Murat BELGE
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine pek az kala Erdoğan’ın “Affedersiniz, Ermeni” cevheri en yaygın konuşulan konulardan biri haline geldi.
Dün akşam Cüney Özdemir’in programında Garo’yu dinliyordum. “Lapsus” diyor. Öyle mi, bir “lapsus” olarak mı almalı Erdoğan’ın üslûbunu?
Bana pek öyle gelmiyor.
Bir konuda sizin şöyle düşündüğünüz bir şeyi çoğunluğun paylaşmadığını bilirsiniz: onun için bunu söylemezsiniz ya da başka kelimelerle söylersiniz. Öyle düşünmüyormuş “gibi yapar”sınız. Ama bir gün dalgınlığınıza gelir, düşündüğünüz o şey ağzınızdan olduğu gibi çıkıverir. “Lapsus” dedikleri budur.
Garo “dil sürçmesi değil, lapsus,” diyor; ama Freud’a göre zaten “dil sürçmesi” diye bir şey yoktur; bunların hepsi “lapsus”tur. Yani, “Ben aslında ‘ak’ diyecektim; dilim sürçtü, ‘kara’ deyiverdim,” diye tevil etmeye çalıştığınızda, Freud, “Hayır, öyle olmaz,” der, “Senin aklında zaten ‘kara’ vardı; bir nedenle denetimin zayıfladı, ağzından da ‘kara’ çıktı.”
Garo, Erdoğan’ın yaptığı iş için “sürçme değil, lapsus” derken bunun “derin”deki düşüncesi olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bundan benim de uzun boylu şüphem yok. Başbakan Erdoğan’ın nasıl bir dünya görüşü olduğunu birkaç yıldır izlemekteyiz. Kendisi de, bunu daha net bir şekilde görebilmemiz için elinden geleni yapıyor.
Benim şüphem işin “sürçme” tarafında. Bunun bir “sürçme” olduğu kanısında değilim. Bilerek, kasten o “affedersiniz” kelimesini telaffuz ettiğini sanıyorum.
Bilerek neden öyle söylemiş olabilir? Seçim kampanyasında olduğu için. Bunun kendisine oy getireceğine inandığı için.
Getirir mi? Evet, getirebilir. Çünkü Erdoğan’ın bu bağlamda ve bu taktikle büyük bir oy kayması olması değil. Aşırı sağdan, yüzde bir ikilik bir kayma. Hani şu birinci turda yüzde ellinin üstüne çıkıp seçilmek konusu var ya, işte ona katkıda bulunacak bir şey.
Erdoğan, belki düşüncelerinden çok duygularıyla, o “aşırı sağ” dediğimiz yere zaten yakın bir kişi. Ama on yıla yakın bir süre bunu ortaya pek fazla dökmedi. Üçüncü seçimini kazanınca, müdahale tehdit ve ihtimallerini geride bırakınca, hele bir de Gezi gibi bir direnişle karşılaşınca bunu olduğu gibi açığa vurmakta bir sakınca görmez oldu. Şimdi hem kendisi oraya doğru hamle ediyor, hem de orayı kendisine çağırıyor.
Yani, “lapsus” mu daha iyi, yoksa “bilinçli manevra” mı, sanırım önemli değil, aralarında öyle aman aman bir fark yok. Asıl vahim olan, böyle bir şeyi “oy getirir” diye düşünebilmek. Bunun nesnel bir olgu olduğu toplumsal ortam, asıl vahim durum.
Bu öyle bir ortam ki, başka partiden değil, CHP’den seçilmiş bir milletvekili Cumhurbaşkanı’na “Ermeni” diyebiliyor. Cumhurbaşkanı’nın cevabı da onu mahkemeye vermek oluyor.
Zamanında (yani İçişleri Bakanı olduğu zaman) “Ermeni dölü” diye konuşan bir başkası halen parlamentoda, siyaset yapmaya devam ediyor.
Ortam bu ortam olunca da, Tayyip Erdoğan seçim stratejisi içinde soğukkanlılıkla böyle bir taktiğe başvurmayı da planlayabiliyor.
Tayyip Erdoğan seçimi kazanmak için bunları da, başka her şeyi de planlayabiliyor. Birine “Alevi” diyor, öbürüne “Zaza” diyor, demediği yok. “Üç dil bilme”yi bir hakaret vesilesi haline getirebilmek gibi olağanüstü bir mahareti var. Ama bunlar hepsi, Zaza’sı da, üç dil bilmesi de, bu toplumun potansiyel IŞİD üyelerinin hoşuna gidecek, onlara hitap edecek şeyler. Erdoğan’ın adım adım bunu yapıyor olmaktan hiçbir endişe duymadığı belli.
Ve şimdiye kadar bu politikanın kazandırmadığı da söylenemez.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025