlenimler bugünlerde gazete haberlerine dönüşüyor. Tatarlar üstünden bir şeyler döneceğini tahmin etmiştim. Şimdi dönmeye başladı.
Ukrayna kendisi pek istikrarlı olmadı. İkinci gidişim onların “Turuncu Devrim”lerinden sonrasına rastlıyordu --havası değişmişti. Sonra gene Sovyetik rejim restorasyonu oldu. Şimdi gene öbür uca gitti gibi.
Bu gidiş gelişler de Rusya’yı daha enerjik davranmaya itmiş olabilir. Çünkü son ayaklanmalarda, gösterilerde Ukrayna’nın Avrupa Birliği’yle ilişkisi, oraya katılmak istemesi, ortamı kızıştıran etken olmuştu. Avrupa’dan yana olan ısrarlı gösteriler Yanukoviç’i kaçırınca Rusya işi bizzat ele almaya karar verdi herhalde.
1990’ların başından beri Rusya ile komünizm arasında bir ilişki kalmadı. Ama komünizmin gitmesi Amerikan dostluğunun gelmesi demek olmadı Rusya’da. De Tocqueville’in 19. yüzyılın ortasındaki öngörüsü, Amerika ile Rusya arasındaki rekabet, devam ediyor. Dünya henüz “Sovyetler Birliği” varken, “Rejim çok önemli değil; SSCB, Rus Çarlığı’nın emperyal politikalarını devam ettiriyor,” diyenlerimiz olurdu: Amerika- SSCB ilişmesini açıklamak üzere. Derken komünizm çöktü, şimdi de, “Rejim çok önemli değil; Rusya SSCB’nin emperyal politikalarını sürdürüyor,” diyoruz.
Onun için Batı bu yeni Rusya’yı bağrına basmak istemedi. “Modern komünizm bitti, dost olalım,” demedi. Tersine, Rusya’nın çevresinde “Rus- olmayan” herkesi Ruslar’dan kurtarma politikası izledi. Ukrayna da böyle. George W. Bush’a göre Ukrayna AB’ye üye olmalıydı --bir vadede. AB de buna pek itiraz etmiyordu. Ukrayna Avrupa Birliği’nin demokratik ilkelerini sindirmiş bir toplum mu?
Pek öyle görünmüyor, değil mi, ne dersiniz?
Biz de değildik, ama önemli bir yerdeydik, NATO’ya alındık, AB’ye bile az kalsın giriyorduk, Ecevit bu felâketi engellemeseydi.
Şimdi Ukrayna’nın da yeri önemli.
Tabii Rusya açısından da öyle. Rusya açısından ayrıca Kırım çok önemli. Sivastopol hâlâ Akdeniz Rus filosunun üssü. Komünist döneminde nomenklaturasının zevk- sefa yeri Kırım, Yalta vb.
Kendisi de Ukraynalı olan Khruşçev Kırım’ı Ukrayna’ya veriverdi.
Biz gittiğimizde Tatarlar yeni dönmeye başlamışlardı, anayurtlarına. Ruslar bundan hoşnut değildi ve hayatlarını zorlaştırarak gelmelerine engel olmaya çalışıyorlardı. Ukraynalılar’sa, Tatarlar’ın gelmesini istiyorlardı, çünkü asıl tehlikeli gördükleri Ruslar’a karşı Tatarlar’la ittifak kurmalarında bazı siyasî avantajlar da olabilirdi. Tatarlar’ın durumu en zoruydu bu karmaşa içinde. Onların anayurdu, son kertede; ama anayurdunda en az “yekûn tutan” topluluk!
Üzerlerinden siyaset yapılabilir; ama o siyaseti kendi kanalına çekmekte en çok zorlanacaklar, gene onlar.
Almanya’da bilmem ne kentinin “Ülkücüleri”nin Tatarlar’a armağanı olan otobüs ya da buradaki Diyanet tarafından Tatarlar’a Müslümanlık öğretmek üzere tayin edilmiş “din hocası” işin içinde bizim de bir çimdik tuzumuz olduğunu gösteriyordu.
O zamandan bu zamana Tatarlar biraz daha çoğalmış, biraz daha yerleşmiş olmalılar. Ama “biraz”.
Kırım’ın Ukrayna’da kalması Tatarlar’ı rahatlatır. Ama şimdi Meclis’ten bir “Rusya ile birleşme” kararı çıktı; bu, tabii, Tatarlar’ın hiç işine gelmedi. Ukrayna’nın işine gelmediği açık; Batı da bu sonuçtan hiç hazzetmez. Öte yandan, Putin gibi bir adamın ne yapacağını tahmin etmek güç. Şu coğrafyada böyle ne yapacağı kestirilemeyen ve her an her şeyi tehdit eden “gözü kara” siyaset adamları çoğalıyor bugünlerde. Bunlar birbirlerine düşman oldukları zaman da birbirlerine benzemekten geri durmuyorlar.
Ama, sonuç olarak, dünyanın en rahatsız yerlerinden birinde oturmaktayız.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025